sözler ve şiirler

Kırıldığın zaman,
çitin ötesindeki insanları düşün,
acıları içini ısıtsın, doğrulansın yüzün,
gözlerine çekimser bir mevsim süsü ver
korkma, kimsenin gözükmez içi...

Hem bak nasıl da harcanıyor dünya
aileler...sevgililer...bütün ülke.
Üstelik kadının yüzü paramparça
kadın kalpten ölecek,
o kadına sakın nüfuz etme...

Boğ odana deniz menevişleri getiren kızı
vehimlerinden yaptığın sevginle,
ufacık sahnelerde büyük öfkeler tasarla,
antika bir çerçeve uydur
büyük insanlık derdine...
Nasılsa çitin ötesi insan dolu,
sen gövdeni düşün yalnızca
göğsünün en ince yerinde...

Hem bak nasıl da harcanıyor dünya
aileler...sevgililer...bütün ülke
üstelik kadının yüzü paramparça,
kadın kalpten ölecek,
o kadına nüfuz etme...

Kış basladı...başlayacak,
artık hesaplar açık veriyor,
bir isim bulmalısın kendine
engellenmiş kaçak... engellenmiş kaçak...

-cezmi ersöz-
 
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış... yalan be!
İlk önce kalbin kırlır, sonra çürümeye başlarsın.

- Cemal Süreya
 
Bir bahane bul uğra gönlüme...
Ne bileyim 'birine bakıp çıkacaktım' de ,
'kalbimin anahtarını unuttum , onu alabilirmiyim?' de.
Ya bahane değil mi ,gel işte....

Murathan Mungan
 
Bazen birisine güveneceğim zaman,
Geçmişteki hayal kırıklıklarım ensemden tutar ve kulağıma fısıldar;

"Ne Çabuk Unuttun''
 
Annem hep şöyle derdi:
- ''Hayatta devam edebilmek için geçmişi arkada bırakmak gerekir.''
Benim koşmam da bunula ilgiliydi sanırım.

~ Forrest Gump
 
Bir gün insan “virgülü ” kaybetti; o zaman zor cümlelerden,
Korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı.
Cümleleri basitleşince, düşünceleri de basitleşti.

Bir başka gün ise, “ünlem ” işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı.
Artık ne hiçbir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.

Bir süre sonra “soru ” işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu…
Ne kâinat, ne dünya ne de kendisi umurundaydı.

Birkaç sene sonra “iki nokta ” üst üste işaretini kaybetti ve
Davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.

Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız “tırnak” işareti kalmıştı.
Kendine has tek düşüncesi yoktu.
Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.

Sıra “noktaya“geldiğinde, düşünceyi ve,
Okumayı çoktan unutmuş vaziyetteydi.

A. Kanevsky
 
o gitti...
ben tükendim....

bir sevda vardı o gitti uzaklara
bakmak; içine akmaktı lügatimde
ben kimseye böyle akamadım ...
yarım yamalak kaldım.

parçalayıp eşitsizlikten yana ne varsa soktuğumun dünyasında, tek tek birleştirseler de kırılmamış yanlarını aşkın "biz" olamıyoruz.
senin için her defasında başka birinde öleceğim
yüreğimin bulutsuz yağmuru
sesim
soluğum
sevabım
günahların benim.sen yokken bile ölebilirim adının her sesindeki harfe tek tek..

bana benzeyen, benden olmayan senin çocuklarını büyüteceğim
seni asla asla unutmayacağım
sende ben hep varım...
ben ise senden yarım...

yapıştırma aşklarla yaşanmıyor, her gün aldatmaya meyilli zihinler, yalanlar geliyor gözüme ardarda zincirleme kaza kurşunu misali.ne ben bilmek istiyorum kandırıldığımı ne de durmak istiyorum karşında.
avuçlamıyorum beyaz tende ölümü,
yine gülüyorum..

ben bir kez ölmüştüm. sen gitmiştin,
bir kız sana "seni seviyorum" demişti bir solukta kulağım duya duya
yanında kırmamak için aşkı ben öldüm.
aşka değil sana sustum........



içimde bir yarasın.merak edip kabuğunu kaldırmayacağım günlerin geleceği yara..
bir sızıyım kalbinde,, biliyorum..
kendimi sıktığım anda nefesimdesin.artık senin için soluk almak da vermek de istemiyorum.....
 
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.

Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.

Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme


Mevlana Celaleddin Rumi​
 
Tatlı bir kız değilim
Öyle değilim
Buhranlı bir hanımefendi de değilim
İhtiyacım yok kurtarılmaya
Aşifte deyip geçin işte,

Yok mu buralarda ağaca gizlenmiş bir kedicik?

Öfkeli bir kız değilim ama
Galiba herkesi kandırdım
Ne zaman bir şey söylesem
Sağır kesilir cümle alem
Öfkeme verip geçerler
Vaki değil kendi korkularında bahsetmeleri

Bir kızsınız farzedin ki
Bir kız ki, debelenen iyi olmak için
Ve gülümseyen
Aslında kötü kız olmanı tercih ettiklerini bile bile

Kusura bakmayın ama
iyi bir kız değilim işte
Ağaca tırmanmış bir kedicik de değilim maalesef

Benim kuşağım saçını süpürge etmez erkeklere
Ben de aynı fikirdeyim genellikle
Alternatif bir plan bütün mesele
Uğraşarak elde ettim bilincimi
Çalıştım, didindim kendimi bildim bileli
Bir yurtseverim bence
Mücadelem iyi bir mücadele

Peki ya buhranlı bir hanımefendi diye bir şey yoksa?

Ya görürsem blöfünüzü?
Her kedi yavrusu inmez mi aşağıya?
Siz orada olsanız da, olmasanız da
Tatlı bir kız değilim, kusura bakmayın
İstemiyorum ki öyle olmayı..........
 
Duyduğum, dokunduğum, gördüğüm, tattığım, kokladığım için var bu dünya..Farkında olduğum için.. Kendim yazdım, kendim oynadım en başından beri..
O yüzden ki bir dünya yarattım, roller verdim sahnedekilere..
Sevdim; sevgilim, paylaştım; dostum dedim..
En derinimde hissettim; annem, kızdım da kıyamadım; babam dedim..
Geçer dediklerimi geçirdim..
Biter dediklerimi bitirdim..
Nefret ettiklerimi sildim, geçtim..
Gün oldu; silkindim, yeter dedim..
Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana..
Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz..
Bu nasıl bir cüret ki; bir başka hayata müdahil olma, umarsızca sorgulama, pervasızca yargılama hakkını bulur insan kendinde..
Haddinizi aşmayın ey faniler..
Ben yok olmayı kabullenirken, kar taneleri mütemadiyen ayak izlerimi kapatmaktayken, güneş bile her gün batarken, sizdeki ne arsızlıktır; silinmeyi dahi kabul edemiyorsunuz bir başka faninin zihninden.. Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, yerin üstündeki bu şatafat da neyin nesi oluyor acep?
Uğraştırmayın da dağılın hadi..
Dağılın ve gidin, ama bilin..
Kör cehalet çirkefleştirir insanları!
Suskunluğum asaletimdendir...
Her lafa verecek bir cevabım var...
Lakin bir lafa bakarım lafmı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye...

Mevlana
 
Ne Olursan Ol
Paranı ver, gönlünü ver, canını ver
Ama SIRRINI VERME! ...
Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say
Ama YERİNDE SAYMA! ...
İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen
Ama KENDİNİ BEĞENME! ...
Emek ver, kulak ver, bilgi ver
Ama SAKIN BOŞ VERME! ...
Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle
Ama KİN BESLEME! ...
Davet et, hayret et, ülfet et, affet
Ama İHANET ETME! ...
Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku
Ama LANET OKUMA! ...
Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç
Ama GÜLÜP GEÇME! ...
Gönül al, dost al, yoldaş al
Ama BEDDUA ALMA! ...
Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş
Ama UŞAKLAŞMA! ...
Doğrul, sayrıl, evril, devril
Ama EĞRİLME! ...
Hislen, tasalan, seslen, uslan
Ama PASLANMA! ...
İtil, ütül, atıl, katıl
Ama SATILMA! ...


Mevlana Celaleddin Rumi
 
Anladım ki: İnsanlar; Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. ... Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar..!

Şems-i Tebrizi
 
"Senin iç dünyan bir misâfirhâne gibidir. Sevinçler de, kederler de gelip geçicidir. Ne sevinçlere aldan, ne de gamları kendine dert edin! Gamlar sürûruna mânî olursa üzülme; çünkü o gamlar, sabredersen senin için sevinç ve neşe hazırlamaktadır."

Mevlana
 
EY ŞEMS Varlığın bana yetmiyorken, Yokluğunla avunmak zorundayım..! Ya al götür kalanımı, Ya da gel, tamamla eksik kalan yanımı.
Hz Mevlana
 
''Aşktan mutluluk, güven beklerler, halbuki aşk son zerresine kadar kendini vermektir.
Ruhundaki son zerreye kadar sevdiğin olmak istemektir.
... O'nun içinde eriyecek kadar sevmek, kendinden kopmak demektir.
İşte ben aşk derken böyle bir aşktan bahsediyorum, ölmekten bahsediyorum.
Var mı O'nun aşkıyla ölmeye cesareti olan?.. ”

(Şems-i Tebrizi)
 
Dün Çimen Benim Ayaklarımın Altında İdi,
Bugün Üstümde Bitiyor..
Görüyor Musun?
Toprak Günahlardan Başka Herşeyi Örtüyor..

MEVLANA​
 

Şems’i tanımadan önce ben,
Acıkınca bir kap çorba içer, doyardım,
Üşüyünce de ocağıma iki odun atıp ısınırdım,
Fakat şimdi,
Dünyanın bütün çorbalarını içsem doyamam,
... Çünkü, biliyorum ki dünyada açlar var,
Dünyanın bütün odunları yansa ocağımda,
Artık beni ısıtmıyor,
Zira biliyorum ki yeryüzünde üşüyenler var.

[ Hz. Mevlana ]
 
Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz.
Suyu başına döksen, başı kırılmaz.
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan,
toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.

Hz.Mevlana
 
Back