m.bursadabugun.com/haber/yolsuzlukla-mucadele-profesor-lukten-etti-542921.html
Üniversitedeki
yolsuzlukları
ihbar ettiği için
hakkında 9 ayrı
soruşturma
açılan eski
Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dekanı Hasan Acar'ın
profesörlük unvanı geri alındı.
Acar'ın üniversiteyle ilişiği de
kesildi...
Üniversitelerin tıp fakültelerinde
yetişmiş hocalara, cerrahlara ve
bilim insanlarına büyük ihtiyaç
duyulurken, eski Yozgat Bozok
Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı
Hasan Acar, yolsuzlukları ihbar
ettiği için hem işinden hem
unvanından oldu.
Acar'ın yaşadıkları, Türkiye
genelinde akademideki
kadrolaşmayı ve üniversite
yönetimlerine hakim olan yapıları
da ortaya koydu.
30 Mart 2009'da profesörlük unvanı
alan, 2 ay sonra Bozok Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dekanlığı'na getirilen
Acar, kısa sürede başarılı işlere imza
attı. Dekanlığı sürerken,
üniversitedeki usulsüz bazı
işlemlerden kuşkulanan Acar,
dönemin üniversite yöneticilerine
yolsuzlukları anlattığı bir yazı
gönderdi. Ancak yönetimden "işiyle
ilgilenmesi" tavsiyesi geldi.
Kuşkulandığı ihalelere imza
atmayan Acar, Yozgat
Başsavcılığı'na başvurarak
üniversiteye yapılan alımlarda
sadece belli firmalar lehine hareket
edildiğini ve devletin zarara
sokulduğunu belirterek, Bozok
Üniversitesi'nde görevli bazı
bürokratlar ve işadamları hakkında
suç duyurusunda bulundu. Acar'ın
başvurusu üzerine açılan
soruşturmada çok sayıda şüpheli
tutuklandı. Yozgat Başsavcılığı da
iddiaları ciddi bularak, 27 sanık
hakkında Yozgat Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dava açtı.
9 ayrı soruşturma
Ancak Acar, bu girişimlerinin
ardından nasıl bir yapıyla karşı
karşıya olduğunu da kısa sürede
anladı, işinden ve unvanından oldu.
Acar hakkında ART arda idari
soruşturmalar başlatıldı. Hakkında
9 ayrı soruşturma başlatılan Acar'a
şu suçlamalar yöneltildi:
- Acar'ın, Yozgat'taki bir fırıncıya bol
kepekli ekmek üretmesini tavsiye
etmesi,
- Yozgat'ta açılan balıkçının, Acar'ın
balığın faydalarına yönelik
beyanlarını levhaya asması,
- Acar'ın, bir yakınının ve yakınının
annesinin ameliyatlarını Ankara'da
yapması,
- 6 ayrı hastalığı bulunan Şeyma
adlı bebekle özel olarak ilgilenmesi,
- Başhekime hakaret.
Rektörlük, 9 başlıkta topladığı
suçlamaların tamamından Acar'ı
suçlu buldu. Özellikle guatr
konusunda Türkiye'nin sayılı
uzmanlarından biri olan Acar'ın
profesörlük unvanı geri alındı ve
üniversiteyle ilişiği de kesildi.
Acar, verilen cezalara karşı YÖK'e ve
idare mahkemesine ayrı ayrı
başvurular yaptı. Verilen 8 cezanın
tamamı, YÖK ve mahkemeler
tarafından iptal edilirken, sadece bir
"kınama" cezası yargıya
taşınmadığından kesinleşti.
İlişiğinin kesilmesi işleminin iptali
için de dava açan Acar, haklı
bulunsa da davalar
kesinleşmediğinden görevine
dönemedi.
Her yerde aynı yapı
Profesörlük unvanını yeniden
kazanmak ve mesleğini sürdürmek
isteyen Acar arayışa geçti. Önce
genel cerrahi alanında boşluk olan
fakültelere başvurma kararı alan
Acar, Türkiye'nin hemen her
köşesinde çalışabileceğini, bu
şekilde daha faydalı olabileceğini
düşünerek ardı ardına başvurular
yaptı. Acar, sağlık Bakanlığı'nın
devlet hastanelerine özel
düzenlemelerle doktor
gönderebildiği kentleri öncelikle
tercih etti ve buralardaki
üniversitelere katkı sunabileceğini
düşündü. Doçentlik ya da
profesörlük kadrosunda
çalışabileceğini bildiren Acar,
sırasıyla adıyaman, Erzincan, Tokat,
Karabük, Hitit, İnönü, Fırat, Harran
üniversitelerine başvurdu. Ancak
kadrolarında boşluk olmasına
rağmen olumsuz yanıt aldı. YÖK'e
başvurarak görev talebinde
bulunan Acar, bu başvurusundan da
sonuç alamadı. Davaları gerekçe
gösterilerek başvuruları reddedilen
Acar, körelmemek için sadece bazı
özel hastanelerde ve eski
arkadaşlarının ricasıyla ameliyatlara
girebildi. Acar'ın, yıllarca baskı
üzerine baskı yapan kitapları da bir
anda yayınevlerinden iade
edilmeye başlandı. İşsiz bırakıldığı
tarihten bu yana maaş alamayan
Acar, İstanbul'da bir özel hastanede
kısa süreli çalışabildi.