Son huzurlu 29 Ekim (mi)

water

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
70
0
Son huzurlu 29 Ekim (mi)

Türkiye ilan edilmemiş bir seçim heyecanına çoktan girdi bile. İnsan eskiden denenmiş ve ülkeyi zor durumda bırakan insanların tekrar utanmadan sıkılmadan hizmete hazır olduklarını ilan etmelerini hayretle seyrediyor

Dün bayram heyecanını yaşarken ve kutlamaları izlerken insan cumhuriyetin bugün bizleri taşıdığı noktaları düşünüyor ve acaba bu bizim millet olarak yaşadığımız son huzurlu 29 Ekim miydi diye düşünmeden de edemiyor.

Türkiye ilan edilmemiş bir seçim heyecanına çoktan girdi bile. İnsan eskiden denenmiş ve ülkeyi zor durumda bırakan insanların tekrar utanmadan sıkılmadan hizmete hazır olduklarını ilan etmelerini hayretle seyrediyor. Acaba bu insanlar yüzsüz müdür yoksa karaktersiz midir, 'Ben denedim ama olmadım' diyerek neden bir köşeye çekilme onurunu gösteremezler ki diye düşünüyor insan.

Siyasetin gidişatı insana hiç umut vermiyor. AKP çok önemli işler yaptı ve tek parti iktidarı olmanın da avantajlarını kullanarak ülke ekonomisini çok iyi bir yere getirdi ama onlar da ellerindeki büyük siyasi avantajı kullanmak yerine ülkeyi daha da sıkıntıya sokacak düşük düzeyli bir siyasi manevraya hazırlanıyor işareti veriyorlar.

KÖŞK SEÇİMİ

Cumhurbaşkanlığı seçimi de yaklaşıyor ve ne yazık ki AKP yönetimi bu seçimi büyük bir siyasi zafer için kullanmak niyetinde gibi. Hesaplar Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması üzerine kurulmuş gibi gelen tüm işaretler bu yönde. AKP, bu manevranın Türkiye'de ne kadar büyük krize yol açabileceğini, bunun nedenini görmez gibi davranıyor. Dahası biz bildiğimizi yaparız, gerisi bizi alakadar etmez havası da hakim. Muhalefet ise başka alemde. Onlar şimdiden savaş meydanına inmiş durumdalar. Millete söyleyecek yeni bir şeyleri olmadığından eski kavgaları ısıtıp ısıtıp öne sürüyorlar. İstikrardan herkes rahatsız olmuş gibi davranıyor. Halbuki o istikrar iş alemine ve ekonomiye büyük canlılık verdi ve aklı başka siyasi kavgalarda olmayan bir iktidar, bu istikrar ve canlılık ortamını öyle bir güzel kullanabilirdi ki, tüm dünyanın kıskançlıkla izlediği bir gelişme sağlanabilirdi.

Bugün yakaladığımız büyük potansiyelin harcanacağını ve eski kavgaların yine aynı insanlar tarafından yapılacağını gördükçe insanın içi acıyor ve üzülüyor. Eskiden 'Alo orası tımarhane mi' adlı bir piyes vardı ben son günlerde o oyunda aslında Türkiye'nin anlatıldığını düşünmeye başladım. Başka hiçbir ülkede siyaset kendi ülkesinin potansiyelini Türkiye'de olduğu gibi kolay harcamak ve çarçur etmeye yeltenmez.

Şu bilinsin; Türk insanı, AKP öncesi dönemi biraz korkuyla ve biraz da tiksinerek hatırlıyor.

O dönemde kurulmuş olan vıcık vıcık ilişkileri hatırlatan her kim ister siyasetçi, isterse işadamı olsun insanımızım midesini kaldırıyor.

AKP dönemi ise Türkiye için çalışan ve ülkesini düşünen insanların bir süre umudu oldu. Çünkü siyasi istikrar ve ekonomik büyüme sağlandı.

Ancak kendisine açılmış olan büyük kredinin farkında bile değilmiş gibi davranmaya başlayan iktidar da yine eski dönemleri hatırlatan ve insanımızın midesini kaldıran bazı davranış biçimlerine girmeye başladı. Bunun üstüne üstlük Türkiye'yi tamamen çalkalayacak bir cumhurbaşkanlığı meselesiyle rejim tartışmaları da çıkartılmak üzere.

Herkese aklınızı başınıza toplayın çağrısı yapmak zorundayız. AKP iktidara neden ve nasıl geldiğini iyi hatırlasın, halkın neye tepkili olduğunu ve ne beklendiğini tekrar hatırlasın, hatırlamıyorsa da beklentiler üzerine kendi yaptırdığı araştırmaları yeniden okusun ve başörtüyle Çankaya'ya çıkmanın bir zafer olmadığını ve halkın da bunu öyle görmediğini ve aslında çoğunluğun bu olasılıktan ve getireceklerden korkmakta olduğunu lütfen görsünler.

Bu uyarımız sadece siyasetçiler için değil eski alışkanlıklarını sürdüren meslektaşlarımız için de geçerlidir.

Serdar TURGUT
 
X