- 4 Temmuz 2008
- 5.767
- 14.787
STAR YAZARI FADİME ÖZKAN'DAN DAVUTOĞLU'NA 'MAŞERİ VİCDAN'
Tarih: 2016-05-24 11:26:19
Fadime Özkan bugün Star'daki köşesinde Devrik Başbakan Ahmet Davutoğlu'na ağır mesajlar içeren bir yazı kaleme aldı.
Özkan'ın ayar verme yazısından Devrik Başbakan Davutoğlu'nun eşi ve yakın çevresi de nasibini aldı.
İşte Özkan'ın yazısında Saray Darbesi"mağduru" Davutoğlu'na verdiği mesajlar:
- Ahmet Hoca “AK Parti’nin maşerî vicdanının kendisinin gönderilişinden rahatsız olduğu” konusundaki yorumunda tümden yanılyor.
- Tavanla ve tabanla görüştüm Davutoğlu'nun gidişinden çok memnunlar.
- Davutoğlu hiç sahiplenmesin, ona değil Tayyip Erdoğan'a verildi o yüzde 49.5 oylar.
- Tek lider Erdoğan. Kendini onun dışında önemseyen kim varsa (Gül, Davutoğlu, Arınç vb.) avcunu yalar.
- Binali Yıldırım, Ahmet Davutoğlu'na hiç benzemiyor. O başlangıçtan beri var ve hep Erdoğanla beraber.
- Yıldırım yaptıklarında daima başarılı olmuş bir isim. Davutoğlu için bunları söylemek güç.
- Yıldırım, Davutoğlu gibi çok konuşup ekranlarda RT Erdoğan'dan zaman da çalmaz. Az konuşur ve iş yapar. Tabana Davutoğlu'nun retorik çözümlemelerinden gına geldi. İnsanlar icraat bekliyor.
- Bu arada Yıldırım'ın Davutoğlu gibi yüksek bir egosu da yok üstelik.
- Yıldırım'ın Eşi Semiha Yıldırım, Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu gibi partiden kopuk ve partililere üstten bakan biri değil. Bütünüyle AKP'li kadın profili.
- İnsanlar şimdilik birşey demiyor ama Davutoğlu veda kongresindeki 'Maşeri vicdan' türünden çıkışlar yapmaya devam ederse Ahmet Hoca’ya haddi bildirilir.
- Zaten Davutoğlu'nu o çevresi yaktı. O danışmanları yok mu, o danışmanları. Onlara içecek su bile fazla aslında (!)
- 'Şimdi Ahmet Hoca, git bir üniversiteye ve bir daha da siyaset miyaset sözcüklerini ağzına bile almaya kalkma. Yoksa fena olur ha...
İşte Fadime Özkan'ın Star'da yayınlanan o ilginç yazısı...
“Tayyip’in Partisi”nde maşerî vicdan
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun “AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık emaneti”ni sahibine teslim ettiği ikinci olağanüstü kongresine dair ilk izlenimlerimi dün paylaştım sizlerle. Ama aktaracaklarım bitmedi.
Kongre nedeniyle iki gün boyunca AK Partililer arasındaydım. Parti yöneticilerini, milletvekillerini, delegeleri, teşkilattan ve tabandan AK Partilileri dinledim. Bu sayede hem her kademeden partilinin anlık nabzını tutmak ve duygu geçişlerine tanıklık etmek mümkün oldu, hem de mesele bazlı sondajlarla fikirlerine, yorumlarına ve kararlarına dair etraflıca bilgi sahibi olmak.
Bu girizgahtan sonra, Sayın Davutoğlu’nun kongrede işaret ettiği “AK Parti’nin maşerî vicdanı” bu işlere ne diyor, aktarayım.
Liderimiz Erdoğan
AK Partililer çekinmeden, gür bir sesle ‘Liderimiz Erdoğan’ demeyi özlemiş. Erdoğan’ın siyasi dehasına ve samimiyetine inanç eskiye oranla daha da artmış durumda. Romantik, manevi bir şeyden bahsetmiyorum. Gayet rasyonel değerlendirmeler yapıyor, somut olaylar anlattıktan, kıyaslamalar yaptıktan sonra “mutmain bir kalple” kuruyorlar bu cümleyi. Erdoğan’ın ekip liderliği ve liderliğinin değeri AK Parti’nin şaşmaz gerçeği. O yüzden bunu görmeyen, beğenmeyen ya da değiştirmek, zedelemek isteyenler denklem dışı kalmakla ödüyor beyhude bir işe kalkışmanın bedelini. Erdoğan’ın gecikmeden AK Par
ti’nin başına geçmesi partililer arasındaki en yaygın istek. Sistem çarpıklığının nasıl sonlandırılıp hükümet sisteminin nasıl değiştirileceği ise her ortamın değişmez sohbet konusu.
Yıldırım’la hızlı geçiş
Binali Yıldırım malum, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden yani 90’ların başından beri “kutlu yürüyüş” ekibinden. 2002’den bu yana da kabinenin en başarılı, hep başarılı isimlerinden. Hatta Erdoğan’ın yerine başbakanlık için ilk onun adı anılmıştı 2013’de. Bu nedenle kendisiyle bir röportaj yapmıştım Star okurları için.
Az konuşup çok iş yapması, sonuç alması, başladığı büyük projeleri vaktinden önce tamamlaması, yumuşak yüzü ve esprili kişiliği nedeniyle sevilip sayılıyor ve en önemlisi geçiş dönemi çalışmalarına hız ve kararlılık katacağına, ego katmayacağına inanılıyor. Partide eşi Semiha Yıldırım Hanımefendiye ayrıca bir sahipleniş ve hürmet olduğunu da ekleyeyim.
Davutoğlu’nun gidişi
AK Parti Davutoğlu konusunda karmaşık duygular içinde. Kongre konuşmasındaki bazı vurgular Partilileri üzüp şaşırtmış olsa da istisnasız herkes Ahmet Hoca’yı seviyor sayıyor, şükranla anıyor ve bu böyle sürsün istiyor.
“Davutoğlu ile doğan ihtilafların çözülememesi parti kurullarını duruma müdahale etmek zorunda bıraktı, 50 kişilik MKYK’da 47 üye ortak karar alıyor, 1411 delegeden 1405’i genel başkanı değiştiriyor. Başka ne dense boş, gerçek bu” diyorlar. Yüzde 49.5 oyun gerçek sahibi kim sorusunu “Tayyip’in partisi” diye cevaplıyorlar.
Ancak sistem çarpıklığının faturası Davutoğlu’na kesilmiyor. Geçiş sürecinin umulduğu ve planlandığı gibi gitmemesinin hayal kırıklığı aşikâr yine de. Çok şey söyleniyor. Özetleyeyim: Kendisi iyi, çevresi kötü. Fiili durumdan fayda umdular. Emanete enaniyet karıştı. AK Parti ideoloji partisi değil kitle partisi. Retorikten bunaldık, icraat isteriz. Vesayet kabul etmemek AK Parti’nin alameti farikası, içerden steril bir vesayete niye müsaade edelim ki. Ve daha pek çok şey...
Ezcümle, genel başkan değişimi AK Partilileri çok “rahatlatmış”. Bazıları “elektrik boşalması” olarak niteliyor bunu, bazıları “bir yıldır kendimizi sıkıyor susuyorduk” diyerek ifade ediyor. “Sürdürülemezdi, sürdürmedik” sözü ise değişimin sahibini ilan ediyor.
Hayırlı olsun.
http://www.postmedya.com/m/?id=128453
Tarih: 2016-05-24 11:26:19
Fadime Özkan bugün Star'daki köşesinde Devrik Başbakan Ahmet Davutoğlu'na ağır mesajlar içeren bir yazı kaleme aldı.
Özkan'ın ayar verme yazısından Devrik Başbakan Davutoğlu'nun eşi ve yakın çevresi de nasibini aldı.
İşte Özkan'ın yazısında Saray Darbesi"mağduru" Davutoğlu'na verdiği mesajlar:
- Ahmet Hoca “AK Parti’nin maşerî vicdanının kendisinin gönderilişinden rahatsız olduğu” konusundaki yorumunda tümden yanılyor.
- Tavanla ve tabanla görüştüm Davutoğlu'nun gidişinden çok memnunlar.
- Davutoğlu hiç sahiplenmesin, ona değil Tayyip Erdoğan'a verildi o yüzde 49.5 oylar.
- Tek lider Erdoğan. Kendini onun dışında önemseyen kim varsa (Gül, Davutoğlu, Arınç vb.) avcunu yalar.
- Binali Yıldırım, Ahmet Davutoğlu'na hiç benzemiyor. O başlangıçtan beri var ve hep Erdoğanla beraber.
- Yıldırım yaptıklarında daima başarılı olmuş bir isim. Davutoğlu için bunları söylemek güç.
- Yıldırım, Davutoğlu gibi çok konuşup ekranlarda RT Erdoğan'dan zaman da çalmaz. Az konuşur ve iş yapar. Tabana Davutoğlu'nun retorik çözümlemelerinden gına geldi. İnsanlar icraat bekliyor.
- Bu arada Yıldırım'ın Davutoğlu gibi yüksek bir egosu da yok üstelik.
- Yıldırım'ın Eşi Semiha Yıldırım, Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu gibi partiden kopuk ve partililere üstten bakan biri değil. Bütünüyle AKP'li kadın profili.
- İnsanlar şimdilik birşey demiyor ama Davutoğlu veda kongresindeki 'Maşeri vicdan' türünden çıkışlar yapmaya devam ederse Ahmet Hoca’ya haddi bildirilir.
- Zaten Davutoğlu'nu o çevresi yaktı. O danışmanları yok mu, o danışmanları. Onlara içecek su bile fazla aslında (!)
- 'Şimdi Ahmet Hoca, git bir üniversiteye ve bir daha da siyaset miyaset sözcüklerini ağzına bile almaya kalkma. Yoksa fena olur ha...
İşte Fadime Özkan'ın Star'da yayınlanan o ilginç yazısı...
“Tayyip’in Partisi”nde maşerî vicdan
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun “AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık emaneti”ni sahibine teslim ettiği ikinci olağanüstü kongresine dair ilk izlenimlerimi dün paylaştım sizlerle. Ama aktaracaklarım bitmedi.
Kongre nedeniyle iki gün boyunca AK Partililer arasındaydım. Parti yöneticilerini, milletvekillerini, delegeleri, teşkilattan ve tabandan AK Partilileri dinledim. Bu sayede hem her kademeden partilinin anlık nabzını tutmak ve duygu geçişlerine tanıklık etmek mümkün oldu, hem de mesele bazlı sondajlarla fikirlerine, yorumlarına ve kararlarına dair etraflıca bilgi sahibi olmak.
Bu girizgahtan sonra, Sayın Davutoğlu’nun kongrede işaret ettiği “AK Parti’nin maşerî vicdanı” bu işlere ne diyor, aktarayım.
Liderimiz Erdoğan
AK Partililer çekinmeden, gür bir sesle ‘Liderimiz Erdoğan’ demeyi özlemiş. Erdoğan’ın siyasi dehasına ve samimiyetine inanç eskiye oranla daha da artmış durumda. Romantik, manevi bir şeyden bahsetmiyorum. Gayet rasyonel değerlendirmeler yapıyor, somut olaylar anlattıktan, kıyaslamalar yaptıktan sonra “mutmain bir kalple” kuruyorlar bu cümleyi. Erdoğan’ın ekip liderliği ve liderliğinin değeri AK Parti’nin şaşmaz gerçeği. O yüzden bunu görmeyen, beğenmeyen ya da değiştirmek, zedelemek isteyenler denklem dışı kalmakla ödüyor beyhude bir işe kalkışmanın bedelini. Erdoğan’ın gecikmeden AK Par
ti’nin başına geçmesi partililer arasındaki en yaygın istek. Sistem çarpıklığının nasıl sonlandırılıp hükümet sisteminin nasıl değiştirileceği ise her ortamın değişmez sohbet konusu.
Yıldırım’la hızlı geçiş
Binali Yıldırım malum, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden yani 90’ların başından beri “kutlu yürüyüş” ekibinden. 2002’den bu yana da kabinenin en başarılı, hep başarılı isimlerinden. Hatta Erdoğan’ın yerine başbakanlık için ilk onun adı anılmıştı 2013’de. Bu nedenle kendisiyle bir röportaj yapmıştım Star okurları için.
Az konuşup çok iş yapması, sonuç alması, başladığı büyük projeleri vaktinden önce tamamlaması, yumuşak yüzü ve esprili kişiliği nedeniyle sevilip sayılıyor ve en önemlisi geçiş dönemi çalışmalarına hız ve kararlılık katacağına, ego katmayacağına inanılıyor. Partide eşi Semiha Yıldırım Hanımefendiye ayrıca bir sahipleniş ve hürmet olduğunu da ekleyeyim.
Davutoğlu’nun gidişi
AK Parti Davutoğlu konusunda karmaşık duygular içinde. Kongre konuşmasındaki bazı vurgular Partilileri üzüp şaşırtmış olsa da istisnasız herkes Ahmet Hoca’yı seviyor sayıyor, şükranla anıyor ve bu böyle sürsün istiyor.
“Davutoğlu ile doğan ihtilafların çözülememesi parti kurullarını duruma müdahale etmek zorunda bıraktı, 50 kişilik MKYK’da 47 üye ortak karar alıyor, 1411 delegeden 1405’i genel başkanı değiştiriyor. Başka ne dense boş, gerçek bu” diyorlar. Yüzde 49.5 oyun gerçek sahibi kim sorusunu “Tayyip’in partisi” diye cevaplıyorlar.
Ancak sistem çarpıklığının faturası Davutoğlu’na kesilmiyor. Geçiş sürecinin umulduğu ve planlandığı gibi gitmemesinin hayal kırıklığı aşikâr yine de. Çok şey söyleniyor. Özetleyeyim: Kendisi iyi, çevresi kötü. Fiili durumdan fayda umdular. Emanete enaniyet karıştı. AK Parti ideoloji partisi değil kitle partisi. Retorikten bunaldık, icraat isteriz. Vesayet kabul etmemek AK Parti’nin alameti farikası, içerden steril bir vesayete niye müsaade edelim ki. Ve daha pek çok şey...
Ezcümle, genel başkan değişimi AK Partilileri çok “rahatlatmış”. Bazıları “elektrik boşalması” olarak niteliyor bunu, bazıları “bir yıldır kendimizi sıkıyor susuyorduk” diyerek ifade ediyor. “Sürdürülemezdi, sürdürmedik” sözü ise değişimin sahibini ilan ediyor.
Hayırlı olsun.
http://www.postmedya.com/m/?id=128453