Ö
öziş
Ziyaretçi
- Konu Sahibi öziş
- #1
ENDOMETRİUM HİPERPLAZİSİ
Endometrium Hiperplazisi nedir ve nasıl oluşur?
Rahim iç zarı da denilen "endometrium" her adet kanamasında rahim içinden dökülen dokudur. "Endometrial hiperplazi" bu rahim iç zarı dokusunun normalden fazla kalınlaşması ile karakterize bir durumdur. Rahim kanserleri de yine bu dokudan gelişmektedir.
Normalde, endometrium dokusu bir adet dönemi boyunca yumurtalıktan salgılanan estrojen ve progesteron hormonlarına cevap verici özelliğe sahip olup bu hormonlar bir adet periyodunda belirli bir düzen içersinde salgılanır.
Overlerden (yumurtalıklardan) salgılanan estrojen hormonu endometrium dokusunun büyümesi ve kalınlaşmasına neden olur. Endometrium dokusu belirli bir kalınlığa ulaştıktan sonra salgılanan progesteron hormonu ise bu kalınlaşmayı durdurur ve belirli bir süre sonrada adet kanaması ile bu dokunun dışarı atılmasını sağlar.
Polikistik over sendromu gibi yumurtlama problemi olan (anovulatuar) kadınlarda progesteron hormonu salgılanmaz. Bu durumda estrojen hormonu kontrolsüz bir şekilde endometrium dokusunu etkiler. Endometrium sürekli bir şekilde tek başına salgılanan estrojene maruz kaldığında "Endometrial hiperplazi" denilen rahim iç zarının kalınlaşması olayı gerçekleşir.
Endometrial hiperplazi, rahim (endometrium) kanserine dönüşebilme potansiyeli olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavisi yapılmalı ve hasta takip edilmelidir.
Endometrial hiperplazisi olan kadınlar düzensiz adet kanamalarından şikayetçidir. Bu durum genel olarak 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Yine, kilolu bayanlar, vücutta biriken estrojen hormonunun normalden fazla olması nedeniyle bir rahim kanseri öncüsü olabilecek olan endometrium hiperplazileri açısından risk atındadırlar.
Endometrial Hiperplazilerde Tanı Nasıl Konulur?
Yapılan bir ultrasonda görülen rahim içi zarının kalınlaşması sonucunda, rahim içersinden alınacak dokunun (biopsinin) patolojik incelemesiyle tanı kesinleştirilir.
Yandaki resimde, yapılan vajinal ultrasonda kalınlaşmış bir endometrium (rahim iç zarı) izlenmektedir.
Ultrasonda rahim içi zarındaki kalınlaşma görüldükten sonra, rahim içinden parça alınması yani "biopsi" iki şekilde yapılabilir:
Full (Tam) küretaj
Pipelle ile biyopsi
"Full küretaj" denilen rahim içi dokunun tümden temizlenerek alınması ile hem kesin tanı konulur hem de rahim içi doku tamamen temizlendiği için hastanın kanaması durur, böylelikle de tedavi edici özelliği vardır. Basit hiperplazilerde yapılan tek bir full (tam) küretaj ile bile hasta tedavi olabilir. Burada yapılan küretaj işlemine "Probe küretaj (Tanı amaçlı küretaj)" adı da verilmektedir.
Küretaj yani "rahim içinin temizlenmesi" işlemi lokal (uyuşturularak) veya genel (uyutularak) anestezi yöntemlerinden birisiyle yapılabilir.
Rahim içi dokusunun incelenmesindeki diğer bir yöntem ise "pipelle" denilen özel ince, plastik bir kanül (boru) yardımı ile biopsi işleminin yapılmasıdır. Bu işleme "Pipelle biopsi" adı verilir.
Pipelle biopsi işlemi için anestezi gerekmez, oldukça kolay ve ağrısızdır; ancak rahim içi tam olarak kazınmadığı için tedavi özelliği olmayıp yalnızca tanı konulması amacına yöneliktir.
Hangi yöntemle olursa olsun, alınan materyal (örnek parça) mikroskobik değerlendirme için patolojiye gönderilir.
Patolojik tetkik sonucu;
Basit hiperplazi: Rahim içi dokusunun basit ve yaygın (diffüz) kalınlaşmasını tarif eder. Eş anlamlı olarak "Kistik Glanduler Hiperplazi" terimi de kullanılmaktadır.
Fokal Kistik Hiperplazi: Rahim içinde belirli bölge ile sınırlı (lokalize) hiperplazileri tarif eder. Hiperplazinin daha hafif bir formudur.
Ayrıca patolojik tetkik, hiperplazinin kansere dönüşme potansiyeli hakkında da ipuçları vericidir. Alınan örnekte patolojik olarak "atipi" olup olmaması önemlidir.
Endometrial Hiperplazilerde Tedavi Yaklaşımları
Tedavi, endometrial hiperplazinin derecesine ve hastanın çocuk istemine bağlıdır.
Basit hiperplazi veya fokal kistik hiperplazilerde genellikle 3-4 ay boyunca ağızdan alınan (oral) haplar şeklinde progesteron tedavisi verilerek hasta takip edilir. Genelde bu süre sonunda ikinci bir biopsi (Revizyone küretaj) yapılarak tedaviye cevap alınıp alınmadığına bakılır.
Hiperplazinin kansere dönüşme potansiyeli yüksek, kansere öncü hücrelerin bulunduğunu gösteren "atipi bulguları" mevcut veya hasta istediği çocuk sayısı tamamlanmışsa ameliyatla rahim alınabilir (Histerektomi operasyonu).
:enbuyukkk:
Endometrium Hiperplazisi nedir ve nasıl oluşur?
Rahim iç zarı da denilen "endometrium" her adet kanamasında rahim içinden dökülen dokudur. "Endometrial hiperplazi" bu rahim iç zarı dokusunun normalden fazla kalınlaşması ile karakterize bir durumdur. Rahim kanserleri de yine bu dokudan gelişmektedir.
Normalde, endometrium dokusu bir adet dönemi boyunca yumurtalıktan salgılanan estrojen ve progesteron hormonlarına cevap verici özelliğe sahip olup bu hormonlar bir adet periyodunda belirli bir düzen içersinde salgılanır.
Overlerden (yumurtalıklardan) salgılanan estrojen hormonu endometrium dokusunun büyümesi ve kalınlaşmasına neden olur. Endometrium dokusu belirli bir kalınlığa ulaştıktan sonra salgılanan progesteron hormonu ise bu kalınlaşmayı durdurur ve belirli bir süre sonrada adet kanaması ile bu dokunun dışarı atılmasını sağlar.
Polikistik over sendromu gibi yumurtlama problemi olan (anovulatuar) kadınlarda progesteron hormonu salgılanmaz. Bu durumda estrojen hormonu kontrolsüz bir şekilde endometrium dokusunu etkiler. Endometrium sürekli bir şekilde tek başına salgılanan estrojene maruz kaldığında "Endometrial hiperplazi" denilen rahim iç zarının kalınlaşması olayı gerçekleşir.
Endometrial hiperplazi, rahim (endometrium) kanserine dönüşebilme potansiyeli olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavisi yapılmalı ve hasta takip edilmelidir.
Endometrial hiperplazisi olan kadınlar düzensiz adet kanamalarından şikayetçidir. Bu durum genel olarak 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Yine, kilolu bayanlar, vücutta biriken estrojen hormonunun normalden fazla olması nedeniyle bir rahim kanseri öncüsü olabilecek olan endometrium hiperplazileri açısından risk atındadırlar.
Endometrial Hiperplazilerde Tanı Nasıl Konulur?
Yapılan bir ultrasonda görülen rahim içi zarının kalınlaşması sonucunda, rahim içersinden alınacak dokunun (biopsinin) patolojik incelemesiyle tanı kesinleştirilir.
Yandaki resimde, yapılan vajinal ultrasonda kalınlaşmış bir endometrium (rahim iç zarı) izlenmektedir.
Ultrasonda rahim içi zarındaki kalınlaşma görüldükten sonra, rahim içinden parça alınması yani "biopsi" iki şekilde yapılabilir:
Full (Tam) küretaj
Pipelle ile biyopsi
"Full küretaj" denilen rahim içi dokunun tümden temizlenerek alınması ile hem kesin tanı konulur hem de rahim içi doku tamamen temizlendiği için hastanın kanaması durur, böylelikle de tedavi edici özelliği vardır. Basit hiperplazilerde yapılan tek bir full (tam) küretaj ile bile hasta tedavi olabilir. Burada yapılan küretaj işlemine "Probe küretaj (Tanı amaçlı küretaj)" adı da verilmektedir.
Küretaj yani "rahim içinin temizlenmesi" işlemi lokal (uyuşturularak) veya genel (uyutularak) anestezi yöntemlerinden birisiyle yapılabilir.
Rahim içi dokusunun incelenmesindeki diğer bir yöntem ise "pipelle" denilen özel ince, plastik bir kanül (boru) yardımı ile biopsi işleminin yapılmasıdır. Bu işleme "Pipelle biopsi" adı verilir.
Pipelle biopsi işlemi için anestezi gerekmez, oldukça kolay ve ağrısızdır; ancak rahim içi tam olarak kazınmadığı için tedavi özelliği olmayıp yalnızca tanı konulması amacına yöneliktir.
Hangi yöntemle olursa olsun, alınan materyal (örnek parça) mikroskobik değerlendirme için patolojiye gönderilir.
Patolojik tetkik sonucu;
Basit hiperplazi: Rahim içi dokusunun basit ve yaygın (diffüz) kalınlaşmasını tarif eder. Eş anlamlı olarak "Kistik Glanduler Hiperplazi" terimi de kullanılmaktadır.
Fokal Kistik Hiperplazi: Rahim içinde belirli bölge ile sınırlı (lokalize) hiperplazileri tarif eder. Hiperplazinin daha hafif bir formudur.
Ayrıca patolojik tetkik, hiperplazinin kansere dönüşme potansiyeli hakkında da ipuçları vericidir. Alınan örnekte patolojik olarak "atipi" olup olmaması önemlidir.
Endometrial Hiperplazilerde Tedavi Yaklaşımları
Tedavi, endometrial hiperplazinin derecesine ve hastanın çocuk istemine bağlıdır.
Basit hiperplazi veya fokal kistik hiperplazilerde genellikle 3-4 ay boyunca ağızdan alınan (oral) haplar şeklinde progesteron tedavisi verilerek hasta takip edilir. Genelde bu süre sonunda ikinci bir biopsi (Revizyone küretaj) yapılarak tedaviye cevap alınıp alınmadığına bakılır.
Hiperplazinin kansere dönüşme potansiyeli yüksek, kansere öncü hücrelerin bulunduğunu gösteren "atipi bulguları" mevcut veya hasta istediği çocuk sayısı tamamlanmışsa ameliyatla rahim alınabilir (Histerektomi operasyonu).
:enbuyukkk: