- 16 Ağustos 2010
- 293.183
- 603.208
- 43
BÖBREK HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu, böbrek hastalarının Ramazan’da nelere dikkat etmesi gerektiğine dair sorularımızı yanıtladı.
Ramazan ayında böbrek rahatsızlıkları ve özellikle taş hastalıklarının arttığı doğru mu?
Evet, ne yazık ki doğru. Bu konuda insanların bilinçlendirilmesi çok önemli. Ramazan insanların nefislerini test ettikleri bir ibadet dönemi olsa da yine bunu gerçekleştirirken Allah’ın bize bahşettiği en önemli hediye olan vücudumuzu da koruyabilmeliyiz.
Vücudumuzu bir fabrika gibi düşünebiliriz. Üretim için ham madde gerekir ve üretim aşamasında çıkan atık ve zararlı maddelerin de vücuttan uzaklaştırılması… Bunu yapan da böbreklerimiz. Böbreklerimiz kanı süzerek atıkları ayrıştırır ve bunları idrarla atar. Yeteri kadar sıvı alınmadığında bu işlem zora girer ve böbrek hastalıkları artar. Nasıl borular kireçleniyorsa, böbreğin boru sisteminde de kalsiyum yoğunluklu mineraller birikerek taş oluşumuna yol açar.
Türk halkı olarak suyu ne yazık ki pek seven bir millet değiliz. Vücudumuzun gün içinde ne kadar suya ihtiyacı var?
Suyu vücudumuzun aslında en önemli gıdası olarak kabul etmeliyiz. Vücudumuzun yüzde 60-65’i sudan oluşur. İnsanlar suyun alındığı kadar çıkarıldığını düşünse de aslında idrarda çıkan miktardan çok daha fazlasına ihtiyacımız vardır. Buna tıp dilinde ‘farkında olunmayan sıvı kaybı’ deriz. Günde 700-1200 ml. civarında sıvı kaybederiz. İdrarla atılan miktarı da eklediğimizde neden biz doktorların 2 litre su tüketilmesi gerektiğini söylediğimiz anlaşılabilir.
Vücudumuz susuz kaldığında neler olur?
Bayılma hissi, halsizlik, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi, huzursuzluk özellikle yaşlılarda şuur bulanıklığı, sinirlilik gibi çeşitli şikayetler susuz kaldığımızı akla getirmeli.
Böbrek taşı oluşumu ve bunun verdiği sancılar, kanın yoğunlaşmasına bağlı olarak beyinde tıkanıklıklar ve inmeler, tansiyon yükselmeleri, eğer bireyler kan sulandırıcı, epilepsi ilaçları gibi ilaçlar kullanıyorlarsa bunların doz oynamalarına bağlı yan etkiler de sayılabilir.
Özellikle dikkat etmesi gereken veya risk altında olan özel hasta grupları var mı?
Oruç tutacak bireyler 65 yaş üzerindeyse, doğuştan veya sonradan tek böbrekliyse, daha önce özellikle böbrek hastalığı veya taş düşürme şikayeti olmuşsa, şeker hastalığı varsa, düzenli kalp ilacı veya kan sulandırıcı kullanıyorsa, inme gibi ciddi rahatsızlıklar geçirdiyse, günlük mineral dengesinin korunmasında dikkat edilmesi gerekiyor.
İdrar yollar enfeksiyonları açısından oruç tutmanın etkileri neler?
Özellikle kadınlarda yetersiz sıvı alımı ciddi idrar yolları enfeksiyonlarına neden olabilir. Vücudumuzda belirli oranlarda mikroplar bulunur. İdrar kanalından bol sıvı geçirdiğimizde bu mikroplar oraya yerleşemez. Oysa az sıvı alındığında az idrar yaparız ve mikroplar hastalık yaratır.
Ramazanda İdrar yolları enfeksiyonlarından korunmak için neler yapılabilir?
Genelde insanlar ne kadar sıvı aldıklarının kontrolünü tam yapamaz. Basit bir öneri olarak, herkesin kendi şişesinin olmasını ve üzerine ismini yazarak iftarla sahur arasında ne kadar su tükettiklerini izlemelerini öneriyoruz. Suyu tek bir büyük parçada değil de yarım saatlik aralıklarla birer bardak şeklinde tüketilmesi daha faydalı. Bu miktarın 1-1.5 litrenin altında olmaması gerekir. Suya eklenecek bir limon suyunun hem idrar yolları enfeksiyonlarından hem de böbrek taşı oluşumundan koruduğu kanıtlandı.
Oruç tutan böbrek taşı hastaları için önerileriniz neler?
Bu durumu belki iki bölüme ayırmak gerekir. Birincisi halihazırda taşı olan hastalar ikincisi ise daha önce taş düşürmüş ancak şu an için bilinen taşı olmayanlar. İkinci hasta grubuna konuşurken böbreklerinin bizim açımızdan sabıkalı olduğunu söylüyorum. Çünkü daha önce böbrek taşı hikayesi olan bir bireyin tekrar böbrek taşı yapma ihtimali hiç böbrek taşı düşürmemiş bir bireye göre 2-3 kat artar.
Hali hazırda taşı olan hastaların mutlaka oruç öncesinde doktorlarıyla görüşmelerini öneririm. Taşlar üzerinde enfeksiyon yani mikroplar olduğunda hem şekil değiştirebilir hem de boyut olarak büyüyebilir. Bu nedenle oruç öncesinde idrar tahlili yapılması enfeksiyon varsa ilaç tedavisinin düzenlenmesi, idrar asit dengesine bakılması ve taşın büyümesini engelleyecek ilaçların kullanılması önemli.
Her iki grup için de sıvı alımı çok önemli. İdrar asiditesinin ayarlanması ve mümkün olduğu kadar yağsız gıdaların tercih edilmesi gerekir. Yağlı ve özellikle kolesterol bakımından yüksek gıdaların tüketilmesinin böbrek taşı için bir risk faktörü olabileceği unutulmamalı.
Maden suyu veya diğer içecekler su ihtiyacının karşılanmasında ne kadar etkili?
Madensuyu, kaybedilen minerallerin yerine konmasında faydalı olabilir. Ancak taş hikayesi bulunanların maden suyu tüketiminde dikkatli olması önerilir. Gazlı içeceklerdeki karbonik asit taş oluşumu için risk faktörüdür.
Sıvı ihtiyacının kola, gazoz gibi içeceklerle karşılanmamasını önermiyoruz. Günlük çay tüketiminin vücuda alınan sıvı miktarının yüzde 20’sini geçmemesine dikkat edilmeli. Her ne kadar hem kahve hem de çayda böbreğin idrar yapımını artıran maddeler bulunsa da kalsiyum emilimini etkilediklerinden taşa neden olabilir. Meyve suları eğer doğalsa tercih edilebilir.
Kaynak:iyinin peşinde