- 8 Aralık 2011
- 44.434
- 156.393
Ramazan ve detoks
Ramazanın gelmesiyle ruhumuz ve bedenimizde bir arınma sürecine girmiş bulunmakta.Yaradanda vücudumuza argo tabiriyle senede bir kere bir ayar çekmemiz gerektiğni belirtiyor bu nefis terbiyesiyle yapılan ibadet, yaradana olan borçunu ödemek içindi belki,ama emredilen bu ibadet şimdilerin tabiriyle detoks,yani vücudun arınması 1 senelelik bir makinanın kendini yenilemesi ve dinlenmesi onarılması,bana göre bize vücudumuza yaradanın verdiği bir detoks terbiyesi .Detoks kimi uzmana göre doğru,kimine uzmana göre yanlış ama bilinen tek gercek bu makinayla fazla oyun oynanmaya gelmiyeceği hata eğer beli bir hastalığa sahipseniz özellikle şeker,börek,karaciger yetmezliği,kalp damar hastalıkları, hamileler,tansiyon hastaları,kanser hastaları özellikle kemo terapi görenler, hata ağır psikiyatri hastaları, bu hastaların kesinlikle oruç tutmaması gerektiği uzmanlarımız tarafından belirtilmektedir.
Gelelim arınma sürecine,okuduğum bir çok makalede ve dinlediğim uzmanlara göre ramazanda ağır yağlı şekerli gıdalardan kaçınmamız gerektiğini belirtilmekte.bir sene boyunca bilmeyerekte olsa zehirlediğimiz bir bedeni yine zehirle temizlemeyelim olabildiğince daha doğal daha hafif bir o kadarda proteyin bakimindan zengin bol lifli gıdalar tüketmemiz gerektiğini belirten uzmanlar sepze ağırlıklı beslenmemizi dikkat etmemiz gerekdiğinin üzerine basmakta.Belki ülke olarak ramazan kültürümüze aykırı olsada bu beslenme ,buna arternatif bizim ağır yağlı yemeklerimizin yanında hafif ve lezzetli mezelerimiz,sebze yemeklerimiz,sütlü ferahlatıcı tatlılarımızda ramazanda bize eşlik edebilir . Sahurda bence bu konda çok zengin peynir kültürüne sahip olmamız bizi şanslı kılmakta uzmanlara göre en güzel sahur yinehafif kahvaltılıklar olmalı yumurtanında son yıllarda kendini aklaması sofrada baş köşesinden ayırmamız gerektiğini unutmayalım bizi korkutan açlık duygumuzu bastıra bilecek tok tutan değeli bir besindir yumurta.
Uzun saat aç kalan beden yemekten önce suya ihtiyaç olduğunu hepimiz biliyoruz , çok sıvı tüketmek su ihtiyaçınızını karşıladığımız anlamına gelmez tabiri caizse bu makinanın parçalarının yağlanması su ile olur ve eğer siz bu parcaları yani organlarımızı yağlamazsanız onlarda sağlıklı bir şekilde çalışmaz .Sudan alacagımız minareler bizim için hayati önlem taşımakta bunu asla göz ardı etmemeliyiz nasıl olsa sıvı alıyorum diye su içmeseniz o zaman yağlanmayan organlarınız paslanır hastalıklara zemini biz hazılamış oluruz .Vucüdumuzun devir daimini yapan ve hastalıkları vuçüdumuzdan uzaklaştıran sudur
İşte suyun içindeki minallerin bu makinaya faydaları
Sudaki kalsiyum: Kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynar. Kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa kemiklerde depolanmış kalsiyum kullanılmaya başlar ki bu durum zamanla kemik dokusunun zayıflamasına neden olur. Bu durum uzun süre devam ederse osteoporoz da denilen kemik erimesi riski artar. Kalsiyum tüm kasların kasılmasında rol oynayan kilit bir mineraldir. Kalsiyum eksikliğinde kas seğirmeleri, kasılma sorununa bağlı hareket güçlüğü gibi sorunlar görülebilir.
Sudaki magnezyum: Vücudun yaşam için enerji üretmesi gerekir. Bunun için metabolizmanın birçok kimyasal olayı gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Bu olayların tümünde magnezyumun kilit rolü bulunur. Kısaca magnezyum olmadan vücutta enerji üretimi mümkün değildir. Magnezyum, birçok enzimin yapısında bulunarak enerji üretimi, sindirim ve emilim gibi hayati olaylarda görev alır. Kalsiyum nasıl kas kasılmasında görevli ise magnezyum da kasların gevşemesinden sorumludur. Günlük hareketlerimiz kaslarımızın düzenli kasılıp gevşemesi ile mümkündür.
Sudaki potasyum: Potasyum, vücuttaki sodyum ile işbirliği yaparak vücudun su ve elektrolit dengesini sağlar. Kalp ritminin düzenlenmesini sağlayarak hayati bir rol üstlenir. Ayrıca potasyum tansiyonun dengelenmesinde hatta yüksek olan tansiyonun düşürülmesinde etkilidir. Aktivite sonrası kasların toparlanması, kasılıp gevşemelerin ritminin düzenlenmesi yine potasyum yardımıyla gerçekleşir.
Sudaki florür: Kemik ve diş sağlığında faydalı etkilere sahiptir. Ancak suda yüksek oranda bulunması istenmez. Yüksek florlu sular (Litrede 1 miligram'dan fazlası yüksek florlu sudur) florizis hastalığına sebep olabilir.
Sudaki sodyum: Vücuttaki su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli en önemli mineraldir. Hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişi sodyum sayesinde düzenlenmektedir. Özellikle yaz aylarında terleme ile vücuttan sodyum kaybı olmaktadır. Çok fazla sodyum atılırsa tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı bayılmalar, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. Sodyum başta tuz olmak üzere hemen her besinde bulunur. Fazla sodyum alımı da; ödeme, tansiyonun yükselmesine ve böbreklerde fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. Günlük 2-3 gram sodyum ihtiyacımız vardır. Su, çok az miktardaki sodyum içeriğiyle sodyum alımına çok fazla bir katkı yapmamakta
Ruhunuzu huzurla arındırın
Kaynak.kadınlar kulübü iç yapımlar
Ramazanın gelmesiyle ruhumuz ve bedenimizde bir arınma sürecine girmiş bulunmakta.Yaradanda vücudumuza argo tabiriyle senede bir kere bir ayar çekmemiz gerektiğni belirtiyor bu nefis terbiyesiyle yapılan ibadet, yaradana olan borçunu ödemek içindi belki,ama emredilen bu ibadet şimdilerin tabiriyle detoks,yani vücudun arınması 1 senelelik bir makinanın kendini yenilemesi ve dinlenmesi onarılması,bana göre bize vücudumuza yaradanın verdiği bir detoks terbiyesi .Detoks kimi uzmana göre doğru,kimine uzmana göre yanlış ama bilinen tek gercek bu makinayla fazla oyun oynanmaya gelmiyeceği hata eğer beli bir hastalığa sahipseniz özellikle şeker,börek,karaciger yetmezliği,kalp damar hastalıkları, hamileler,tansiyon hastaları,kanser hastaları özellikle kemo terapi görenler, hata ağır psikiyatri hastaları, bu hastaların kesinlikle oruç tutmaması gerektiği uzmanlarımız tarafından belirtilmektedir.
Gelelim arınma sürecine,okuduğum bir çok makalede ve dinlediğim uzmanlara göre ramazanda ağır yağlı şekerli gıdalardan kaçınmamız gerektiğini belirtilmekte.bir sene boyunca bilmeyerekte olsa zehirlediğimiz bir bedeni yine zehirle temizlemeyelim olabildiğince daha doğal daha hafif bir o kadarda proteyin bakimindan zengin bol lifli gıdalar tüketmemiz gerektiğini belirten uzmanlar sepze ağırlıklı beslenmemizi dikkat etmemiz gerekdiğinin üzerine basmakta.Belki ülke olarak ramazan kültürümüze aykırı olsada bu beslenme ,buna arternatif bizim ağır yağlı yemeklerimizin yanında hafif ve lezzetli mezelerimiz,sebze yemeklerimiz,sütlü ferahlatıcı tatlılarımızda ramazanda bize eşlik edebilir . Sahurda bence bu konda çok zengin peynir kültürüne sahip olmamız bizi şanslı kılmakta uzmanlara göre en güzel sahur yinehafif kahvaltılıklar olmalı yumurtanında son yıllarda kendini aklaması sofrada baş köşesinden ayırmamız gerektiğini unutmayalım bizi korkutan açlık duygumuzu bastıra bilecek tok tutan değeli bir besindir yumurta.
Uzun saat aç kalan beden yemekten önce suya ihtiyaç olduğunu hepimiz biliyoruz , çok sıvı tüketmek su ihtiyaçınızını karşıladığımız anlamına gelmez tabiri caizse bu makinanın parçalarının yağlanması su ile olur ve eğer siz bu parcaları yani organlarımızı yağlamazsanız onlarda sağlıklı bir şekilde çalışmaz .Sudan alacagımız minareler bizim için hayati önlem taşımakta bunu asla göz ardı etmemeliyiz nasıl olsa sıvı alıyorum diye su içmeseniz o zaman yağlanmayan organlarınız paslanır hastalıklara zemini biz hazılamış oluruz .Vucüdumuzun devir daimini yapan ve hastalıkları vuçüdumuzdan uzaklaştıran sudur
İşte suyun içindeki minallerin bu makinaya faydaları
Sudaki kalsiyum: Kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynar. Kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa kemiklerde depolanmış kalsiyum kullanılmaya başlar ki bu durum zamanla kemik dokusunun zayıflamasına neden olur. Bu durum uzun süre devam ederse osteoporoz da denilen kemik erimesi riski artar. Kalsiyum tüm kasların kasılmasında rol oynayan kilit bir mineraldir. Kalsiyum eksikliğinde kas seğirmeleri, kasılma sorununa bağlı hareket güçlüğü gibi sorunlar görülebilir.
Sudaki magnezyum: Vücudun yaşam için enerji üretmesi gerekir. Bunun için metabolizmanın birçok kimyasal olayı gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Bu olayların tümünde magnezyumun kilit rolü bulunur. Kısaca magnezyum olmadan vücutta enerji üretimi mümkün değildir. Magnezyum, birçok enzimin yapısında bulunarak enerji üretimi, sindirim ve emilim gibi hayati olaylarda görev alır. Kalsiyum nasıl kas kasılmasında görevli ise magnezyum da kasların gevşemesinden sorumludur. Günlük hareketlerimiz kaslarımızın düzenli kasılıp gevşemesi ile mümkündür.
Sudaki potasyum: Potasyum, vücuttaki sodyum ile işbirliği yaparak vücudun su ve elektrolit dengesini sağlar. Kalp ritminin düzenlenmesini sağlayarak hayati bir rol üstlenir. Ayrıca potasyum tansiyonun dengelenmesinde hatta yüksek olan tansiyonun düşürülmesinde etkilidir. Aktivite sonrası kasların toparlanması, kasılıp gevşemelerin ritminin düzenlenmesi yine potasyum yardımıyla gerçekleşir.
Sudaki florür: Kemik ve diş sağlığında faydalı etkilere sahiptir. Ancak suda yüksek oranda bulunması istenmez. Yüksek florlu sular (Litrede 1 miligram'dan fazlası yüksek florlu sudur) florizis hastalığına sebep olabilir.
Sudaki sodyum: Vücuttaki su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli en önemli mineraldir. Hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişi sodyum sayesinde düzenlenmektedir. Özellikle yaz aylarında terleme ile vücuttan sodyum kaybı olmaktadır. Çok fazla sodyum atılırsa tansiyon düşüklüğü ve buna bağlı bayılmalar, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir. Sodyum başta tuz olmak üzere hemen her besinde bulunur. Fazla sodyum alımı da; ödeme, tansiyonun yükselmesine ve böbreklerde fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. Günlük 2-3 gram sodyum ihtiyacımız vardır. Su, çok az miktardaki sodyum içeriğiyle sodyum alımına çok fazla bir katkı yapmamakta
Ruhunuzu huzurla arındırın
Kaynak.kadınlar kulübü iç yapımlar