- 18 Mart 2013
- 3.767
- 12.151
-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #1
Ailevi sorunun her neyse umarım çözülür. Tabii ki bir insanı maddi sorunları yüzünden bırakmak doğru değil. ama mutsuzluklar, depresyonlar da aşkı sevgiyi öldürür. onun yanında kariyer imkanın olmazsa bu sefer içinde kalanlardan da onu suçlamaya başlarsın. İnsanlar bir ilişkiye mutlu olmak için başlarlar. sizde ilişkide kalmamış aslında kimsenin kimseye destek olacak hali kalmamış. bilmiyorum Allah yardım etsin.
Sürekli mutsuzum diyip kendini daha da dibe çeken biriyle mutluluğu yaşayabilecek misin? Demek ki güçlükler karşısında dik durup aşarız hayatım diyebilcek bir yapıda değil. Hemen kendi köşesine çekilen, ağlayan ve sızlanan biri. Kimin derdi yok ki? hepimiz bunun acısını sevdiklerimizden mi çıkaralım. Olaya bence mantıksal yaklaş duygusal kararlar çoğu zaman doğru sonuç vermez. Sevgimiz olsun köyde bile yaşarız felfesini geç öyle bir dünya yok. Nice yankılanan aşklar yokuşlara yenilmiştir. Çünkü eskisi gibi kolay değil hiç bir şartlar. Elinde imkanın varken kariyerine yönel..Sağ olun teşekkür ederim. Beni bitiren parasızlık, borç harç değil, sevgilimin sürekli mutsuz olması, destek olamamamız, konuşmamamız, paylaşmamamız. Dediğiniz gibi. Ama suç bende de var çok büyük, onun dertleri benimkilerden daha somut.
Ama işte. Bugün benim doğumgünüm ve benimle konuştuğunda bugün yine dertlerinden bahsetti, aynı ruhsuz tonda, aynı ilgisizlikle.
27 yasindasin daha yeni is ariyosun kariyer hirsin var, gec kalmamis misin
madem orada tutunamıyor senin şehrine gelsin
ev arkadaşı olarak o gelsim evine
bi işe girer borçları yavaş yavaş öder
siz de işe girerseniz bi şekilde geçinir gidersiniz
peki özel değilse nasıl yapmış bu kadar borcu?
Yüklü miktarda borç insanın belini büker. Tüm hayatına yansır eğer sorumluluk sahibi bir insansa. Kafasına takar, uyuyamaz bile doğru dürüst. Seni düşünebilecek durumda olduğunu sanmıyorum.
Öncelikle dükkan açarken bir sürü kredi çekmiş, dükkanı birlikte açtığı 2 ortağı vazgeçmiş, onu yarı yolda bırakmış, ortaya koyduklarını fazlasıyla alıp gitmişler. Kocaman dükkan hiç iş yapmayınca, üstlendiği bazı projeler de elinde patlayınca (kitapçı ve kırtasiyeciydi, aynı zamanda yayın evi de vardı, yayınladığı kitaplar elinde patladı) vergisi masrafı şusu busu epey zarar etmiş. Sonra eniştesi bir sebeple borçtaymış, yalvarıp yakarıp istemiş, o da salak gibi kredi kartından çekip yüklü bir meblağ vermiş ona. Sonra da askere "borçlarımı ödeyemem, ticari itibarım zedelenir" diye gitmeyip bedelli için dostlarından para buldu ve yine bir kısmını kredi kartından çekerek ödedi.
(Benim saçma bulduğum nokta akrabasına para vermesi değil kredi kartından para çekmek gibi dünyanın en riskli işini yapması).
Nasıl olduğunu biliyorum çünkü benim eşim de aynı durumdaydı. Aylarca doğru dürüst uyuyamadı. Benden önce intiharı bile düşünmüş o derece bunalıma girmiş. Çalışıyordum o da çok çalışıyordu kapadık borçları. Tek çözüm yolu borçlardan kurtulması. Benim eşim de haftasonları ilk zamanlar çalışıyordu, akşamları ek iş yapıyordu baktım olacak gibi değil, desteğim olmazsa sen bunlardan kurtulamazsın dedim elimi dağın altına soktum. Ya bitirecektim ya bunu yapacaktım. Sen çalışmıyorsun da, işlerinin yolunda gitmesi için dua etmekten başka çaren yok. Farklı işleri araştırıp ona yön vermeye çalışabilirsin bir de. Senin güçlü durmanla düzelecek bir şey değil yani.Aynen durumu tarif ettiniz sanki o gitti yerine başkası geldi çocukcağızın aklı uçtu gitti gibi. Çok kötü psikolojisi. Beni düşünecek durumda değil evet güçlü olmam lazım ona destek olmam lazım, bazen yapıyorum da ama bazen de umudumu kaybediyorum bugünkü gibi. Onun kadar olmasa da onun acısına, üzüntüsüne tanık olmak da ağır bir şey. Belki de yeterince güçlü değilim, şımarığım, bilmiyorum. Bir de etrafımda herkesin ona karşı olması, anneme babama arkadaşlarıma karşı onu savunmak zorunda olmak üzüyor. En basitinden o beni ziyaret edebilecek durumda değil, her gece seyyar satıcılık yaptığı için ben bazen onun yanına gidiyorum ailemden saklayarak. Ama bende de pek para yok, sık gidemiyorum. Gittiğim zaman annesinin evinde kalıyorum, herkes "ne zaman evleneceksiniz?" diye soruyor. En kötüsü görmemek, telefonda iletişimle buradan onu anlayamıyorum.
Hukuk fakültesi mezunu musunuz?Bir de ona uzun süre şu şekilde kızgınlığım vardı: ben masterdan sonra Avrupa'da kalıp ücretsiz stajlara başvurmak istiyordum AB kurumlarında vb uluslararası örgütlerde veya doktora yapmak istiyordum orda ama istemedi, "yaşarsan yurtdışında yalnız yaşarsın, Türkiye'de de var aynı işler, sen beğenmiyorsun" dedi, yani "gidersen ayrılırız" resti çekti ve ben geldim burda iş bulamadım. O zamanlar durumu bu kadar kötü değildi. Sonra onun için İstanbul'dan Ankara'ya gittim, aynı şehir değil ama daha yakın, hem ailemden ayrı yaşarsam daha sık görüşürüz diye. Kira parası, yaşama parası, bunlar eklendi, hepsini çevirmenlik yaparak kazanmaya çalıştım. Ailem haliyle "bu çocuk kızımızın önüne taş koyuyor" diyor, onlara kalsa ben Avrupa Konseyi'nde staj yapacak, sonra Londra'da doktora yapıp profesör olup en sonunda AİHM yargıcı olacaktım.Benim de içten içe istediğim bunun gibi şeylerdi, yani uluslararası hukukla uğraşmak. Onu şu an yoluma taş olarak görmüyorum, ben istedim ben geldim. Ama ailemin önyargısına sebep olan şey bu.
Bir de ona uzun süre şu şekilde kızgınlığım vardı: ben masterdan sonra Avrupa'da kalıp ücretsiz stajlara başvurmak istiyordum AB kurumlarında vb uluslararası örgütlerde veya doktora yapmak istiyordum orda ama istemedi, "yaşarsan yurtdışında yalnız yaşarsın, Türkiye'de de var aynı işler, sen beğenmiyorsun" dedi, yani "gidersen ayrılırız" resti çekti ve ben geldim burda iş bulamadım. O zamanlar durumu bu kadar kötü değildi. Sonra onun için İstanbul'dan Ankara'ya gittim, aynı şehir değil ama daha yakın diye. Kira parası, yaşama parası, bunlar eklendi, hepsini çevirmenlik yaparak kazanmaya çalıştım. Ailem haliyle "bu çocuk kızımızın önüne taş koyuyor" diyor, onlara kalsa ben Avrupa Konseyi'nde staj yapacak, sonra Londra'da doktora yapıp profesör olup en sonunda AİHM yargıcı olacaktım.Benim de içten içe istediğim bunun gibi şeylerdi, yani uluslararası hukukla uğraşmak. Onu şu an yoluma taş olarak görmüyorum, ben istedim ben geldim. Ama ailemin önyargısına sebep olan şey bu.