Soma'daki işçiler neden öldü

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.718
698



Soma'daki işçiler neden öldü


14.05.2014 07:34


Soma'da gerçekleşen faciada 200'den fazla madencimizi kaybettik.
Ancak bu Soma'daki ilk facia değildi.
Soma’da meydana gelen iş cinayetlerinin ve yaşanan ölümlerin sorumlularının araştırılması amacıyla CHP'lilerin Ekim 2013'te bir Araştırma Komisyonu Kurulmasımı istediklerini haberleştirmişti. Ancak CHP, MHP ve BDP’nin “Evet” oylarına karşın, AKP’nin “Hayır” oylarıyla önerge reddedilmişti.
Şimdi sizi o güne götürelim. O gün mecliste konuşan CHP Manisa milletvekili Özgür Özel, AKP'nin madencilere nasıl insanlık dışı bir muamele yaptığını tüm detaylarıyla anlatmıştı. Aycıra Özgür Özel, "Uyar Madencilik" adlı maden şirketini örnek göstererek bu şirketin AKP'li Manisa milletvekilleriyle iyi ilişkiler içinde olduğunu ve bu sebeple büyük kusurlar olmasına rağmen şirketin kollandığını anlattı.
Asıl acı olan ise AKP'li maden patronlarının işçileri Erdoğan'ın mitingine götürmek için nasıl insanlık dışı yöntemlere başvurduğuydu. Öyle ki dinlerken dahi içinizin sızladığını hissedeceksiniz.
Özel o detayı şöyle anlattı:
"Sayın Başbakan Manisa'da Cumhuriyet Meydanı'na çıkar, der ki 'Somalı işçi kardeşlerim burada mı...' Askeri bir disiplinle 3 bin tane dizilmiş Somalı maden işçisi baretleri kaldırırlar. Neşesiz, mutsuz, heyecansız dimdik dururlar.
Çünkü bir gün önce onların yemek fişleri madende toplanmıştır. Ertesi gün miting alanı çıkışında geri dağıtılacaktır. Başbakan selamlanacak, çıkarken kimlik geri alınacaktır. Yevmiye işlemektedir, Başbakan için görev yapılmaktadır. Selamı çakarsın, çakmadıysan ertesi gün işinden olursun. İşinden olmayanlar madene inerler. Maden patlar, işçi ölür. Ölen ölür, kalan sağlar Recep Tayyip Erdoğan'a yetmektedir.(...)


video için linke tıklayınız

http://odatv.com/n.php?n=somadaki-isciler-neden-oldu-1405141200





 
Son düzenleme:
Maden Mühendisleri Oodası Başkanı Yüksel "Umutlarımız tükendi" derken eski başkan 250 cenazenin çıkarıldığını öne sürdü. 263 madencinin yaşamını yitirdiği Kozlu'da kurum genel müdür yardımcısı olarak kurtarma çalışmalarına katılan Şerafettin Üstünkol'un iki facia arasında benzerliklere işaret ediyor. Elektrik Mühendisler Odası da ilk inceleme raporunu paylaştı.

EMO: ÖLÜM HAVALANDIRMADAN YAYILDI


Elektrik Mühendisleri Odası'nda bir heyet de bölgede ilk incelemelerinin ardından açıklama yaptı.

"Trafo patlaması nedeniyle facianın yaşandığına ilişkin açıklamalar kafa karışıklığını artırmıştır" denilen açıklamada "Trafoların yüksek güvenlikli standartlara uygun olarak yapılması gerektiği, trafonun patlama ihtimalinin çok düşük olduğu, trafo patlasa dahi yangına karşı izole edilmiş beton korumaya sahip olması gerektiği elimizdeki teknik bilgilerdir" ifadeleri dikkat çekti.

"Madende eski ocak olarak tabir edilen mekânda, kömürün yanması ve geçici göçük meydana gelmesinin ardından işçilerin bulunduğu alanda yoğun karbonmonoksit birikmesi olduğu yönünde bilgiler bize ulaşmıştır. Ayrıca hava tahliye sisteminde aksaklıklar olduğu, mekanik olarak yönlendirme yapıldığı, otomasyon sisteminin yeterli olmadığı da öğrenilmiştir" belirtilen açıklamda şöyle denildi:

"Heyetin yaptığı ilk incelemelerde; tesiste çalışan elektrik, makina ve maden mühendisleri ile maden işçilerinden edinilen ilk bilgilere göre ocağın yaklaşık 700. metrelerinde kömür yangını ve yangından kaynaklı kısmi göçük oluştuğu, taze hava sağlayan fanların etkisiyle yangının duman etkisinin yayıldığı, uzun süre sonra fanların çalışma yönlerinin ancak değiştirilebildiği, bu arada çok sayıda işçinin yayılan duman ve yangından etkilendiği (yanık ve zehirlenme) yangının kamuoyuna yansıyan ilk açıklamalarda olduğu gibi elektrik kaynaklı olmadığı bilgileri edinilmiştir

Edinilen bilgilere göre, maden içerisinde zehirleyici ve patlayıcı gazları algılayacak ve havalandırma sistemlerini yönetecek sistemlerin yetersiz ve eski olduğu, kömürün içten içe yanmasıyla başladığı tahmin edilen bu yangının ortaya çıkardığı karbonmonoksit, karbondioksit ve metan gazlarının ölümcül etkisi nedeniyle şu ana kadar ifade edilen rakamlarla 205 ölüm olayının gerçekleştiği, bu sayının içerideki işçilerin kurtarılmasındaki zorluk göz önüne alındığında daha da artabileceği öngörülmektedir.

Asansörlerin çalışmamasının kurtarma faaliyetlerini güçleştirdiği bilinmektedir. Asansörlerin de yangın olsa bile yedek bir güç kaynağı ile çalışabilir durumda olması gerekmektedir. 2007 yılına kadar Ege Linyit İşletmeleri adı altında kamuya ait bir devlet kuruluşunca işletilen bu tesisin yer altı işleme kısmının özelleştirildiği ve taşeronlaştırıldığı, önce Park Holding`e devredildiği, sonrasında ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. adı altında bir şirket tarafından işletilmeye başlandığı bilinmektedir.

Ayrıca ilk işletmeci firmanın tesisteki riskleri göze alamadığı için bir yıl sonra işi bıraktığı, bu süreçten sonra mevcut firmanın tesisi işletmeye başladığı alt taşeronlarla birlikte binlerce işçinin tesiste çalıştığı bilgisi edinilmiştir."

MMO: "SAĞ ÇIKMALARININ TEK YOLU..."

Maden Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel ise ocakta çıkan yangınla ilgili iki farklı bilginin olduğunu anlatarak, "Bunlardan birisi trafo patlamasının yangına yol açtığıdır. Diğeri ise burada kalın kömür damarlarında çalışılıyor. Ocakta kömür kalabiliyor, bunlar da oksijenle temasa geçtiğinde tutuşabiliyor. Bu yangın da konveyör ve ahşap tahkimat gibi yanıcı maddelere sıçrayabiliyor" diye konuştu.

Yüksel, ocakta yanmadan kaynaklı ölümlerin de olduğunu savunarak, şunları kaydetti: "Madencilerin asıl hayatını kaybetmesine yol açan ise yanma sonucu ortaya çıkan karbonmonoksit zehirlenmesidir. Şu anda ölü sayısıyla ilgili farklı rakamlar geliyor. Yer altından çıkarılmamış çok sayıda insan var, umutlarımız tükendi. Karbonmonoksitle maruz kaldığınız anda yaşama şansınız çok zor, önemli olan gazla hiç karşılaşmamanız. Ocaktan sağ çıkmanın tek yolu bulunduğunuz yere karbonmonoksidin gelmemiş olması ve orada yaşamınız için yeterli oksijenin bulunmasıdır."

"YANGIN HALA SÖNDÜRÜLMEDİ"

Yangının halen söndürülemediğine, çıkan dumanın da ocağı kapladığına işaret eden Yüksel, bunun da yer altında mahsur kalan işçilerin sağ kurtulma şansını azalttığını dile getirdi.

Yüksel, madencilerin yanında kişisel koruyucu olup olmadığı gibi ellerinde teknik bilgi olmadığını vurgulayarak, ocağın güvenliği alındıktan sonra eksiklik ve ihmal konularının araştırılabileceğini belirtti.

Madencilerin ferdi oksijen maskelerini kullanmaya fırsat bulsalar bile geçen sürede bunların yetersiz kalacağını anlatan Yüksel, "Kişisel koruyucuların belli bir süresi var. O sürede madencilere ulaştınız ulaştınız. Yer altında 5 kilometreye kadar çıkan mesafeler var. Her kişinin yaşama şansı yangına göre bulunduğu yere bağlı ancak bu saate kadar kişisel koruyucu kullanmış da olsa hayatta kalınması çok zor" ifadesini kullandı.

MMO Başkanı Yüksel, ocak içindeki gaz nedeniyle kurtarma çalışmalarının yürütülmesinin güç olduğunu anlattı.

NE OLSAYDI MADENCİLER KURTARILABİLİRDİ

"Ne olsaydı bu madenciler sağ kurtulabilirdi" sorusuna cevap verebilmek için ocağın durumunu ve yapısının bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Yüksel, şunları kaydetti:

"Maden ocağının içerisinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik ne gibi tedbirler alınmış gibi konularda bilgi sahibi değiliz. Bunu bilmeden bir şey söylemek yanıltıcı olur. Şunu biliyoruz ki kazaların yüzde 98'i önlenebilir, bunları kaçınılmaz olarak değerlendirmiyoruz. Madendeki teknik incelemeden sonra kazanın nedenleri, önlenebilir olup olmadığı ortaya çıkacaktır."

"TRAFO PATLAMASI OLMAYABİLİR"

Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun ise Soma'da meydana gelen maden kazasına ilişkin facianın nedeninin trafo patlaması olmayabileceğini iddia ederek, "Her ne kadar sayın Bakan trafo patlaması diye duyurduysa da bizim izlenimlerimize göre, ocağa giremedik henüz ama, aldığımız bilgiler ışığında eski imalat dediğimiz daha önce çalışmış kömür damarının kendiliğinden yanması sonucu açığa çıkan karbonmonoksitin taban yollara, ana yollara dağılmasıyla 500'e yakın çalışan etkilemesi ve onları zehirlemesi sonucu oluşan büyük bir facia bu.

"250 CENAZE ÇIKARILDI"

Karbonmonoksit gazı tam yanma olmadan, yarım yanmasında çıkan gazdır. Burada da dünya madencilik tarihinde çok ciddi bir faciayla karşı karşıyayız. Aslında bu bir iş cinayeti. Odamızın daha önce ocaklarla ilgili raporları var. 3 maden mühendisi meslektaşımızı kaybettik. Şu anda 250'ye yakın maden işçisinin cenazesi çıkarıldı. Ve 150 civarında da maden emekçisinin de şu anda mahsur kaldığını biliyoruz" diye konuştu. Torun, facianın olduğu ocağın durumuna ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı; "Açık konuşmak lazım bu havzanın belki de en iyi ocaklarından biri olarak söyleniyor. Daha berbatları var o yüzden söylüyorum. Ama bu eski imalat dediğimiz, eski çalışmalardan mutlaka uzak durulması gerekiyordu. Büyük ihtimalle böyle bir ihmal oldu."

KOZLU FACİASINI YAŞAYAN MÜHENDİS: BENZERLİKLER VAR

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu maden ocağında 24 yıl önce 263 işçinin ölümüyle sonuçlanan grizu patlamasında kurum genel müdür yardımcısı olarak kurtarma çalışmalarına katılan Şerafettin Üstünkol, Soma'da özel şirkete ait ocaktaki ölümlerin de Kozlu'daki faciada olduğu gibi karbonmonoksit ve karbondioksit zehirlenmesi sonucu olduğunu söyledi. Şu anda Ankara'da Maden Yüksek Mühendisleri Derneği Başkanı olan Üstünkol, iki facia arasında önemli benzerlikler olduğunu belirtti. Üstünkol, Kozlu'daki faciada da aynı Soma'da olduğu gibi yangınlar başladığını, havalandırmanın durduğunu, temiz hava verilemeyince de içerideki gaz miktarının arttığını ve sonuçta zehirlenmelerin olduğunu söyledi.

"HER DURUMDA ÖLÜM"

Karbonmonoksit gazının çok zehirleyici olduğunu vurgulayan Üstünkol, "Havada 10 binde bir olduğunda tehlike başlıyor. Binde bire geldiği zaman çok kısa sürede zehirleyip öldürebiliyor. Havadaki gaz miktarı arttıkça öldürme süresi de kısalıyor" dedi.

İçeride kalan işçilerin kendilerine bir boşluk bularak hayatta kalma şanslarının az olduğunu kaydeden Şerafettin Üstünkol, şöyle dedi: "Nasıl ki evinizde mutfakta tüp kaçak veriyor. Sadece mutfağa yayılmaz o gaz. Kapıların altından bütün odalara yayılıyor. Yani gazı mutfakta hapsedemezsiniz. İğne deliği kadar bir delikten çıkar ve başka yerlere yayılır. Ocaktaki o boşluklarda da neticede hava var. Gaz da havanın olduğu tarafa gider. Ama oralardaki gaz biraz daha konsantrasyon olarak az olabilir. Karbonmonoksit gazı havadan hafif olduğu için daha ziyade tavan kısımlarda oluyor. İlk zamanlar işçiler yere yatmak suretiyle belli bir süre gazdan korunabilir. Ama bu süre uzarsa karbonmonoksit tabana da iner. Tabii orada karbondioksit gazı da varsa o da havadan ağırdır ve tabana çöker. Bu sefer onun boğma tehlikesi var. Yani her halükarda taze hava verilemezse neticesi insanların zehirlenerek, boğularak ölmesidir."

İşçilerin gaz maskesi kullanması durumunda en fazla 1.5 saat hayatta kalabileceklerini belirten Üstünkol, kurtarma faaliyetlerinin 1.5 saati geçmesi durumunda maskelerin bir işe yaramayacağını kaydetti.

http://www.aksam.com.tr/guncel/olum-havalandirmadan-geldi/haber-307855
 
ölümleri ile yılmaz özdil cümlesi kadar milletin ilgisini çekemedikleri için.
 
Milliyet gazetesi, Soma'daki maden faciasında inceleme yapan müfettişlerin tespitini ele geçirdi.
Rapora göre Soma’daki madende karbonmonoksit ölçen cihazların yeterli sıklıkta yerleştirilmemiş olmasının facianın önünü açtığı ortaya çıktı.

Eğer madende yeteri kadar karbonmoksit ölçer cihaz yerleştirilmiş olsaydı, içten içe yanan kömürün saldığı gaz erkenden fark edilecek, yanan bölge demir ağ ve betonla kapatılacak, ağaç tahkimat alev almayacak, çökme meydana gelmeyecek işçiler ölmeyecekti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan 3 müfettiş dün Soma’daki madende incelemelerde bulundu. Bu müfettişlerden birinin talebiyle bir A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve maden mühendisi 292 madencinin öldüğü galerilere girdi.

Uzman yaptığı incelemeler sonrası hazırladığı raporu müfettişlere iletti. Milliyet gazetesi Arif Balkan imzasıyla müfettişlerin hazarladığı ön raporu sürmanşetten verdi.


Raporda şu ifadeler yer aldı;
“Ana nakliyat galerisinde 1400 metrede bağlar arası tahkimatın (sağlamlaştırma) uygun olmadığı, bağlar arası tahkimat için gerekli hasır tel ve ankraj (göçüğe karşı kaya saplaması) çubuğu kullanılmadığı, tavanda bolca ağaç malzeme kullanıldığı, sıkılama malzemelerinin bolca ağaçtan olduğu, galeri içerisindeki tavan taşının (kömür) içten içe yanmasından dolayı yanma tavandan bir iki metre yukarı ulaşmıştır. Komple galeri boyunda meydana gelen bu olay sonucunda tavan, aniden boşalarak galeriyi doldurmuştur (çökme). Yanma devam ettiği için galerinin hava yolu kapanmış, çıkan karbonmonoksit gazı ve Dumandan maden işçileri zehirlenmiştir.”

TRAFOLAR BETON CEPLERDE

Öte yandan bu tespiti bakanlığa teslim eden iş güvenliği uzmanı, incelemelerine ilişkin şunları söyledi: “Yaptığım incelemeler sonucunda edindiğim neticeye göre maden felaketi trafo patlaması sonucu meydana gelmiş gibi görünmüyor. Madendeki trafolar beton ceplerde bulunuyor. Dolayısıyla böyle bir ihtimali bu maden için söz konusu bulmadım.

DAHA ÇOK GAZ SENSÖRÜ

Madenlerde tavan çok önemsenen bir unsur değildir. Ancak gerekli uygulamalar yapılmadığı takdirde bu tarz felaketlere sebep olabilir. Benim tespitlerime göre bu madende tavan bölümünün hava ile teması malum sonuçları doğurmuştur. Çünkü maden ocağı içerisinde dolaşan oksijen ocak içerisinde oksidasyona uğrar ve içten içe yanarak çökmelere neden olur. Maden şirketinin tavanlarda daha sık gaz ölçüm sensörü kullanması gerekirdi.”

RAPOR NE ANLAMA GELİYOR?

TMMOB Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Muhammed Yıldız: “Mekanize kazıya yani makinalı hidrolik sisteme geçilmeden önce her tarafta ahşap ağaç kullanılıyordu. Burada önemli olan tabi ki ahşap ağaç yanıcı ama ana yollarda ağaç dışında çelik bağ dediğimiz bağları kullanıyorlar. Bunların üzerine kamalar konuluyor. Bu madende 50 civarında karbonmonoksit ölçüm cihazı olduğunu biliyorum. Bunlar sensörlü, oralarda bir şey olduğunda sensör devreye giriyor ve oradaki sistemleri durduruyor. Burada siz özellikle bacaya doğru daha sıklıkla koymalısınız ya da yangın riski olan yerlere konmalı, ki daha doğru ölçüm yapsın. Hiçbir yanma tehlikesi olmayan ana kayanın içinde bir yere koymanız bir şey değiştirmez.”

GÖÇÜK YAŞANMIŞ

İş güvenliği uzmanı Hasan Yanık: “İncelemeye göre bir madende yaşanabilecek en korkunç olaylardan biri olan ‘göçük’ yaşandığını görüyoruz. Karbonmonoksit ölçümleri kömür üretilen panoların girişinde, panoların içerisinde 200 -300 metre aralıkla olmalı. Erken uyarı monitör sistemiyle bu ölçümler izleniyor. Şimdi yapılması gereken erken uyarı kayıtlarını incelemektir.”

Karbonmonoksit Gaz Alarm Dedektörünün fiyatı yaklaşık 90 TL civarında. Elde taşınabilen karbonmonoksit ölçüm cihazının
ücreti ise yaklaşık 400 TL.
 
Nükleer santrallere neden karşı olduğumuzu anladınız mı şimdi?Daha bir kömür ocağını güvenli bir şekilde işletemezken,nükleer santralde böyle bir "kaza" olması halinde nasıl bir felaketle karşılaşacağımızı tahmin edebiliyor musunuz?Sadece kendimizin değil,bütün komşularımızın da sonunu getiririz.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…