- 12 Temmuz 2006
- 826
- 7
- Konu Sahibi BarbunyaPilaki
- #1
İnsanoğlu sarılmayı ne zaman ve nerede fark etti veya keşfetti ? Bu sorunun kesin olan tarafı yanıtının tam olarak bilinmezliğidir.Tarihler böyle bir kaydı tutmamışlardır.böyle bir kayıtsızlığın eksiklik olduğunu kaç kişi düşünmüştür acaba.
İnsanoğlu sarılmaya neden ihtiyaç duymuştur.Vahşi hayvanlardan korktuğu için olabilir.Sevgi ihtiyacından sarılmış olabilir.Ölüm karşısında bir savunma olarak sarılmış olabilir. Ki Eric FROMM tüm edimlerimizin altında yatan temel nedenin ölüm korkusu olduğunu söyler.Bir açlığı doyurmak için sarılmış olabilir. Doğada sarılabilecek yegane varlığın insan olduğunu kavrayarak sarılmış olabilir. Her ne kadar son yıllarda hayvanlara sarılmayı insana sarılmadan daha önemli gören bir kitle oluşmuşsa da. Çaresizliğinden sarılmış olabilir. Cinselliğin bir boyutu olarak sarılmış olabilir. Bu ihtimallere daha bir o kadar ve hatta daha fazla seçenek eklenebilir. Ama kesin bir tarafı var ki sarılma insanın insana bağışladığı bir güzelliktir.
İnsanın insan tenini bedeniyle algıladığı sarılmanın sağaltıcılığı nereden geliyordur acaba.Avrupa’da bulunan hasta yataklarının üçte ikisinde ruhsal problemleri olan insanlar yatıyorlarmış.Acaba bunun nedeni sarılmanın Avrupa’da eksikliği midir? Sarılmaya farklı toplumların tepkileri nedir hiç düşündünüz mü?Mesela bizde iki erkeğin kol kola dolaşması normalken batı da çok farklı anlamlara tekabül edebilmekte.
Sarılmanın güzelliğine bir de sarılabilecek değerde bir insan bulunca ortaya çıkacak güzelliği insanın güzellik dağarcığı yetmiyordur kesin.Bunu kulağın duyabildiği ses frekanslar gibi düşünmek gerek.Kulağımız nasıl ki belirli frekansların altındaki ve üstündeki sesleri alamıyorsa beynimiz de bazı güzellikleri algılayamıyor. Ya da sarılmalarımıza iğrenç açlık ve amaçlar yükleyerek çirkinleştiriyoruz. Bir politikacının seçim döneminde yoksul bir çocuğa sarılmasını düşünün. Ya da abazanın birinin hiç tanımadığı bir hayat kadınına sarılmasını. Bunu insanın yoksulluğu olarak almak gerek.
Sarılmalar iyi niyetle ve sevgiyle birleştiği zaman torbalar dolusu ilacın yapamayacağı etkiye sahiptir.Çünkü bu yaşlı gezegende sevgiye yanıt vermeyecek tek canlı nesne yoktur.
Yüreğin getirdiği sarılmalarınız var mıdır?Yoksa yazık olmuştur derim. Çıkarsız beklentisiz sarılmalar.Bir açlığa veya yoksulluğa yaslanmayan sarılmalar.Eğer sarılacağınız biri ve önüne geçilemez bir sarılma arzunuz yoksa bu yazıyı okuyarak geçirdiğiniz zamana da yazık oldu.
İnsanoğlu sarılmaya neden ihtiyaç duymuştur.Vahşi hayvanlardan korktuğu için olabilir.Sevgi ihtiyacından sarılmış olabilir.Ölüm karşısında bir savunma olarak sarılmış olabilir. Ki Eric FROMM tüm edimlerimizin altında yatan temel nedenin ölüm korkusu olduğunu söyler.Bir açlığı doyurmak için sarılmış olabilir. Doğada sarılabilecek yegane varlığın insan olduğunu kavrayarak sarılmış olabilir. Her ne kadar son yıllarda hayvanlara sarılmayı insana sarılmadan daha önemli gören bir kitle oluşmuşsa da. Çaresizliğinden sarılmış olabilir. Cinselliğin bir boyutu olarak sarılmış olabilir. Bu ihtimallere daha bir o kadar ve hatta daha fazla seçenek eklenebilir. Ama kesin bir tarafı var ki sarılma insanın insana bağışladığı bir güzelliktir.
İnsanın insan tenini bedeniyle algıladığı sarılmanın sağaltıcılığı nereden geliyordur acaba.Avrupa’da bulunan hasta yataklarının üçte ikisinde ruhsal problemleri olan insanlar yatıyorlarmış.Acaba bunun nedeni sarılmanın Avrupa’da eksikliği midir? Sarılmaya farklı toplumların tepkileri nedir hiç düşündünüz mü?Mesela bizde iki erkeğin kol kola dolaşması normalken batı da çok farklı anlamlara tekabül edebilmekte.
Sarılmanın güzelliğine bir de sarılabilecek değerde bir insan bulunca ortaya çıkacak güzelliği insanın güzellik dağarcığı yetmiyordur kesin.Bunu kulağın duyabildiği ses frekanslar gibi düşünmek gerek.Kulağımız nasıl ki belirli frekansların altındaki ve üstündeki sesleri alamıyorsa beynimiz de bazı güzellikleri algılayamıyor. Ya da sarılmalarımıza iğrenç açlık ve amaçlar yükleyerek çirkinleştiriyoruz. Bir politikacının seçim döneminde yoksul bir çocuğa sarılmasını düşünün. Ya da abazanın birinin hiç tanımadığı bir hayat kadınına sarılmasını. Bunu insanın yoksulluğu olarak almak gerek.
Sarılmalar iyi niyetle ve sevgiyle birleştiği zaman torbalar dolusu ilacın yapamayacağı etkiye sahiptir.Çünkü bu yaşlı gezegende sevgiye yanıt vermeyecek tek canlı nesne yoktur.
Yüreğin getirdiği sarılmalarınız var mıdır?Yoksa yazık olmuştur derim. Çıkarsız beklentisiz sarılmalar.Bir açlığa veya yoksulluğa yaslanmayan sarılmalar.Eğer sarılacağınız biri ve önüne geçilemez bir sarılma arzunuz yoksa bu yazıyı okuyarak geçirdiğiniz zamana da yazık oldu.