Allah'ın bir ismi "Gaffar"dır, günahları bağışlar, bir ismi de "Settar"dır, günahları, çirkinlikleri örter. Allah'ın örttüğünü, kulun açması bu açıdan doğru olmaz.
Bunun için başa gelen çirkin olaylar olduğu geçmişte kalmalı, bugüne taşınmamalı. Çünkü yapılan günahları, yanlışları anlatmak bir çeşit yarayı deşmektir, geçmişi kurcalamaktır, durup dururken kendinizi ele vermektir.
İşlenmiş olan günahları bir başkasına anlatmama konusunda Peygamberimizin ciddi bir uyarısı vardır. Buyururlar ki:
"İşlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın gece kötü bir iş yapıp, Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp:
"Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım" demesi açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah'ın örttüğünü açarak sabahlıyor."
***
Allah o kişinin işlediği günahı örtmüştür ve affetmiştir. Tekrar onu açığa çıkarmanın, başkasına anlatmanın kime ne faydası olabilir, eline ne geçer?
Evlendiğiniz kişi laf arasında geçmişinizle alakalı bir şeyler sorsa bile "doğruculuk" yapıp veya belirttiğiniz şekilde "İçi başka, dışı başka olmak istemiyorum" diyerek yaşadıklarınızı anlatmayın. "Yalan mı, söyleyeyim, Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayayım" gibi bir yanlışa düşmeyin.
Unutmamamız gereken bir ölçü vardır:
"Her sözün doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değildir."
Bize gelen mesaj, mail, mektuplarda, gençliğinde yaşadığı ilişkileri evlendiği kişiye anlatanların çok zor durumda kaldıklarını, eşlerinin kendilerine "sâbıkalı" olarak baktıklarını, aradaki sevgi ve sadakatin zedelediğini dile getiriyorlar.
Çünkü yeni bir yuva kurma hazırlığına girmeyi düşündüğünüz için temiz bir sayfa açacaksınız, bu sayfayı lüzumsuz yere karalamaya, lekelemeye ve buruşturmaya gerek yoktur.
Bunun için yeri geldiğinde duygularınıza hakim olmaya, yerine göre sessiz kalıp geçiştirmeye gayret edin.