Kendi Efendimiz Olma Zamanımız Geldi
İnsanın var oluşuna yapılan müdahale ile genlerimizde oluşan değişikliklerden biri de köleleştirilme yatkınlığıymış. Önce Türk Dil Kurumunun köle tanımlamasına bakalım;
Köle (isim, tarih)
1. isim, tarih Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan kimse, kul, esir.
2. Birinin emri altında bulunan, özgür olmayan kimse.
3. Herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse.
"İçkinin kölesi. Paranın kölesi."
Bu tanıma bakıldığında daha net göreceksiniz farkında olmadan köle olduğumuzu. Birini çok seviyoruz ve sevgi açlığımız çok fazla olduğu için onun kölesi olabiliyoruz. İş yaşamında kariyerin kölesi olabiliyoruz. Ebevynler kendi ebevynlerinden genelde yeterli ilgiyi almadığı için kendi yaşadıklarını çocuklarının yaşamaması için çocuklarının kölesi oluyorlar. Çocuklar özgüvene sahip olmadığı için anne babanın kölesi oluyorlar.
Yaşamınızı gözden geçirdiğiniz ve kendinize dürüst olduğunuz zaman sizde kendi yaşamınızda neyin kölesi olduğunuzu fark edeceksiniz.
Yaşamın bir alanında kendimizi köle yapıp başka bir alanında efendi de olabiliriz. Başkasının efendisi olmak da sağlıklı bir gelişim değil. Hadi bakalım şimdi ruhsal olarak kendimizi ve etrafımızdaki yükseltmek için kendi yaşamımızın efendisi olma ve etrafımızdaki herkesi özgür bırakma zamanımız geldi.
Dünya üzerinde var olan her sistem kollektif bilinçte kendini var ediyor. Kölelik için de kollektif bilinçte var olmuş zeki bir form mevcut. Kendimizi özgürleştiriken bu özgürleşmenin kollektif bilinci de özgürleştirmesine niyet edelim.
"Köleleşmeye ve köleleştirilmeye iznim yok. Bu enerjilerin yaşam alanımdan uzaklaşmasını talep ediyorum. Şimdi ben özgürüm, beni köleleştiren herkesten ve her sistemden özgürleşiyorum. Özgürlük için bedel ödememe gerek yok. Bunu talep etmemin yeterli olduğunu biliyorum. Benimle yaşam yolculuğunu sürdüren herkesi ve her sistemi de farkında olarak ya da olmayarak köleleştirdiysem onları da özgür bırakıyorum. Artık biz özgürüz."