Selamlar.
Ben kimse ile dedikodu yapmıyorum. Bunları başta ben odada varken yapıyorlardı bu şikayet olayından sonra ciddi bir konuşma gerçekleştirdim. Şimdi benim yanımda yapılamıyor. Ama öğreniyorum ki ofisten çıktığım anda dedikodu yapılıyor ve hatta birimden kim giderse onun dedikodusu yapılıyor.
Ben kimsenin arkasından konuşup iş çevirmem. Bir başkasının dedikodusunu yapmam.
Bana bunu gelip söyleyen kişi başka bir şey konuşulurken arada size böyle söylendiği için biz o kişi ile mesafeliyiz dedi. Yani ben o kişiye de güvenmiyorum. Onunla arası bozulduğu için gelip laf arasına sıkıştırdı bunu. Ben de bu tutumdan emin olmak için bu taraflardan biriyle çekerek konuştum çünkü hatalı bir karar vermek istemiyorum.
Bu arada 6 ayda bu şikayet edenlerden yalnızca biri düzelmedi. Diğerleri bazı durumları kabullendiler. Ekstra personel aldık. Yalnızca biri uslanmadı. Uslanmadığını da yeni öğrendim.
Şu konuda haklısınız. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ve bunu yansıtmamalı. Profesyonellik orada başlar. İşte ben de diyorum ki bu arkadaş sevmediğini ve bu nedenle müdürü olmadığımı topluluk içinde beyan ediyor. Bunu başkalarını gaza getirme ortalığı alevlendirme niyetiyle yapıyor. Ben de diyorum ki ben de zerre sevmiyorum ama günün sonunda bunu ona veya ortama yansıtmıyorum. Ki yıl sonu performans değerlendirmelerinde bunu objektif olarak yansıttım. Ben Ayşe’yi sevmiyorum Mehmeti sevmiyorum demiyorum zaten işyerimde. Burda duygularımı paylaşıyorum. Yoksa şirkette elbette objektif ve tarafsız davranıyorum. Ama taştan değilim bir hissim var ve bunu burda paylaşmam abes değil dye düşünüyorum.
iste diyorsun ya "ogreniyroum dedikodu yapiyorlar , ben ciktiktan sonra dedikodu yapıyorlar" falan..kimden ogreniyorsun? sana bu laflari tasiyan kim? eger odaya gizli ses kayit cihazi yerlestirmiyorsan demek ki biri sana bunu aktariyor? asla dedikodu yapmam demissin. birinin yanina gelip rahatca :sen ciktiktan sonra senin hakkinda soyle boyle dediler" cümlesi de bir dedikodudur. seninle dedikodu yapan bu kisi kim?
cok yanlis davraniyorsun bence. birak kim kimin dedikodusunu yaparsa yapsin. hangi ofiste patronun amirin dedikodusu dönmüyor, onlar kotulenmiyor? mümkün degil ki böyle bir şey. ben devlet dairesinden kurumsala, patron aile sirketine cok fazla yerde calistim hep bir amir yakinmasi olurdu. bu normal bir sey. kapat kulagini, işler aksamiyorsa umursama. Kimsenin de seni doldurmasina izin verme.
senin bir agirligin olmali. kapini kapat calarak girsinler. kimse sana laf tasimaya cesaret edemesin. is ver, yapmiyorlarsa gerekeni yap.
bir de soyle demissin "bu arkadaş sevmediğini ve bu nedenle müdürü olmadığımı topluluk içinde beyan ediyor. Bunu başkalarını gaza getirme ortalığı alevlendirme niyetiyle yapıyor"
eee, peki sen ne yaptin? odana gidip ağladın mi bu olaylar olurken?
yaptigin her neyse demek ki etkili olmamis ki aylar gecmis hala devam etmis.
bir amir olarak bu olay hakkında kisiden ve sahitlerden yazili tutanak alip insan kaynaklariyla paylasmaliydin. insan kaynakları yoksa aldigin yazili ifadeden birkac gun sonra sekretere onu odana cagirmasini söyleyip "4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesi uyarinca iş akdini haklı sebeple feshedebilir maddesi durumunda ikinci bir yazili uyarida isten ayrilacagini" bilgilendiren resmi bir yazinin altina imza atip ona verebilir, tazminat hakkini kaybedeceğini iyice anlamasini saglayanilirdin. hem merakla dedikodu kazani kaynayan herkes elinde kagitla cikinca okurlardi o yaziyi, korkarlardi. hem de kadinin tekrar etmeye mabadi yemezdi, velev ki tekrar etti, hicbir vicdani sorun yasamadan isten cikartirdin, digerlerinin de gözü korkardi.
yani iyi bir amir böyle yapmalıydi. Peki sen ne yaptin?