- 4 Ağustos 2012
- 141
- 117
- Konu Sahibi Eleyna_Eleyna
- #1
Sevgiye Dair,
Herşeyin ilk başlangıcı güzeldir,görsel olsun hissi olsun ilk defa bir şeyle karşılaşmak heyecan verici,merak uyandırıcı dır.
Aşk ta bu duygulardan bir tanesidir..Aşk ki binlerce tarifi olan tek bir duygu yaşanılması gereken,ama bir yandan da çoğu kişi tarafından yaşamaktan korkulan bir duygudur aşk…
Atilla İlhan “ aşkı ölümsüzleştiren hiç gerçekleşmeme ihtimalidir” demiş şiirinde…
Harkulade bir teşhis.. aşk gerçekleştiğinde zaten önemini yitirir ve yerini sevgiye, saygıya bırakır.. bütün aşklar gerçekleşseydi ne Leyla-mecnunu -Ne Ferhat-Şirin nede Kerem-Aslı ve diğerleri günümüze kadar yansırmıydı… kimse aşk acısı çekmemiş olsaydı edebiyatımız bu kadar güçlü olabilirmiydi… o zaman romanlar, şiirler kime yazılırdı kime hitap edilirdi, çekilmemiş olsaydı bu dermansız dert.
Bu kavuşamayanların olayı, ya kavuşanlar ! birlikte olanlar! Evlenenler ! işte bunlarda başlı başına bir konu…
Evet aşka tutulanlar ya kavuşama ma derdinde, ki aşkalrı hep ölümsüz olacaktır… yada kavuşacaklar ama ilişkinin karmaşası içinde kaybolacaktır.. yani aşkın sonu aslında başlangıçtır….
Aşka kapılan kişi kavuşana kadar, sevdiği kişiyi hayallerinde yaşatır.. aslında hayallerini sever! Sevdiği kişiyi kendi hayalindeki kalıba sokar ve o şekilde sever..
Sonrası… sonrasında kavuşulduğunda adına ilişki denildiğinde, acı gerçeklerde kendini gösterir… hayallerde yaratılan sevgili ile karşıda duran sevgili arasında çok fark vardır.. ve zaman geçtikçe hatalar, görülmeyen kusurlar su yüzüne çıkar…
İlk hevesten ilk duygulardan, ilk heyecandan eser kalmamıştır..
Değişen nedir ? ilk tanışmadan tahminen üç ay ve sonraki zamanlarda ilişkileri geri götüren hatta deli gibi severken onsuz ölümü bile göze alırken birden düşman kılan, ilişkileri sonlandıran nedir ???
*İlişkiler önce hayallerde Başlar ve hayallerde kendi istediğimiz karektere göre şekillenir.. tehlikeli, nokta buradadır..hayallerde yaşatılan sevgili her zaman masumdur, bizi kırmaz bize karşı gelmez,aksırmaz, öksürmez kokmaz!! Tıpkı filimler deki başrol karekterleri gibi hep güzel, hep bakımlı, hep temizdir.. ne aksırır ne sümkürür..saçı başı her zaman toplu her zaman şık tır…
Gerçekte bunların her zaman her daim olması mümkün değildir, evde takınılan rahat hareketler rahat kıyafetler gece horlamalar sabah saç baş dağınık kalkmak olağandır… ama zamanla göze batar..
*Diğer bir açı ise, aşkı, sevgiliyi elde etmenin verdiği rahatlıktır..artık senindir eh birde sevgisinden emin olunduğunda iş bitmiştir.. fazla özene gerek duyulmaz artık! Sevgi sözlerine,ikna edici davranışlara gerek yoktur nasılsa senindir ! tıpkı vitrinde çok beğebdiğiniz bir kıyafeti alana kadar duyulan heyecan heves, ve alıp bir kere giyidildikten sonra dolapta diğer kıyafetlerin yanında yer alması gibi…. Maalesef acı bir gerçektir bu durum…
*bir de ilk tanışmalarda saklanan gerçekler vardır..ilk buluşmalarda zevkler,hobiler düşünceler hep karşı taraftan kısmen yada tamamen gizlenir her iki tarafta kendini olduğundan farklı şekilde karşı tarafa beğendirmeye çalışır… eh durum böyle olup ta normal ilişki moduna geçince gerçekler meydana çıkmaya başlar…
* Ve en önemlisi karşımızdakini kendi istediğimiz kalıba sokmaya, onu değiştirmeye çalışmak..bu durumda dolayısıyla çatışmaları meydana getirir….
İşte ilişkileri bitiren nedenlerden en önemlileri….Aşk yerini sevgiye bırakır.. sevgiyi besleyen devam ettiren saygıdır… tüm bunlar zamanla alışkanlığa dönüşür..
İlişkiler fedakarlık ister.. sadece seviyorum demekle olmaz. Burada sevmek değil sevgin için neleri feda edebildiğin önemlidir. Çaba göstermek, karşındakini anlamak ama doğru anlayabilmek önemlidir..Problemler karşısında bırakıp gitmek değil sorunu bulup çözmeye çalışmaktı önemli olan..
“Sevmek anlamak demek değildir” demiş Nazım Hikmet.. çoğu kez anlamamayı tercih ederiz çünkü anladığımızda fedakarlık gerektirecek durumlar olabilir.
İstenen hep şudur; biz sadece sevelim o kadar, karşı taraf bizi hep sevsin hep ilgilensin fedakarlıkları hep o yapsın.. bu bencil düşünce var oldukça sağlıklı ve uzun bir ilişki yaşamak mümkün değildir…
Yine Aşkın ayrılık acısını yaşamak bile, aşkı hiç yaşamamaktan çok daha iyidir.
Herşeyin ilk başlangıcı güzeldir,görsel olsun hissi olsun ilk defa bir şeyle karşılaşmak heyecan verici,merak uyandırıcı dır.
Aşk ta bu duygulardan bir tanesidir..Aşk ki binlerce tarifi olan tek bir duygu yaşanılması gereken,ama bir yandan da çoğu kişi tarafından yaşamaktan korkulan bir duygudur aşk…
Atilla İlhan “ aşkı ölümsüzleştiren hiç gerçekleşmeme ihtimalidir” demiş şiirinde…
Harkulade bir teşhis.. aşk gerçekleştiğinde zaten önemini yitirir ve yerini sevgiye, saygıya bırakır.. bütün aşklar gerçekleşseydi ne Leyla-mecnunu -Ne Ferhat-Şirin nede Kerem-Aslı ve diğerleri günümüze kadar yansırmıydı… kimse aşk acısı çekmemiş olsaydı edebiyatımız bu kadar güçlü olabilirmiydi… o zaman romanlar, şiirler kime yazılırdı kime hitap edilirdi, çekilmemiş olsaydı bu dermansız dert.
Bu kavuşamayanların olayı, ya kavuşanlar ! birlikte olanlar! Evlenenler ! işte bunlarda başlı başına bir konu…
Evet aşka tutulanlar ya kavuşama ma derdinde, ki aşkalrı hep ölümsüz olacaktır… yada kavuşacaklar ama ilişkinin karmaşası içinde kaybolacaktır.. yani aşkın sonu aslında başlangıçtır….
Aşka kapılan kişi kavuşana kadar, sevdiği kişiyi hayallerinde yaşatır.. aslında hayallerini sever! Sevdiği kişiyi kendi hayalindeki kalıba sokar ve o şekilde sever..
Sonrası… sonrasında kavuşulduğunda adına ilişki denildiğinde, acı gerçeklerde kendini gösterir… hayallerde yaratılan sevgili ile karşıda duran sevgili arasında çok fark vardır.. ve zaman geçtikçe hatalar, görülmeyen kusurlar su yüzüne çıkar…
İlk hevesten ilk duygulardan, ilk heyecandan eser kalmamıştır..
Değişen nedir ? ilk tanışmadan tahminen üç ay ve sonraki zamanlarda ilişkileri geri götüren hatta deli gibi severken onsuz ölümü bile göze alırken birden düşman kılan, ilişkileri sonlandıran nedir ???
*İlişkiler önce hayallerde Başlar ve hayallerde kendi istediğimiz karektere göre şekillenir.. tehlikeli, nokta buradadır..hayallerde yaşatılan sevgili her zaman masumdur, bizi kırmaz bize karşı gelmez,aksırmaz, öksürmez kokmaz!! Tıpkı filimler deki başrol karekterleri gibi hep güzel, hep bakımlı, hep temizdir.. ne aksırır ne sümkürür..saçı başı her zaman toplu her zaman şık tır…
Gerçekte bunların her zaman her daim olması mümkün değildir, evde takınılan rahat hareketler rahat kıyafetler gece horlamalar sabah saç baş dağınık kalkmak olağandır… ama zamanla göze batar..
*Diğer bir açı ise, aşkı, sevgiliyi elde etmenin verdiği rahatlıktır..artık senindir eh birde sevgisinden emin olunduğunda iş bitmiştir.. fazla özene gerek duyulmaz artık! Sevgi sözlerine,ikna edici davranışlara gerek yoktur nasılsa senindir ! tıpkı vitrinde çok beğebdiğiniz bir kıyafeti alana kadar duyulan heyecan heves, ve alıp bir kere giyidildikten sonra dolapta diğer kıyafetlerin yanında yer alması gibi…. Maalesef acı bir gerçektir bu durum…
*bir de ilk tanışmalarda saklanan gerçekler vardır..ilk buluşmalarda zevkler,hobiler düşünceler hep karşı taraftan kısmen yada tamamen gizlenir her iki tarafta kendini olduğundan farklı şekilde karşı tarafa beğendirmeye çalışır… eh durum böyle olup ta normal ilişki moduna geçince gerçekler meydana çıkmaya başlar…
* Ve en önemlisi karşımızdakini kendi istediğimiz kalıba sokmaya, onu değiştirmeye çalışmak..bu durumda dolayısıyla çatışmaları meydana getirir….
İşte ilişkileri bitiren nedenlerden en önemlileri….Aşk yerini sevgiye bırakır.. sevgiyi besleyen devam ettiren saygıdır… tüm bunlar zamanla alışkanlığa dönüşür..
İlişkiler fedakarlık ister.. sadece seviyorum demekle olmaz. Burada sevmek değil sevgin için neleri feda edebildiğin önemlidir. Çaba göstermek, karşındakini anlamak ama doğru anlayabilmek önemlidir..Problemler karşısında bırakıp gitmek değil sorunu bulup çözmeye çalışmaktı önemli olan..
“Sevmek anlamak demek değildir” demiş Nazım Hikmet.. çoğu kez anlamamayı tercih ederiz çünkü anladığımızda fedakarlık gerektirecek durumlar olabilir.
İstenen hep şudur; biz sadece sevelim o kadar, karşı taraf bizi hep sevsin hep ilgilensin fedakarlıkları hep o yapsın.. bu bencil düşünce var oldukça sağlıklı ve uzun bir ilişki yaşamak mümkün değildir…
Yine Aşkın ayrılık acısını yaşamak bile, aşkı hiç yaşamamaktan çok daha iyidir.
Son düzenleyen: Moderatör: