Sevgilimin borçları ve umutsuzluğu

En buyuk kk

Guru
Kayıtlı Üye
18 Mart 2013
3.767
12.151
Merhaba arkadaşlar,
Ben 27 yaşındayım sevgilim 32. Ben iş arayışındayım henüz bulamadım ama maddi problemim yok ailemin durumu iyi. Sevgilimin yaklaşık bir ev parası kadar borcu var. Üniversite mezunu ama gündüzleri borca batmış dükkanını işletirken geceleri saat 4'e kadar seyyar yemek işi yapıyor ve zaman zaman inşaatlarda çalışıyor.

Ayrı şehirlerde yaşıyoruz. Onun şehrinde benim iş bulma şansım yüzde 0. Yani istediğim, eğitim gördüğüm alanda bir iş bulma şansım. Benim çok fazla kariyer hırsım var bu arada, 7 yaşından beri böyleydi. Hep çok çalışkan, çok hırslıydım.

Sevgilimi, onunla geçirdiğim günleri çok ama çok özlüyorum. Zaman zaman onun yanına gidiyorum ama eskisi gibi değil. Ne zaman arasam mutsuz, ne zaman arasam umutsuz, bomboş geliyor sesi. Benim ailevi bir konuda ciddi çok büyük bir sıkıntım var buraya yazmak istemediğim bir konu. Bunun dışında ev arkadaşımla kavga ettik ve yolları ayırmak üzereyiz. Başvurduğum işlerden cevap alamıyorum. Ama bu sorunlarımı anlatacak, paylaşacak kimsem de yok. Sevgilim bu sorunları dinleyecek halde değil.

Arkadaşım desen hiç arkadaşım kalmadı. 85 kilo oldum yiye yiye 60 kiloluk bir kızdım eskiden (2 yıl önce). Ve bilgisayar başından kalkmıyorum. Sanki omuzlarımda dünyanın yükü var.

Ailem suçlu olarak onu görüyor. Bırak o sana gelecek sunamaz diyor. Bırakmak benim için bir alternatif değil. Çok yoruldum ama onu seviyorum. Onsuz olamam o da bensiz olamaz.

Güçlü olmanın yollarını arıyorum.
 
Ailevi sorunun her neyse umarım çözülür. Tabii ki bir insanı maddi sorunları yüzünden bırakmak doğru değil. ama mutsuzluklar, depresyonlar da aşkı sevgiyi öldürür. onun yanında kariyer imkanın olmazsa bu sefer içinde kalanlardan da onu suçlamaya başlarsın. İnsanlar bir ilişkiye mutlu olmak için başlarlar. sizde ilişkide kalmamış aslında kimsenin kimseye destek olacak hali kalmamış. bilmiyorum Allah yardım etsin.
 

Sağ olun teşekkür ederim. Beni bitiren parasızlık, borç harç değil, sevgilimin sürekli mutsuz olması, destek olamamamız, konuşmamamız, paylaşmamamız. Dediğiniz gibi. Ama suç bende de var çok büyük, onun dertleri benimkilerden daha somut.

Ama işte. Bugün benim doğumgünüm ve benimle konuştuğunda bugün yine dertlerinden bahsetti, aynı ruhsuz tonda, aynı ilgisizlikle.
 
Sürekli mutsuzum diyip kendini daha da dibe çeken biriyle mutluluğu yaşayabilecek misin? Demek ki güçlükler karşısında dik durup aşarız hayatım diyebilcek bir yapıda değil. Hemen kendi köşesine çekilen, ağlayan ve sızlanan biri. Kimin derdi yok ki? hepimiz bunun acısını sevdiklerimizden mi çıkaralım. Olaya bence mantıksal yaklaş duygusal kararlar çoğu zaman doğru sonuç vermez. Sevgimiz olsun köyde bile yaşarız felfesini geç öyle bir dünya yok. Nice yankılanan aşklar yokuşlara yenilmiştir. Çünkü eskisi gibi kolay değil hiç bir şartlar. Elinde imkanın varken kariyerine yönel..
 
Haklısınız ama sevgilimden ayrılma fikri kalbimi sıkıştırıyor. Bir ihtimal belki düzelir durumu diyorum düzelmezse de öderiz yavaş yavaş diyorum sonunda ama hiçbir gelişme olmuyor. Hem mutlu olayım hem de ilişkim düzelsin istiyorum, onunla konuşuyorum ama bilmiyorum sonuç alabilecek miyim.
 
27 yasindasin daha yeni is ariyosun kariyer hirsin var, gec kalmamis misin

Yok, iki sene hazırlık okudum toplamda, sonra 1 sene staj 1 sene master yaptım, 1 sene doktoranın ilk senesini yaptım bu esnada 1 sene boyunca hem istediğim gibi bir iş aradım hem de evden çevirmenlik yaparak para kazandım.
 
madem orada tutunamıyor senin şehrine gelsin
ev arkadaşı olarak o gelsim evine
bi işe girer borçları yavaş yavaş öder
siz de işe girerseniz bi şekilde geçinir gidersiniz

Bence de en güzel çözüm bu. Çok söyledim bu çözümü ama buna verdiği cevap: "Girdiğim herhangi bir işin 2000 TL'lik maaşı beni kurtarmaz, seyyar satıcılıkla daha iyi kazanıyorum." Bu pek doğru mu bilmiyorum anlayamıyorum. Borçların bir kısmı annesi adına çekilmiş krediler yani annesi onun için kredi çekmiş onları ödemek, annesinin emekli maaşına da bir nevi ipotek koyduğu için şu an annesinin, kardeşinin ve yeğeninin yaşadığı evi kendisi geçindirmek zorunda. Yaşadığı şehirde dükkanını restorana dönüştürürse ayda 7000-8000 TL kazanacağını iddia ediyor ama restorana çevirmek için 15000 TL değerinde yeni bir kredi çekmem lazım diyor. Onu çekebilsem burda restoran açarım iyi kazanırım 2-3 senede borçlarımı öderim diyor planı bu.
 
peki özel değilse nasıl yapmış bu kadar borcu?

Öncelikle dükkan açarken bir sürü kredi çekmiş, dükkanı birlikte açtığı 2 ortağı vazgeçmiş, onu yarı yolda bırakmış, ortaya koyduklarını fazlasıyla alıp gitmişler. Kocaman dükkan hiç iş yapmayınca, üstlendiği bazı projeler de elinde patlayınca (kitapçı ve kırtasiyeciydi, aynı zamanda yayın evi de vardı, yayınladığı kitaplar elinde patladı) vergisi masrafı şusu busu epey zarar etmiş. Sonra eniştesi bir sebeple borçtaymış, yalvarıp yakarıp istemiş, o da salak gibi kredi kartından çekip yüklü bir meblağ vermiş ona. Sonra da askere "borçlarımı ödeyemem, ticari itibarım zedelenir" diye gitmeyip bedelli için dostlarından para buldu ve yine bir kısmını kredi kartından çekerek ödedi.

(Benim saçma bulduğum nokta akrabasına para vermesi değil kredi kartından para çekmek gibi dünyanın en riskli işini yapması).
 
Yüklü miktarda borç insanın belini büker. Tüm hayatına yansır eğer sorumluluk sahibi bir insansa. Kafasına takar, uyuyamaz bile doğru dürüst. Seni düşünebilecek durumda olduğunu sanmıyorum.
 
Yüklü miktarda borç insanın belini büker. Tüm hayatına yansır eğer sorumluluk sahibi bir insansa. Kafasına takar, uyuyamaz bile doğru dürüst. Seni düşünebilecek durumda olduğunu sanmıyorum.

Aynen durumu tarif ettiniz sanki o gitti yerine başkası geldi çocukcağızın aklı uçtu gitti gibi. Çok kötü psikolojisi. Beni düşünecek durumda değil evet güçlü olmam lazım ona destek olmam lazım, bazen yapıyorum da ama bazen de umudumu kaybediyorum bugünkü gibi. Onun kadar olmasa da onun acısına, üzüntüsüne tanık olmak da ağır bir şey. Belki de yeterince güçlü değilim, şımarığım, bilmiyorum. Bir de etrafımda herkesin ona karşı olması, anneme babama arkadaşlarıma karşı onu savunmak zorunda olmak üzüyor. En basitinden o beni ziyaret edebilecek durumda değil, her gece seyyar satıcılık yaptığı için ben bazen onun yanına gidiyorum ailemden saklayarak. Ama bende de pek para yok, sık gidemiyorum. Gittiğim zaman annesinin evinde kalıyorum, herkes "ne zaman evleneceksiniz?" diye soruyor. En kötüsü görmemek, telefonda iletişimle buradan onu anlayamıyorum.
 


Sevgiliniz hayatta en çok korktuğum erkek tiplerinden açık konuşmak gerekirse.. Tabi yargılamak hiçbirimize düşmez fakat yarın öbürgün düze çıkıp da evlendiğinizde yine aynı şekilde parasını hesaplı kullanamazsa... Evlilikte de kasa siz olacakmışsınız gibime geliyor. zaten bu kadar borcu varken gidip de eniştesine kredi kartından borç veren adam ya saftır yahut öngörüsüzdür. Bunu sevgilinizin kişiliği için değil genel konuşuyorum , yanlış anlamayın rica ederim. Ben yerinizde olsaydım anında ayrılırdım. Hesabını bilmeyen bir erkek asla işlerini yoluna koyamaz.
 
Nasıl olduğunu biliyorum çünkü benim eşim de aynı durumdaydı. Aylarca doğru dürüst uyuyamadı. Benden önce intiharı bile düşünmüş o derece bunalıma girmiş. Çalışıyordum o da çok çalışıyordu kapadık borçları. Tek çözüm yolu borçlardan kurtulması. Benim eşim de haftasonları ilk zamanlar çalışıyordu, akşamları ek iş yapıyordu baktım olacak gibi değil, desteğim olmazsa sen bunlardan kurtulamazsın dedim elimi dağın altına soktum. Ya bitirecektim ya bunu yapacaktım. Sen çalışmıyorsun da, işlerinin yolunda gitmesi için dua etmekten başka çaren yok. Farklı işleri araştırıp ona yön vermeye çalışabilirsin bir de. Senin güçlü durmanla düzelecek bir şey değil yani.
 
Bir de ona uzun süre şu şekilde kızgınlığım vardı: ben masterdan sonra Avrupa'da kalıp ücretsiz stajlara başvurmak istiyordum AB kurumlarında vb uluslararası örgütlerde veya doktora yapmak istiyordum orda ama istemedi, "yaşarsan yurtdışında yalnız yaşarsın, Türkiye'de de var aynı işler, sen beğenmiyorsun" dedi, yani "gidersen ayrılırız" resti çekti ve ben geldim burda iş bulamadım. O zamanlar durumu bu kadar kötü değildi. Sonra onun için İstanbul'dan Ankara'ya gittim, aynı şehir değil ama daha yakın, hem ailemden ayrı yaşarsam daha sık görüşürüz diye. Kira parası, yaşama parası, bunlar eklendi, hepsini çevirmenlik yaparak kazanmaya çalıştım. Ailem haliyle "bu çocuk kızımızın önüne taş koyuyor" diyor, onlara kalsa ben Avrupa Konseyi'nde staj yapacak, sonra Londra'da doktora yapıp profesör olup en sonunda AİHM yargıcı olacaktım. Benim de içten içe istediğim bunun gibi şeylerdi, yani uluslararası hukukla uğraşmak. Onu şu an yoluma taş olarak görmüyorum, ben istedim ben geldim. Ama ailemin önyargısına sebep olan şey bu.
 
Hukuk fakültesi mezunu musunuz?
 


Sence bir ekek için geleceğinle bu kadar oynaman normal mi? Değer mi? Kendine yazık edeceksin. Üzüldüm şimdi.. Böylesi kariyer planların var, o kadar emeğini heba etmemelisin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…