- 1 Eylül 2017
- 19
- 8
- 1
- 32
- Konu Sahibi Carmenella
- #1
Merhabalar,
Çok uzun zamandır takip etmeme rağmen ilk defa konu açıyor ve yardımlarınızı bekliyorum. 1 yılını henüz birkaç gün önce doldurmuş bir ilişkim var. Ben 25 yaşındayım ve avukatım ,o ise 28 yaşında ve marka değeri yüksek kurumsal bir şirkette çalışıyor ve pozisyon bakımından daha iyi yerlere gelmesi çok olası. Başarılı ve sürekli kendini geliştirmeye çalışan biri. İlişkimizden bahsetmem gerekirse, bu zamana kadar hiç kimsenin yanında kendimi bu kadar rahat hissetmemiş ve kendim olamamıştım. Bazı farklılıklar olmasına rağmen hayata bakış açımız birbirine çok benziyor. Bununla birlikte sevgisi neredeyse elle tutulur şekilde, üzerime titriyor resmen. Ben de onu gerçekten çok seviyorum ama genel anlamda kaygılı bir yapım olduğundan - kaygı ve takıntı konusuna bir başka başlıkta değinebilirim :) - kendimi tamamen aşk ve ilişkiye kaptıramıyorum.
Asıl konuya gelecek olursak, tanıştığımızda kendisinin uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olduğunu söylemişti. Şu anda işletme yüksek lisansını bitirmek için tez aşamasında. Aynı zamanda dondurduğu uluslararası ilişkiler yüksek lisansı da var.(Bu durum askerliği ertelemek için). Bugün görüşmeden önce telefonda bana bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi. Tabii ben de kuruldum ne oldu diye ısrar ettim. "Telefonda değil yüzyüzeyken konuşalım" demesine rağmen ısrar ettim ve "Bir konu hakkında sana yalan söyledim, devamını buluşunca anlatayım lütfen" dedi ben de üstelemedim. Buluştuk ve bana Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandığını ancak maddi durumu sebebiyle çalışmak zorunda kaldığını, okul ile işi bir arada yürütemediğini bir yıl kadar sonra tekrar sınava hazırlandığını ve 2 yıllık Pazarlama bölümünü bitirip sonrasında Açık Öğretim Fakültesi'nde bunu 4 yıla tamamladığını söyledi. Bunu söylerken yüzüme bakamıyordu. İlk söylediğinde ne düşüneceğimi bilemedim açıkçası. Sonrasında yavaş yavaş gelmeye başladılar bana tabii. Ağladım, güldüm, sinirlendim, başka konulardan konuştum, sonra yine ağladım vs. Bu arada o ya sustu ya ağladı ya da sakince açıklama yapmaya çalıştı. Sonuçta 1. Neden tanıştığımızda bu yalanı söyledin? 2. Neden 1 yıl boyunca gerçeği söylemedin? 3. E be hayvan ben anneme babama böyle söylemişim, ileride söz-nişan-düğün olursa ne halt yeriz? 4. Gelip kendin itiraf ettiğin için bu yalanı mazur mu görmeliyim yoksa yalan bu sonuçta deyip tüm güvenimin uçup gitmesi mi lazım? 5. Bir ilişkide güven sadece iki kişi arasında mı olmalı? Kişilerin kendine güveni ve ilişkiye güveninin de olması gerekmiyor mu? Sen kendinle bu kadar mı barışık değilsin? Ben histerik halde bunları sorarken o en başta neden söylemediği konusunda kendisinin de emin olamadığını ama büyük ihtimalle benim avukat olduğumu duyunca yadırgamamdan korktuğunu, zaman ilerledikçe söylemek istediğini ama benim de geçtiğim zorlu dönemler sebebiyle bir türlü cesaretini toplayamadığını, mezun olduğu bölümün şu anki kariyerinde bir fark yaratmayacağını, bunu benim ilişkimizi bitireceğimi bilerek itiraf ettiğini - ki bu doğru, anında bitirebilirdim ama bilmiyorum beni ne engelledi-, karşımda ezildiğini ve küçüldüğünü, çok utandığını anlattı.
Sizin yorumlarınız nelerdir? Seviyor muyum? Çok seviyorum. Sevgi her şeye yeter mi? Bana göre yetmez. Peki bu affetmeye veya en azından karar vermek izin zamana bırakmaya değecek bir durum mu? Yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.
Çok uzun zamandır takip etmeme rağmen ilk defa konu açıyor ve yardımlarınızı bekliyorum. 1 yılını henüz birkaç gün önce doldurmuş bir ilişkim var. Ben 25 yaşındayım ve avukatım ,o ise 28 yaşında ve marka değeri yüksek kurumsal bir şirkette çalışıyor ve pozisyon bakımından daha iyi yerlere gelmesi çok olası. Başarılı ve sürekli kendini geliştirmeye çalışan biri. İlişkimizden bahsetmem gerekirse, bu zamana kadar hiç kimsenin yanında kendimi bu kadar rahat hissetmemiş ve kendim olamamıştım. Bazı farklılıklar olmasına rağmen hayata bakış açımız birbirine çok benziyor. Bununla birlikte sevgisi neredeyse elle tutulur şekilde, üzerime titriyor resmen. Ben de onu gerçekten çok seviyorum ama genel anlamda kaygılı bir yapım olduğundan - kaygı ve takıntı konusuna bir başka başlıkta değinebilirim :) - kendimi tamamen aşk ve ilişkiye kaptıramıyorum.
Asıl konuya gelecek olursak, tanıştığımızda kendisinin uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olduğunu söylemişti. Şu anda işletme yüksek lisansını bitirmek için tez aşamasında. Aynı zamanda dondurduğu uluslararası ilişkiler yüksek lisansı da var.(Bu durum askerliği ertelemek için). Bugün görüşmeden önce telefonda bana bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi. Tabii ben de kuruldum ne oldu diye ısrar ettim. "Telefonda değil yüzyüzeyken konuşalım" demesine rağmen ısrar ettim ve "Bir konu hakkında sana yalan söyledim, devamını buluşunca anlatayım lütfen" dedi ben de üstelemedim. Buluştuk ve bana Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandığını ancak maddi durumu sebebiyle çalışmak zorunda kaldığını, okul ile işi bir arada yürütemediğini bir yıl kadar sonra tekrar sınava hazırlandığını ve 2 yıllık Pazarlama bölümünü bitirip sonrasında Açık Öğretim Fakültesi'nde bunu 4 yıla tamamladığını söyledi. Bunu söylerken yüzüme bakamıyordu. İlk söylediğinde ne düşüneceğimi bilemedim açıkçası. Sonrasında yavaş yavaş gelmeye başladılar bana tabii. Ağladım, güldüm, sinirlendim, başka konulardan konuştum, sonra yine ağladım vs. Bu arada o ya sustu ya ağladı ya da sakince açıklama yapmaya çalıştı. Sonuçta 1. Neden tanıştığımızda bu yalanı söyledin? 2. Neden 1 yıl boyunca gerçeği söylemedin? 3. E be hayvan ben anneme babama böyle söylemişim, ileride söz-nişan-düğün olursa ne halt yeriz? 4. Gelip kendin itiraf ettiğin için bu yalanı mazur mu görmeliyim yoksa yalan bu sonuçta deyip tüm güvenimin uçup gitmesi mi lazım? 5. Bir ilişkide güven sadece iki kişi arasında mı olmalı? Kişilerin kendine güveni ve ilişkiye güveninin de olması gerekmiyor mu? Sen kendinle bu kadar mı barışık değilsin? Ben histerik halde bunları sorarken o en başta neden söylemediği konusunda kendisinin de emin olamadığını ama büyük ihtimalle benim avukat olduğumu duyunca yadırgamamdan korktuğunu, zaman ilerledikçe söylemek istediğini ama benim de geçtiğim zorlu dönemler sebebiyle bir türlü cesaretini toplayamadığını, mezun olduğu bölümün şu anki kariyerinde bir fark yaratmayacağını, bunu benim ilişkimizi bitireceğimi bilerek itiraf ettiğini - ki bu doğru, anında bitirebilirdim ama bilmiyorum beni ne engelledi-, karşımda ezildiğini ve küçüldüğünü, çok utandığını anlattı.
Sizin yorumlarınız nelerdir? Seviyor muyum? Çok seviyorum. Sevgi her şeye yeter mi? Bana göre yetmez. Peki bu affetmeye veya en azından karar vermek izin zamana bırakmaya değecek bir durum mu? Yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.