- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.186
- 823
Bu Pazar yakın tarihimizdeki en gerilimli seçimi yaşadık.
Bitmek tükenmeyen şaibe haberleri, seçimden önce evlerde mühürlenen zarflar, zamanlaması manidar elektrik kesintileri seçime damgasını vurdu. Sabaha kadar sayılamayan oylar!
İnsanlar oy vermekle kalmayıp, sabaha kadar oylarının başında beklemek zorunda kaldı. Ankara'da CHP ve MHP seçmeni el ele verdi, siyasi tarihimize geçecek örnek bir duruş sergiledi. Seçmenlerin oylar çalınıyor mu endişesiyle feryat edip sabahlarken, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'deki bu rahatlığı neye yormalı? Pes demek hafif kalıyor doğrusu!
Sonuçlara bakacak olursak; seçim yeni ama sonuçlar eski. AKP Türkiye genelinde aldığı oyları, bir önceki yerel seçime göre artırdı. CHP ve MHP'de de artışlar var. Ama CHP ve MHP oylarını toplasanız AKP oylarına yetişemiyor. İşte burası ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir konu.
Seçim sonuçlarından farklı anlamlar çıkarmak mümkün. Yolsuzluk gibi konular Türk toplumunun, özellikle muhafazakâr seçmenin oy tercihini etkilemez hale gelmiş. Ayakkabı kutusu, sıfırlanan milyonlar, rant ilişkileri, Kuran ve ayetle dalga geçilmesi içten içe kabul edilse bile oy oranına negatif yansıma yapmıyor.
Tabi bu bunda yolsuzluğu muhalefet partilerinin değil de cemaatin ortaya çıkarması ana etken. CHP ve MHP'nin ortaya çıkaramadığı yolsuzluğu cemaat ortaya dökünce, Başbakan karşı atağa geçti ve seçmenin üzerinde yarattığı baskı ve "milli iradeye saldırı" algısıyla lehine çevirmeye çalıştı. Başarısız olduğu da söylenemez.
Net rakamlar vermek için henüz çok erken.
Kesin sonuçların alınması belki bu akşamı bulabilir. Oy oranları ne olursa olsun, AKP için zor günler devam edecek. Nihai bir rahatlama için genel seçime ihtiyaçları var.
Ama genel tablo itibariyle seçmenin verdiği mesaj çok açık: Türkiye'de muhalefet değişmeden iktidar değişmeyecek.
AKP yolsuzluğu bulaşsa da, Suriye'ye savaş açsa da Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin Tayyip Erdoğan'a alternatif olamayacağı düşünülüyor.
AKP onlar için kötünün iyisi ve alternatifsiz. Bu artık kabul edilmesi gereken gerçek. Türkiye'de seçimi AKP kazanmıyor. AKP'nin kazanan adaylarının bağımsız olarak seçime girdiğini bir düşünün, %1 alabilen çıkar mı? Çıkmaz. Çünkü seçimi adayın profili değil, Recep Tayyip Erdoğan profili kazanıyor.
Ayrıca, Türkiye'deki bu seçim sonuçları, Albert Einstein'ın o sözünü doğrular nitelikte: Aynı şeyi defalarca deneyip farklı sonuçlar beklemek aptallıktan başka bir şey değildir.
Şimdi top Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nda.
Hiç gurur kibir yapmadan, ya koltuklarını feda edip Tayyip Erdoğan'a alternatif lider bulunmasının önünü açacaklar ya da aynı sonuç döngüsü içinde hem kendilerini hem seçmenlerini hapsedecekler. Artık kendilerini düşündükleri kadar, partililerin heba olan çabalarını da görmek zorundalar.
Sıcağı sıcağına yapılabilecek yorum budur.
radikal
Bitmek tükenmeyen şaibe haberleri, seçimden önce evlerde mühürlenen zarflar, zamanlaması manidar elektrik kesintileri seçime damgasını vurdu. Sabaha kadar sayılamayan oylar!
İnsanlar oy vermekle kalmayıp, sabaha kadar oylarının başında beklemek zorunda kaldı. Ankara'da CHP ve MHP seçmeni el ele verdi, siyasi tarihimize geçecek örnek bir duruş sergiledi. Seçmenlerin oylar çalınıyor mu endişesiyle feryat edip sabahlarken, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'deki bu rahatlığı neye yormalı? Pes demek hafif kalıyor doğrusu!
Sonuçlara bakacak olursak; seçim yeni ama sonuçlar eski. AKP Türkiye genelinde aldığı oyları, bir önceki yerel seçime göre artırdı. CHP ve MHP'de de artışlar var. Ama CHP ve MHP oylarını toplasanız AKP oylarına yetişemiyor. İşte burası ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir konu.
Seçim sonuçlarından farklı anlamlar çıkarmak mümkün. Yolsuzluk gibi konular Türk toplumunun, özellikle muhafazakâr seçmenin oy tercihini etkilemez hale gelmiş. Ayakkabı kutusu, sıfırlanan milyonlar, rant ilişkileri, Kuran ve ayetle dalga geçilmesi içten içe kabul edilse bile oy oranına negatif yansıma yapmıyor.
Tabi bu bunda yolsuzluğu muhalefet partilerinin değil de cemaatin ortaya çıkarması ana etken. CHP ve MHP'nin ortaya çıkaramadığı yolsuzluğu cemaat ortaya dökünce, Başbakan karşı atağa geçti ve seçmenin üzerinde yarattığı baskı ve "milli iradeye saldırı" algısıyla lehine çevirmeye çalıştı. Başarısız olduğu da söylenemez.
Net rakamlar vermek için henüz çok erken.
Kesin sonuçların alınması belki bu akşamı bulabilir. Oy oranları ne olursa olsun, AKP için zor günler devam edecek. Nihai bir rahatlama için genel seçime ihtiyaçları var.
Ama genel tablo itibariyle seçmenin verdiği mesaj çok açık: Türkiye'de muhalefet değişmeden iktidar değişmeyecek.
AKP yolsuzluğu bulaşsa da, Suriye'ye savaş açsa da Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin Tayyip Erdoğan'a alternatif olamayacağı düşünülüyor.
AKP onlar için kötünün iyisi ve alternatifsiz. Bu artık kabul edilmesi gereken gerçek. Türkiye'de seçimi AKP kazanmıyor. AKP'nin kazanan adaylarının bağımsız olarak seçime girdiğini bir düşünün, %1 alabilen çıkar mı? Çıkmaz. Çünkü seçimi adayın profili değil, Recep Tayyip Erdoğan profili kazanıyor.
Ayrıca, Türkiye'deki bu seçim sonuçları, Albert Einstein'ın o sözünü doğrular nitelikte: Aynı şeyi defalarca deneyip farklı sonuçlar beklemek aptallıktan başka bir şey değildir.
Şimdi top Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nda.
Hiç gurur kibir yapmadan, ya koltuklarını feda edip Tayyip Erdoğan'a alternatif lider bulunmasının önünü açacaklar ya da aynı sonuç döngüsü içinde hem kendilerini hem seçmenlerini hapsedecekler. Artık kendilerini düşündükleri kadar, partililerin heba olan çabalarını da görmek zorundalar.
Sıcağı sıcağına yapılabilecek yorum budur.
radikal