Roman denemem nasıl?

ParamedikBayan

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
17 Nisan 2017
10
5
1
27
Oh hayır gene mi?
Sürekli bu yüksek pembe apartmanın 8. Katına çıkıp kendimi aşağı atıyorum ve her seferinde daha da fazla zevk alıyorum. Ölmediğimi görmek bana heyecan veriyor ve tekrar tekrar çıkıp ordan aşağı atlıyorum. Bunu neden yaptığımı yada nasıl ölmediğimi sorgulamak aklımın ucuna bile gelmiyor. Sadece bedenimi o büyük balkondan aşağı büyük bir güvenle korkusuzca serbest bırakmak beni mutlu ediyor. Sanki hergün bunu yapıyormuşum gibi profesyonelce hareketlerle devam ediyorum kendimi o koca boşluğa salmaya ve saçlarımı uçurmasına izin vermeye.
Tekrar çıkıyorum ve arkadan bir köpeğin havladığını duyuyorum. Tam kendimi atacağım ama ilginçtir yüzümde bir salya ıslaklığı hissediyorum. Silmeye çalışırken bir yandan da yavaş yavaş gözümü açıyorum ve az önceki gördüklerimin rüya olduğu bilincine daha yeni yeni varmaya başlıyorum. Gözümü tam anlamıyla açıp nerede olduğumun bilincine vardığımda köpeğim Arnold'un üstüme çıktığını ve yüzümü hep salya yaptığını farkediyorum.
- Ah oğlum tamda rüyanın en güzel yerinde uyandırdın beni. İn bakalım aşağı. Saatte baya geç olmuş gel karnını doyuralım senin.
Beni anlar gibi bakışlarını suratıma dikti ve benimle beraber mutfağa yürümeye başladı.

Arnold yaklaşık 5 aydır benimle birlikte yaşıyor. Komşumuz Mesude nine vefat edince onunda başka akrabası olmayınca onu ben sahiplendim. İlk başlarda bana alışamasada şimdilerde gayet iyi anlaşıyoruz.
İyi anlaşıyoruz çünkü ikimizde gerçekten değer verdiğimiz insanları kaybettik yakın zamanda.
O sahibini bense babamı. O kaza anını aklımdan silemiyorum bir türlü. Aslında o gün çok mutluyduk. İlk defa ailecek yurt dışına tatile gidicektik. O rüyalarımı süsleyen parisin cafcaflı sokaklarını görecektim. Çok heyecanlıydım. Herşeyi hazırlamıştık. Bisiklet turları yapacaktık o muhteşem , insanı büyüleyen sokaklarda , ormanlarda. Bisikletlerimizi arabanın arkasına özel bir aparatla bağlamıştık. Ta burdan oraya sırf ben istediğim için götürecektik bisikletlerimizi. Canım babam benim bir dediğimi iki etmezdi her zaman isteklerimi yerine getirmeye çalışırdı. O adamdan bir daha gelmeyecek bu dünyaya. Giderken büyük bir kamyonun altına gireceğimiz ve babamı oracıkta kaybedeceğim aklımın ucundan geçmezdi. Hala anlımın tam ortasında duruyor kazanın izi. Aynaya her baktığımda görüyorum onu. Hep aklıma geliyor babam.
Çok özlüyorum onu bazen isyana gidiyor düşüncelerim.Allah'ım neden aldın babamı benden. Sonra yapacak bir şey olmadığı aklıma geliyor. Babamın acısıyla olgunlaştığımı o çocuksu günlerimi geride bıraktığımı hatırlıyorum.

Arnold' un mama kabını doldurduktan sonra kendimede bişeyler çıkarmak için buzdolabına yöneldim. Pek bişi kalmamış dünden kalan az bi tavuk çorbası var. Onu ısıtıp yemeye başladım. Bu arada saatin de 6 ya geldiğini farkettim. Bugün gece nöbetim vardı hay aksi az kalsın unutuyordum. Yemeğimi hızlıca yedikten sonra dişlerimi fırçalamak için banyoya yöneldim. Hızlıca fırçaladıktan sonra şöyle bi aynada kendime baktım. Git gide zayıflıyorum elmacık kemiklerim iyice belirginleşmeye başlamış. Bu hiç hoş değil. Kendimi kuru kafa gibi hissediyorum. Ama napıyım o minik midem fazla yemek almıyor. Zorlasamda canım yemek istemiyor. Ama bundan sonra daha fazla yiyeceğime kendime söz verip odama geçiyorum.

Bana asil bir duruş kattığını düşündüğüm polis formalarımı giyiyorum. Her zamanki gibi saçımı at kuyruğu yapıp onu da bir güzel dolayıp topuz yapıyorum. Saat 7 ye gelirken evden çıkıyorum.

Dışarda anlam veremediğim bir rüzgar var. Bu ne böyle. Bu şehri hiç sevmiyorum. Bana kendimi yanlız hissettiriyor. Keşke annemle kardeşlerimin yanında olabilseydim. Kazadan sonra ailemiz dağıldı desem yeridir. Yaklaşık 7 ay kadar oldu ve ben hala bu yeni düzene alışamadım. Annemler İstanbulda kaldılar. Benimde o arada tayinim çıkınca orduya gelmek zorunda kaldım. Annemde memur olduğu için işi bırakıp yanıma gelemediler. Bende kirada bir ev buldum ve kendi düzenimi kurdum. Arnold da olmazsa kendimi iyice yanlız hissedicem bu şehirde.
 
Merhaba, çok fazla imla hatası var ne yazık ki. Öncelikle bu konuda bir çalışma yapmanızı öneririm. Yanlış anlamda kullanılan kelimeler de var. Yazınızda çeviri havası var. Günlük hayatta vermeyeceğimiz tepkiler var örneğin. Ya da gün içinde aklımızdan geçirmeyeceğimiz söylemler var. Bu da yazıya "hey adamım naber" "lanet olsun" gibi bir hava katıyor. Bunlara dikkat edebilirsiniz. Yazarken şimdiki zamanla başlıyor, bir yerde geçmiş zamana dönüyor, sonra şimdiki zamanla devam ediyor. Buna dikkat etmelisiniz. Bütünlük olmalı anlatımda. Bunları kırmak için yazmıyorum. Dikkatli olursanız daha başarılı olursunuz ve yaptığınız şey içinize siner. Umarım devamını getirebilirsiniz. Sevgiler.
 
Hikayeleştirmede eksiklik var bence. Çok düz olmuş. İmla konusunu belirtmişler. Kitap okuyormuşum gibi hissetmedim. fazla kopuk geldi bazı yerler.
 
Yazım hataları oldukça fazla
Betimlemelerde fazla ayrıntıya girmişsin okuyucuda merak algısı oluşmasına engel oluyor
Buda bir kitap için sıkıcı yorumuna neden olabilecek ayrıntılardan biri
Bir kısmı günlük hayat bir kısmı ütopik kalmış
Tek bir dilde yazılsa daha akıcı olur
Başarılar
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…