Öncelikle bu negatif bir mesaj olacak, özür diliyorum enerjilerinizi emersem eğer. Ancak yardıma, dıştan bir görüşe ihtiyacım var..
Sorunum şu ki, farklı ilişkiler yaşasam bile sonucu hep aynı oluyor. Yani ilişkilerin başlaması kadar bitmesinin de doğal olduğu gerçeğini kabullenemiyorum ve bitince hep kendimi yerlerde, ağlamaktan bıkmış, sürekli eski sevgilisini stalk'layan, onunla bununla mı takılıyor acaba hemen yeni birini mi buldu bana ne zaman dönecek? gibi sorularla kendine hayatı zindan eden ve mide ağrılarıyla uyanıp bütün gün bunları düşünürken buluyorum. Ben de bir çok arkadaşım gibi "ya naparsa yapsın bırak, sal" demek, "umrumda bile değil, o kaybetti" mantalitesine girebilmek, ya da "olmayınca olmuyor, ayrıldık bitti, önümüze bakalım" diyebilmek istiyorum. Ya da ayrıldığım kişi bir başkasını bulduğunda "Sevdiğim insanı kaybettim ühü" diye ağlamak yerine "Nasıl hemen başkasını bulur ya? Nasıl beni bu kadar kolay unutur?" hırsına bürünmek istemiyorum. Kimse kimse için vazgeçilmez değildir,bunu biliyorum ama bir türlü içselleştiremiyorum. Yani pozitif düşünceye, evrenin enerjisine vs. inanan biriyim, ama kendimi bir süre hayatın güzel yanlarına odaklayıp, kontrol etsem dahi, en ufak bir şeyde (eski sevgilinin yeni birini bulmasını öğrenmek gibi) hemen darmadağın oluyor ve olumlu bakmaya, hayatımı yaşamaya devam etmeye denemekten vazgeçiyorum. Dünyam hemen başıma yıkılıyor. Bu bir takıntı mı? Değil mi? bilmiyorum ama ilişki esnasında da hatalarım çok oluyor, takmamam gereken noktalara çok takılıyorum, sebepsiz yere çekilmez ve inanılmaz kıskanç olabiliyorum ve işin kötüsü bunların hepsinin, hepsinin farkındayım ve değişmeye çalışsam bile içselleştiremediğim için bir yerden başlayamıyorum.
Kariyer, okul, aile yaşamı anlamında başarılı biri olduğuma inanıyorum, ve yoluma devam ediyorum, ancak duygusal konularda o kadar zayıfım ve ilişkiler konusunda o kadar takıntılıyım ki, hayatımı zehir ediyorum. Birilerine anlattığımda bana " harika bir işin, güzel bir gelirin, mükemmel ailen, evin, araban var biraz bunlara odaklanamaz mısın?" diyorlar, haklılar da, bunlara sahip olduğum için her gün şükretsem bile, demek ki gönülden şükredemiyorum, çünkü bunların değerini bilsem, biraz olsun sahip olabileceklerim yerine olduklarım beni mutlu ederdi. Ama etmeye yetmiyor, duygusal anlamda kötüysem, hayat çok kötüleşiyor, yataktan çıkmak istemiyorum. Düşünmekten beynim patlıyor ve "o an keşke ona şunu deseydim, şimdi şu olsa da şöyle şöyle yapsam" gibi asla olmayacak şeylerin planlarını kuruyorum.
En son ilişkim çok güzel başladı ve karşımdaki insan 1 ay sonra bana tahammül edemediğini vb çeşitli sebeplerle benden ayrıldı. Daha sonra 10 gün dayanıp, bir mail attım senin için bunları bunları yapmıştım hiç değmezmişsin temalı, bana attığı cevapta benim hayatında tanıdığı en bencil, en kötü insan olduğumu, samimiyetsiz olduğumu ve pisliğin teki olduğumu, ondan aşırı uzakta durmamı istediğini söyledi. Bunları duyunca şok oldum. Yanlışlar, hatalar yapan biriyim ama kötü biri olmadığımı biliyorum. Belki öfkeden söyledi bunları, belki de gerçekten benden nefret edip, tiksiniyor. Ama bunları duyunca kalbim sıkıştı. Acaba arar mı? diye telefona bakıp durduğum insanın benden aslında o kadar nefret edip uzaklaştığını ve bir daha asla dönmeyeceğini, kafasında çok net bitirdiğini görmüştüm.Hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Muhtemelen başkalarıyla da takılıyor ve olabildiğince mutlu. Evet kimsenin içini bilemeyiz ama sonuçta hayatına bensiz de adapte olabilmiş durumda. Ben ise fonksiyonunu yitirmiş bir biçimde sürekli sürekli her saniye onu düşünüyorum.
Artık gerçekten ilişkiler konusunda "ben hatalar yaptım belki evet ama sonuçta bu ilişki bitti, şimdi yoluma bakma zamanı" , "oluruna bıraktım", "bazı şeyler olmazsa olmaz hayırlısı buymuş demek ki" gibi daha sağlıklı cümleler kurmak istiyorum ve buna İNANMAK istiyorum. Fatalist biriyim ve bazı insanların (sadece sevgili konusunda değil) eğer birbirlerinin hayatında olması gerekiyorsa er geç olacağına inanıyorum, ya da inandığımı varsayıyorum. Ama bir türlü bunun gerektirdiği gibi gönlümü ferah tutup, bu böyle oldu, daha iyisi beni bekliyordur" diyemiyorum. Neden diyemiyorum? Bilmiyorum. Olumlu düşünemiyorum, her konuda neredeyse çok negatifim. Bu beni bile yoruyor, çevremi düşünemiyorum bile. Pozitif hayata bakabilmek istiyorum. Hayatın inişleri çıkışları olduğunu kabullenmek ve "hayat böyle inişlerden çıkışlardan ibaretse o inişler beni her seferinde dibe vurduruyorsa ben böyle bir hayata devam etmek istemiyorum" deyip, intihar düşüncelerine savrulmak istemiyorum.
Durumum hakkında bir şeyler yapmıyor ya da hiç çaba göstermiyorum diyemem, kişisel gelişim kitapları alıp okuyorum, bir şekilde pratikleri uygulamaya çalışıyorumbana yardımı olur diye. Ama dediğim gibi bir "kriz anı"na kadar beni idare ediyor, hiçbiri kökten çözüm değil. Şu ana odaklanamayıp, andaki güzellikleri görememek ve çok afedersiniz ama yaşıtlarımın yaptığı gibi bir şeylere "s.ktir et" diyememek öyle acı ki. Neden diyemiyorum? Neden yaptığım kendime zindan ettiğim hayatın farkında olup yine de DEĞİŞEMİYORUM, YAPAMIYORUM? Nereden başlamalıyım? Hangi noktada bir şeylerle barışık olup yoluma devam etmeyi, küçük şeylerden zevk almayı öğrenmeliyim?
Annem, benim en yakın arkadaşlarımdan biri, içtiği kahveden bile zevk alıp, deniz kenarındayken ohhh hayat çok güzel diyebilen biriyken, ben neden böyle biri olamıyorum? Neden hep melankoli hayatımın merkezinde? Acıdan zevk mi alıyorsun diyor bazı arkadaşlarım, böyle bir zevk olabilir mi, perişan hissediyorum kendimi, her anım cehennem gibi. Sona yaklaştığımı hissediyor ve ölmek istiyorum
Lütfen benim için inandığınız şey her ne ise onunla dua edin, güzel enerjiler yollayın, lütfen iyi olayım, toparlanayım..