- 16 Eylül 2006
- 24.059
- 18.172
- 37
-
- Konu Sahibi umutluyumumutlu
- #81
Yazdığınızı gördüm. Ben neden kalıyosunuz demedim. İçinize nasıl siniyor dedim.okumadığınız çok belli. içime sindiğini de nerden çıkardınız. çocuğuma bakacak kimse olmaması sebebiyle geçici bir süreliğine bu yolu denedik. ayrıca eşimin annesine bize gelip bebeğime bakmasını teklif ettim kabul etmedi. eşime, bizimle beraber annemlerde geçici olarak kalmasını teklif ettim, o da istemedi.
hanımlar sanal alemde yazışıyor olsak ta sanal insanlar değiliz. tabiki de bütün bunları ben de düşündüm. ben de göçebeliği ve evimden eşimden ayrı yaşamayı tercih etmem değil mi. yani yapılan yorumlar ölçülerek tartılarak yapılırsa çok sevinirim. aksi halde konuşmuş olmak için konuşmasın kimse.
Yazdığınızı gördüm. Ben neden kalıyosunuz demedim. İçinize nasıl siniyor dedim.
Lütfen sizde düzgün okuyup düzgün yorum yapın bi zahmet.
canım... şuan da kafan çok karışık boşanma kararı kolay alınan bir karar değil evet zor ama en iyi sen biliyorsun yaşadıklarını sen bunları hak ettin mi? arkadaşlar eleştirmiş haftasonu eve gitmeni ama anlattıklarından anladığım sen annenlerde kalmadan öncede sıkıntılar yaşamışsın. bebeğin bunları hissedecek ve böyle büyüyecek onun önünde tartışmalar olacak kapılar çarpılacak kalbinde kırılmadık tek yer kalmayacak. peki bunları hak ettin mi hayır. kimse azarı kötü sözü hak etmez elbette bazı şeyler karşılıklıdır ama ben eşinin öfke problemini yenmeden devam etmeyin derim.Daha önceki yazımı okuyanlar bilir. Özetliyorum. Eşimle problemlerim vardı. sürekli gerginlik sürekli sıkıntı ve tartışma ile 5 senem geçti. başlarda çok ta şiddetli olmayan tartışmalarımız oğlumun doğumuyla beraber dayanılmaz bir hal almıştı. eşim en yakınlarına ( annesi, babası, kardeşleri ve bana) sürekli ters davranıyordu. ama ailesi uzakta olduğu için onu ben çekiyordum. bugüne kadar hep idare ettim. alttan aldım, sustum, gerekiyorsa tartıştım, dualar ettim, ailesi ile paylaştım ama kimse elimden tutmadı. kendileri de azarlanmaktan korkup beni derdimle tek başıma bıraktı. yetmezmiş gibi nasihati oğullarına vereceklerine bana vermeye başladılar. ( yastık değişirmiş te kader değişmezmiş te.., ben de çok cevap veriyormuşum da, biraz idare etseymişim de, o sinirliymiş ve ben de uzatmamalı küskünlük yapmamalıymışım da..) ona o kadar şans verdim. ama hiç terk etmedim.. ayrılırım demedim. ve en büyük hatam buydu. ailem tartışmaların, kavgaların farkında ve benim arkamdalar. ama bunu eşime hiç yansıtmadım. bilhassa babam kendisinin yanındayken tartıştığımızda ses çıkarmadı. çünkü konuşursa bitirir. o bile sabretti. beni uyardı, bu böyle gitmez ne olacaksa olsun dedi ve ben engel oldum. çocuğum için dayandım..
oğlum 23 aylık ve ben çalışıyorum. gelir düzeyim iyi. üniversite eğitimim var. oğluma annem bakıyor. onların da durumu şükür iyi. istanbulda yaşıyorum. benim evim ile annemin evi uzak olduğu için bir süredir ben ve oğlum hafta içi annemde kalıyor, hafta sonu evimize dönüyoruz. zaten hafta içi uykusuz ve çalıştığım için yorgun olan ben, bir de hafta içi eve gidip gelmelerden oldukça yorgunum..bir de eve gelip huzursuzluk olunca iyice evlilikten soğudum. oğluma elimden geldiğince güler yüzle, tahammülle iyi bir anne olmaya çalışırken eşimin bu ters, agresif tavırlarından dolayı çektiğim sıkıntıları artık taşıyamaz hale geldim. yine bu Pazar günü oğluma kahvaltısını yaptırırken eşim bir sebep bulup sesini yükseltmeye başladı. ben de bana neden böyle davrandığını sordum. derken tartışma büyüdü de büyüdü. en sonunda bana hemen babamı aramamı, beni gelip bu evden alıp götürmesini istediğini söyledi. ben de bebeğimi almadan hiç bi yere gitmem dedim. o da çocuğu da al git dedi. ( buna hayret ettim çünkü oğluma çok ama çok düşkün.hatta tartışmaların çoğu bu sebepten çıkıyor. o düşünce, o ateşlenince, o yemek yerken tıkanınca vs. vs. ) ben de ‘’bir daha bu eve gelen en adidir’’ deyip toparlandım ve sırt çantamla oğlumu alıp kapıyı çarpıp çıktım. bir yandan oğlumu alabilmenin ve eşimin baskı ve eleştirilerinden kurtulmanın ferahlığı, bir yandan nasıl olur da bu hallere geldiğimizin üzüntüsü ile başımda esen fırtınalara esir, yollarda savruldum. kime ne diyeceğim, şimdi ne yapacağım, aileme en kolay nasıl anlatabileceğim gibi sorular beynimde gidip gidip geliyordu. saat 11:30 gibiydi. oğlumu bir parka götürüp 3-4 saat kadar doya sıya oynamasını sağladım. bir gölgede oturdum. kuzumun gülen yüzünden enerji topladım. neyse bi şekilde annemlere gittim. ama anlatamadım. annem daha iki gün önce panik atak olduğunu düşündüğümüz bir atak geçirdi. babam desen sinirli bi adam.. anlatamadım. bu cumaya kadar zaten annemlerde kalacağımız için muhtemelen söyleyip söylememekte tereddüt edeceğim. sırtımdaki kamburla, kimseyle paylaşamamanın verdiği ağırlıkla artık yol alamıyorum. çok ama çok yoruldum. tek istediğim huzurdu, onu da bana çok gördüler…
kuzum sakın olmak kaydıyla konuşacağını söylesen olur mu. konuşmadan da olmaz ama size bağıramayacağını bilsinaz evvel eşim aradı. meşgule attım. açıkçası haftasonuna kadar aramasını beklemiyordum. ardından mesaj atmış. konuşmamız lazım diye.. bu lafın arkasından '' konuşmak için seni 5 senedir bekliyorum'' dememek için kendimi çok zor tuttum ama ona ciddi olduğumu kanıtlayana kadar cevap vermemek zorundayım. konuştukça tartışma çıkıyor çünkü. bir müddet sessiz, tepkisiz kalmalıyım.. son olarak çocuğumu benden ayırma demiş. çok üzüldüm. ben çocuğunu ondan ayırmıyorum. oysa ki işler bu seviyeye gelsin istemezdim.bunun için direniyorum..tek istediğim gidip tedavi olması. başka yolu yok bunun
bu güzel bir gelişme ama dediğiniz gibi hemen atlamayın :):)az evvel eşim aradı. meşgule attım. açıkçası haftasonuna kadar aramasını beklemiyordum. ardından mesaj atmış. konuşmamız lazım diye.. bu lafın arkasından '' konuşmak için seni 5 senedir bekliyorum'' dememek için kendimi çok zor tuttum ama ona ciddi olduğumu kanıtlayana kadar cevap vermemek zorundayım. konuştukça tartışma çıkıyor çünkü. bir müddet sessiz, tepkisiz kalmalıyım.. son olarak çocuğumu benden ayırma demiş. çok üzüldüm. ben çocuğunu ondan ayırmıyorum. oysa ki işler bu seviyeye gelsin istemezdim.bunun için direniyorum..tek istediğim gidip tedavi olması. başka yolu yok bunun
bu güzel bir gelişme ama dediğiniz gibi hemen atlamayın :):)
çocuk duygu sömürülerine de gelmeyin..canınızı acıtacağını bildiği için yapıyor..çocuğunu o kadar düşünüyorsa tedaviye yanşmalı..
bence konuşun ve konuyu uzatmadan tek yolun bu olduğunu söyleyin..tedavi aşamasında her konuda "isterse" yanında olacağınızı söyleyin..
ayrıca eve dönmek için de tedaviye başlamasını ve ilk sonuçları görmeyi bekleyeceiğinizi de belirtin..
eskilere olaylara ayrıntılara da sakın girip tartışmaya başlamayın.
böyle dikte eder gibi yazdım kusura bakmayın:)
canım... şuan da kafan çok karışık boşanma kararı kolay alınan bir karar değil evet zor ama en iyi sen biliyorsun yaşadıklarını sen bunları hak ettin mi? arkadaşlar eleştirmiş haftasonu eve gitmeni ama anlattıklarından anladığım sen annenlerde kalmadan öncede sıkıntılar yaşamışsın. bebeğin bunları hissedecek ve böyle büyüyecek onun önünde tartışmalar olacak kapılar çarpılacak kalbinde kırılmadık tek yer kalmayacak. peki bunları hak ettin mi hayır. kimse azarı kötü sözü hak etmez elbette bazı şeyler karşılıklıdır ama ben eşinin öfke problemini yenmeden devam etmeyin derim.
bence en güzeli aile terapisti eşin aramadan bir süre arama ama ilk görüşmenizde kavga yolunu tercih etme o ederse etsin anlayacak elbet ama öfkeli insanlar aynı zamanda egositte oluyor. ona bakacak olursak o kendini haklı görür.
zaman tanı kendine . eşin arayınca da terapiste gidelim istiyorsan olabilir de düzelmeyi o istemeli sen ne desen boş
ailenle de mümkün olan en yakın zamanda paylaş durumu merakla bekliyorum sonucunu. mübarek günlerde yaradan yanında elbette bizler de
sevgilerle kal
Sinirlenmiş olabilir ama al çocuğu git falan söylenmemesi gerekir
en ufak bir olayda gemileri yakan insanları anlayamıyorum
bunların hepsini konuşucam. tedaviye gitmesini yeniden isteyecek, kabul etmezse böyle gitmeyeceğini söyleyeceğim. eve gidiyor olmamın, bu işi çözmek için konuşmak olduğunu söyledim. barışmadım ve kabul etmezse muhtemelen barışmam da! off n'apıcam ben yaa..Tek talebiniz terapiye gitmek olmuş, ona da olumsuz yanıt vermiş. Bir şeylerin değişebileceğine dair en ufak bir umudunuz var mı?
Onun bir anda değişebileceğini zaten siz de düşünmüyorsunuz. Belki suyun taşı delmesi gibi ufak adımlarla bir şeyler değişecek. Ama en önemlisi sizin taleplerinizden ve ihtiyaçlarınızdan geri adım atmamanız. Geri adım attığınız anda kocanız rahat ettiği pozisyona geri dönecek. Şu anda sizden bir şeyler isteyen o olsun ve hemen vermeyin ki o istediğini elde etmek için değişmesi gerektiğini anlasın. Şimdiye kadar kaybedebileceğini farkettiğini sanmıyorum.bunların hepsini konuşucam. tedaviye gitmesini yeniden isteyecek, kabul etmezse böyle gitmeyeceğini söyleyeceğim. eve gidiyor olmamın, bu işi çözmek için konuşmak olduğunu söyledim. barışmadım ve kabul etmezse muhtemelen barışmam da! off n'apıcam ben yaa..
olacaktır pozitif ol herkes yer yer boşanmayı pes etmeyi düşünür bende yaptım bunları ama eşinler aranı çokte soğutmadan onu destek alması konusunda ikna etmelisin. bunun yolu kavga değil . terapist tam bir çözüm bence aradığında geçmişte takılmadan bunu dile getir geçmişi hatırlamak hiç fayda katmaz. seni kaybetmenın onu mutlu etmeyeceğini söyle onu çok düşündüğünü onunla mutlu olmak istediğini bilmeli.teşekkür ederim yorumunuz için. aslında konuyu açarken belki öyle yazdım sinirle bilmiyorum ama niyetim boşanmak değildi. onu tedaviye ikna etmek için rest çekmem gerekliydi. hazır evden kovulmuşken ben de çarpıp kapıyı çıktım :) tabi şimdi gülüyorum ama o an öyle değildim. çocuğum ne kadar üzüldüğümü anlamasın diye yutkundum, ağlayamadım bile. sonra anneme gittim. onlar anlamasın diye yine ağlayamadım. ve işe geldim yine ve yine yuttum. ve ben bunu senelerdir yapıyorum. içime oturan o kadar çok şey var ki. inanın eşim bunları isteyerek yapmıyor.bunu iyi bildiğim için bugüne kadar sabrettim zaten. en çok kızdığım -daha önce de söylemiştim ki- eşimin kendinde çok ta sorun görmemesi, tedaviye yanaşmaması. (sinirli olduğunu biliyor ama bunu çok nadir dile getiriyor.bence herkes dediği için inanmış gibi yapıyor.aslında tartışma konusu elimdeki anahtar bile olsa haklılığını kanıtlayana kadar dişe diş tartışıyor.) bakalım zaman bize ne gösterecek..inşallah iyi şeyler olur..
Onun bir anda değişebileceğini zaten siz de düşünmüyorsunuz. Belki suyun taşı delmesi gibi ufak adımlarla bir şeyler değişecek. Ama en önemlisi sizin taleplerinizden ve ihtiyaçlarınızdan geri adım atmamanız. Geri adım attığınız anda kocanız rahat ettiği pozisyona geri dönecek. Şu anda sizden bir şeyler isteyen o olsun ve hemen vermeyin ki o istediğini elde etmek için değişmesi gerektiğini anlasın. Şimdiye kadar kaybedebileceğini farkettiğini sanmıyorum.
bu kadar benzer olur yaşadıklarımız..sorunu hep başkasında görme asla kendinde suç bulmama..beni kabul edemedin sen asla demeler..zaten hep sen haklsıın ben asla haklı olamam..benim bazı noktalarım var ne var onlara dikkat etsen..çaydanlıkmış,piriz kapağıymış vss...kabul etmediğin için bunları bu yüzden tartışma çıkıyor zaten..iki gündür eşim sürekli olarak aradı ve ben açmadım. mesajlar attı. cevap vermedim. en son dün gece açtım telefonu boş bulunarak. napıyosun, çocuk nasıl filan dedi. yarın gelicem, gelecek misin dedi. ben de hayır dedim. neden dedi. düşüneceğimi söyledim. tutuştu..
neyi düşünecekmişim. ben gelmezsem çocuğu almaya geleceğini söyledi. ben de asla vermem dedim. bu kez çocuğumu benden neden ayırıyosun, buna hakkın yok dedi. ben de bu duruma gelmemizin suçlusu sensin, yıkıp döktüklerini toparlamaktan, sürekli ota çöpe azar işitmekten ben benden gittim dedim. sen beni çocuk için arıyosun. bunun için arıyosan hiç arama dedim. çocuk için aramıyorum dedi. ama '' senin için arıyorum'' diyemedi.
bana ne dedi biliyor musunuz? ne kadar komik ya! o çaydanlığı neden kaldırmışım. ( geçen hafta bir çaydanlık krizi yaşamıştık ama son kavga bu değildi.) dedim ki benim sorunum ne çaydanlık, ne unutulan priz kapağı.. benim sorunum sensin dedim, senin ters tavırların.. her şeye gerilmen, her şeyden tartışma çıkarman dedim. ama asla kabul etmiyor. sinir uçlarıma dokunuyorsun diyor. sinir uçlarının her tarafta olduğunu, dokunmamanın, ona batmamanın mümkün olmadığını söyledim. detaylara girdikçe, ben telefonu kapatmak istediğimi, zaten başımın ağrıdığını, sorunumuzun onun sinirli yapısı olduğunu, bu şekilde çözemeyeceğimizi söyledim..
neden konuşmayı benim istediğim şekilde sürdürüyormuşuz, ben melek miymişim, o ben istedim diye ev almış, ( sanki sadece kendisi ödüyor. hiç birikim yapabilen birisi olmadığından kayınvalidem ve ben ev almak konusunda ısrarcıydık.) ben neden uzakmışım. çünkü dedim, ben sana ne zaman güler yüz göstersem sen geldiğinde ne zaman sana sarılsam, beni herhangi bir sebeple azarladın.senin stres topunmuşum gibi davrandın. sen benim doğum yaptığım günde bile beni tersledin defalarca ve o günden beri hiç değişmedin. elimi tutmayalı ne kadar zaman oldu hatırlıyor musun dedim( ben sarılıp uyumak istediğimde bunu bunaldığı için kabul etmiyordu. sadece sarılıp sonra arkasını dönüp yatıyordu.).. evlilik sadece cinsellik değil, madem kızdığın şeyler var ben seni 100 defa konuşmaya çağırdığımda neden kabul etmedin, sorunumuz varsa çözelim dedim. gecelerce ağladım umurunda bile olmadı.neden beni senelerdir yalnız bıraktın dedim. senin sevginden ne kadar zaman boyu şüphe duydum haberin var mı dedim. neden bu kadar sinirlisin dediğimde bana, tabiatım böyle n’apayım dedi. öyle bişey yok dedim.sinirliyim, böyle de devam ederim diye bişey olamaz. ben ömrümü seninle mücadele ederek geçirmek istemiyorum dedim. ben sinir hastası oldum, ne zaman neye kızacaksın, acaba kimlerin yanında beni tersleyeceksin diye el içine çıkmaktan korkar oldum dedim. sustu.
en son sordu yine. yarın gelecek misin, gel dedi. ( ama hala bana senin gelmeni istiyorum, daha dikkatli olacağım filan demedi) neyse uzun bir konuşmadan sonra tek şartla gelirim dedim. kendine çeki düzen ver, oturup karşılıklı konuşalım ve aile danışmanına gidelim dedim.(zaten gerekliyse onlar psikiyatrik tedavi öneriyor.benim ihtiyacım varsa bana da önerirler.) konuşuruz ama aile danışmanı için söz vermiyorum hatta gitmem dedi. ne yapacakmış sanki , iki konuşma yapınca her şey düzelecek miymiş. internetten okuyup öğrendiklerimle, takıntılarımla psikiyatrik tedavi mi görecekmiş. gidip te düzelen onca insan var, biliyorum dediğimde. her şeyi sen biliyosun zaten dedi. ne kaybedeceğini sordum. tatmin edici bir cevap alamadım..
he bu arada kapatmadan önce ağladı. oğlum biz kapıyı çarpıp çıktığımızda ağlamış mıymış. ben de doğruyu söyleyip ağlamadığını söyledim. parka götürüp oynattığımı söyledim. hala ve hala sadece oğlumu düşündüğünü söyledim..düşünmesin miymiş, ya tamam da ben neciyim kardeşim. kimim ben ya! benim içimdeki fırtınaları neden sormuyosun be adam..
velhasıl bugün gelecek. eve geçicez ama konuşmak için. benden yapmamı istediğin ne varsa söyle dedim. ama yine çaydanlığa, priz kapağına, ota çöpe takılacağına eminim. ve ben bu detaylara takılmaktan çok sıkıldım. ne yapacağımı bilmiyorum. nasıl ikna edebileceğimi de..
bir de şunu söyliyeyim..bu kadar şey yaşarken insanı öyle bir dolduruyor ki,sanki sen suçluymuşsun gibi hissediyorsun..dönüp kendine bakıyorsun..ama asla öyle değil..:)bunların hepsini konuşucam. tedaviye gitmesini yeniden isteyecek, kabul etmezse böyle gitmeyeceğini söyleyeceğim. eve gidiyor olmamın, bu işi çözmek için konuşmak olduğunu söyledim. barışmadım ve kabul etmezse muhtemelen barışmam da! off n'apıcam ben yaa..