Ya biliyor mısun artık ceza ile alakası olduğunu da düşünmüyorum. Bir çeşit ruhsal bunalım, bozukluk, manyaklık başka bir şey.Şiddet için yeterli cezalar uygulanmadığı için milletin iyice gözü döndü.
Taciz eden yaralayandan bile ifade alıp serbest bırakılıyorken şiddeti kimse önemsemiyor.
Caydırıcı cezalar gelmedikçe de bu böyle devam edecek ne yazık ki..
“Hak etmiş” diyenler şiddete uğrayınca bas bas bağırıyor ama “Nerde bu şiddet konusunda duyar kasanlar” diye!Şaşırmıyorum artık, masum hayvanlara , çocuklara bile hiç akla gelmeyecek eziyetlerin yapıldığı ülkemizde hiç bir şiddete şaşırmıyorum . Haketmistir diyenlere de şunu soruyorum? Öldürülen onca hayvan, masum çocuklar da mı hak etmişti ? Şiddeti normallestirseniz toplumda masum canlara bile keyfine zarar veren yaratıklar türer, sonra bu ülke nasıl bu hale geldi demeyin. Şiddetin her türlüsü kötüdür , kimse hak etmez , bunu artık kafasına soksa keşke bazıları.
Bu konuda diyecek çok lafım var, çünkü günlerdir şiddet duygularının mağdur ettiği hayvanlar için çabalıyorum ve gerçekten doluyum, şu işlerimi halledeyim de şiddetin nelere sebep olduğunu yazarım.
Verdiğim haber örneğini de açıklayayım.
Magazin meraklısı biri değilim.
Yada Nejat işler hayranı...
Ama o kadar o kadar saçma bir sebep ki,
Fotoğraf çektirmek istemediği için darp edilmek. Dişi kırılacak kadar üstelik?
Bunu göstermek istedim sadece. Yoksa bu meseleye gelene kadar neler var....
Verdiğin örneği açıklamana bile gerek yok aslında, toplumun her kesimi bir şekilde şiddetle tanışıyor, evde çocuklara veya kadına, belki anne babaya şiddet, dışarıda doktorlara, polislere, öğretmenlere, yanlışlıkla kolunuza çarpanlara, sollayana, yol vermeyene...
Liste uzun ve kabarık, şiddet artık toplumu virüs gibi sarmış durumda, tahammülü kalmamış, hoşgörüsüz olduk, ya darp ediyor ya sözlerimizle şiddet uyguluyoruz.
İnsanlar kadar diğer canlılarda nasibini alıyor şiddetten, yıllardır şiddete maruz kalmış hayvanlar için çabalamaya uğraşıyorum, 2 sene evvel kış aylarının sonlarına doğru şiddete uğramış erişkin bir sokak kedisi buldum, zavallı hayvanın alt ve üst çenesi sert bir cisimle parçalanmıştı, detayları yazmıyorum çünkü tasvir etmekten kaçındığım o manzarayı içiniz kaldırmaz, barınak veterinerine götürdük, durum çok kötüydü, kedinin büyükşehire sevk edilip ameliyat edilmesi gerekiyordu ama veteriner önce biraz güç toplasın diye serumla beslemeyi uygun gördü, günlerdir o halde olacak ki aç ve susuz kalan vücudu yediği onca seruma rağmen dayanamadı ve kaybettik.
2 gün önce yine zehirlemekle tehdit edilen bir köpeği bulunduğu ortamdan resmen kaçırıp zarar görmeyeceği bir aileye teslim ettik, onu kurtardık diye mutlu olurken dün 3-4 aylık bir kedi yavrusunun zehirlenmiş cansız bedeniyle karşılaşmak beni mahvetti, onu öylece bırakıp gidemedim, cansız bedeninin çöp konteynerine atılmasına razı gelemezdim, ellerimle gömdüm miniği, evet maalesef çevremde kendinden başka hiçbir canlıya değer vermeyen, hayvanların varlığından rahatsız olan bir kesim var ve onları yok etmek için her türlü yolu deniyorlar, dövüyorlar, sakat bırakıyorlar, öldürüyorlar ve bunu yaparken en ufak bir tereddütleri olmuyor.
Mune bunlar ne alaka diyebilirsiniz, çok ilgili aslında, şiddet duyguları önce kendinden küçük, aciz, savunmasız canlılar üzerinde tatbik ediliyor, önce bir kuş, sonra bir kedi, peşinden köpek, sonra bir çocuk derken şiddetten zevk alan, öldürmekten bile çekinmeyecek bir varlık haline geliyorsunuz.
Bir arada burda bi yorum yazmıştım. “Çocuğum kimseye vurmuyor, defalarca ona vurdukları için park değiştirdim. Ona sana vururlarsa vur diyemem” demiştim. Bir arkadaşta çocuğumu “özgüvensiz ve sünepe” ilan etmişti.
Bende bunu merak ediyorum. Şiddet var, fiziksel yoksa sözel var. Mutlaka var. Nasıl savunacak çocuk kendini? Kızım öyle bakıyor, hala vurmuyor. Vur mu diyeyim? Şiddetin geçerli sebepleri olabilir bazen mi diyeyim? Demezsem ne olacak? Hayatı boyunca güç gösterilen ve dayak yeme potansiyeli olan taraf mı olacak? Nedir bunun normali?
Bende bilemiyorum. Geçen gittiğimiz parkta 9 yaşlarında bir çocuk gördük. Zihinsel engelli değil ama yüksek oranda bi dikkat bozukluğu var. Normalin dışında tavırları. Ben bir şekilde savundum kızımı, anlattım çocuğa. Oyuncakları izinsiz alamayacağını, vuramayacağını, yoksa gitmemiz gerekeceğini falan. Gitti 2-3 yaşlarında bir kızın sırtına otururken tekme attı. İri yapılı bi çocuk bide. Kızıma atsa ne yapardım bilmiyorum.Bilmiyorum... ama yanlış bir şey yaptığınızı düşünmüyorum.
Sizin kızınız vurmayı öğreneceğine diğer çocukların vurmamayı öğrenmesi gerekmiyor mu?
Ama olmuyor değil mi?
Olan çocuğa mı olacak? Fanusa mı koyalım? Evden mi çıkarmayalım?
Bilmiyorum.
Şiddete maruz kaldığında arkadaşının yaptığının yanlış olduğunu, böyle davranarak yakında yalnız kalacağını falan anlatırız belki biraz daha büyüdüklerinde..
Ama o çocuklar için ne yapılabilir?
Örneğe açıklık getirme sebebim şiddet her yerde de buna mı takıldın diyecek olan vardır, buna takıldığım için değil,
Sadece insanların artık alışkanlık olarak, istemediği her durumda şiddete başvurduğunu göstermek için...
ya hala dün ki doktor konusunda burada ve sözlüklerde okuduğum bazı mesajlar aklımdan çıkmıyor....
‘e bilmiyor muydu böyle olacagını olmasın doktor’
‘Doktorlar da az degil...’
‘Hastaya bakacağına sigara içmeye gitmeseymiş o da...’
daha nicesi.
Aklım almıyor.
Hangi durumda şiddeti hak ediyor insan?
Kafasında kaldırım taşı kırılmasını?
Hayvanlar için apayrı konu... dilleri Yok söylemeye diye duymuyoruz sanıyorlar...
İnsana acımayan, korunmasız, gücünün yettiği sokak hayvanına acır mı?
Acımıyor işte.
İnsanların duygularına bir şeyler olmuş. İçlerine, yüreklerine.
Bir acımasızlık, merhamet yoksunluğu, bir kendinden uzaklaşma, gözü donme, öfke kontrolsüzlüğü bir gariplik var...
anlatamadığım bir şey. Sanki önceden birinin gözünün içine baktığında derininde daha farklı şeyler görüyorlardı da bugün kimin gözünün içine baksak nefret, öfke, kibir, haset..
Çözümü ne bilmiyorum.
Korkuyorum.
Bu öfkeli biri bir gün benim karşıma çıkacak. Bana da zarar verecek.
Ve ben kim bilir ne yaparak ‘hak etmiş’ olacağım!
Sen de yoruldun değil mi şiddeti aklamaya çalışanlardan? Eskiden de şiddet vardı ama bu kadar değildi, insanlar bazı meslek gruplarına saygı duyardı, şimdilerde saygı duymak bir kenara, hakkını aramayı şiddetle özdeşleştirdiler, şiddetle hak aradıklarını sanıyorlar, birşey istedikleri gibi olmuyorsa veya ortada bir yanlış varsa konuşarak çözmek yerine şiddete başvuruyorlar.
Şiddeti hak etmek diye birşey yok bence, toplumsal öfkeye sebep olan olaylar oluyor taciz tecavüz gibi, onları ayırıyorum bu konudan, üstünde yoğunlaştığımız konular üzerinden gidersek gerçekten şiddeti hak etme diye birşey olamaz, karşınızdaki hatalıysa yasal haklarınızı kullanırsınız.
İnan ben de çok korkuyorum çünkü şiddete meyilli insanlar artıyor, neye öfkelendikleri de belli olmuyor kimi zaman, hatırlarsın birkaç sene önce dolmuşta lahmacun yiyorlar diye uyaran birini öldürdüler, bir genci kavgayı ayırmaya çalışırken öldürdüler, 7-8 sene evvel İstanbul'da gözümün önünde yaşlı bir adamın arabasının önünü kesip boğazına yapıştılar, nedeni yol vermemesiymiş, otobüste, dolmuşta, sokakta hiç tanımadığınız insanlar tarafından hiç aklınıza gelmeyecek bir nedenden darp edilebilir öldürülebilirsiniz, insan hayatı resmen pamuk ipliğine bağlı.