- 16 Ağustos 2010
- 293.105
- 603.058
- 43
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesi, akıllı telefonların hayatımıza girmesi ve giderek tüm topluma yayılan sosyal medya alışkanlığının bir sonucu olarak psikolojik bozukluklarda önemli bir artış olmuştur. Bu sorunları rahatlatmak için alkol, uyuşturucu, seks, alışveriş, fazla yeme gibi bağımlılıkların yanında internet bağımlığı da hızlı bir şekilde artmıştır.
Sürekli internette zaman geçiren birisinin beyni, tıpkı bir uyuşturucu bağımlısında olduğu gibi zamanla robotlaştırmaktadır. Bu sayede birçok kişi temel ruhsal sorunlarından geçici bir şekilde uzaklaşmakta kendisini geçici olarak iyi hissetmektedir. Ancak uzun vadede unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, hızlı karar verememe, yeni bir şey öğrenmede güçlük çekme gibi sorunlar birçok insanda görülmektedir.
Psikoterapist Uzm. Dr. Timur Harzadın'a göre özellikle 15-25 yaşlarında daha sık görülmekle beraber, her yaş grubundaki insanlar risk altında olabilir. İnternet bağımlılığındaki en önemli problem kişinin bunu kendisine yakıştırmaması, bu yüzden de farkında olmamasıdır. Böyle birisi bu rahatsızlığını inkar etmekte, ancak çevresinden bu konuda sık sık uyarılar almaktadır. Aslında bu bağımlılık uyuşturucudan çok daha tehlikelidir. Çünkü uyuşturucu bağımlısı birisi bir süre sonra ben artık tedavi olmalıyım, bu bana zarar veriyor diyebilir. İnternet bağımlısı olan ise bunun farkına varmaz ve giderek beyni tahrip olur.
DEĞERSİZLİK VE YALNIZLIK DUYGUSU BAŞLICA TETİKLEYİCİ
Kendini iç dünyasında değerli hissetmeyen birisi bağımlılık için başlıca adaylardandır. Böyle bir ruhsal durumda olan kişi, sosyal medyada çok kişi tarafından beğenildiğinde değerli ve sevilen birisi olduğunu düşünebilir. Az kişi beğendiğinde ise değersizim, kimse beni sevmiyor diye düşünebilir. Böyle birisinin referans noktası ötekinin zihnidir. Karşıdaki ona değerli baktığında değerli hisseder, iğrenerek baktığında ise pislik gibi hisseder. Kendi değerini kendisi belirleyemez. Karşısındakinin olumlu ya da olumsuz bakışlarından az etkilenenlerde ise bu soruna daha az rastlanır.
Yalnızlık duygusu da önemli bir tetikleyicidir. Kimi insanın eşi dostu azdır. İletişim kurduğu fazla kimse yoktur. Bu yalnızlığı internette gezinerek çözmeye çalışır. Daha tehlikeli olan ise kalabalık içinde yalnız olmaktır. Çünkü böyle bir insan gerçekte hissettiği yalnızlık duygusunun farkında olmayabilir. Bu kişinin birçok arkadaşı olmasına rağmen onlarla derin bir ruhsal ilişki kurmamakta, etrafını kendisinden belirli bir mesafede tutmaya çalışmaktadır.
İNSANLARIN BİRBİRİNE EŞYA GİBİ DAVRANMAMASI ÖNEMLİ
Son yıllarda bu sorunun ortaya çıkışında ebeveynlerin önemli bir etkisi var. Günümüzde birçok anne ve baba kendi çocukluğunda yaşayamadığı, yaşamında eksik gördüğü şeyleri çocukları üzerinden gidermeye çalışmaktadır. Zihninde olumsuz duygular yaratan bu eksiklikleri çocuk üzerinden gidermek rahatlatıcı bir etki yaratıyor olabir. Örneğin çocukluğunda bisiklet isteyip alınmayan bir ebeveyn, çocuğuna iki yılda bir yeni bisiklet alarak bunu dengelemeye çalışır. Aslında alınan bisiklet çocuğun değil, ebeveynin olmaktadır.
Benzer şekilde çocuğun fikri önemsenmeden çocuğu piyano, bale, tiyatro kursuna göndermek rahatlatıcı olabilir. Bu durumda çocuk sağlıklı bir kimlik oluşturamaz, kendisini tam ve bütünleşmiş hissedemez. Anlamsızlık ve boşluk duyguları hisseder. Zamanla internet ve akıllı telefona bağımlı hale gelebilir. Bu kişiler yetişkinlik döneminde partnerine bir insan olarak değil de bir eşya gibi davranır. Ya sürekli emirler verir veya ötekine sürekli olarak uyum göstererek köleleşir.
REKABET DUYGUSU BAĞIMLILIKTA ÖNEMLİ
Bazı kişiler günlük hayatta sürekli birileri ile yarış halindedir. O sırada arkadaşı ne durumda, nerede geziyor, ne yiyip içiyor ya da sevgilisiyle durumu nedir takip ediyor merak eder. Eski sevgilisi mutlu mu mutsuz mu bunu sürekli olarak bilmek ister. Eski sevgili mutsuz ise iyi hisseder, mutlu ise kötü hisseder. Eski sevgili başka bir sevgili bulmuş ve onunla mutlu ise durum çok acı verici bir hale dönüşür.
Erkekler kendini değerli hissetmek için karizmatik görünen resimler koyar. Bunun yanında hırslı, başarılı ve zeki olduğunu gösteren resimleri ile ön plana çıkar. Kadınlar ise genç görünmesi, çekici ve seksi olması, yeni moda elbisesi gibi faktörlerle kendini fark ettirmeye çalışır.
OLUMSUZ ÇOCUKLUK ÇAĞI DENEYİMLERİ FAZLA OLANLAR RİSK ALTINDA
Değersizlik, yalnızlık ve terk edilme duygusunu çocukluk çağında yoğun yaşayan kişiler riskli grubu oluşturmaktadır. Böyle birisi sanal hayata fazla vakit geçirerek gerçeklerden kaçınmaya çalışır. İnternet bağımlı olan birisinin aslında derinlerde bir sorunu vardır ve bununla baş edemez bir haldedir.
ÇÖZÜM ÖNCELİKLE KİŞİNİN KENDİSİNDE
Bir kişi internet bağımlısı olduğunu başlangıçta fark etmeyebilir. Ancak kişinin kendisi fark edemese de çevreden gelen uyarıları ciddiye alıp, üzerine düşünmesi başlangıçta önemli bir adım olacaktır. Kişinin hayatındaki monotonluğu bozması, yeni hobilerle ilgilenmesi de yararlıdır. Sanal ortam yerine sosyal alanlarda daha çok vakit geçirmek ve bilgisayar ekranı yerine yüz yüze iletişim kurmak da çok yararlı olacaktır.
Kaynak:hürriyet
Psikoterapist Uzm. Dr. Timur Harzadın'a göre özellikle 15-25 yaşlarında daha sık görülmekle beraber, her yaş grubundaki insanlar risk altında olabilir. İnternet bağımlılığındaki en önemli problem kişinin bunu kendisine yakıştırmaması, bu yüzden de farkında olmamasıdır. Böyle birisi bu rahatsızlığını inkar etmekte, ancak çevresinden bu konuda sık sık uyarılar almaktadır. Aslında bu bağımlılık uyuşturucudan çok daha tehlikelidir. Çünkü uyuşturucu bağımlısı birisi bir süre sonra ben artık tedavi olmalıyım, bu bana zarar veriyor diyebilir. İnternet bağımlısı olan ise bunun farkına varmaz ve giderek beyni tahrip olur.
DEĞERSİZLİK VE YALNIZLIK DUYGUSU BAŞLICA TETİKLEYİCİ
Kendini iç dünyasında değerli hissetmeyen birisi bağımlılık için başlıca adaylardandır. Böyle bir ruhsal durumda olan kişi, sosyal medyada çok kişi tarafından beğenildiğinde değerli ve sevilen birisi olduğunu düşünebilir. Az kişi beğendiğinde ise değersizim, kimse beni sevmiyor diye düşünebilir. Böyle birisinin referans noktası ötekinin zihnidir. Karşıdaki ona değerli baktığında değerli hisseder, iğrenerek baktığında ise pislik gibi hisseder. Kendi değerini kendisi belirleyemez. Karşısındakinin olumlu ya da olumsuz bakışlarından az etkilenenlerde ise bu soruna daha az rastlanır.
Yalnızlık duygusu da önemli bir tetikleyicidir. Kimi insanın eşi dostu azdır. İletişim kurduğu fazla kimse yoktur. Bu yalnızlığı internette gezinerek çözmeye çalışır. Daha tehlikeli olan ise kalabalık içinde yalnız olmaktır. Çünkü böyle bir insan gerçekte hissettiği yalnızlık duygusunun farkında olmayabilir. Bu kişinin birçok arkadaşı olmasına rağmen onlarla derin bir ruhsal ilişki kurmamakta, etrafını kendisinden belirli bir mesafede tutmaya çalışmaktadır.
İNSANLARIN BİRBİRİNE EŞYA GİBİ DAVRANMAMASI ÖNEMLİ
Son yıllarda bu sorunun ortaya çıkışında ebeveynlerin önemli bir etkisi var. Günümüzde birçok anne ve baba kendi çocukluğunda yaşayamadığı, yaşamında eksik gördüğü şeyleri çocukları üzerinden gidermeye çalışmaktadır. Zihninde olumsuz duygular yaratan bu eksiklikleri çocuk üzerinden gidermek rahatlatıcı bir etki yaratıyor olabir. Örneğin çocukluğunda bisiklet isteyip alınmayan bir ebeveyn, çocuğuna iki yılda bir yeni bisiklet alarak bunu dengelemeye çalışır. Aslında alınan bisiklet çocuğun değil, ebeveynin olmaktadır.
Benzer şekilde çocuğun fikri önemsenmeden çocuğu piyano, bale, tiyatro kursuna göndermek rahatlatıcı olabilir. Bu durumda çocuk sağlıklı bir kimlik oluşturamaz, kendisini tam ve bütünleşmiş hissedemez. Anlamsızlık ve boşluk duyguları hisseder. Zamanla internet ve akıllı telefona bağımlı hale gelebilir. Bu kişiler yetişkinlik döneminde partnerine bir insan olarak değil de bir eşya gibi davranır. Ya sürekli emirler verir veya ötekine sürekli olarak uyum göstererek köleleşir.
REKABET DUYGUSU BAĞIMLILIKTA ÖNEMLİ
Bazı kişiler günlük hayatta sürekli birileri ile yarış halindedir. O sırada arkadaşı ne durumda, nerede geziyor, ne yiyip içiyor ya da sevgilisiyle durumu nedir takip ediyor merak eder. Eski sevgilisi mutlu mu mutsuz mu bunu sürekli olarak bilmek ister. Eski sevgili mutsuz ise iyi hisseder, mutlu ise kötü hisseder. Eski sevgili başka bir sevgili bulmuş ve onunla mutlu ise durum çok acı verici bir hale dönüşür.
Erkekler kendini değerli hissetmek için karizmatik görünen resimler koyar. Bunun yanında hırslı, başarılı ve zeki olduğunu gösteren resimleri ile ön plana çıkar. Kadınlar ise genç görünmesi, çekici ve seksi olması, yeni moda elbisesi gibi faktörlerle kendini fark ettirmeye çalışır.
OLUMSUZ ÇOCUKLUK ÇAĞI DENEYİMLERİ FAZLA OLANLAR RİSK ALTINDA
Değersizlik, yalnızlık ve terk edilme duygusunu çocukluk çağında yoğun yaşayan kişiler riskli grubu oluşturmaktadır. Böyle birisi sanal hayata fazla vakit geçirerek gerçeklerden kaçınmaya çalışır. İnternet bağımlı olan birisinin aslında derinlerde bir sorunu vardır ve bununla baş edemez bir haldedir.
ÇÖZÜM ÖNCELİKLE KİŞİNİN KENDİSİNDE
Bir kişi internet bağımlısı olduğunu başlangıçta fark etmeyebilir. Ancak kişinin kendisi fark edemese de çevreden gelen uyarıları ciddiye alıp, üzerine düşünmesi başlangıçta önemli bir adım olacaktır. Kişinin hayatındaki monotonluğu bozması, yeni hobilerle ilgilenmesi de yararlıdır. Sanal ortam yerine sosyal alanlarda daha çok vakit geçirmek ve bilgisayar ekranı yerine yüz yüze iletişim kurmak da çok yararlı olacaktır.
Kaynak:hürriyet