- 20 Haziran 2015
- 1.282
- 3.140
-
- Konu Sahibi umutluyumumutlu
- #101
İşte bu yüzden sizin açınızdan ya öyle ya böyle bir şeyler olumlu yönde değişmiş olacak. Zaten gün ağarmadan hemen önce en karanlık olurmuş. Siz de belki denizin en dibine ayak değmeden yukarı yüzemeyecektiniz. Haydi hayırlısı.ben de sanmıyorum. ama farkedecek .. şöyle bir şey var ki, ben önceden onu hiç terk etmemiştim. en azından kapının aralık olduğunu artık biliyor. benim ne kadar zor günler geçirdiğimi ona söyledim. içime oturanları anlattım. ailemin aslında farkında olduğunu ama neden sustuğunu, yani arkamda birilerinin olduğunu hissettirdim. tüm bunlar bile benim için bir gelişme. ama isteklerimden vazgeçmeyeceğim.terapiye bugün ya da yarın gidecek..mutlaka gidecek..
bu arada ne demeye çocuk doğurdun diyecek arkadaşlarıma söyleyeyim, doğumdan önce sorunlarımız bu kadar halledilemez değildi. her çiftte olan tartışmalar olurdu ama çözerdik. fakat artık iş bu durumdan çıktı..
Çok haklısınız. Ama o niyetle doğurup sonra 'çocuğum babasını çok seviyor, hep onu soruyor' diye çocuğu çıpa yapıp her şeye katlanan kadınlar da var.niye çocuk doğurdun diyen leri anlayamıyorum ben çünkü insan kendisi içinde doğurur ben eşim den önce kendim için doğurdum bebişimi ..
Onun bir anda değişebileceğini zaten siz de düşünmüyorsunuz. Belki suyun taşı delmesi gibi ufak adımlarla bir şeyler değişecek. Ama en önemlisi sizin taleplerinizden ve ihtiyaçlarınızdan geri adım atmamanız. Geri adım attığınız anda kocanız rahat ettiği pozisyona geri dönecek. Şu anda sizden bir şeyler isteyen o olsun ve hemen vermeyin ki o istediğini elde etmek için değişmesi gerektiğini anlasın. Şimdiye kadar kaybedebileceğini farkettiğini sanmıyorum.
bu kadar benzer olur yaşadıklarımız..sorunu hep başkasında görme asla kendinde suç bulmama..beni kabul edemedin sen asla demeler..zaten hep sen haklsıın ben asla haklı olamam..benim bazı noktalarım var ne var onlara dikkat etsen..çaydanlıkmış,piriz kapağıymış vss...kabul etmediğin için bunları bu yüzden tartışma çıkıyor zaten..
aynı laflar değil mi işte..
bir de tabii ki terapiyi asla kabul etmeme..ben uzun zaman kabul ettiremedim..sorunumuz yok,elalemin adamı bizim özel sorunlarımızı neden bilsin,yararlı oalcağını asla düşünmüyorum dedi bana..mümkün değil gönderemedim..sende sorun varsa sen git dedi bana..
bir de aynı cümleler..beni mutlu etmek içn herşeyi yapıyormuş..halı değiştirmiş,perde almış,tv almış vss...iyi de ben bunları istemedim ki,sen kendin istedin ve aldık..
aslında herşeyin özünde bencillik var bilyor musun arkadaşım..hep o önemli..herşeyde..bizi mutlu etmek için yaptıklarını söyledikleri şeyler bile kendileri için...
O sessiz kalması bile bir yerlerde bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyor. Doğru yoldasınız. Ama çocuk terbiyesinde geri adım atmayın, söylediğiniz şeyden dönmeyin ki çocuk şaşırmasın derler ya, sizin de ilerlemeniz yavaş olsun, sırasında dursun ama geri adım atmayın. Mesela bir daha olur olmaz atarlandığında gözünün içine bakıp 'Bir' deyin. 'Ne diyorsun be' bile derse 'sen anladın onu' dersiniz. Bir daha yaptığında 'İki.' İsterseniz üşenmeyin bir yere kaçta kaldığınızı not alın. Böyle böyle parkmetrenin işlediğinin farkında olsun. Çocuk terbiyesi gibi oldu ama kocanız ne yazık ki yetişkin lafından anlamıyor.cuma günü eşim bizi almaya annemlere geldi. yüzü gayet güleç, annemlere babamlara karşı gayet iyiydi, tabi bana da! hiç bir şey olmamış gibiydi. o gün ve ertesi gün bir sebepten dolayı konuşamadık..
ve nihayet dün, zar zor da olsa oğlum uyurken konuyu açtım. ben konuyu açmadan önce bile eşim cumartesi günü yine eleştirel yaklaşımlarına devam etti.neyse ona bu evliliğin mutlu-mesut ve sorunsuz sürmesini, oğlumuzun sevgi ve huzurla büyümesini isteyip istemediğini sordum. lakayıt bir biçimde ''eee! evet n'olcak'' diye sordu. ben de o halde tavırlarına dikkat etmesini, ters giden birşeyler olduğunu farketmesini vs.vs. söylerken yine kendimi çaydanlık ve güvenlik süngeri tartışmasının içinde buldum. ( bir de cuma eve geldiğimizde evdeki neredeyse her köşenin güvenlik süngeri ile kaplandığını gördüm. bu süngerler çocuk düşerse onun darbe almasını engelliyor ve çocuk ilk yürüyeceği zaman zaten en kritik yerlere yapmıştık. gördüm ki eşim tv ünitesinin 8-10 köşesine birden bunlardan kaplamış. ya evet güvenlik önemli ama çocuğum 2 yaşında. artık eskisi gibi düşmüyor ve o kadarına gerek yoktu.)
bana diyor ki o sünger için niye öyle konuşmuşum, kendisi o süngeri zaten güzel olduğu için yapıştırmamış, tabi ben güzel bir görüntüyü oğlumun düşmesinden daha önde tutuyormuşum.. dedim ki birincisi bizim bugüne gelmemizin sebebi ne o çaydanlık, ne o sünger.. biz senin yüzünden bu haldeyiz. çocuğu düşünmekse ben de çok düşünüyorum ama hayat bu. o zaman evin her yerini pamuklara saralım.hiç düşmesin, hiç zorluklarla karşılaşmasın. gerekirse pamuklara da sararmış.. neyse çözemeyeceğimizi anladığımdan ona ‘’ bak, bu gidiş gidiş değil, kendini düzelt.şimdiye kadar sana çok kez zaman tanıdım. konuşmaya çalıştım, alttan aldım, bu çocuğa üzüldüm vs. vs. dedim. ama sen hiç düzeltmeye adım atmadın. bu iş ya düzelir, ya da bu iş burada biter haberin olsun dedim.ben ömür boyu senin bu tavırlarını çekmeyeceğim haberin olsun, oğlumu da alırım bu sıkıntıdan onu da kendimi de kurtarırım dedim. sustu. normalde bağıran, tartışan adam o an sustu. tabi ayrılmaktan hiç mi hiç bahsetmeyen ben artık boşanmakla/tabiri caizse/tehdit etmiştim. sonra çocuk uyandı. ve onu içerden alıp getirdim. eşim oğlum gelince hiçbir şey yok gibi oğlum gel babacım, sana sarılayım filan dedi. ben de ‘’ bu konu burada kapanmadı, haberin olsun’’ demekle yetindim. bu gidişle ailelerin de duyacağı ciddi bir evden ayrılış olayı yolda gibi görünüyor. maalesef beceremedim..
bir de şunu söyliyeyim..bu kadar şey yaşarken insanı öyle bir dolduruyor ki,sanki sen suçluymuşsun gibi hissediyorsun..dönüp kendine bakıyorsun..ama asla öyle değil..:)
konuşmanızı söyliyim nasıl oalcak,tüm aptalca saçmsapan kavga konuları açılacak,seni suçlayacak...sen kabul etmedikçe oğlumu da alırım diyip saldırganlaşacak..
önce alttan alacak sonra üstüne gelecek..çok yıpratıcı bir süreç arkadaşım bu ...önce sefil oalcak sonra canavar..sense hep "acaba" diyeceksin..
düzeleceğim dedi ben inandım ve döndüm..ama en fazla 15 gün sürdü...sonrası yine aynı...tedavi olmadan asla olmjuyor..
O sessiz kalması bile bir yerlerde bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyor. Doğru yoldasınız. Ama çocuk terbiyesinde geri adım atmayın, söylediğiniz şeyden dönmeyin ki çocuk şaşırmasın derler ya, sizin de ilerlemeniz yavaş olsun, sırasında dursun ama geri adım atmayın. Mesela bir daha olur olmaz atarlandığında gözünün içine bakıp 'Bir' deyin. 'Ne diyorsun be' bile derse 'sen anladın onu' dersiniz. Bir daha yaptığında 'İki.' İsterseniz üşenmeyin bir yere kaçta kaldığınızı not alın. Böyle böyle parkmetrenin işlediğinin farkında olsun. Çocuk terbiyesi gibi oldu ama kocanız ne yazık ki yetişkin lafından anlamıyor.
erkegin huyu hanimna bağlı eger hanimi huysuzsa erkekte öle. çünkü erkek annesinin elinde büyüyor evlennice eşinin elinde büyür. kadin eger kocasina hep iyi davranirsa.. yani adam kötü davrandiğindda kadin yine aldirmadan iyilik ederse adam yaptığına pişmanlık duyar iyi davranir bunun bi hikayesini okumuşum... peygamber zamannida adam müşrikmiş. eşi sonra müslüman olmuş. evde kuran okuyormuş adam bu durumdan hep şikayetçi olmuş kapat diye karısını bile çok dövmüş sonrada kadin hep dua etmiş. Allahım kocamı müslüman yap onu iyi huy yarat diye. <aradan aylar gelmiş kadinni istegi olmuş. adam bi süre sora anlamiş yaptığı sonra tövbe etmiş müslüman olmuş. bölede güzel hayat yaşamişlar...şimdiler boşanmak moda oldu.
Oh, vallahi ben söylemiş kadar rahatladım. Kocanız benim bile içimi şişirmişti. Mahallenin kabadayısı gibi bulmuş sizi öfkesini sizden çıkarıyor. Susması çok iyi bir başlangıç, sakın durmayın. Bir sonraki adımı ben size söyleyeyim. Masum masum 'evi terkedecek ne vardı, iki yetişkin gibi niye konuşamadık?' diyecek. İşte o zaman suratına kafa atabilirsiniz.doğan cüceloğlu'nun deyimi ile eşim bir yetişkin çocuk. ve sizin tespitiniz de doğru. ona hepsini söyledim.. yolda giderken oluşan trafiğin de, kaybettiği yolun da, başına gelen herhangi bir sıkıntının da sorumlusunun ben olmadığımı söyledim. suçlu olarak beni seçmekten vazgeçmesini çünkü benim artık sabrımın çok çok zorlandığını, çekemeyeceğimi söyledim. hep sustu.
ailenizde bu kadar kalmanızın size bunları yaptırdıgını düşünüyorum
birbirinizden sogumussunuz
Bunların altina imzami atıyorum. Aynisi bizmde özellikle cocuk oldktan sonra degisen asiri pimpirikli benim yaptklarimi (daha cok cocukla alakali) herkes ilk cocugm olmasina ragmen takdr ederken o begenemeyen surekli ofke patlamasi herseye küfür hakaret elestiri asaglama ile karsmasi...sonra çocuk buyudu ama artk saygi bitmisti e halyle sewgide bitti.yuz goz oldktan sonra hayatn her alanina yansidi anlasamamak hakaretler kufurler hawada ucustu sussam olmadi anlatsam olmadi bagrsam olmadi.psikologa gtmeye karar werdm esim asla ikna olmuyordu ben deli deglm deyp durdu.ben gittm zar zor oda geldi ama orda da psikolog orta yol bulmaya calistkca hala burnunun dikine gitti.2 kereden sonra bidahada gitmedi zaten.psikolog da bana bu ewlilik bi ksr döngü ye donusms dedi yani caktrmadan umut yok dedi.sorunlar ayni hizla dewam ederken 2 seneye artk dayanamayp tekrar ewi terk ettm.kararlydm bosanacaktm esim doktorn yazdgi ilaci kullaninca 1 ay iyi gbiydi daha sakindi en azndan huzur wardi.ama brakti.tabi ben gdnce yalwarmalar yakarmalar aglamalar sana cok cektrdm ama kendimi sewdircemler inanamadm kac kere ayni sey oldu bitek ewi terkednce akli basina geliyo olmaz dedim ilacimi hic brakmycam dedi 6 ay once oldu bunlar dondm 1 ay içti iyiydk sonra birakti yine we yine kotyzaslında öyle değil. şöyle söyleyeyim. benim eşim evlendikten sonra çok yavaş yavaş belli etmeye başladı sinirlerini. başlarda bu kadar değildi. çok ta güzel günlerimiz geçti. severek evlendik. 2 sene sonra hamile kaldım. ne zaman doğum yaptım, adam değişti. bunalıma girdi. ( zaten depresyona meyilli olan insanlarda edinilen büyük sorumlulukların depresyonu ve psikolojik sıkıntıları arttırdığını biliyorum) bu büyük bir sorumluluktu onun için. çocuk için aşırı endişelenen, içindeki endişeden doğan sıkıntıları da öfke patlamasına dönüştüren bir insan haline geldi. ben doğumdan sonra 15 ay kadar ücretli/ücretsiz izin aldım. bu süreçte de yaşadıklarımı ben bilirim. bir kaç psikiyatrist ile yazıştım. psikoloğa da gittim sorun bende mi acaba diye.. bana psikolog '' neden çekiyorsun'' dedi. psikiyatrist te '' yaygın anksiyete bozukluğuna benziyor. tedavisi ilaç ve psikoterapidir.gelin, yardımcı olalım'' dedi. zaten ben de aynı kanıdaydım. şimdi durumun psikolojik olması sebebiyle boşanma en son çare diye düşünüyorum. öncelikli amacım onu doktora götürmek. götüremezsem de gidene eyvallah demek olacak..