Psikiyatrist Uğur Koşar'ın Allah De Ötesini Bırak kitabından çok beğendiğim cümleler

askitotomsu

Yiğit Aras_SMA destek
Kayıtlı Üye
31 Mart 2012
10.869
7.479
Uğur Koşar'ın "Allah De Ötesini Bırak" adlı kitabından çok beğendiğim cümleler:


Sen gönlünü kırana isyan etmekten, kırk gönüllere merhem olan Allah'ı unutuyorsun.

Yaptığın duayı göz ucuyla bile takip etme (kabul olup olmadığını kontrol etme). Hz Ali, kendisini kışkırtmaya çalışan şeytana diyor ki: Ey İblis! Kul Rabbini imtihan etmez.

Hz Ömer: ben duamın kabulüyle ilgilenmem. İçimde dua isteği var mı ona bakarım.

Senin ruhunu besleyecek olan, duanın karşılığı değil, Rabbini hissetmen olacaktır. Bu ince nüansa dikkat etmeni isterim.

Allah'ın sessiz kalması Onun hikmetindendir ve Allah'ın hikmetinden sual etme.

Rabbin ve melekler etrafındayken sana bu kadar yakınken artık mutsuz olmana şaşarım.

Allah: "Beni vekil kıl kulum. Ben senin yerine işini hallederim." diyor.

Rabbim ne diyor: "Biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık (Beled Suesi 3-4. ayet).

Zihin kime, ne zaman, insanın enerjisini kemiren o düşünceleri göndereceğini çok iyi bilir.

Bazı insanlar vardır ki Allah'ın ne zaman vereceğiyle ilgilenmez. O, kalbine Allah ile iletişimin daim mi buna bakar.

...Ancak senin bakışların kirli, gözlerin tozlu...

Mutsuz insan yoktur, mutlu olacağına inanmayan insanlar vardır ve insanları yorgun kılan taşıdıkları maskelerdir.

Biri sizi üzdüğünde o aslında size sadece bir iğne batırmıştır; öfke, tepki, üzüntü ise sizin içinizden yükselir.

Arzu şeytanidir, niyet ise Rahmanidir.

Sen ona ne söylersen söyle Mevlana sana gülümseyecektir çünkü o rahmetin içindedir.

Kalp kırılmaz, kırılan bir şey varsa o gurur, onur, egodur!

Bir veli, bir Allah dostu yahut kendini bilen biri dışarıdan gelenle ilgilenmez. O, haklı ya da haksız olmanın zihnin oyunu olduğunun idrakindedir.

Kim kalbini kırmak isterse, rahatsız olacağın bir söz duyarsan içine dön. Dışarıdakinin sadece bir tetikleyen olduğunu, öfkenin kendi içinden çıktığını göreceksin.

Dışarıdakini kontrol etme şansın yoktur bunu unutma ancak içeriden çıkan senin kontrolündedir.
Şayet senin içinden kin, kırgınlık, öfke çıkıyorsa sen rahmetten uzaksındır, egonun ta içindesindir. Çünkü Allah bizi sevgi, merhamet, aşkla yaratmıştır. Bunun dışında senin kaynağından ne çıkıyorsa şeytanidir.

Sen elinden geleni yaptın, elinden gelmeyen kısım için de Allah'a yönelmenin vakti geldi.

Bizler insanlara kızarak, o olumsuz enerjiyi içimize taşıyarak, isyan ederek en büyük cezayı kendimize verdiğimizin , kendimizi zehirlediğimizin farkında değiliz.

Senin tüm sorunun Onun "ol" diyerek karşına çıkardığı olaylara tepki vermenden, onları reddetmenden kaynaklanmaktadır. Bunu bir savaşa çevirdin ve hayat bir kabus olmaya başladı.

Huzursuz olan sen değilsin, huzursuz olan zihnin kendisidir.

Varoluşun içindekileri ayırt etme, onu bölme sadece farkında ol, bu kafidir.

Biz Onunla meşgul olmak yerine sahte dostluklarla meşgul olup hakiki huzuru arıyoruz. Sonra da mutsuzum diyoruz. Korku ve güvensizlik içinde yaşıyoruz.
O seni korur merak etme, sen yeter ki Onunla meşgul ol.

Allah'tan ümidini kesmiş insanların sayısı o kadar çok ki. Zihin de bundan istifade ederek seni Rabbinden uzaklaştırmak için fitne tohumları ekmeye bayılır.

Farkında olmanı isterim. Allah'ın verdiği de vermediği de imtihandır.

Allah diyor ki: Sizin duanız olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi? (Furkan Suresi 77. ayet)

"Allah katında duadan makbul ve kıymetli hiçbir şey yoktur (Tirmizi)."

"Kul duasında üç şeyin birini almaktan şaşmaz: Ya dua sayesinde günahı bağışlanır ya peşin bir mükafat alır ya da ahirette karşılığını görür (Deylemi)."

Beni en güzel huylara ulaştır, kötü huyları benden uzaklaştır.

İsyan acıdır, isyan içinde alınan nefes, zehirden farksızdır.

Nedir bu aceleciliğin, güvensizliğin, sabırsızlığın? Bilmez misin Allah işleri yavaş yavaş halleder, acele etmez. Her şeyin bir oluş zamanı vardır. Senin ruhunun çiçek açma zamanı da gelecektir ama bu aceleyle ona ulaşsan bile tadını alamazsın. Olmuşsundur ama farkına varamazsın.

Bütün dertlerin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve Ona güven.

Payına düşene razı olmuyorsun. Hırsın, memnuniyetsizliğin seni derece derece küçültmekte. Bir sorun yaşadığında çıkmak için çırpınıyorsun ve daha da dibe batıyorsun. Oluşa karşı davranıyorsun. Allah'ın senin için uygun bulduğunu sen uygun bulmuyorsun.

"Artık sabrım kalmadı" laflarını çok duyuyorum. Bu Rabbimize ve kendimize güvensizliği gösterir. Allah icabetinde gecikiyorsa senin tutumunu görmek istiyordur. "Bak duan kabul olmuyor" diye şeytan senin ümidini kesiyor, seni Allah'tan koparıyor. Bu yüzden sen soluk bile alamıyorsun çünkü Onsuzsun.

Senin içinde haset, kin, nefret varsa karanlığa mahkum kalırsın. gelen beyaz bile içindeki kinle karalanır.

İnsanların sebepsiz yorgunlukları vardır ki bunların en büyüğü içlerindeki kindir. Kin, kendi enerjini tüketmekten başka bir şey değildir.

Sürekli hata arayan gözdedir hata.

Biz kusur gören gözü kör ettik, o göz sahteydi, zehirliydi. Bu yüzden ne kırılır ne kızarız. Biz sadece severiz, gerisini Allah halleder.

Allah'tan ne gelirse eyvallah de, Ondan zarar gelmez. Ona bıraktıktan sonra göreceksin, zamanın akışında karşına gelecek şey seni huzurlu kılacaktır.

Bir hata yaptığında şeytan ortaya çıkar ve kendini değersiz hissettirir. O zaman de ki: Hatadan ve eksiklikten münezzeh olan Allah'tır.

Allah'ım sen o kadar merhametlisin ki şüphesiz düşmemem için elimden tutacaksın.
 
Son düzenleme:
gercekten guzelmış..ılk gordugumde kıtabın ısmı cekmıştı benı..fakat kım bu yazar ne kadar dogrudur dıye duşunmeden edemeyıp almamış oylede unutup gıtmıştım..teşekkurler:)
 
hayatta benim payıma düşen "kanser"i minimum psikolojik hasarla atlatmamın yardımcısı bu kitaptır!
 
IMG-20150713-WA0012.jpg
 
Çok güzel gerçekten. .
rabbim dualarımızı kabul etsin inşallah
..
Kadir gecemiz mübarek olsun. .
 
Psikiyatrist Uğur Koşar'ın "Allah De Ötesini Bırak" adlı kitabından çok beğendiğim cümleler:


Sen gönlünü kırana isyan etmekten, kırk gönüllere merhem olan Allah'ı unutuyorsun.

Yaptığın duayı göz ucuyla bile takip etme (kabul olup olmadığını kontrol etme). Hz Ali, kendisini kışkırtmaya çalışan şeytana diyor ki: Ey İblis! Kul Rabbini imtihan etmez.

Hz Ömer: ben duamın kabulüyle ilgilenmem. İçimde dua isteği var mı ona bakarım.

Senin ruhunu besleyecek olan, duanın karşılığı değil, Rabbini hissetmen olacaktır. Bu ince nüansa dikkat etmeni isterim.

Allah'ın sessiz kalması Onun hikmetindendir ve Allah'ın hikmetinden sual etme.

Rabbin ve melekler etrafındayken sana bu kadar yakınken artık mutsuz olmana şaşarım.

Allah: "Beni vekil kıl kulum. Ben senin yerine işini hallederim." diyor.

Rabbim ne diyor: "Biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık (Beled Suesi 3-4. ayet).

Zihin kime, ne zaman, insanın enerjisini kemiren o düşünceleri göndereceğini çok iyi bilir.

Bazı insanlar vardır ki Allah'ın ne zaman vereceğiyle ilgilenmez. O, kalbine Allah ile iletişimin daim mi buna bakar.

...Ancak senin bakışların kirli, gözlerin tozlu...

Mutsuz insan yoktur, mutlu olacağına inanmayan insanlar vardır ve insanlar yorgun kılan taşıdılar maskelerdir.

Biri sizi üzdüğünde o aslında size sadece bir iğne batırmıştır; öfke, tepki, üzüntü ise sizin içinizden yükselir.

Arzu şeytanidir, niyet ise Rahmanidir.

Sen ona ne söylersen söyle Mevlana sana gülümseyecektir çünkü o rahmetin içindedir.

Kalp kırılmaz, kırılan bir şey varsa o gurur, onur, egodur!

Bir veli, bir Allah dostu yahut kendini bilen biri dışarıdan gelenle ilgilenmez. O, haklı ya da haksız olmanın zihnin oyunu olduğunun idrakindedir.

Kim kalbini kırmak isterse, rahatsız olacağın bir söz duyarsan içine dön. Dışarıdakinin sadece bir tetikleyen olduğunu, öfkenin kendi içinden çıktığını göreceksin.

Dışarıdakini kontrol etme şansın yoktur bunu unutma ancak içeriden çıkan senin kontrolündedir.
Şayet senin içinden kin, kırgınlık, öfke çıkıyorsa se rahmetten uzaksındır, egonun ta içindesindir. Çünkü Allah bizi sevgi, merhamet, aşkla yaratmıştır. Bunun dışında senin kaynağından ne çıkıyorsa şeytanidir.

Sen elinden geleni yaptın, elinden gelmeyen kısım için de Allah'a yönelmenin vakti geldi.

Bizler insanlara kızarak, o olumsuz enerjiyi içimize taşıyarak, isyan ederek en büyük cezayı kendimize verdiğimizin , kendimizi zehirlediğimizin farkında değiliz.

Senin tüm sorunun Onun "ol" diyerek karşına çıkardığı olaylara tepki vermenden, onları reddetmenden kaynaklanmaktadır. Bunu bir savaşa çevirdin ve hayat bir kabus olmaya başladı.

Huzursuz olan sen değilsin, huzursuz olan zihnin kendisidir.

Varoluşun içindekileri ayırt etme, onu bölme sadece farkında ol, bu kafidir.

Biz Onunla meşgul olmak yerine sahte dostluklarla meşgul olup hakki huzuru arıyoruz. Sonra da mutsuzum diyoruz. Korku ve güvensizlik içinde yaşıyoruz.
O seni korur merak etme, sen yeter ki Onunla meşgul ol.

Allah'tan ümidini kesmiş insanların sayısı o kadar çok ki. Zihin de bundan istifade ederek seni Rabbinden uzaklaştırmak için fitne tohumları ekmeye bayılır.

Farkında olmanı isterim. Allah'ın verdiği de vermediği de imtihandır.

Allah diyor ki: Sizin duanız olmasaydı, Rabbim size değer verir miydi? (Furkan Suresi 77. ayet)

"Allah katında duadan makbul ve kıymetli hiçbir şey yoktur (Tirmizi)."

"Kul duasında üç şeyin birini almaktan şaşmaz: Ya dua sayesinde günahı bağışlanır ya peşin bir mükafat alır ya da ahirette karşılığını görür (Deylemi)."

Beni en güzel huylara ulaştır, kötü huyları benden uzaklaştır.

İsyan acıdır, isyan içinde alınan nefes, zehirden farksızdır.

Nedir bu aceleciliğin, güvensizliğin, sabırsızlığın? Bilmez misin Allah işleri yavaş yavaş halleder, acele etmez. Her şeyin bir oluş zamanı vardır. Senin ruhunun çiçek açma zamanı da gelecektir ama bu aceleyle ona ulaşsan bile tadını alamazsın. Olmuşsundur ama farkına varamazsın.

Bütün dertlerin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve Ona güven.

Payına düşene razı olmuyorsun. Hırsın, memnuniyetsizliğin seni derece derece küçültmekte. Bir sorun yaşadığında çıkmak için çırpınıyorsun ve daha da dibe batıyorsun. Oluşa karşı davranıyorsun. Allah'ın senin için uygun bulduğunu sen uygun bulmuyorsun.

"Artık sabrım kalmadı" laflarını çok duyuyorum. Bu Rabbimize ve kendimize güvensizliği gösterir. Allah icabetinde gecikiyorsa senin tutumunu görmek istiyordur. "Bak duan kabul olmuyor" diye şeytan senin ümidini kesiyor, seni Allah'tan koparıyor. Bu yüzden sen soluk bile alamıyorsun çünkü Onsuzsun.

Senin içinde haset, kin, nefret varsa karanlığa mahkum kalırsın. gelen beyaz bile içindeki kinle karalanır.

İnsanların sebepsiz yorgunlukları vardır ki bunların en büyüğü içlerindeki kindir. Kin, kendi enerjini tüketmekten başka bir şey değildir.

Sürekli hata arayan gözdedir hata.

Biz kusur gören gözü kör ettik, o göz sahteydi, zehirliydi. Bu yüzden ne kırılır ne kızarız. Biz sadece severiz, gerisini Allah halleder.

Allah'tan ne gelirse eyvallah de, Ondan zarar gelmez. Ona bıraktıktan sonra göreceksin, zamanın akışında karşına gelecek şey seni huzurlu kılacaktır.

Bir hata yaptığında şeytan ortaya çıkar ve kendini değersiz hissettirir. O zaman de ki: Hatadan ve eksiklikten münezzeh olan Allah'tır.

Allah'ım sen o kadar merhametlisin ki şüphesiz düşmemem için elimden tutacaksın.
merve merve A Ametistt Calypso95 Calypso95 Oriana Oriana K KurkmantoluS
Ne guzel dimi yazinlar.. dua ile ilgili..
 
X