- 21 Temmuz 2007
- 33
- 1
Bitki özellikleri: Tedavi amacıyla, bildiğimiz kuru soğan kullanılır. Kuru soğanın filizlenmemiş olması gerekir.
Soğanın özellikle biz Türklerin yaşamındaki yeri çok önemlidir. Ama onu pişirerek ve kızartarak yararsız hale getirmekte de herhalde üstümüze yoktur. Halbuki, soğanı doğal haliyle tüketmemiz gerekir. Çünkü soğan, sarımsak kadar olmasa da, insanoğluna oldum olası lezzet ve sağlık sunmuş önemli bir sebzedir. Ama onu yalnızca sebze olarak tanımlamak herhalde haksızlık olurdu.
Günümüzün soğanı, batı Asya kökenli yaz soğanı ve güney Sibirya kökenli kış soğanı olarak tanımlanabilecek iki ayrı türün karışımından türetilmiştir. Yaz soğanı yakıcı, kış soğanı ise daha az yakıcı özelliğe sahiptir. Ama yararlılık açısından farkları yoktur.
Soğan, zengin vitaminler içeren, güç ve sağlık kazandıran bir sebzedir. Onu elden geldiğince çiğ tüketmek doğru olur. Soğan özsuyu, sütle karıştırılarak içilebilir. Çiğ olarak tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Şeker hastalığını tedavi edemez ama, kan şekerini düşürebilir. Mukozanın kan dolaşımını uyarır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılabilir. Soğuk algınlığında çocuklara, ince kıyılıp ezilerek, balla karıştırılan soğan yedirilir. Öksürük ve hatta boğmacada soğan şurubu çok rahatlatıcıdır. Orta boy bir soğan ince kıyılır, 2-3 yemek kaşığı toz şekerle karıştırılır, 1 çay bardağı su eklenerek, 2-3 dakika hafif ısıda kaynatılır. Kaynamadan sonra 2-3 saat bekletilir ve posası sıkılır. Gün boyunca 5-6 kere, 1-2 çay kaşığı kullanılır. Afiyet olsun.
Yan etkiler: Duyarlı mideleri rahatsız etmesinin dışında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.
Soğan kalbi güçlendirir
İdrar söktürücü olan soğan, vücuttaki toksinlerin atılmasında ve kanın temizlenmesinde etkili olur. Midevidir: İştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır. Hafif müshil etkisi vardır. C vitamini yönünden zengin olduğu için vücudun savunma sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığının atlatılmasında ve yüksek ateşin düşürülmesinde etkilidir. Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalara göre, soğanın kalbi güçlendirdiği ve koroner damarları genişlettiği ileri sürülmektedir. Bu etkileri için; yeşil ya da kuru soğan, çiğ ya da pişmiş olarak bolca yenilebilir. Ayrıca soğan böcek ve arı sokmalarında iyileştiricidir. Çıbanların baş vermesini ve iyileşmesinin hızlanmasını sağlar.
Soğan suyuyla zinde kalın
Günümüzün yorucu şartları altında kendinizi iyi hissetmek için Mısırlı, Fransız, Çinli ve hatta Japonlar'ın geleneksel besin maddelerini kullanarak, zindeliğinize yeniden kavuşmanız mümkün. Örneğin Fransızlar gün boyu zindelik amaçlı her sabah bir parça soğan tüketirdi. Araplar ise daha genç ve sağlıklı görünebilmek için soğan suyunu balla karıştırarak gün boyunca içerlerdi. Yüzyıllardır Avrupa'dan Mısır'a, eski Roma'dan Çin'e ve hatta Japonya'ya kadar birçok ülkede tedavi amaçlı kullanılan sarımsak da; mide asidini düzenleyip, sindirime yardımcı oluyor ve kan akışını hızlandırıyor. İçerdiği maddeler sayesinde derinin kendini yenilemesini hızlandıran safran ise sağlıklı ve canlı bir görüntüye sahip olmanıza yardımcı oluyor. Demir ve çinko bakımından çok zengin bir besin maddesi olan midye; oksijeni hücrelere taşıyor ve metabolizmanın gelişmesini sağlıyor. Ayrıca midye, 18 mikrogram B12 vitamini içeriyor. Çikolata; enerji ve mutluluk veren en özel besin maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Çikolata, rahatlama duygusunun yanı sıra olaylara daha olumlu bakma hissi uyandırıyor.
Soğan şifa kaynağı
İçinde bol miktarda A,B ve C vitamini bulunan soğan, kalp ve prostat bozukluğu, sinir zafiyeti, cilt hastalıkları ve cinsel iktidarsızlık gibi birçok hastalığa iyi geliyor.
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğunu kaydeden uzmanlar, soğanın kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklara iyi geldiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bildirdi. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını belirten uzmanlar, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü kaydetti.
Fazla soğan yenen ülkelerde kanserin nadir görüldüğünü ve o ülke halkının uzun yaşadığını ifade eden uzmanlar, soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü belirtti.
Ağızdaki soğan kokusunun giderilmesi için yemekten sonra ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu belirten uzmanlar, soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yerde saklanması gerektiğini, çünkü soğanın patateslerden salınan nemle yumuşadığını ifade etti.
Soğan neye iyi geliyor
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğunu kaydeden uzmanlar, kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklarda çok fayda verdiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bildiriyor. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını belirten uzmanlar, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü kaydediyor.
Fazla soğan yenen ülkelerde kanserin nadir görüldüğünü ve o ülke halkının uzun yaşadığını ifade eden uzmanlar, soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü bildiriyor.
Uzmanlar, ağızda soğan kokusunu gidermek için yemekten sonra biraz ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu söylüyor. Uzmanlar ayrıca, soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yere kaldırılması gerektiğini, çünkü soğan ve patatesin birbirini etkilediğini ve soğanın, patateslerden salınan nemle yumuşadığını hatırlatıyor,
Çin’de 238 prostat kanseri hastası ve 471 sağlıklı erkeğin katılımıyla yapılan araştırmada, deneklere 122 gıda maddesini ne sıklıkla yedikleri soruldu. Sonuçları Journal of National Cancer Institute’ta yayınlanan araştırmada, soğangillerden günde 9 gramdan fazla yiyenlerde prostat kanserine yakalanma riskinin, bu gıdalara fazla itibar etmeyenlere göre yüzde 50 oranında daha az olduğu saptandı.
Soğan familyasından ürünler arasında soğan, soğancık, sarmısak, frenk soğanı ve pırasa bulunuyor.
Araştırmada, yeşil soğanın hastalığa karşı en koruyucu soğan türü olduğu da tespit edildi.
Araştırmaya göre, günde yaklaşık 3 gram yeşil soğan alan bir kişinin prostat kanserine yakalanma olasılığı yüzde 70 oranında azalabiliyor. Aynı miktarda sarmısak tüketenlerde ise prostat kanseri riske yüzde 53 oranında azalıyor.
Sofralarımızın en vazgeçilmezi olan soğan, aslında bu durumu o kadar hak ediyor ki, bir çok sebze piştiğinde vitaminlerinin büyük bir kısmını kaybettiği halde soğan sahip olduğu vitaminleri korumaya devam ediyor.
Antibiyotik Kardeşler
Sarımsağın kardeşi soğan da tıpkı kardeşi gibi antibiyotik vazifesi görür.
Bronş Açıcı
Soğanın bir özelliği de bronşları açmasıdır. Bronşları çalıştırarak öksürüğü söktürür. Akciğer rahatsızlıklarını, astım nöbetlerini, grip ve soğuk algınlığını çok kısa sürede ve kolayca atmaya yardımcı olur.
İçinde Ne Var
Soğanın içinde bolca A, B, ve C vitaminlerinin yanı sıra fosfor, kükürt, iyotsilis gibi vücudumuza çok yararlı maddeler bulunduğu gibi antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım artırıcı fermentler ve kandaki şeker oranını düşürücü glükokinin madde bulunur.
Üre Miktarını Düşürür
Soğan vücudunuzdaki fazla suyu almakla en iyi idrar söktürücülerden biri olarak üreyi düşürüp sodyumu atar.
Salgı Bezlerini Çalıştırır
Soğan sinirleri yatıştırır, zihni yorgunluğu, kalp çarpıntısını, ruhi sıkıntıları giderir. Bütün salgı bezlerinizi çalıştırdığı için bu gibi şikayetlerde faydasını görürsünüz.
İnsülin Artırıcı
Soğanın sunacağı en iyi hizmetlerden birisi de pankreas guddesini çalıştırıp insülin ifrazatını artırarak kandaki şeker seviyesinin düşürülmesidir. Şeker hastaları her yemekte küçük de olsa (arpacık soğan ya da daha tatlı cinsi olan kırmızı soğan tercih edilebilir) bir, iki tane soğan yerlerse kanın asitliğini gidererek, şekerlilerin susuzluk ihtiyacını giderir.
Bu arada bağırsakları dezenfekte ettiğini ve bağırsak kurtlarının düşmesine de yardımcı olduğunu belirtmek gerek.
Kalp Dostu
Soğan aynı zamanda kalbinizin de dostudur. Hormonların dengeli çalışmasını sağlayarak vücudunuzu dinçleştirir, dayanıklılığını artırır, yaşlanmayı geciktirir ve bununla beraber kemiklerin, dişlerin ve kan damarlarının sağlam olmasını sağlayıp karaciğeri dezenfekte eder ve onu zehirden arındırır.
SOĞAN Kokusu nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmeyen ve adeta C vitamini deposu olan soğan, mikroplara karşı vücut direncini güçlendirirken, damar sertliği, grip, astım ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücudu koruyor. Böbreklerde taş ve kumların düşürülmesinde de önemli rol oynayan soğan zihin yorgunluğunu gideriyor ve cinsel gücü artırıyor.
Araştırmalar:
Yıllar süren gözlemlerde soğanla beslenenlerin kalplerinin güçlü olduğu ve mide kanserine soğan yemeyenlere göre daha az yakalandıkları vede damar sertliğini önlediği tesbitedilmiştir.
1-) Finlendiya’da 5000 kadın ve erkek üzerinde 25 yıl süren bir araştırmada birleşiminde flavonitler bulunan elma ve soğan gibi besinlerin kalp krizini önlediğini belgelemişlerdir. (ZP.4.96.204)
2-) Hollandada 120.000 kişiüzerinde yapulan gözlemde hergün yarım soğan yiyenlerin mide kanserine % 50 oranında daha az yakalandıkları tesbitedilmiştir.
Kulanılması:
a-) Araştırmalara göre sürekli soğan yiyenlerin daha az mide kanserine yakalandıkları ve dahaaz kalp krizi geçirdikleri tesbitedilmiştir, fakat bu araştırmalar tedavi maksadıyla kulanmak için yeterli değidir.
b-) Halkarasında: Soğan şurubu, şerbeti, veya sirkesi başta: Grip, öksürük, bronşit, astım, seskısılmsı, yüksek tansiyon, boyun ağrısı, kalp zafiyeti ve kandaki kolesterol, lipid, ve şekeri düşürücü etkiye sahiptir. Bu etkisi sarımsak kadar değildir.
alıntıdır.
Soğanın özellikle biz Türklerin yaşamındaki yeri çok önemlidir. Ama onu pişirerek ve kızartarak yararsız hale getirmekte de herhalde üstümüze yoktur. Halbuki, soğanı doğal haliyle tüketmemiz gerekir. Çünkü soğan, sarımsak kadar olmasa da, insanoğluna oldum olası lezzet ve sağlık sunmuş önemli bir sebzedir. Ama onu yalnızca sebze olarak tanımlamak herhalde haksızlık olurdu.
Günümüzün soğanı, batı Asya kökenli yaz soğanı ve güney Sibirya kökenli kış soğanı olarak tanımlanabilecek iki ayrı türün karışımından türetilmiştir. Yaz soğanı yakıcı, kış soğanı ise daha az yakıcı özelliğe sahiptir. Ama yararlılık açısından farkları yoktur.
Soğan, zengin vitaminler içeren, güç ve sağlık kazandıran bir sebzedir. Onu elden geldiğince çiğ tüketmek doğru olur. Soğan özsuyu, sütle karıştırılarak içilebilir. Çiğ olarak tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Şeker hastalığını tedavi edemez ama, kan şekerini düşürebilir. Mukozanın kan dolaşımını uyarır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılabilir. Soğuk algınlığında çocuklara, ince kıyılıp ezilerek, balla karıştırılan soğan yedirilir. Öksürük ve hatta boğmacada soğan şurubu çok rahatlatıcıdır. Orta boy bir soğan ince kıyılır, 2-3 yemek kaşığı toz şekerle karıştırılır, 1 çay bardağı su eklenerek, 2-3 dakika hafif ısıda kaynatılır. Kaynamadan sonra 2-3 saat bekletilir ve posası sıkılır. Gün boyunca 5-6 kere, 1-2 çay kaşığı kullanılır. Afiyet olsun.
Yan etkiler: Duyarlı mideleri rahatsız etmesinin dışında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.
Soğan kalbi güçlendirir
İdrar söktürücü olan soğan, vücuttaki toksinlerin atılmasında ve kanın temizlenmesinde etkili olur. Midevidir: İştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır. Hafif müshil etkisi vardır. C vitamini yönünden zengin olduğu için vücudun savunma sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığının atlatılmasında ve yüksek ateşin düşürülmesinde etkilidir. Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalara göre, soğanın kalbi güçlendirdiği ve koroner damarları genişlettiği ileri sürülmektedir. Bu etkileri için; yeşil ya da kuru soğan, çiğ ya da pişmiş olarak bolca yenilebilir. Ayrıca soğan böcek ve arı sokmalarında iyileştiricidir. Çıbanların baş vermesini ve iyileşmesinin hızlanmasını sağlar.
Soğan suyuyla zinde kalın
Günümüzün yorucu şartları altında kendinizi iyi hissetmek için Mısırlı, Fransız, Çinli ve hatta Japonlar'ın geleneksel besin maddelerini kullanarak, zindeliğinize yeniden kavuşmanız mümkün. Örneğin Fransızlar gün boyu zindelik amaçlı her sabah bir parça soğan tüketirdi. Araplar ise daha genç ve sağlıklı görünebilmek için soğan suyunu balla karıştırarak gün boyunca içerlerdi. Yüzyıllardır Avrupa'dan Mısır'a, eski Roma'dan Çin'e ve hatta Japonya'ya kadar birçok ülkede tedavi amaçlı kullanılan sarımsak da; mide asidini düzenleyip, sindirime yardımcı oluyor ve kan akışını hızlandırıyor. İçerdiği maddeler sayesinde derinin kendini yenilemesini hızlandıran safran ise sağlıklı ve canlı bir görüntüye sahip olmanıza yardımcı oluyor. Demir ve çinko bakımından çok zengin bir besin maddesi olan midye; oksijeni hücrelere taşıyor ve metabolizmanın gelişmesini sağlıyor. Ayrıca midye, 18 mikrogram B12 vitamini içeriyor. Çikolata; enerji ve mutluluk veren en özel besin maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Çikolata, rahatlama duygusunun yanı sıra olaylara daha olumlu bakma hissi uyandırıyor.
Soğan şifa kaynağı
İçinde bol miktarda A,B ve C vitamini bulunan soğan, kalp ve prostat bozukluğu, sinir zafiyeti, cilt hastalıkları ve cinsel iktidarsızlık gibi birçok hastalığa iyi geliyor.
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğunu kaydeden uzmanlar, soğanın kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklara iyi geldiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bildirdi. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını belirten uzmanlar, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü kaydetti.
Fazla soğan yenen ülkelerde kanserin nadir görüldüğünü ve o ülke halkının uzun yaşadığını ifade eden uzmanlar, soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü belirtti.
Ağızdaki soğan kokusunun giderilmesi için yemekten sonra ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu belirten uzmanlar, soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yerde saklanması gerektiğini, çünkü soğanın patateslerden salınan nemle yumuşadığını ifade etti.
Soğan neye iyi geliyor
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğunu kaydeden uzmanlar, kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklarda çok fayda verdiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bildiriyor. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını belirten uzmanlar, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü kaydediyor.
Fazla soğan yenen ülkelerde kanserin nadir görüldüğünü ve o ülke halkının uzun yaşadığını ifade eden uzmanlar, soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü bildiriyor.
Uzmanlar, ağızda soğan kokusunu gidermek için yemekten sonra biraz ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu söylüyor. Uzmanlar ayrıca, soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yere kaldırılması gerektiğini, çünkü soğan ve patatesin birbirini etkilediğini ve soğanın, patateslerden salınan nemle yumuşadığını hatırlatıyor,
Çin’de 238 prostat kanseri hastası ve 471 sağlıklı erkeğin katılımıyla yapılan araştırmada, deneklere 122 gıda maddesini ne sıklıkla yedikleri soruldu. Sonuçları Journal of National Cancer Institute’ta yayınlanan araştırmada, soğangillerden günde 9 gramdan fazla yiyenlerde prostat kanserine yakalanma riskinin, bu gıdalara fazla itibar etmeyenlere göre yüzde 50 oranında daha az olduğu saptandı.
Soğan familyasından ürünler arasında soğan, soğancık, sarmısak, frenk soğanı ve pırasa bulunuyor.
Araştırmada, yeşil soğanın hastalığa karşı en koruyucu soğan türü olduğu da tespit edildi.
Araştırmaya göre, günde yaklaşık 3 gram yeşil soğan alan bir kişinin prostat kanserine yakalanma olasılığı yüzde 70 oranında azalabiliyor. Aynı miktarda sarmısak tüketenlerde ise prostat kanseri riske yüzde 53 oranında azalıyor.
Sofralarımızın en vazgeçilmezi olan soğan, aslında bu durumu o kadar hak ediyor ki, bir çok sebze piştiğinde vitaminlerinin büyük bir kısmını kaybettiği halde soğan sahip olduğu vitaminleri korumaya devam ediyor.
Antibiyotik Kardeşler
Sarımsağın kardeşi soğan da tıpkı kardeşi gibi antibiyotik vazifesi görür.
Bronş Açıcı
Soğanın bir özelliği de bronşları açmasıdır. Bronşları çalıştırarak öksürüğü söktürür. Akciğer rahatsızlıklarını, astım nöbetlerini, grip ve soğuk algınlığını çok kısa sürede ve kolayca atmaya yardımcı olur.
İçinde Ne Var
Soğanın içinde bolca A, B, ve C vitaminlerinin yanı sıra fosfor, kükürt, iyotsilis gibi vücudumuza çok yararlı maddeler bulunduğu gibi antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım artırıcı fermentler ve kandaki şeker oranını düşürücü glükokinin madde bulunur.
Üre Miktarını Düşürür
Soğan vücudunuzdaki fazla suyu almakla en iyi idrar söktürücülerden biri olarak üreyi düşürüp sodyumu atar.
Salgı Bezlerini Çalıştırır
Soğan sinirleri yatıştırır, zihni yorgunluğu, kalp çarpıntısını, ruhi sıkıntıları giderir. Bütün salgı bezlerinizi çalıştırdığı için bu gibi şikayetlerde faydasını görürsünüz.
İnsülin Artırıcı
Soğanın sunacağı en iyi hizmetlerden birisi de pankreas guddesini çalıştırıp insülin ifrazatını artırarak kandaki şeker seviyesinin düşürülmesidir. Şeker hastaları her yemekte küçük de olsa (arpacık soğan ya da daha tatlı cinsi olan kırmızı soğan tercih edilebilir) bir, iki tane soğan yerlerse kanın asitliğini gidererek, şekerlilerin susuzluk ihtiyacını giderir.
Bu arada bağırsakları dezenfekte ettiğini ve bağırsak kurtlarının düşmesine de yardımcı olduğunu belirtmek gerek.
Kalp Dostu
Soğan aynı zamanda kalbinizin de dostudur. Hormonların dengeli çalışmasını sağlayarak vücudunuzu dinçleştirir, dayanıklılığını artırır, yaşlanmayı geciktirir ve bununla beraber kemiklerin, dişlerin ve kan damarlarının sağlam olmasını sağlayıp karaciğeri dezenfekte eder ve onu zehirden arındırır.
SOĞAN Kokusu nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmeyen ve adeta C vitamini deposu olan soğan, mikroplara karşı vücut direncini güçlendirirken, damar sertliği, grip, astım ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücudu koruyor. Böbreklerde taş ve kumların düşürülmesinde de önemli rol oynayan soğan zihin yorgunluğunu gideriyor ve cinsel gücü artırıyor.
Araştırmalar:
Yıllar süren gözlemlerde soğanla beslenenlerin kalplerinin güçlü olduğu ve mide kanserine soğan yemeyenlere göre daha az yakalandıkları vede damar sertliğini önlediği tesbitedilmiştir.
1-) Finlendiya’da 5000 kadın ve erkek üzerinde 25 yıl süren bir araştırmada birleşiminde flavonitler bulunan elma ve soğan gibi besinlerin kalp krizini önlediğini belgelemişlerdir. (ZP.4.96.204)
2-) Hollandada 120.000 kişiüzerinde yapulan gözlemde hergün yarım soğan yiyenlerin mide kanserine % 50 oranında daha az yakalandıkları tesbitedilmiştir.
Kulanılması:
a-) Araştırmalara göre sürekli soğan yiyenlerin daha az mide kanserine yakalandıkları ve dahaaz kalp krizi geçirdikleri tesbitedilmiştir, fakat bu araştırmalar tedavi maksadıyla kulanmak için yeterli değidir.
b-) Halkarasında: Soğan şurubu, şerbeti, veya sirkesi başta: Grip, öksürük, bronşit, astım, seskısılmsı, yüksek tansiyon, boyun ağrısı, kalp zafiyeti ve kandaki kolesterol, lipid, ve şekeri düşürücü etkiye sahiptir. Bu etkisi sarımsak kadar değildir.
alıntıdır.