- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
Ramazan ayı, sigara bağımlılığından kurtulmak için fırsat Ramazan, sigarayı bırakmak için bir vesile olmalı Ramazan Ayında Sigara Bırakılır Mı? Ramazanda sigara nasıl bırakılır? Ramazanda Sigara Bırakmanın Kolay yolları. .. Ramazanda Sigara bırakanlar...
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından dünyanın en büyük sağlık sorunu olduğunu ilan edilen ve “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak tanımlanan sigara dünyada yılda 7 milyon, günde 11.000 kişinin ölümünden sorumlu.
Ramazan ayında oruç tutan sigara bağımlılarının uzun süre sigaradan uzak kalarak, sigarayı bırakmak için büyük bir fırsat yakaladığını belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak sigaranın önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu belirtti ve halkı, ücretsiz hizmet veren sigarayı bırakma polikliniklerinden faydalanmaya çağırdı.
Dünyada en çok ölüme yol açan iki nedenden birinin açlık, diğerinin ise tütün kullanımı olduğunu belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Aktif içicilik de, pasif olarak dumana maruziyet de pek çok ölümcül sağlık sorununa neden olmaktadır. Sigara içtiği için ölen her 9 kişi, içmediği halde dumanını soluyan bir kişinin de ölümüne neden olmaktadır. Sigara doğrudan verdiği zararlarla veya neden olduğu diğer rahatsızlıklarla her 10 yetişkinden birinin ölümünden sorumludur. Sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör ve iş kazalarından meydana gelen ölümlerin toplamından 5 kat daha fazladır.”
Ramazan sigarayı bırakmak için fırsat olabilir
Ramazan ayının sigara bırakma için önemli bir motivasyon kaynağı olabileceğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Ramazan ayında manevi duyguların da verdiği güçle kişiler gün boyu sigara içmedikleri için bunu devam ettirebilecekleri yönünde cesaret kazanabilir. Genellikle ramazandan hemen önceki günlerde destek için gelenlerin sayısı artıyor ve bu süreci devam ettirmek istiyorlar. Bu nedenle ramazan ayı sigara bırakmak için bir fırsattır. Bir hekim desteği ile de daha kolay ve uzun vadeli bırakılabilir. Ayrıca iftarda üst üste sigara içmemeye dikkat edilmelidir. Gün boyu kanda nikotin seviyesinin düşmesi, bilinç altında yasakların kalktığı mesajının verilmesi ile içme isteğinin yükselmesi bu davranışa neden olabilmektedir. Tıpkı iftarda az, yavaş ve bölünmüş şekilde yemek yemeyi önerdiğimiz gibi, arka arkaya ve çok miktarda sigara içilmemesi konusunda da uyarıyoruz. Çünkü bu durum çarpıntı, tansiyon yükselmesi, bulantı, baş dönmesi, midede yanma ve asit artışı gibi şikayetlerin yanı sıra kalp krizi ve beyin kanaması riskinde ciddi artışa neden olmaktadır. Ramazan vesilesiyle de sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171'i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir”
Sigarayı bırakmak poliklinikleri ücretsiz hizmet veriyor
Tütün bağımlılığında psikolojik, davranışsal ve nörobiyolojik boyutun eşit derecede önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilek Toprak şunları söyledi: “Hem hekimin hem de sigara bağımlısı bireyin çevresindekilerin bu üç boyutu göz önüne alarak kişiye destek olması başarı şansını artırır. Aksi takdirde kalıcı olarak sigaranın bırakılması zorlaşmaktadır. Özellikle nörobiyolojik boyuta müdahale etmek için kullanılan medikal yöntemler uygun kişide, uygun yöntemle ve uygun sürede kullanılması durumunda başarı çok artmaktadır. Farmakolojik yöntemlerde ana mekanizma sigara varmış gibi etki yaratarak içme isteğini ve nikotin eksikliğine bağlı olumsuz belirtileri ortadan kaldırmaktır. Sağlık Bakanlığının kontrolünde ücretsiz hizmet veren sigara bırakma polikliniklerinde bu konuda sertifikalı ve deneyimli hekimler çalışmaktadır. Sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171'i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir. Böyle önemli ve kolay erişilebilir hizmetler varken, halkımızın internetten satılan, ne olduğu belirsiz yöntem ve maddelere itibar etmemelerini öneriyoruz. Elektronik sigara ile sigaranın bırakılamayacağını, nargilenin de bir tütün mamulü olarak sigara kadar zarar verdiğini, bırakmak için sigara bırakma polikliniklerine başvurmalarının en doğru başlangıç olacağını bilmeleri gerekmektedir. Tütün kullanımı, tedavi edilebilir kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Tüm diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalığın da tedavi başarısı profesyonel destek ve farmakolojik yöntemlerle önemli ölçüde artmaktadır.”
Önce sigarayı bırakmanın önündeki engeller belirlenmeli
Bırakmak için, öncelikle “neden sigara içildiğinin” ve bırakmanın önündeki engellerin belirlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şöyle devam etti: “Bundan yola çıkarak kişiye özel bir tedavi ve izlem programı yapılmalı, gerekirse kişinin ailesi ve arkadaşlarından destek istenmelidir. Ayrıca el-ağız alışkanlığı, tütün bağımlılığında oldukça önemli bir yere sahiptir ve bırakma sürecinde kimi içiciler için sigara içme dürtüsünü sürekli taze kılmaktadır. Bunu aşmak için sünger top sıkılması, el yayı kullanılması veya bir bardağın içerisine havuç ve salatalığın ince uzun doğranarak yenmesi gibi eli oyalayıcı aktiviteler önerilebilir. Ağız çalkalamak, diş fırçalamak, meyve atıştırmak ve ortam değiştirmek de önerilebilecek yöntemler arasındadır. Uygun ilaç tedavileri başarımızı artırmaktadır. Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçların çoğunun devlet tarafından karşılanması, yani ücretsiz bir tedavi olması sigarayı bırakmak için teşvik edici bir faktördür. Sigara bırakma başarısı üzerindeki etkili faktörlerden birkaçı da bireyin bırakmaya kararlı olması, motivasyonu, hekimin tecrübesi, kişinin önceden nüks durumunu birkaç kez yaşamış olması, eğitim düzeyinin yüksek olması, yalnız yaşamıyor olmasıdır.
İlaç desteği, yoksunluk belirtilerinin kontrol altına alınmasında çok etkili
Sigaranın içinde bulunan nikotinin bağımlılık yapıcı psikoaktif bir madde olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Toprak yoksunluk belirtilerinin sigarayı bırakmayı zorlaştırdığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Tütün kullanımının arkasındaki en önemli neden “nikotin” arayışıdır. Yani kişi sigarayı bıraktığında sigara içme isteği duyması veya içen birinin elinin sigaraya gitmesine neden olan etken, vücutta nikotin düzeyinin düşmesi ve buna bağlı içme isteğidir. Sigara bağımlısı bir bireyde nikotin eksikliği kendini çeşitli belirtilerle gösterebilir ki bizler bunu sigarayı bırakan kişilerde dikkatle takip ediyor ve gereken önlemi almaya çalışıyoruz. Ramazanda oruç tutan biri sigara bağımlısı ise içmediği dönemlerde şu belirtiler olabilir: Ciddi içme isteği, konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, sinirlilik, iştah artışı, baş dönmesi uyku bozukluğu. Sigara bırakma başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yukarıda belirttiğimiz yoksunluk belirtileridir. Kişi bu olumsuz duyguları yaşamamak için ya yeniden başlar ya da hiç bırakmak istemez. Bırakanların davranışsal bilişsel ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Fiziksel bağımlılık arttıkça ilaç destek tedavisi ihtiyacı o kadar fazla olur. Bu kişiler destek ve farmakoterapiden en fazla fayda görecek olan gruptur.”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından dünyanın en büyük sağlık sorunu olduğunu ilan edilen ve “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak tanımlanan sigara dünyada yılda 7 milyon, günde 11.000 kişinin ölümünden sorumlu.
Ramazan ayında oruç tutan sigara bağımlılarının uzun süre sigaradan uzak kalarak, sigarayı bırakmak için büyük bir fırsat yakaladığını belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak sigaranın önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu belirtti ve halkı, ücretsiz hizmet veren sigarayı bırakma polikliniklerinden faydalanmaya çağırdı.
Dünyada en çok ölüme yol açan iki nedenden birinin açlık, diğerinin ise tütün kullanımı olduğunu belirten Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Aktif içicilik de, pasif olarak dumana maruziyet de pek çok ölümcül sağlık sorununa neden olmaktadır. Sigara içtiği için ölen her 9 kişi, içmediği halde dumanını soluyan bir kişinin de ölümüne neden olmaktadır. Sigara doğrudan verdiği zararlarla veya neden olduğu diğer rahatsızlıklarla her 10 yetişkinden birinin ölümünden sorumludur. Sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör ve iş kazalarından meydana gelen ölümlerin toplamından 5 kat daha fazladır.”
Ramazan sigarayı bırakmak için fırsat olabilir
Ramazan ayının sigara bırakma için önemli bir motivasyon kaynağı olabileceğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Ramazan ayında manevi duyguların da verdiği güçle kişiler gün boyu sigara içmedikleri için bunu devam ettirebilecekleri yönünde cesaret kazanabilir. Genellikle ramazandan hemen önceki günlerde destek için gelenlerin sayısı artıyor ve bu süreci devam ettirmek istiyorlar. Bu nedenle ramazan ayı sigara bırakmak için bir fırsattır. Bir hekim desteği ile de daha kolay ve uzun vadeli bırakılabilir. Ayrıca iftarda üst üste sigara içmemeye dikkat edilmelidir. Gün boyu kanda nikotin seviyesinin düşmesi, bilinç altında yasakların kalktığı mesajının verilmesi ile içme isteğinin yükselmesi bu davranışa neden olabilmektedir. Tıpkı iftarda az, yavaş ve bölünmüş şekilde yemek yemeyi önerdiğimiz gibi, arka arkaya ve çok miktarda sigara içilmemesi konusunda da uyarıyoruz. Çünkü bu durum çarpıntı, tansiyon yükselmesi, bulantı, baş dönmesi, midede yanma ve asit artışı gibi şikayetlerin yanı sıra kalp krizi ve beyin kanaması riskinde ciddi artışa neden olmaktadır. Ramazan vesilesiyle de sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171'i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir”
Sigarayı bırakmak poliklinikleri ücretsiz hizmet veriyor
Tütün bağımlılığında psikolojik, davranışsal ve nörobiyolojik boyutun eşit derecede önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilek Toprak şunları söyledi: “Hem hekimin hem de sigara bağımlısı bireyin çevresindekilerin bu üç boyutu göz önüne alarak kişiye destek olması başarı şansını artırır. Aksi takdirde kalıcı olarak sigaranın bırakılması zorlaşmaktadır. Özellikle nörobiyolojik boyuta müdahale etmek için kullanılan medikal yöntemler uygun kişide, uygun yöntemle ve uygun sürede kullanılması durumunda başarı çok artmaktadır. Farmakolojik yöntemlerde ana mekanizma sigara varmış gibi etki yaratarak içme isteğini ve nikotin eksikliğine bağlı olumsuz belirtileri ortadan kaldırmaktır. Sağlık Bakanlığının kontrolünde ücretsiz hizmet veren sigara bırakma polikliniklerinde bu konuda sertifikalı ve deneyimli hekimler çalışmaktadır. Sigarayı bırakmak isteyenler, ALO 171'i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir. Böyle önemli ve kolay erişilebilir hizmetler varken, halkımızın internetten satılan, ne olduğu belirsiz yöntem ve maddelere itibar etmemelerini öneriyoruz. Elektronik sigara ile sigaranın bırakılamayacağını, nargilenin de bir tütün mamulü olarak sigara kadar zarar verdiğini, bırakmak için sigara bırakma polikliniklerine başvurmalarının en doğru başlangıç olacağını bilmeleri gerekmektedir. Tütün kullanımı, tedavi edilebilir kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Tüm diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalığın da tedavi başarısı profesyonel destek ve farmakolojik yöntemlerle önemli ölçüde artmaktadır.”
Önce sigarayı bırakmanın önündeki engeller belirlenmeli
Bırakmak için, öncelikle “neden sigara içildiğinin” ve bırakmanın önündeki engellerin belirlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şöyle devam etti: “Bundan yola çıkarak kişiye özel bir tedavi ve izlem programı yapılmalı, gerekirse kişinin ailesi ve arkadaşlarından destek istenmelidir. Ayrıca el-ağız alışkanlığı, tütün bağımlılığında oldukça önemli bir yere sahiptir ve bırakma sürecinde kimi içiciler için sigara içme dürtüsünü sürekli taze kılmaktadır. Bunu aşmak için sünger top sıkılması, el yayı kullanılması veya bir bardağın içerisine havuç ve salatalığın ince uzun doğranarak yenmesi gibi eli oyalayıcı aktiviteler önerilebilir. Ağız çalkalamak, diş fırçalamak, meyve atıştırmak ve ortam değiştirmek de önerilebilecek yöntemler arasındadır. Uygun ilaç tedavileri başarımızı artırmaktadır. Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçların çoğunun devlet tarafından karşılanması, yani ücretsiz bir tedavi olması sigarayı bırakmak için teşvik edici bir faktördür. Sigara bırakma başarısı üzerindeki etkili faktörlerden birkaçı da bireyin bırakmaya kararlı olması, motivasyonu, hekimin tecrübesi, kişinin önceden nüks durumunu birkaç kez yaşamış olması, eğitim düzeyinin yüksek olması, yalnız yaşamıyor olmasıdır.
İlaç desteği, yoksunluk belirtilerinin kontrol altına alınmasında çok etkili
Sigaranın içinde bulunan nikotinin bağımlılık yapıcı psikoaktif bir madde olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Toprak yoksunluk belirtilerinin sigarayı bırakmayı zorlaştırdığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Tütün kullanımının arkasındaki en önemli neden “nikotin” arayışıdır. Yani kişi sigarayı bıraktığında sigara içme isteği duyması veya içen birinin elinin sigaraya gitmesine neden olan etken, vücutta nikotin düzeyinin düşmesi ve buna bağlı içme isteğidir. Sigara bağımlısı bir bireyde nikotin eksikliği kendini çeşitli belirtilerle gösterebilir ki bizler bunu sigarayı bırakan kişilerde dikkatle takip ediyor ve gereken önlemi almaya çalışıyoruz. Ramazanda oruç tutan biri sigara bağımlısı ise içmediği dönemlerde şu belirtiler olabilir: Ciddi içme isteği, konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, sinirlilik, iştah artışı, baş dönmesi uyku bozukluğu. Sigara bırakma başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yukarıda belirttiğimiz yoksunluk belirtileridir. Kişi bu olumsuz duyguları yaşamamak için ya yeniden başlar ya da hiç bırakmak istemez. Bırakanların davranışsal bilişsel ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Fiziksel bağımlılık arttıkça ilaç destek tedavisi ihtiyacı o kadar fazla olur. Bu kişiler destek ve farmakoterapiden en fazla fayda görecek olan gruptur.”