Daha önce bu konuda bir şeyler yazmıştım ama, aşağıdaki yazıyı evde düşünürken kafamı toplamak için yazdım, buraya gönderesim geldi...
Benim sorunum, aşırı negatif ve empati yeteneği hiç olmayan aile bireylerim. 4 yıllık erkek arkadaşımla kendi ekonomik özgürlükleri olan, üniversite mezunu iki yetişkin genç insan olarak evlenmeye karar verdik. Fakat başından iki boşanma, çok sayıda mutsuz flört geçmiş, bir dönem alkolik olmuş, çocukluğumda beni çok büyük hayal kırıklıklarına uğratmış, bugün tek bir arkadaşı bile olmayan, insanlardan nefret eden ve karşısına çıkan herkese önyargı ile yaklaşıp her hareketinin altında art niyet arayan babam, bu süreci bana zindan ediyor. İşin kötüsü, tıpkı kendisi gibi olan dedemi de işin içine katıyor, ki ben bir buçuk yıldır dedemin yanında yaşıyorum (Onun da iki evliliği mutsuzdu, şimdi çocukları bir bir boşanıyor). Hayallerim yıkılıyor, genç bir kadın olarak mutluluktan ayaklarımın yerden kesiliyor olması gereken bu dönemde kişiliği zor insanlar enerjimi emiyor, heveslerimi söndürüyor, gelecekte torunlarıma ulaşacak güzel anılarım olmasına müsade etmiyorlar. İlk başta bu duruma "Kötü tecrübeleri var, ondan evlenecek olmama böyle negatif yaklaşıyorlar"şeklinde bakıyordum ama şunu anladım: Bu insanların hayatları boyunca mutsuz olmalarının tek sebebi yine kendileri, yani hayata aşırı negatif bakış açıları. İnsanların hepsinin kusurlu, hepsinin art niyetli olduğunu varsayan ve kendileri dışında herkese aptal, mantıksız, yeterince olgun olmayan muamelesi yapmaları.
Bu durumla nasıl mücadele edebilirim? Sorunu yok sayarsam ve susarsam daha çok üzerime gelirler mi? "Duygularını onlara anlat" demeyin çünkü hem yazılı hem de sözlü olarak defalarca anlattım, hiç bir gelişme olmadı, aksine her seferinde hakaret işittim, azarlandım, duygularımı açtığım için "Duygusal, alıngan, kırılgan, çocuk, mantıksız, kafasının içi boş" olmakla suçlandım.
Artık dona kaldım... Ne babamı arayabiliyorum, ne dedemi karşıma alıp konuşabiliyorum. Eylemsizim. Kımıldayamıyorum. Onlar yüzünden nişan yapmaktan, sade bir nikahtan sonra yenecek bir küçük akşam yemeğinden bile vazgeçtim. Sırf o anıları da siyaha boyamasınlar, yanıma gelip "Al işte çok istiyordun, başına çal!" gibi sözler sarfetmesinler diye. Ev baktık, gün aldık, sırf kötü bir söz söyleyip yine beni yine aşağı çekmesinler diyerek susuyorum, bu gelişmeleri onlarla paylaşmıyorum; şu güzel dönemin tadını bir sonraki fırtına ve azarlanma silsilesine kadar olabildiğince çıkarmaya çalışıyorum. Elimden sadece bu geliyor artık...
Benim sorunum, aşırı negatif ve empati yeteneği hiç olmayan aile bireylerim. 4 yıllık erkek arkadaşımla kendi ekonomik özgürlükleri olan, üniversite mezunu iki yetişkin genç insan olarak evlenmeye karar verdik. Fakat başından iki boşanma, çok sayıda mutsuz flört geçmiş, bir dönem alkolik olmuş, çocukluğumda beni çok büyük hayal kırıklıklarına uğratmış, bugün tek bir arkadaşı bile olmayan, insanlardan nefret eden ve karşısına çıkan herkese önyargı ile yaklaşıp her hareketinin altında art niyet arayan babam, bu süreci bana zindan ediyor. İşin kötüsü, tıpkı kendisi gibi olan dedemi de işin içine katıyor, ki ben bir buçuk yıldır dedemin yanında yaşıyorum (Onun da iki evliliği mutsuzdu, şimdi çocukları bir bir boşanıyor). Hayallerim yıkılıyor, genç bir kadın olarak mutluluktan ayaklarımın yerden kesiliyor olması gereken bu dönemde kişiliği zor insanlar enerjimi emiyor, heveslerimi söndürüyor, gelecekte torunlarıma ulaşacak güzel anılarım olmasına müsade etmiyorlar. İlk başta bu duruma "Kötü tecrübeleri var, ondan evlenecek olmama böyle negatif yaklaşıyorlar"şeklinde bakıyordum ama şunu anladım: Bu insanların hayatları boyunca mutsuz olmalarının tek sebebi yine kendileri, yani hayata aşırı negatif bakış açıları. İnsanların hepsinin kusurlu, hepsinin art niyetli olduğunu varsayan ve kendileri dışında herkese aptal, mantıksız, yeterince olgun olmayan muamelesi yapmaları.
Bu durumla nasıl mücadele edebilirim? Sorunu yok sayarsam ve susarsam daha çok üzerime gelirler mi? "Duygularını onlara anlat" demeyin çünkü hem yazılı hem de sözlü olarak defalarca anlattım, hiç bir gelişme olmadı, aksine her seferinde hakaret işittim, azarlandım, duygularımı açtığım için "Duygusal, alıngan, kırılgan, çocuk, mantıksız, kafasının içi boş" olmakla suçlandım.
Artık dona kaldım... Ne babamı arayabiliyorum, ne dedemi karşıma alıp konuşabiliyorum. Eylemsizim. Kımıldayamıyorum. Onlar yüzünden nişan yapmaktan, sade bir nikahtan sonra yenecek bir küçük akşam yemeğinden bile vazgeçtim. Sırf o anıları da siyaha boyamasınlar, yanıma gelip "Al işte çok istiyordun, başına çal!" gibi sözler sarfetmesinler diye. Ev baktık, gün aldık, sırf kötü bir söz söyleyip yine beni yine aşağı çekmesinler diyerek susuyorum, bu gelişmeleri onlarla paylaşmıyorum; şu güzel dönemin tadını bir sonraki fırtına ve azarlanma silsilesine kadar olabildiğince çıkarmaya çalışıyorum. Elimden sadece bu geliyor artık...