Sokak Köpekleri
Yoldan geçerken, yürüyüş yapan bir kadın arabanın önüne atlayıp durdurdu ve bindi. Meğer köpeklerden korkmuş. Oturduğumuz sitenin yanında kullanılmayan arsalar var. Sokak köpekleri buraları sahiplenmişler. Çakılı gezdirirken onlarla tanışmıştım. Bizden hoşlanmamışlardı. Bana havlayıp duruyorlardı. Çakılı tek başına yakalarlarsa daha acımasız olup kovalıyorlardı. Yanımda yiyecek bir şeyler olsa durum farklı olabilirdi belki ama gezmeye çıkarken yanıma yiyecek almayı unutuyordum ve tatlı sözler arsayı kullanma izni için yeterli olmuyordu.
Sokak köpekleri aslında haklılardı. Dört yavrusu bu arsada yaşıyordu ve yabancıların girmesi tehlikeli olabilirdi. Kış günü yemek bulmak zaten zordu. Aç birinden yavrularını koruyamamaktan korkuyordu. O arsaya geldiğinde kimse yoktu ve artık sahibi o olmuştu. Her gelene izin verirse, bir süre sonra kendisini dışarıda bulabilirdi.
Çakılla benim derdim orada yürümekti ama onları buna inandıramıyorduk. Çakıl her uzaklaştığında, arkasında iki köpekle son sürat bana doğru kaçmak zorunda kalıyordu. Sokak köpekleri bana yaklaşmıyor sadece uzaktan havlıyorlardı. İnsanların ne kadar tehlikeli ve acımasız yaratıklar olduğunu birileri onlara göstermiş olmalıydı. Güçleri kendi cinslerinden olanlara yetiyordu.
Sık sık tekrarlanan bu kovalamalar Çakılı iyi bir koşucu yapmıştı. Bizimkine spor oluyordu bu kovalamacalar. Bir gün gene Çakıl bana doğru koşarken son anda fikir değiştirip başka yöne kaçmaya karar verdi. Bu karar pek akıllıca değildi. Çakılın dönmesiyle diğer köpekler onu yakalayıverdiler. Daha doğrusu bana öyle geldi. Devamında sokak köpeklerinin Çakılı bilerek yakalamadıklarını fark ettim.
Onların amacı sadece evlerine sahip çıkmaktı. Kimseye zarar vermek gibi bir niyetleri yoktu. Yakalasa ne olacaktı. Çakıl zaten kendiliğinden gidiyordu. Bu mantık beni şaşırtmıştı. Biz insanlar gücümüzün yettiğini hırpalamaya, vahşete, zalimliğe alışıktık. Bu duyguları yaşama fırsatı bulamadığımızda televizyonda seyrederek tatmin oluyorduk.
Köpeklerden korkan kadın aklıma geldi. Dünyanın en zararsız yaratıklarından çılgınca korkmuştu. Keyif için öldürmek bir yana, açlıktan ölse kimseye zarar vermeyecek bu hayvanların yapacağı en büyük iş uzaktan havlamaktı. İnsanların tüm dünyayı sadece kendilerinin zannettiği ortamda hayatta kalabilmenin çarelerini arıyorlardı.
alıntı..
Yoldan geçerken, yürüyüş yapan bir kadın arabanın önüne atlayıp durdurdu ve bindi. Meğer köpeklerden korkmuş. Oturduğumuz sitenin yanında kullanılmayan arsalar var. Sokak köpekleri buraları sahiplenmişler. Çakılı gezdirirken onlarla tanışmıştım. Bizden hoşlanmamışlardı. Bana havlayıp duruyorlardı. Çakılı tek başına yakalarlarsa daha acımasız olup kovalıyorlardı. Yanımda yiyecek bir şeyler olsa durum farklı olabilirdi belki ama gezmeye çıkarken yanıma yiyecek almayı unutuyordum ve tatlı sözler arsayı kullanma izni için yeterli olmuyordu.
Sokak köpekleri aslında haklılardı. Dört yavrusu bu arsada yaşıyordu ve yabancıların girmesi tehlikeli olabilirdi. Kış günü yemek bulmak zaten zordu. Aç birinden yavrularını koruyamamaktan korkuyordu. O arsaya geldiğinde kimse yoktu ve artık sahibi o olmuştu. Her gelene izin verirse, bir süre sonra kendisini dışarıda bulabilirdi.
Çakılla benim derdim orada yürümekti ama onları buna inandıramıyorduk. Çakıl her uzaklaştığında, arkasında iki köpekle son sürat bana doğru kaçmak zorunda kalıyordu. Sokak köpekleri bana yaklaşmıyor sadece uzaktan havlıyorlardı. İnsanların ne kadar tehlikeli ve acımasız yaratıklar olduğunu birileri onlara göstermiş olmalıydı. Güçleri kendi cinslerinden olanlara yetiyordu.
Sık sık tekrarlanan bu kovalamalar Çakılı iyi bir koşucu yapmıştı. Bizimkine spor oluyordu bu kovalamacalar. Bir gün gene Çakıl bana doğru koşarken son anda fikir değiştirip başka yöne kaçmaya karar verdi. Bu karar pek akıllıca değildi. Çakılın dönmesiyle diğer köpekler onu yakalayıverdiler. Daha doğrusu bana öyle geldi. Devamında sokak köpeklerinin Çakılı bilerek yakalamadıklarını fark ettim.
Onların amacı sadece evlerine sahip çıkmaktı. Kimseye zarar vermek gibi bir niyetleri yoktu. Yakalasa ne olacaktı. Çakıl zaten kendiliğinden gidiyordu. Bu mantık beni şaşırtmıştı. Biz insanlar gücümüzün yettiğini hırpalamaya, vahşete, zalimliğe alışıktık. Bu duyguları yaşama fırsatı bulamadığımızda televizyonda seyrederek tatmin oluyorduk.
Köpeklerden korkan kadın aklıma geldi. Dünyanın en zararsız yaratıklarından çılgınca korkmuştu. Keyif için öldürmek bir yana, açlıktan ölse kimseye zarar vermeyecek bu hayvanların yapacağı en büyük iş uzaktan havlamaktı. İnsanların tüm dünyayı sadece kendilerinin zannettiği ortamda hayatta kalabilmenin çarelerini arıyorlardı.
alıntı..