''Saatler... Tanıdığım en büyük düzenbazlar, sahtekarlar, yalancılar, şunlar, bunlar.. Bize zaman yerinde sayıyor gibi gösteriyorlar. ‘Bakın, ibre yirmi dört saatte bir aynı yere geliyor. Gün değişmiyor’ diyorlar. Oysa zaman akıp gidiyor. Her gece yarısı saate bakışımda saatin on ikiyi vurduğunu görüyorum. Ama her aynaya bakışımda cildimin biraz daha yıprandığı ortaya çıkıyor, yaşlanıyorum. Saatler o çemberin her bir noktasını sürekli tavaf ederken, aynı zamanda günün değiştiğini bize anlatmıyorlar. Bunu hep bizden saklıyorlar. Saatler... Tanıdığım en büyük düzenbazlar, sahtekarlar, yalancılar, şunlar, bunlar..."