- 5 Mayıs 2013
- 2.835
- 4.190
- 198
Sevgililer gününde bir TEKTAŞ alın!
Alın ki; Afrika'lı bu çocuklar dünyadan daha çabuk kurtulsun.
"KİRLİ ELMAS", "KANLI ELMAS", "SAVAŞ ELMASI", "SICAK ELMAS" vb. isimlendirmeler, genellikle bir işgal ya da çatışma bölgesinde çıkarılan ve işgalci, isyancı ya da paramiliter güçlerin silah finansmanı için ticareti yapılan elmasları ifade etmek için kullanılıyor.
Öte yandan bu kavram "temiz elmas" olabileceği gibi önemli bir yanılsamaya da kapı açıyor: Çünkü dünya elmas üretiminin yarısının gerçekleştirildiği Afrika'da, üretimin tamamına yakını ya bir çatışma bölgesinde, ya da uzun çatışmaların ardından varılan kirli pazarlıklarla "barışın" sağlandığı bir bölgede gerçekleştiriliyor.
Çatışma olsun ya da olmasın, Afrika'nın elmas üretim bölgelerinde görülen manzaralar birbirine benziyor: Çıkardıkları elmasları çalıp kaçmamaları için başında silahlı nöbetçilerin beklediği, insanlık dışı kontrollere maruz kalan, çoğu çocuklardan oluşan, kölelik koşullarında, hatta bizzat köle olarak çalışan insanlar.
"Oran düşük" ama...
Bu çocuklar zehirli kimyasallar ve Batı Malı Demokratik yöntemler ile beyaz abileri para kazansın diye ölüyor! Yaa, zaten bir işe yaramıyorlar ki, değil mi?
Uluslararası elmas üreticileri ve tüccarlarının örgütü Dünya Elmas Konseyi'nin, kirli elmas gerçeği karşısındaki en önemli iddiası, bu elmasların toplam elmas üretimi ve ticareti içindeki payının düşük olduğu şeklinde.
Öte yandan bu "teknik açıklama" elmas üreticisi ve tüccarı olan uluslararası tekelleri aklamaktan uzak. Çünkü öncelikle doğası gereği kayıtdışı olan bu ticaretin hacmine ilişkin rakamlar birbirinden farklılık gösteriyor. Daha da önemlisi, Afrika elmasları dünya üretiminin oransal olarak yarısını karşılasa da, gerek doğal koşullar, gerekse de mevcut kölelik koşulları nedeniyle burada yapılan üretim ve ticaretin kârlılığı tekeller için oldukça yüksek. Bu yüzden bu şirketler için derin madenlerde, yüksek maliyetlerle dünya elmas üretiminin tek başına üçte birini gerçekleştiren Rusya değil, Afrika odakta yer alıyor.
Kimberley Süreci Sertifikasyonu: Ucuz aklanma yolu
Sizler o TEKTAŞ'ları aldıkça bu pazar kanamaya devam edecek!
Dünya Elmas Kongresi tarafından Temmuz 2000 tarihinde alınan bir kararın ardından Mart 2002'de işlemeye başlayan Kimberley Süreci Sertifikasyon Planı, dünya elmas ticaretini daha "temiz" hale getirmeye çalışıyor.
Dünya elmas ticaretinin en önemli merkezi sayılan Belçika'nın Antwerp kentinde alınan bir kararla işlemeye başlayan süreç ise, inandırıcılıktan uzak. Dünya elmas üreticisi ve tüccarı olan tekeller ve elmas yataklarına sahip ülkelerin bir bölümünün inisiyatifiyle gerçekleştirilen bu plan sonucu, verilecek bir sertifikayla hem şirketlerin hem de yatakların bulunduğu ülkelerin kirli elmas trafiğiyle ilgilerinin olmadığı kağıt üstünde belgelenmeye çalışılıyor.
Öte yandan, her ne kadar kurucuları arasında sivil toplum kuruluşları olsa da, böylesi bir sertifikasyonun uluslararası bir kamu otoritesi yerine üretici ve ticaret şirketlerinin denetiminde yapılıyor olması, sertifikasyonun baştan bir kurgu olduğu şüphesini uyandırıyor. Nitekim Kimberley Süreci'ne üye olmak için, organizasyon başkanlığına bir mektup yollamak yeterli. Kuruma yönelik en büyük eleştiriyi ise, planı ihlal eden ülkelerin, kirli elmas ticareti yaparak ihlalde bulunsalar bile plana üye olmalarında engel bulunmuyor olması. Diğer bir deyişle, Kimberley Süreci'ne üye olup kirli elmas ticareti yapmak mümkün.
2009 yılında, kurumun kurucuları arasında yer alan Afrika-Kanada Ortaklığı (Partnership Africa-Canda) ve Küresel Tanık (Global Witness) adlı sivil örgütlerin temsilcileri, elmas kaçakçılığı ve kirli elmas ticareti konusunda elindeki olanaklara rağmen adım atmadığını vurgulayarak istifa etti.
Ama hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Bu çocukların kanlı hayat hikayelerinin tek sorumlusu siz olabilirsiniz!
Yazıyı Facebook'ta yayınladığımda Mesut Dönmez şu yorumu ekledi:
"Elmas işçileri madenden çıkınca elmas kaçırmasınlar diye müshil veriliyormuş ve her gün müshil almaya dayanamayan işçiler bir süre sonra ölüyormuş.Doğru mu bilmem ama kan ve can harcanan bu ürünü kullanıp kullanmamak toplumun bireylerine kalmış..."
Mesut doğru mu bilmiyorum diyor.Ama-ne yazık ki doğru!
Evet hem de müsil için sabun kullanılıyor!
Alın ki; Afrika'lı bu çocuklar dünyadan daha çabuk kurtulsun.
"KİRLİ ELMAS", "KANLI ELMAS", "SAVAŞ ELMASI", "SICAK ELMAS" vb. isimlendirmeler, genellikle bir işgal ya da çatışma bölgesinde çıkarılan ve işgalci, isyancı ya da paramiliter güçlerin silah finansmanı için ticareti yapılan elmasları ifade etmek için kullanılıyor.
Öte yandan bu kavram "temiz elmas" olabileceği gibi önemli bir yanılsamaya da kapı açıyor: Çünkü dünya elmas üretiminin yarısının gerçekleştirildiği Afrika'da, üretimin tamamına yakını ya bir çatışma bölgesinde, ya da uzun çatışmaların ardından varılan kirli pazarlıklarla "barışın" sağlandığı bir bölgede gerçekleştiriliyor.
Çatışma olsun ya da olmasın, Afrika'nın elmas üretim bölgelerinde görülen manzaralar birbirine benziyor: Çıkardıkları elmasları çalıp kaçmamaları için başında silahlı nöbetçilerin beklediği, insanlık dışı kontrollere maruz kalan, çoğu çocuklardan oluşan, kölelik koşullarında, hatta bizzat köle olarak çalışan insanlar.
"Oran düşük" ama...
Bu çocuklar zehirli kimyasallar ve Batı Malı Demokratik yöntemler ile beyaz abileri para kazansın diye ölüyor! Yaa, zaten bir işe yaramıyorlar ki, değil mi?
Uluslararası elmas üreticileri ve tüccarlarının örgütü Dünya Elmas Konseyi'nin, kirli elmas gerçeği karşısındaki en önemli iddiası, bu elmasların toplam elmas üretimi ve ticareti içindeki payının düşük olduğu şeklinde.
Öte yandan bu "teknik açıklama" elmas üreticisi ve tüccarı olan uluslararası tekelleri aklamaktan uzak. Çünkü öncelikle doğası gereği kayıtdışı olan bu ticaretin hacmine ilişkin rakamlar birbirinden farklılık gösteriyor. Daha da önemlisi, Afrika elmasları dünya üretiminin oransal olarak yarısını karşılasa da, gerek doğal koşullar, gerekse de mevcut kölelik koşulları nedeniyle burada yapılan üretim ve ticaretin kârlılığı tekeller için oldukça yüksek. Bu yüzden bu şirketler için derin madenlerde, yüksek maliyetlerle dünya elmas üretiminin tek başına üçte birini gerçekleştiren Rusya değil, Afrika odakta yer alıyor.
Kimberley Süreci Sertifikasyonu: Ucuz aklanma yolu
Sizler o TEKTAŞ'ları aldıkça bu pazar kanamaya devam edecek!
Dünya Elmas Kongresi tarafından Temmuz 2000 tarihinde alınan bir kararın ardından Mart 2002'de işlemeye başlayan Kimberley Süreci Sertifikasyon Planı, dünya elmas ticaretini daha "temiz" hale getirmeye çalışıyor.
Dünya elmas ticaretinin en önemli merkezi sayılan Belçika'nın Antwerp kentinde alınan bir kararla işlemeye başlayan süreç ise, inandırıcılıktan uzak. Dünya elmas üreticisi ve tüccarı olan tekeller ve elmas yataklarına sahip ülkelerin bir bölümünün inisiyatifiyle gerçekleştirilen bu plan sonucu, verilecek bir sertifikayla hem şirketlerin hem de yatakların bulunduğu ülkelerin kirli elmas trafiğiyle ilgilerinin olmadığı kağıt üstünde belgelenmeye çalışılıyor.
Öte yandan, her ne kadar kurucuları arasında sivil toplum kuruluşları olsa da, böylesi bir sertifikasyonun uluslararası bir kamu otoritesi yerine üretici ve ticaret şirketlerinin denetiminde yapılıyor olması, sertifikasyonun baştan bir kurgu olduğu şüphesini uyandırıyor. Nitekim Kimberley Süreci'ne üye olmak için, organizasyon başkanlığına bir mektup yollamak yeterli. Kuruma yönelik en büyük eleştiriyi ise, planı ihlal eden ülkelerin, kirli elmas ticareti yaparak ihlalde bulunsalar bile plana üye olmalarında engel bulunmuyor olması. Diğer bir deyişle, Kimberley Süreci'ne üye olup kirli elmas ticareti yapmak mümkün.
2009 yılında, kurumun kurucuları arasında yer alan Afrika-Kanada Ortaklığı (Partnership Africa-Canda) ve Küresel Tanık (Global Witness) adlı sivil örgütlerin temsilcileri, elmas kaçakçılığı ve kirli elmas ticareti konusunda elindeki olanaklara rağmen adım atmadığını vurgulayarak istifa etti.
Ama hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Bu çocukların kanlı hayat hikayelerinin tek sorumlusu siz olabilirsiniz!
Yazıyı Facebook'ta yayınladığımda Mesut Dönmez şu yorumu ekledi:
"Elmas işçileri madenden çıkınca elmas kaçırmasınlar diye müshil veriliyormuş ve her gün müshil almaya dayanamayan işçiler bir süre sonra ölüyormuş.Doğru mu bilmem ama kan ve can harcanan bu ürünü kullanıp kullanmamak toplumun bireylerine kalmış..."
Mesut doğru mu bilmiyorum diyor.Ama-ne yazık ki doğru!
Evet hem de müsil için sabun kullanılıyor!
Son düzenleyen: Moderatör: