açılıııın,ben sosyoloğuuummm :)))
yıllar önce bir derste "bizim burda daha iyi kısmet kapsınlar diye üniversiteye gönderilir kızlar" diye ibretlik bir tespitte bulunmuştu arkadaşım. Kız üniversite mezunu olunca talibi de liseyi bitirip hayata atılan biri olmayacak, haliyle görücü seviyesi bi tık yükselecek...Yani diploma işe girerken olmasa da koca seçerken çok önemli...
Çalışmamalı diyen kadınlarda da ben bu mantığı görüyorum. Yani madem çalışmayacaktın be kadın neden dirsek çürüttün? O üniversiteye girmek isteyen binlerce genç vardı neden onların da hakkını yedin?
Madem okudun,o zaman birşeyler üretmelisin. Kendi paranı kazanmanın tadına bakmalısın.
Tabiiki bu okumuş kadınların çalışmamasıyla ilgili görüşüm.Eğer sen liseden-ortaokuldan terksen ,zaten evvelden beri çalışmada gözün yoksa muhtemelen kendin gibi düşünen bir adamla evleneceksen çalışmamayı tercih etmen normal.Reklamcı-grafiker-öğretmenlik gibi havalı(!) ve üretken bir mesleğin yoksa,üç kuruşa çalışıp bir de beş kuruş etmeyecek patronundan azarlar yiyeceksen,yapacağın iş de seni tatmin etmiyorsa çalışmak istememek çok doğal.
Çalışan kadın denince herkesin aklına plaza kadını imajı geliyor oysa kazın ayağı çok farklı.Türkiyede ne zor şartlar altında çalışılıyor.Yasal iş saati haftalık 45 ama en büyük firmalar bile bu süreye uymuyor.Bütün gençliğini,yaşam enerjini liseli gençlerin fizik öğrenmesine adamak istemek normal ama kimse bütün gençliğini ,yaşam enerjisini bir mağazanın kasasına adamak istemez. O yüzden bir mesleği olmayan kadınların çalışmama hakkına saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan bu günlerin yarınları da var...Ne malum yarın birgün eşinden boşanmak istemeyeceğin? ya da onun seni terketmeyeceği? bir kaza geçirip çalışamayacak hale gelmeyeceği?O zaman ne olacak?
Gençler bile iş bulamıyorken yıllardır çalışmayan bir ev kadını nasıl hemen iş bulabilir ki?
Ayrıca hani kadın erkek eşitti? "fıtrat" olarak eşit yaratılmadığın söylenince sinirleniyorsan 'eve erkek bakar kadın çocuk yapar' cümlesini kurmaya hakkın olmadığını düşünüyorum.
türkiyede şiddet gören,öldürülen ve gerçekten kötü durumdaki kadınların olduğu güruhu tenzih ediyorum ama kendi ailemden ve çevremden gördüğüm bir gözlemimi aktarmak istiyorum.
türkiyede kadınların kadın haklarını kendi lehine kullanmada üstüne yok.
hem "eşitiz eşitiz" diye yırtınırlar hem de "erkeği arabası olsun,şusu busu olsun" derler. Madem eşitsin neden o "evleneceğim kadının arabası olsun" demiyor?
hem "eşitiz eşitiz" diye yırtınırlar hem de "durumu iyi olsun,ben çalışmayım bana baksın" derler.Madem eşittiniz adam eşek değil ya,biraz da o dinlensin sen çalış..
hem "eşitiz eşitiz" diye yırtınırlar hem de "sevgililer gününü o kutlasın,evlilik yıldönümünde hediye alsın,kavgada ilk özrü o dilesin" diye beklerler
hem "eşitiz eşitiz" diye yırtınırlar hem de "beni evime bıraksın,yükümü taşısın,ben narin kırılgan bir kelebeğim" triplerine girerler..Yani kadın haklarının sadece işlerine gelen tarafını alırlar. Böyleleri için babamın güzel bir sözü var "kadın erkek eşittir ama kadınlar daha eşittir" der hep.
Ayrıca çocuk bakımı çocuk bakımı denmiş,gerçekten de ne doğum izni yeterli bu ülkede ne kreşler iyi seviyede.
Çocuğunun ilk dişini görmek istemek de tüm annelerin hakkı,e onu da anladık ama bi çocuk büyüyo elbet,büyüyünce artık sana muhtaç olmayınca ne bahane bulunacak çalışmamak için,o da ayrı bir konu