- 23 Temmuz 2008
- 1.395
- 1
- 36
Günlerden bir gün bir tırtıl gözlerini dünyaya açar.İçgüdüleri ile hareket edip önüne ne gelirse yemeğe ve yeni yuvasını kurmaya başlar.Bir müddet sonra yuvasına girer ve yeniden doğuşun mucizevi güzelliği ile muhteşem bir kelebek olarak uçsuz bucaksız tabiat içinde mutlulukla kanat çırpar.Kelebek,cennet gibi bu güzelliklere yukarılardan bakmak ve ömrü yettiğince bu güzellikleri görebilmek için uçar uçar uçar.Dağlar tepeler aşar ormanların üzerinden geçer derken bir vadide dinlemek için aşağıdaki çiçekler arasına iner.Çiçeklerle bezenmiş bu cennet köşesindeki bir tanesi onca çiçeğin arasında kelebeğin tüm dikkatini çeker ve karşı koyamadığı bir istekle bu çiçeğin yanına uçar. Bu çiçek bir papatyadır. Tabiatın hiç bir şey esirgemediği kadar güzel.
“Merhaba sizi uzaktan gördüm ama yakından çok daha güzelmişsiniz” der kelebek.Utanır papatya tüm utangaçlığı ile “Hoşgeldin bende yalnızlıktan çok sıkılıyordum,iyi ki geldin” der. Ve aralarında hoş bir sohbet başlar birbirlerine kendileri hakkında bilgiler verirler sohbet iyice koyulaşır ve akşam olur.
Geceyi birlikte geçirirler gökyüzüne dalıp ay’ı yıldızları seyrederler hayallere dalıp öylece uyuyakalırlar.Kelebek, sabah uyandığında papatyayı seyrederek ona duyduğu hissin hayranlıktan öte bir duygu olduğunu onsuz olamayacağını hisseder.
Güneşin kızgın ışıklarının papatyanın narin yapraklarına zarar vermemesi için onun üzerinde uçup ona gölge yapar ona sevgisini haykırmak ister ancak “ya o beni sevmemişse ya beni artık yanında görmek istemez se” diye korkar bir türlü hislerini açamaz.
Ne var ki papatyada aynı duygular ile yanmakta ve yine aynı korku sebebiyle aşkını itiraf edememektedir.Bu şekilde birbirlerinden habersiz iki sevgili saatlerce süren mutlu birlikteliklerini devam ettirirler. Ve Kelebek artık yorgun düştüğünü gitme vaktinin geldiğini hisseder ” ben artık gitmeliyim “der.Sonsuz bir acı içine düşen papatya derin bir üzüntü ile ” neden yoksa yanımda mutlu değilmisin “diye sorar.
“Hayır der kelebek. Biz kelebeklerin ömrü üç gündür ve ben ömrümü tamamladım” der.Kara haber gibi bu sözler papatyanın yüreğine ok gibi saplanır yaşama isteğini yok eder.İyice halsizleşen kelebek son bir gayretle “seni çok seviyorum” der. papatya üzüntü içinde iken duymuş olduğu bu itiraf karşısında adeta birden donar kalır sadece dudaklarından “bende” lafı zorla çıkar.Kelebeğin ardından gözü yaşlı bir şekilde bakarken “beni seviyormuş keşke bilebilseydim keşke bende daha önce söyleyebilseydim diyerek gözyaşlarını kalbine akıtır.
Bu üzüntü papatyanın yaşama isteğini yok eder yaprakları sararıp solmaya bir bir düşmeye başlar.Her yaprak düşüşünde içinden “beni seviyormuş” der.
O günden bu güne aşıklar sevildiklerinden emin olmak için papatyanın yapraklarını koparırlar seviyor..sevmiyor ..seviyor…sevmiyor.
Sevgili Dostlar,sevginizi asla kendinize saklamayın.Çünkü hayat sevmek için çok kısıtlı bir zaman dilimidir.
(alıntıdır..)
“Merhaba sizi uzaktan gördüm ama yakından çok daha güzelmişsiniz” der kelebek.Utanır papatya tüm utangaçlığı ile “Hoşgeldin bende yalnızlıktan çok sıkılıyordum,iyi ki geldin” der. Ve aralarında hoş bir sohbet başlar birbirlerine kendileri hakkında bilgiler verirler sohbet iyice koyulaşır ve akşam olur.
Geceyi birlikte geçirirler gökyüzüne dalıp ay’ı yıldızları seyrederler hayallere dalıp öylece uyuyakalırlar.Kelebek, sabah uyandığında papatyayı seyrederek ona duyduğu hissin hayranlıktan öte bir duygu olduğunu onsuz olamayacağını hisseder.
Güneşin kızgın ışıklarının papatyanın narin yapraklarına zarar vermemesi için onun üzerinde uçup ona gölge yapar ona sevgisini haykırmak ister ancak “ya o beni sevmemişse ya beni artık yanında görmek istemez se” diye korkar bir türlü hislerini açamaz.
Ne var ki papatyada aynı duygular ile yanmakta ve yine aynı korku sebebiyle aşkını itiraf edememektedir.Bu şekilde birbirlerinden habersiz iki sevgili saatlerce süren mutlu birlikteliklerini devam ettirirler. Ve Kelebek artık yorgun düştüğünü gitme vaktinin geldiğini hisseder ” ben artık gitmeliyim “der.Sonsuz bir acı içine düşen papatya derin bir üzüntü ile ” neden yoksa yanımda mutlu değilmisin “diye sorar.
“Hayır der kelebek. Biz kelebeklerin ömrü üç gündür ve ben ömrümü tamamladım” der.Kara haber gibi bu sözler papatyanın yüreğine ok gibi saplanır yaşama isteğini yok eder.İyice halsizleşen kelebek son bir gayretle “seni çok seviyorum” der. papatya üzüntü içinde iken duymuş olduğu bu itiraf karşısında adeta birden donar kalır sadece dudaklarından “bende” lafı zorla çıkar.Kelebeğin ardından gözü yaşlı bir şekilde bakarken “beni seviyormuş keşke bilebilseydim keşke bende daha önce söyleyebilseydim diyerek gözyaşlarını kalbine akıtır.
Bu üzüntü papatyanın yaşama isteğini yok eder yaprakları sararıp solmaya bir bir düşmeye başlar.Her yaprak düşüşünde içinden “beni seviyormuş” der.
O günden bu güne aşıklar sevildiklerinden emin olmak için papatyanın yapraklarını koparırlar seviyor..sevmiyor ..seviyor…sevmiyor.
Sevgili Dostlar,sevginizi asla kendinize saklamayın.Çünkü hayat sevmek için çok kısıtlı bir zaman dilimidir.
(alıntıdır..)