• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Sana Ayrılan Yollarda Ayrılığa Vakit Yok

Nixi_

ßir dilek tut.. Amy~
Kayıtlı Üye
25 Temmuz 2011
203
3
46
Ankara
Ayrılığa vakit ayırmadım.
Sahilde taşlarken denizi durgun ellerin,
mavilerle gönderdim yorgun gözlerine geleceği.
Deniz yıldızlı yüreğimdi sana sunduğum.
Gölgelenmiş yüzümün nuru ol istedim.
Ki; sana geldiğimde yatıyordum yorgun ruhumun yatağında.

Ayrılığa söz ayırmadım.
Yazılırken tarih olmuşlar gerçeğin kalemiyle,
eksik kalanlar terletiyordu yüzümü bakışlarında.
Dünlerde ıslanmış kayboluşlardı sana sunduğum.
Defterimde yeni bir sayfa ol istedim.
Ki; sana geldiğimde yatıyordu tarihim ruhumun yatağında.

Ayrılığa şiirler ayırmadım.
Haykırırken sancılarını dizeler gül yüzüne,
ayrılığın adı sarı diye dizeler kızarıyordu dizlerinde.
Duyguların bastırılmış diliyle son sözdü sana sunduğum.
Şiirlerime sevgim ol istedim.
Ki; sana geldiğimde yatıyordu dumanlı başım ruhumun yatağında.

Ayrılığa bugünleri ayırmadım.
Unutulmuş saydım tarihleri gençliğin yollarında.
Ayrılığın korkulu gizlenmelerini döşerken patika yollara,
kavuşmaların sevda sokaklarıydı sana sunduğum
Çıkmazlara değil, sokağıma çıkan yol ol istedim.
Ki; sana geldiğimde yatıyordu unutulmuş tarihlerim patika yolların altında.



Yüksel Dayanç

 
Unutmaya Özlem
Buralar ihtişamından olmuş sarhoş
Seninle kurduğum hayaller tümden boş

Gözlerimden akarken birkaç damla yaş
Yağmur damlaları olur bana sırdaş

Yalnızlığa özlem ancak bu kadardır
Her seferinde beden çaresiz kalır

Bir türlü esemedi rüzgarı güzün
Bu nedendendir ki içim dolu hüzün

Şimdi hayalin sen gibi imkânsızken
Üzüntü verir artık bana bu mesken

Sarhoşluğumdan hayal olurken dünya
Nasıl açsam gözlerimi her şey rüya

Bu gözler dünyayı değil düşü görür
Akıp gitsin sensiz kalmaktansa ömür

Rüyadan uyanmak kalbimin emeli
Sen var mıydın dünyaya geldim geleli?

Emeller çabayla gerçekleşir ancak
Belki de kalp seni unutamayacak

Böyle bir sitemi nasıl çeksin bu can
Bu hayat vermedikten sonra heyecan

Kalbim ister benden hep mutlu bir hayat
Fakat bende değil ondadır kabahat

Kalbim geçmişi siler bana küfreder
Naçiz umudum yaşlı gözle seyreder

Umutlarım yavaşça beni terkeder
Sen yoksan ruhumu kaplasın keder

Mevsim bir bahar olur düşe dalana
Umudum suç atar canıma kanıma

Atarken vücudumdan zehirli kanı
Aklım düşler seni unuttuğum anı


Mehmet Helvacıköylü
 
inan sevgili
ne rüzgarda uçuşan saçlarına
ne gül dudaklarına
ne dekolte göğsüne
ne mis kokan tenine
ne endamlı yürüyüşüne
kandım

yalan
hepsi yalan
yalan dediklerim de yalan

velhasıl

ben dün akşam
billur sularında yıkandım
yüreğime izinsiz dalan
benliğimi esir alan
gülüşünde kaldım

gözlerine kandım



Sıtkı Özkaya

 
İnanır mısın..
Sensiz geçen zaman yıprattı beni,
Simsiyah saçımı ak etti desem;
Hasretin kedere hep kattı beni,
Yaşama şevkimi yok etti desem...

Vermedi felek hiç bir muradımı,
Boşa çeviriyor her imdadımı,
Duyarmısın zalim bu feryadımı,
Senin zulmün bana çok etti desem...

Ben sana can dedim olmadın canan,
Şimdi bir ateşsin sinemde yanan;
Nankörlük ederim kendime inan,
Gönlüm bu çileyi hak etti desem...

Ben mecnun; sen başka cana yarmısın,
Zor gelir buna sen dayanırmısın,
Yalansız, riyasız inanır mısın,
Sensizlik canıma tak etti desem...

Göze yaşı koydun, kalbe irini;
Ölmeden göreydim senin dirini,
Sevemedim senden başka birini,
Sevdan yüregimi tok etti desem...

Mustafa SADE...
 
Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin

Rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi
kent suskun
ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde
imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken
ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar
imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan
gecenin en serseri yanını alırım günceme

durup durup şiirler yazmak yoluna
yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde
kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan
her gece yorganımın altında sakladığım
kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana
sen uykudayken
babam her gece ölüyor şimdilerde
annem nihavent bir çığlık oluyor
bana en çok sensizlik koyuyor
sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi
uyanmak için

eski bir aşkını anlatıyorken bana
konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım
kaç kez kanıyorum bir bilsen
(ya da hiç bilmesen)
sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor
kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum
gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor

yastığının altında yalnızlığın var biliyorum
oysa ben senden bir bardak su istedim
akdeniz değil
son yalnızı benimdir bu kentin
istanbul arkamdan gelir
ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız
hep kendine mi saklarsın çocukluğunu

ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış
kayadan seken kurşun
en serseri yanımız olur kimi zaman
ve ben hep kendimi terk ederim senden
her katilin aşkı
her aşkın katili
bir öncekinin faili
hep ben olurum
hep ben ölürüm

içime uzanan koridorların ortasından
hep gülerdin beni görünce
bense sana hep geç kalırdım
sona kalırdım
sonra kanardım

yağmurlarla inseydin içime
içim senden yanaydı
yüzümdeki işgaller senden karaydı
seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi
sana yazacaklarım sil sil bitmezdi
ve ben
sende hiçbir şeydim
sen bende herşeyken

yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım
kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni
ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine
geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin
ve sevgisizlik alır bir gün seni benden
işte bu yüzden
sen hep sevil
hep sevil
sevil.....

Kahraman Tazeoğlu

 
yağmurlarla inseydin içime
içim senden yanaydı
yüzümdeki işgaller senden karaydı
seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi
sana yazacaklarım sil sil bitmezdi
ve ben
sende hiçbir şeydim
sen bende herşeyken
 
şimdi karşımda seni seyrediyorum,
çünkü;
ilmik ilmik yazmak istiyorum seni içime
gözlerindeki anlamı anlamak,
gülüşündeki sıcaklığı hissetmek istiyorum.
hep sana derdim sırıtma diye,
şimdi karşımda bana gülümsüyorsun.
seni uzun uzun seyrediyorumve
kendime soruyorum;
neden seni sevdim diye,
beni sana bağlayan;
delici bakışların mıydı?
yoksa sıcacık busen miydi,?
yoksa elimi ilk tutuşundaki heyecanın mıydı?
yoksa beni sardığın zaman ki,
sıcaklığını hissetmem miydi?
evet bilinmez!!!
şimdi senle yatıp kalkıyorum,
senle çekiyorum havayı ciğerlerime,
rüyalarımdaki sensin.,
hayallerimdeki de sensin,
artık;
sen ben'sin,
bende sen'im....
 
Bir şey var sende
Vardıkça, göğün kaybolan derinliğinde
Yalnızlığın sihirli elmas gözlerinde
Tut ki rüyaları
Yarı kalmış sevdaların peşinde
Uzatmak uzatmak gibi bir şey

Hangi yağmur döndü
Düşmeden acıkmış karnına toprağın
Hangi has bahçe
Sakladı şakıyan bülbülleri seherden
Bir şey ki Kevser’den
Yarı sıcak nisanlar gibi sevecen
Kır çiçekleri gibi masum
Zambaklar gibi nazlı bir şey

Bir şey var sende
Açılmamış bir gonca gibi
Kendine sakladığın bir şey
 

İyi ki varsın...
Ne senden sonra,ne seninleyken ne de sensizlikten ağlamam bundan böyle...Çünkü sen yüreğimle sevdiğimsin!


İyi ki varsın...
Yanındayken,omzundayken,gönlün deyken,uzaktayken,yüreğindeyken bile hasretini çektiğimsin..Sevgimdensin!


İyi ki varsın...
Umudumsun,huzurumsun,sevdiğimsin,öldüğümsün,hayatta kalışım,yaşama çırpınışım ve sen yüreğimle beraber sırdaşımsın..!

 
Özlem

sen bilir misin özlemi
nasıl yakar insanın içini
nasıl kıvrandırır
midene kramp girmiş gibi
elinden bir şey gelmeyen aç çocuğuna
ekmek veremeyen anneler gibi
yanar için alev alev
özlemin yakar bitirir seni
birde görürsen özlediğini
ateşlere sular dökülmüş gibi
sönüverir ateşin
dinivermiş sancıların
gördün ya yeter artık
ölsem de gam yemem dersin
ama içindeki alev sönmemiştir
durmuştur alev alev yanma
için için yanma başlar
içten sinsice kemirir
küllenen ateş bekler
alevlenmek için
yeni ayrılıkları

Mustafa Emirler
 
Seni, sen olmayınca, anlıyormuşum ben,
Bir an yokmuşsun gibi düşünüyorum,
Olmuyor.
Yokluğunu, yarın gelceğini bilsem de
Kabullenemiyorum,
Özlemin, alışmışlık olduğunu düşünüyorum bazen,
Bu kadar özlemem için, ne kadar alışmışım ki sana?
En çok neyine alışmışım merak ediyorum.
Yağmur yağmasa da bu aralar çok fena yağmursuyorum,
Hava soğuk ama,
Ben aslında seni üşüyorum, nefes alışlarımda.
Sesim bir tuhaf çıkıyor ismini hecelerken,
Elini tutabilmenin kıymetini
Parmaklarımla oynarken anlıyorum,
İsminin dilimden düşmesini dinliyorum,
Gecenin en sessiz saatinde,
Şimdiye kadar hiç duymamışım gibi tuhaf geliyor
bana
Düşlerimde bir değişti son zamanlarda,
Garibime gidiyor,
Her karesinde sen varsın yaşanacaklarımın,
Olmayacak hayallerimde bile
Sen çıkıyorsun karşıma birden...
 


Gitmek istiyorum bu yerlerden
Ay küçülmeden
Güneş kızıla dönmeden
Bir gece ansızın aniden
Gitmek istiyorum bu yerlerden
Belki de bu sabah
Kalkmalıyım erkenden
Ay küçülmeden
Güneş kızıla dönmeden
Kurtlar dağlara çekilmeden
Aşk sarhoşları ayılmadan
Gitmek istiyorum bu yerlerden
Bir ağaç gölgesi bulmalıyım
Püfür püfür esen
Ve arkamdan küfretmeyen
Yılan gibi akıp gitsem
Şahinlere görünmeden
Bir şelaleye varsam
Alnımdaki tuzlar erimeden
İçmesem sudan
Nefes de almasam
Menekşe kokulu rüzgardan
Veya varsam hiç duraksamadan
Kendimden kaçar gibi
Aynaya bakmadan
Kızgın çöllerde dolaşsam
Akreplere basmadan
Bir dost edasıyla yaklaşsam
Kuyruğunu sallamadan
Engerek yılanlarıyla
Arkadaş olsam
Ve hiç korkmadan
Gitmek istiyorum bu yerlerden
Ay küçülmeden
Güneş kızıla dönmeden
Bir sabah erken
Baltık denizine mi gitsem
Oslodan
Deniz aslanları arasam
Soğuklar basmadan
Uzaklaşsam çakallardan
Beyaz ayının postuna yaslanıp
Isınsam
Yürüsem sana hasret yolları
Devedikenlerine aldırmadan
Gitmek istiyorum bu yerlerden
Ay küçülmeden
Güneş kızıla dönmeden
Bir sabah uyandığımda
Konfeti olsam yağsam
Yıldızları kıskandırırcasına
Volkan olsam patlasam
Lav olup aksam
Yanardağlardan
Üşüyorum
Sensizlikten
Gitmek için bu yerlerden
Belki de vakit erken
Sen içimdeyken
Geçmişim kendimden
Ben mi değiştim
Seni özlemekten
Kavramları mı karıştırdım
Seni sensiz düşünmekten
Gitmek mi gitmemek mi
Henüz karar vermeden
Yoruldum sabahı beklemekten


Sabahittin Kurtoğlu
 
Yorulmadın Mı?

Beni toprak gibi ezip geçmekten
Beni derdin ile sarhoş görmekten
Bana ceza verip mahkûm etmekten
Vicdansızım söyle yorulmadın mı?

Senelerdir bensiz yaşam sürmekten
Hem kendini hem de beni üzmekten
Ayrılığı bize bir dost bilmekten
Vicdansızım söyle yorulmadın mı?

Mutluluğu elde görüp seyirden
Yokluğumla geçen bensiz günlerden
Sana ait olan sensiz kalbimden
Hep uzak durmaktan yorulmadın mı?



Sedat Hünkar Kravzer
 
Sormuyorum

Zamanlı zamansız gelir hasretin,
Sendeledikçe bu yürek,
Bir umut iklimine kanatlanır,
Tek dostum yalnızlığım...
Ve kadehlere doldu mu gözlerin,
Her yudumu sarhoşluğum,
Her yeni kadeh ağrıyan başım.
Söndürdüm son sigaramı,
Sessizce geldi karanlık,
Beni anlayan tek arkadaşım.
Beklediğim bir şafak var,
Seni getirmese de bana.
Elimde bir şemsiyem,
Yağmasa da yağmur.
Yalnız otursam da masamda,
Yanan mumlarım var,
Hasret kokan,
Boynu bükük,
İki gül...
Boş görünse de karşımda sandalye,
Oturan bir hayalin var,
Kadehimde dudağının izi,
Her şarkıda senin sesin,
Her melodi nefesin.
Bu akşam sormuyorum.
Nerde kaldın?
Nerdesin?
Biliyorum içimdesin...

Erkan Başok
 

Niye ihtiyaç duyarki insan bir başkasına?
Niye Özler .. Neyi Bekler?
Yokluğu neden bazen bu kadar belli olur,
Ve gelişi neden bu kadar önemlidir?

Özlemek;
Olur ya bazen,
Ekmek gibi su gibi
Olmazsa olmaz gibi
Özlersin ya hani ...

Takılırsın o'na
Düşünemez, göremez, bilemezsin..
Sadece Özlersin nedensiz...



Bugün en çok seni özLedim ben.
Bütün aLışkanlıklarını, ne biliyim yürüyüşünü faLan göresim geLdi.
Bir dokunuşunu,bir bakışını,sesini duymayı.
SeninLe oLmayı en çok bugün özLedim ben..
 
Sensin

Yuvası bozulmuş bir göçmen kuşum,
Beklenen iklimim baharım sensin.
Kendimden geçmişim inan sarhoşum,
Bir yudum içmedim sebebi sensin.
Geceler kâbustur yağar üstüme,
Özlenen ışığım şafağım sensin.
Kader aldı benden mutlulukları,
Tek çarem hasretim ümidim sensin.
Gözlerim yoruldu bakmaktan yola,
Ufukta beklenen tek müjdem sensin.
Ne gurbet zor gelir ne de o sıla,
Gönlümün arzusu vuslatı sensin.
Karanlık anılar ölümden beter,
Mazime canlılık verenim sensin.
Solmasın bu gonca bin güle değer,
Sevgiyle koklanan çiçeğim sensin...

Erkan Başok
 
Back