Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu/Sakinleştirici etkisiyle Kantaron

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
35.054
30.495
61
Değerli okuyucu, bugün sizlere ülkemizde de yetişen Kantaron bitkisinden bahsetmek istiyorum. Altın sarısına benzeyen çiçeklerinden dolayı ona sarı Kantaron da denilmektedir. Bu bitkiyi hemen hemen her ülkede bulmak mümkündür. Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve ABD’de yetişen bir bitkidir. Ülkemizde, yöreden yöreye değişen isimleri var, Mayasıl otu, Kılıç otu, Binbirdelik otu gibi... Osmanlının otacı kültüründe de yerini almış bir bitkidir.
Geleneksel tıp, bu bitkiyi antidepresan olarak kullanmaktadır. Hafif ve orta şiddetteki depresyon tedavisinde önermektedir. Almanya’da bir yılda en az iki milyon kez reçete edilmektedir. Doğal haliyle yaprak, sap ve çiçekleri ile beraber de kullanılabilir. Avrupa’da eczanelerde doğal haliyle de satılmaktadır. Kantaron bitkisinin ana etkin maddesi hypericin, onun Latince adından kaynaklanır.
fft16_mf151841.Jpeg
Antidepresan etkisi hypericinin dışında yapraklarında zengin olarak bulunan değişik flanovidlerden ve sadece çiçeklerinde bulunan trollixanthin maddesinden kaynaklanır. Ayrıca, bitkinin yaprak, sap ve çiçeklerinde bulunan hyperforin etkin maddesi sedatif (sakinleştirici) etkilidir.
Hekiminiz kullandığınız antidepresan ilacınızı yavaş yavaş azaltmanıza karar verdiyse ve tekrar eski depresyon hallerim tekrarlarsa endişesi çekiyorsanız, hekiminize danışarak, Kantaron bitkisinin desteğini alabilirsiniz. Avrupa’da çok sayıda hekim antidepresan ilaçları azaltırken, Kantaron bitkisinin desteğini hastalarına sunarak, tekrar başa dönme riskini veya endişesini minimuma indirmektedirler.



Anti kanserojen ve anti tümoral etki
Son yıllarda yapılan araştırmalarda kantaronun içerdiği hypericin ana etkin maddesinin anti kanserojen gücüne büyük oranda ilgi artmıştır. Hiçbir bitkiyi tek başına ana etkin maddesinden dolayı ön plana çıkarmamak gerekir. Çünkü ana etkin maddenin işlevini artırıcı ve fonksiyonel kılan daha çok sayıda yardımcı ve promotor etkin maddeleri de vardır. Kantaron bitkisinin de bu anlamda özellikle bağırsak ve meme kanserlerinin yardımcı tedavisinde quercitrin, rutin, pyrogallol, lutein, phloroglucinol ve pectin gibi doğrudan ve promotor olarak fonksiyonel etkin maddeleri bulunmaktadır.
âdet günlerini sancılı geçiren kadınlara bitkisel destekleyici olarak civanperçemi mükemmel bir yardımcıdır. âdet gününe bir hafta kala, civanperçeminin çayı günde bir kez içildiğinde âdete bağlı sancılar yaşanmaz. Bir haftalık küre her âdet döneminde tekrar etmek gerekir. Kantaron bitkisinin çayının bir özelliği de âdet dönemlerine bağlı sancıları ortadan kaldırabilme gücüne sahip olmasıdır. Kantaron bitkisinin bu anlamda nasıl kullanılacağı, günün küründe verilmiştir.


Dikkat
Radyoterapi ve kemoterapi esnasında Kantaron bitkisinin kullanılmaması gerekir. Özellikle radyoterapi alan veya alacak olan hastaların Kantaron bitkisini kullanmamaları gerekir. Kemo ve radyoterapi seansları tamamlandıktan en erken bir ay sonra Kantaron bitkisinin yardımcı ve destekleyici gücünden faydalanabilirler. Işın tedavisi ve/veya kemoterapi alan hastalarda trombozit (platelet) değerleri düşüş gösterebilmektedir. Kantaron bitkisinin içeriğinde bulunan hyperosid maddesi, trombozit düşüşüne neden olabilmektedir. Kanama riski olan siroz hastalarının da Kantaron bitkisinden uzak durması gerekir.


Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise mutlaka bir hekime danışınız.


GÜNÜN KÜRÜ
Sancılı geçen âdet döneminde etkili olur
İki bardak (yaklaşık 300 ml) su kaynatılır. Su kaynadıktan sonra içerisine 1 tatlı kaşığı tepeleme kurutulmuş kantaron bitkisi (kökleri hariç) ilave edilir. Yaklaşık 1 dakika kısık ateşte kaynatılır ve ılımaya bırakılır. Ilıdıktan sonra süzülür. Yudum yudum sadece 1 bardak içilir. Âdet gününe bir hafta kala başlanır ve âdet başlayana kadar günde bir kez hazırlanıp içilir. En uygun içim zamanı akşam yatağa gitmeden 1 saat öncesidir. İçildiği günlerde sakin ve huzurlu bir uyku imkânı sağlar.
milliyet.com.tr
 
Bu bitkiye doğal anti-depresan diyebilir miyiz?

Depresyon, gelişen teknoloji çağının önemli problemlerinden biridir. Hele de gizli depresyon çok daha tehlikeli ve hemen hemen her bireyin hayatı boyunca en az bir defa karşı karşıya kaldığı bir tehlikedir.

Yine yüzyılın önemli diğer sorunu da depresyon belirtilerinden herhangi birini gösteren kişilere hemen ağır antidepresan ilaçların verilmesidir. Oysa bu ilaçların kontrollü olarak, psikiyatri uzmanları tarafından ve yalnızca gerçekten kontrol edilemeyen, intihar eğilimi olan orta ve ağır depresyon hastalarına verilmesi gerekir.

Ülkemizde ne yazık ki pratisyen hekimler, hatta eczacılar bile 1-2 depresyon belirtisi tarifleyen kişilere hemen depresyon hapları önermekteler. Daha da vahim olan ise bazı kişilerin kendi kendilerine kulaktan duyma bilgilerle bu ilaçları alıp başlıyor olmasıdır.

Ufak tefek depresyon belirtilerini hemen her birey hayatında birkaç kere gösterebilir ve bu hafif durumlar ilaçsız, doğal maddelerle atlatılabilir. Bunların en etkililerinden birisi sarı kantarondur, tıbbi adı `hypericum perforatum`, halk arasındaki adı ise `binbir delik otu` dur. İçerdiği `hypericin` adlı etken madde depresyonda etkili bulunmuştur.

Avrupa ve ABD`de sıkça kullanılır, eski çağlarda ise ` kötü ruhlara karşı koruyucu` olarak rağbet görmüştür. Doğu ve Çin tıbbında yüzyıllardır anti-depresan olarak kullanılır. Hafif ve orta şiddetli depresyonda çok önemli olumlu etkileri vardır. Bu konuda yüzlerce tıbbi araştırma, klinik insan ve hayvan deneyleri yapılmıştır. Çağımızın en büyük sorunu stresle baş etmek için etkin bir yardımcıdır. `Seratonin` adı verilen `mutluluk hormonu` seviyelerinde artış sağlar. Uzun vadede ruhsal bunalıma ve dengesizliğe bağlı aşırı yemek yeme isteğini de kontrol altına alır. Üstelik anti-depresan ilaçların sebep olduğu, kilo ve iştah problemleri, uykusuzluk, seksüel problemler ve konsantrasyon sorunu gibi yan etkilere sebep olmaz.

Sarı Kantaron
Alıntıdır...
 
:içelim:Bende bu kürü 4 gündür uyguluyorum.Psikolojık oalrakmı bilemiyorum ama sanki sakinlşetirdiğini farkettim.Günde 1-2 bardak içiyorum...akşamları içtiğimde isee çokk tatlı bir uyku veriyorr :1rolleyes:Allahım şifa versinn :Saruboceq:delikafadulden
 
bende 2 akşamdır içiyorum gözüme uyku girmiyor böylede bir yan etkisi var ....ama faydası da çok
 
RESAN ÖZELLİĞE SAHİP Eski çağlardan beri şeker, kronik romatizma, mide-bağırsak, bronşit hastalıkları ve soğuk algınlıklarının tedavisinde kullanılan otun, "parazit düşürücü", antiseptik ve yara iyileştirici etkisinin bulunduğunu anlatan Dr. Kaçar, bu özellikleri nedeniyle yanık tedavisinde de etkili olan otun içeriğindeki "Hypericin" adlı maddenin, antidepresan özelliğinin bulunduğunu anlattı. Dr. Kaçar, şunları kaydetti: "Klinik ve hayvan deneylerinde antidepresan etkinliği kanıtlanan ve DOĞAL PROZAC olarak anılan ot, yan etkisi olmadığı için Avrupa’da son yıllarda hafif ve orta şiddetli depresyonların, stres, uykusuzluk, anksiyete gibi günlük yaşamı olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Antidepresan olarak kullanılan sentetik ilaçların kullanımında karşılaşılan uykusuzluk, kilo kaybı, seksüel bozukluklar gibi ciddi yan etkilere de, kantaron otu kullanımında rastlanmamaktadır." BİLİNÇSİZCE TÜKETİLMESİ SAĞLIK AÇISINDAN RİSKLİ Dr. Kaçar, bitkinin mutluluk hormonu olarak adlandırılan "seratonin"in yanı sıra vücudun kendini iyi hissetmesi için gerekli olan "dopamin" ve "norepineprin" hormonlarının salgılanmasını da yan etkisiz olarak teşvik ettiğine dikkati çekti. "Hypericin"in uyku esnasında kişide "derin düşünce, meditasyon, memnuniyet verici ve yaratıcı düşüncelerin çoğalmasını sağladığını" ifade eden Dr. Kaçar, bu maddenin bazı bakterilere karşı da antibakteriyel etkiye sahip olduğunun belirlendiğine değindi. Bitkinin, Avrupa ve ABD’de preparat haline getirilerek birçok hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dr. Kaçar, Türkiye’de 9 çeşidi bulunan ottan henüz ilaç olarak yararlanılmadığını, halk arasında genelde çay olarak tüketildiğini vurguladı. Dr. Kaçar, şöyle konuştu: "Bu bitkinin rastgele toplanması ve bilinçsizce tüketilmesi, sağlık açısından risklidir. Çünkü ağır metaller arasında ilk sıralarda yer alan kadmiyum, yol kenarlarında yetişen kantaronun bünyesinde yoğun olarak bulunmaktadır. Buralardan toplanacak kantaronun, şifadan çok kanserojen etkisi vardır. Bu nedenle kantaron temiz bölgelerden toplanmalıdır. Bu bitki, ülkemizde genel olarak çay olarak tüketiliyor. Bu tüketimde de, belirli bir dozajın aşılmaması gerekiyor. Yani, günde en fazla 1 fincan içilebilir. Aşırı içilmesi, özellikle açık tenli kişilerde ışığa duyarlılık, ciltte kızarıklık, döküntü gibi yan etkilere neden olabilir..
Alıntıdır...
 
Çok ilginççç yaa Benim 2 yıl önce kullandığımm antidepresanın adıda Prozactı..[Demek bu ilaçtada mutluluk hormonu varsaa inşallahhh iyii gelicekkk:1shok:delikafadulden
 
Deprosyon ilacı yerinede kullanılabilir demek ki ama dr kontrolunda olması gerçekten daha sağlıklı olur bilinçsiz kullanım şifa vereceğine dert verebilir
 
Bende panikatak hastasıydım.ilaçlarımı bırakmış iyileşmiştim.bir üzüntü sonucu bu günlerde tekrar panikatağım geri geldi.psikiyatristimle görüşme sonuxu ilaçlara bağlı kalmak istemediğimi belirterek tavsiyesiyle sarı kantaron çayı kullanmaya başladım.
NETTEN ALıntıdır.
Kızlarr bu yazıyı buldumm çokk şaşırdımm demek drlarda öneriyorrr.Benim bugun 15.günümm bırakmak yok yola devammm
:lepi:
:teytey::teytey::teytey::nazar::nazar:
 
Benden başkaa bu otaa ihtiyacıı olan yok sanırım kaydirigubbakcemile3 Sarıkantoronda 25.günümm bıkmak yok devamm balll:eek::içelim:
 
X