Seçime kadar yolsuzluk operasyonu durduruldu

[h=2]Üst düzey bir Emniyet yetkilisi SÖZCܒye konuştu:[/h]Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ

Emniyet’te en büyük darbe, Kaçakçılık Dairesi’ne indirildi. Daireden seçimlere kadar yeni bir operasyon yapılmaması ve ‘bilgi akışı’ istendi.
Yolsuzluklarla mücadelede emniyet müdürlüklerine destek veren, iller arasında koordineyi sağlayan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi’ne en büyük darbe indirilirken, üzerinde çalışma yürütülen planlı yolsuzluk soruşturmalarının “askıya alınması”, “bakanlığın bilgisi dışında” harekete geçilmemesi kararlaştırıldı.
Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülen çalışmalarda “adli polis” olarak görev alanlar da, yönetmeliğin değiştirilmesinden sonra hangi konular üzerinde çalıştıklarını İl Emniyet müdürlerine bildirmeye başladı. Zamanında bildirimde bulunmayan şube müdürleri hakkında, yeni yönetmelik hükümlerine uymamaktan dolayı adli ve idari işlem yapılacağı da gelen bilgiler arasında.
Askıya alınan operasyonlar
Emniyet’te büyük operasyonun KOM Dairesine yapılmasının nedeni de şöyle anlatıldı: Bu daire, teknik dinleme ve takiplerden haberdar olmasına rağmen, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a bilgi vermedi.
KOM Dairesi Başkanı Mehmet Yeşilkaya’nın yanı sıra yardımcıları Metin Kavak ve Alpaslan Çalışkan da görevlerinden alındı. Başkan yardımcılığına kısa süre önce getirilen Osman Tan ise göreve başladığında dinlemeler bittiği için yerinde kaldı.
‘Sadece maaş alacağız’
Mali, Narkotik, Kaçakçılık, Teknik Takip, Destek, Bilgi Teknolojileri, İnsan Kaynakları şube müdürleri aynı gün alınan dairede, yeni göreve gelenlerin ilk işi dairenin eşgüdümüyle illerde yürütülen yolsuzluk, rüşvet soruşturmaları hakkında bilgi almak oldu. Hangi iş adamları, siyasetçi, bürokrat ya da yakınlarının bu soruşturmalarda bulunduğu öğrenildi.
Tüm bilgiler, genel müdüre iletildi. Dairenin eşgüdümüyle yürütülen çalışmalar askıya alındı, seçimler öncesinde özellikle AKP’nin aleyhine olabilecek operasyonların yapılmaması, bunların duyurulmaması istendi. Bir yetkili şöyle konuştu: “Her şey yasaklandı. Bizim sadece oturup maaş almamızı istiyorlar.” Görevden alınan şube müdürleri de polis akademisine “öğretmen” kadrosuyla kızağa çekildi.
İktidar koruma altına alındı
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün üst düzey yetkilisi, SÖZCܒnün sorusu üzerine şunları söyledi: “Siyasi iktidarın yaptığı yolsuzlukların soruşturulması bundan sonra hemen hemen imkansız hale getirildi. Bilgiyi verdiğiniz zaman hemen tedbirini de alıyorlar. Yeni yönetmelik, siyasi iktidarı yolsuzluklara karşı koruma altına aldı.”



Seçime kadar yolsuzluk operasyonu durduruldu- Sözcü Gazetesi

pisliklerini,yine güçle,yine sindirmekle,yine emirlerle kapadılar..
ama bizim gözlerimizi kapayamazlar.

adalet bakanlığı bu ülkede kalksın. şahsen ben böyle hırsızları savunan ve kollayan bir bakanlık istemiyorum.

Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğundan bahsediliyor ve bazıları hala şaşırıyor. Pardon da neye şaşırdınız bu kadar? Kendi çocuklarını sokak ortasında öldüresiye dövebilen bir zihniyetin bütün bunları yapamayacağına mı? Bir insanı sokak ortasında tekmeleyerek öldürmenin neresini nerenizle meşru kılmıştınız ki şimdi bu kadar şaşırıyorsunuz?

Ağzını her açtığında insanların dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini, cinsel tercihini, önüne ne gelirse yani, aşağılayarak anan bir devlet dilinin ve o dilin sahiplerinin böylesine devasa yolsuzluklara bulaşmayacağını mı sandınız? Sizin Türkiye’ye telefon bağlattı deyip severek okşadığınız, okşadıkça büyüttüğünüz Özal’ın binlerce prensinin Türkiye’den daha zengin olduğunu hep birlikte görmemiş miydik? Bunlar Özal’ın çocukları değil mi? Yaşını büyüttürüp çocuk asan Kenan Evren’i yargılamayıp da besleyenlerin samimiyetine mi inandınız yoksa? Her sözünün başı din, iman, Allah, peygamber olanların milyon dolarlarını ayakkabı kutularında saklamasından hicap mı duydunuz? Siz hala bu ülkede bazılarının kıblesinin kapitalist Batı, seccadesinin dolar olduğunu anlamayacak kadar akıl yoksunu musunuz?

Yoksa siz inandığınız dinin kitaplarını da mı hiç okumadınız? Yezid’in zulüm saraylarının şatafatını işitmediniz mi? Ve o şatafatlı saraylarda yaşayanların Allah’ın adını ana ana Hüseyin’in başını kestiklerini bilmez misiniz? 1990’larda bu ülkede faili meçhuller olurken sesini çıkarmayıp o cinayetleri onaylayanlar da sizdiniz değil mi?

Sizin yüzünüzde gözünüz yok mu kuzum? Hani gözleri olup görmeyenlerden misiniz yoksa? Kulakları olup duymayanlardan mısınız? Siz neye inanıyorsunuz? Müslümansanız bir “yargı” günü sizi rahatsız etmiyor mu? Öyleyse ve diyelim ki ufak da olsa bir yerinden Müslümanlığa ilişmişseniz, hangi yüzle şefaat dileyeceksiniz? Yoksa sizin yüzünüz yok mu? Yalnızca abdest ve namazla Müslüman olunduğunu sananlardan mısınız? Onun için mi Hırant öldüğünde ayakkabısındaki deliği görüp yerin dibine batar gibi utanmak yerine sessiz kalmıştınız? Ölen bir Ermeni diye sevinmiştiniz? Onun tabanları delik ayakkabısı size hiçbir şey anlatmadı belki ama 4.5 milyon dolarlık ayakkabı kutularıyla da mı ikna olmadınız? Sizin sıtkınız bu kadar sıyrıldı mı gerçekten? Ayakkabı kutularındaki milyon dolarlar sizin suratınıza okkalı bir küfür gibi çarpmadı mı? Yoksa siz bu kadar mı yüzsüzsünüz?

Daha dün 100 TL zam için kendileriyle onlarca görüşme yapılan, binlerce takla attırılan, alanlarda üzerilerine gaz atılan, su sıkılan, cop vurulan işçinin memurun hali ortadayken servetlerine servet katanlardan sizin hala umudunuz mu var? Yoksa siz onlara baka baka onlara mı benzediniz?

Benzemek böyle sinsi bir şeydir. Dünyanın en lanet şeyidir belki de. Hiç farkında olmadan bir hırsıza bakarken hırsız, bir katile bakarken katil oluverirsiniz. İzlediğiniz her şeye biraz daha benzersiniz. Ne kadar çok izlerseniz o kadar çok benzersiniz. Sonra yerinizden kalktığınızda sadece yıllarca izledikleriniz gibi oluvermişsinizdir. Hakikaten siz yıllardır neyi seyrettiğinizin farkında değil misiniz?