• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

sel / Sevdiği Şiirler

  • Konu Sahibi Konu Sahibi sel
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

sel

🦁🧚‍♀️
Kayıtlı Üye
31 Ocak 2008
9.980
1.381
698
Yıldız Kaçmış Gözlerine
Saymayı öğrendiğim gün başladım
Yıldızları saymaya teker teker
Bazı zamanlar hatta uykumdan bile cayıp
Her gece aynı ne bir eksik ne bir fazla
Bir gece bundan seneler önce
Yıldızın biri kayboldu bir sefer
Gelmedi geri hala kayıp

Sen de sayabiliyorsun artık
Bir tane ay sonsuz yıldız varmış diyorsun
Aniden indiriyorsun kirpiklerini acıyla
Gözlerin yanıyor ellerinde annen
Koşarak alıyorsun barbie’nin aynasını
Sebep belli yıldız kaçmış gözlerine
Gece kadar karanlık
Yıldızlar kadar parlak artık gözlerin

Gözlerine rastladığım ilk anda buldum
Seneler evvel kaybettiğim yıldızımı
Şimdiki yerinden memnun gibiydi ışıl ışıl
Aydınlatıverdi kararan alın yazımı
Terk ettiğim ümit kapısına yeniden kaydoldum
Vakit tamam yalnızlığım zorluk çıkartma
Tabureyi kendin devir
Ve şu daralan yüreğimde asıl

Gözlerin kaydıkça şimdi arada bir bana
Yıldız kaydı sanıyorum
Ve sadece benim olmanı diliyorum



alıntı
 
Hep Seni İstemişim

bir fener istedim
en büyük fırtınalarda bana yol gösterecek
bir yoldaş istedim
en çetin yollarda yanımda olacak
ve bir liman istedim
her şeyden kaçmak istediğimde sığınabileceğim
aslında ben hep seni istemişim


alıntı
 
Ödünç Hüzünler'den
Tütsülü bir koku gecenin kolların da
mest olan yaradandan ödünç can
bir kıyamet günü büyülü, bir o kadar sırtlan
içerisin de vurgun hasretle açacak ölü beklentiler kendini
yatacak rüyaya lakin cirit atacak kubuslar aşk kokan sonbahar da.
Aşk daha çok kokacak ürpermiş sevdaya sarman beden de
bekleyip gelmezsen yar öpecek özlem kendini yanağından
çatacak başucu kırık dökük hayallere
ve en çok yazgıların yakasına.
Çökecek üstüme ödünç hüzünler
ve ben tereddütsüz yokluğunun korkularına
yatacağım...
Sensizlik külleri olacak etrafım da
yüreğimin bilekleri ölüme bağlı kalacak
güneş altın da yanacak dertlerim
ve ben yinede tereddütsüz tutulacağım
işte oyum ben
yaşamda ölen tuhaf yaralarla kaplı kadın.



alıntı
 
Aşk İçin Yazılmış Ölümcül Şiir
benim olmayan bir küçük evin
içinde bulurum kendimi sessiz
yanar ya ışıkları geceleyin
ta uzakta nokta kadar belirsiz
benim olmayan bir küçük evin

sancılıdır gece bağrışır durur
dolunay tekmeler can annesini
bir gece dağın ardında doğurur
şairler uzaktan duyar sesini
sancılıdır gece bağrışır durur

düşerim ardına birkaç şiirle
yükselen ay benim ardıma düşer
rüzgar önce ateşe sonra küle
doğrula doğrula esermiş meğer
düşerim ardına birkaç şiirle

nere gitsen kokacağım burnuna
tenimin rengini şiire verdim
o sımsıcak ter kokulu uykuna
her çiçekte biraz da ben büyürdüm
nere gitsen kokacağım burnuna

yaşatır mı dersin bu şiir beni
ansızın kopunca ruh ile madde
ayırınca toprak etle kemiği
ben diye bir şey kalır mı bende
yaşatır mı dersin bu şiir beni

hastalıklı roman, ölümcül şiir
kötü kötü bakar yaşlı ruhuma
benim de ruhumun rengi değişir
yatırır beni o büyük uykuya,
hastalıklı roman, ölümcül şiir

hangi balçıkta yüzer ki bu gemi
şiir bu batar kalır oracıkta
her yer karanlık seçemem gölgemi
öyle bir alem ki, her şey açıkta
hangi balçıkta yüzer ki bu gemi

bu gece benim uykulu gözlerim
bir sokak lambası gibi yanacak
seni bu kaldırımlarda özlerim
şiir okusam herkes uyanacak
bu gece benim uykulu gözlerim

saat kulesinde gecenin üçü
hava çok soğudu çok üşüyorum
ıssız sokak hayli ürkütücü
sanki ayak sesleri duyuyorum
saat kulesinde sabahın üçü

bir sevgili aradım sevmeyi seven
bırakıp gitsem de yalnız kalmayacak,
her şartta hayata gülümseyen,
yüreğimde hiç solmayacak
bir sevgili aradım sevmeyi seven

kalmadı umudunuz tükendi
balıklar da gitti bu kirli dereden
şairler burada birer değirmendi
dönmeyecek onlar gittikleri yerden
kalmadı umudunuz tükendi

sokaklar kanlı sokaklar kan kokar
bir kadın karda emzirir bebeğini
bilmem ki bu yerde merhamet ne arar
bir babaya öykünür kör bir dilenci
sokaklar kanlı sokaklar kan kokar

'hüzün' ilk şiirimdi, hüzünlüydü
ben ki her şeyi hüzünle sevdim
ne bir şarkı bilirdim ne bir türkü
beni kimse görmemişti evdeydim
'hüzün' şiirimdi ve hüzünlüydü

aklım ermezdi daha çok küçüktüm
yirmili yaş başım öne eğikti
ufkumun parmaklıklarını söktüm
ellerim ne demir ne de çelikti
aklım ermezdi daha çok küçüktüm

gardiyanımsı yalnızlık pis kokulu hüzün
bir de sigara isi duvarlarda;
ah ne sarı soluk ne belirsiz yüzün
bana uzak karçiçekleri açar karlarda
gardiyanımsı bu yalnızlık pis kokulu bu hüzün

zaman zaman yaşlı gözlerime bak
gözlerimden sen çekme gözlerini
yağmurun sonrasında kokar toprak
baharın toplarım senin özlerini
zaman zaman yaşlı gözlerime bak

ben ki seni bir gün bulurum diye
çokça umut ediyorum aslında
söyle var'ından ne kaldı geriye
aranıyorum sokak ortasında
ben ki seni bir gün bulurum diye

öncemi bilmem: belki ben bir hiçtim
inançsız bir serseriydim yollarda
ilim öğrendim cehaletten kaçtım
düşündüm bir hikmet var bu kullarda
öncemi bilmem: belki ben bir hiçtim

sevdim seni, az da kendim için.
bencildim; bana mutluluk lazımdı.
ilmimle mutluluktan kaçmak niçin?
velhasıl şairlik alın yazımdı
sevdim seni, en çok da senin için


alıntı
 
Back