Pozitif Köpek Eğitimi
İçgüdü mü, Sorun mu?
Evimizi bir ya da daha fazla sayıda köpekle paylaşmaya karar verdiğimizde ilk yapmamız gereken şey kendimize şu soruları sormak olmalıdır, ben günde en az iki kere, yağmur, kar, sıcak demeden, kendim hasta bile olsam onu yürüyüşe götürebilecek miyim? İşim ve ev hayatım buna müsait mi, mama, hastalık, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak maddi güce sahip miyim, psikolojik açıdan yeni bir yavrunun temizliğine, bakımına, kıl sorunlarına, hastalıklarına vs, yeterince sabır gösterebilecek miyim? Onu yeterince sevip koruyabilecek miyim?
Her ne olursa olsun onun da bir can olduğunu unutmadan, ondan sıkılmayacağımı ve günün birinde sokağa bırakma düşüncesi taşımayacağımdan emin miyim?
Onu evdeki çocuğumuz istediği için değil de kendi ihtiyaçlarımız ve isteklerimizin farkında olarak mı alıyoruz?
Bazen komşularımla, bazen arkadaşlarımla hatta bazen ailemle onlar için savaşmaya hazır mıyım? Savaşmak diyorum, evet! Çünkü bazen öyle zor anlar yaşanıyor ki, aileler evlerini bırakıp başka yerlere taşınabiliyorlar. Bunlar çok önemli ve düşünülmesi gereken konular.
Bütün bu sorulara cevabınız evet ise o zaman bir köpek sahibi olabilirsiniz.
Bir köpeği evlat edindiniz diyelim, acaba başka ne gibi zorluklar yaşayacaksınız? Bazılarınızın "yok artık, daha bitmedi mi, başka ne zorluk olsun ki!"dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır, bitmedi.
Eve gelen minik bebeğimiz çoğumuzun içini ısıtır, yüzümüzü güldürür. Tatlı yaramazlıkları vardır. Olsun, bunlar hiç önemli değildir çünkü o daha bir bebektir. Her şeyi zamanla yavaş yavaş öğrenecektir.
İşte en büyük hata!!
Doğaları gereği yaptıkları yanlışları ancak biz onlara doğru taktiklerle öğretirsek düzeltebilirler. Çünkü yaptıkları hareketlerin çoğu zaten doğaları gereği yaptıkları doğal hareketlerdir. Her ne kadar hangi hareketi neden yaptıklarını hala yüzde yüz bilemesek de onlar için doğal bizim içinse istenmeyen bazı davranışlara bir göz atalım...
ÇUKUR KAZMAK
Bu hareket onlar için çok doğaldır, hamile köpekler doğuma hazırlanmak için yuva kazarlar, sıcakdan ya da soğukdan korunmak için kazarlar, düşmandan korumak için kazarlar, yemeklerini saklamak için kazarlar.
Kazmalarının pekçok doğal nedeni vardır.
Doğada bu hareketi iç güdüsel olarak yaparlar ve sonuçları da onlar için çok tatmin edicidir. Ancak evlerimize gelen köpeklerimiz de bazen bu hareketleri yaparlar. Yatağına yatmadan önce ya da yatağının içinde, halının üstünde kazma hareketi yaptığını görürüz. Bahçeye çıktığımzda bahçeyi kazarlar. Ancak en güzel çiçeklerimiz ağzından sarkarken hiç de hoş görünmezler gözümüze. Bu hareketin düzelmesi için çeşitli yollar var.
Öncelikle köpeğimiz bu hareketi neden yapıyor onu bulmak önemlidir. Can sıkıntısından mı, baskın içgüdülerden mi, yemeğini mi kıskanıyor, havadaki sıcaklık mı rahatsız ediyor, dişi köpek ise doğuma hazırlık olarak mı? Nedeni buldukdan sonra çözüme yönelmek en doğrusudur.
Eğer doğum hazırlığı ise ve bahçede doğurmasına asla izin vermeyeceksek, geçici olarak bahçeyi yasaklayabiliriz, ya da kontrolümüz altında bu içgüdüsünü tatmin etmesini sağlayabiliriz. Ancak doğuma çok yakın zamanlarda izin vermemek en iyisidir.
Eğer dişi ya da erkek sebepsiz olarak kazdığını düşünüyorsanız o zaman bahçede onun kazması için bir alan tahsis edebilirsiniz. Her yeri kazmasındansa sadece belli bir yeri kazması öğretilebilir.
Belki avlanma içgüdüleri çok baskındır ve toprağın altındaki fare, köstebek vs gibi hayvanların kokusunu alıp avlanma dürtüsüyle harekete geçiyor olabilir. Bunun için de bahçedeki diğer hayvanların ordan uzaklaştırılması bir çözüm olabilir.
Verilen ödülü ya da mamayı saklamak için kazıyorsa o zaman bir süre ona çok kıymetli olacak ödüller vermeyi bırakabiliriz.
Evdeki köpeğimiz tamamen can sıkıntısından ve ilgi çekmek için de bu hareketi yapıyor olabilir. Yanlış tutumla bu hareket ona öğretilmiş olabilir. O zaman yapmamız gereken bu hareketi yaptığında onu görmezden gelmek, ilgisini başka yöne çekmek ve doğru harekette ödüllendirmek olmalıdır. Bu arada egzersiz ihtiyacını iyice gidermeyi ihmal etmemeliyiz.
KEMİRMEK
Kemirmek çene ve diler için önemli bir harekettir. Bebeklik döneminde daha çok görülür. Bu hareket aynı zamanda dişlerinin değişme döneminde kaşıntıyı gidermek ve ileriki dönemlerde de dişlerini temizlemek için de çok faydalı olan zorunlu bir ihtiyaçtır aslında onlar için.
Bulduğu dal parçalarını kemirmek onların doğal diş fırçalama yöntemidir. İlk bebeklik döneminde evimize geldikleri andan itibaren bu hareketi yaparlar. Doğadaki dal parçaları yerine mobilyaları, kapıları, kumandayı, terlikleri (ki en çok bunları severler çünkü genelde deri ve en kolay alıp kaçıp oyun ortamına dönüştürebilecekleri objedir), hatta duvaları bile kemirebilirler. Eğer bu dönemde yanlış bir uygulama yaparsak bu kemirme davranışı kalıcı hale gelebilir. Bir dün eve bir geliriz ki koltuk, kanepe, kapı ne varsa yenmiş.
Bazen bebeklik döneminde bu davranışın doğru şekilde geçiştirilmesine rağmen ileriki dönemlerde, yanlış objeler üzerindeki kemirme faaliyetleri tekrar ortaya çıkar. Bunun nedeni, bebeklik döneminde yanlız kamaya alıştırılmamış olması sonucu yanlızlık endişesi yaşıyor olması ya da enerjisini tam olarak atamıyor olması ihtimali yüksektir. Bebeklik döneminde bebeğimize kemirmemeyi öğretirken aynı zamanda evde yanlız kalmasının da gayet doğal olduğunu öğretmemiz gerekir.
Köpeğimiz bir objeyi kemiriyorsa ondan bu objeyi alırken ona yaptığının yanlış olduğunu belirtir bir şekilde, onaylamaz bir ifade ile ama asla bağırarak ya da kızarak değil, diğer bütün komutları öğretir gibi hayır ya da kes diyerek ağzından alıp yerine mutlaka kemirmesinin doğru olacağı bir altarnatif vermeliyiz. Kabloyu ağzından alırken kemirme çubuğu, halıyı kemirirken oyuncağı gibi.
Ona yanlışı öğretirken doğrunun ne olduğunu göstermezsek bu doğru bir eğitim olamaz. Bununla birlikte günlük olarak kısa sürelerde onu evde yanlız bırakarak ileride siz evde yokken de evde kalabileceği ve bu durumun çok normal olduğunu ona öğretmeliyiz. Onu endileşelendirmeye fırsat bırakmayacak kısa sürelerle gidip tekrar gelerek, bu gidiş gelişleri asla abartılı karşılamalara çevirmeden doğal bir durum olarak yapmalıyız. Bunu hiç işimiz yoksa bile her gün evden çıkarak önce kısa sürelerde sonra süreyi yavaşca uzatarak yapmak gerekir. Böylece köpeğimiz büyüdüğünde de biz evden gittiğimizde sakince oturup gelmemizi bekleyebilir hale gelecektir.
ÇEKİŞTİRMEK
Çekiştirmek çenenin kuvvetlenmesi için yapılan bir harekettir. Çünkü bebekler doğal ortamda hayatta kalabilmek için yakaladıkları avları hızlı bir şekilde yakalamarı, parçalamaları ve yemeleri gerekir, yoksa hayatta kalamazlar. Bunun için de güçlü çenelere ve dişlere ihtiyaç duyarlar.
Aynı zamanda çekiştirme kazananı ve üstün olanı belirleyen bir yarış gibidir. Çekiştirilen obje kimin ağzında kalırsa o galip ve hakimdir. Avından güzel parçayı o almış demektir, Kuvvetli olduğu için galibiyeti o hak etmiştir.
Ancak evimize geldiklerinde bundan sonraki hayatlarının ev ortamında ve her zaman bol mama ile geçeceğini düşünemezler. İçgüdüsel olan bu hareketi yapmaya devam ederler. Burada rakip olarak da kendilerine bizi seçerler.
Erken dönemde bebeğinizle bu tür oyunlara girmemeniz en iyisidir ama olurda bu oyunu oynarsanız her zaman sizin galibiyetinizle bitirmelisiniz, oyuncak sizin elinizde kalmalı ve ona siz kendi isteğinizle yaptığı doğru bir hareket sonucunda vermelisiniz.
İleriki dönemlerde koruma eğitimi aldırmayı düşündüğünüz bir bebeğiniz varsa bu oyunu 1,5 yaşından sonra eğitmen eşliğinde doğru tekniklerle yapmalısınız.
Bu hareket aynı zamanda bırak komutunun öğretilmesi için çok iyi bir zemin hazırlar. Ağzında bir obje tutarken objeyi sıkıca tutup ona altarnatif bir obje ya da yiyecek sunarak bırak diyin. Bu şekilde hem bırak komutu öğrenmiş olur hem de ağzındaki obje sizde kalmış olur.
HAREKETLİ OBJELERİ KOVALAMAK
Bu hereket de hayati önemi olan ve doğal ortamda avını yakalamak için yaptıkları, avlanma içgüdüsü ile eş oranda var olan bir harekettir. Ne kadar çevikse avını yakalaması da o kadar kolay olur. Hayatta kalabilmesi için geliştirilmesi zorunlu olan bir davranıştır.
Ancak evlerimizde birlikte yaşadığımız köpeklerimizin bu davranışları bizi sık sık zora sokabilir. Kapımızın önünden geçen arabaları kovalaması, kuşları kovalaması, kedileri ya da koşan insanları kovalaması bu içgüdü sayesinde olmaktadır. Evde yerleri silerken küçük bebeğimiz paspasın peşinde nasıl da sevimli sevimli koşturup havlayıp hamle yapar değil mi? Bu hareketler bize çok hoş gelir, bebeğimizi alıp severiz, o bu hareketi yaparken güler eğleniriz ve onu teşvik ederiz.
Kırlarda oynarken yerden havalanan bir kuşun arkasından koşarken ne de sevimlidir. Kuş nasılsa uçacaktır ve bu yüzden bebeğimizin onu kovalamasında bir sakınca görmeyiz. Oysa izin verdiğimiz hatta teşvik ettiğimiz bu hareketler onun daha ciddi kovalama hareketleri için büyük bir teşviktir.
Arabaları kovalarken ezilebilir, bisikletliyi kovalarken yaralanmalara sebep olabilir, kedi kovalarken arkasından bizi de çekiştirip düşmemize neden olabilir. Onlar neyi kovalayıp neyi kovalamayacaklarını bilemezler, hepsi aynıdır. O yüzden baştan işi sıkı tutmalı ve ileride herşeyin peşinden koşan bir köpek olmaması için onu hareketli objelere alıştırmalıyız.
Onu bol bol hareketli objelerin olduğu bölgelere götürmeli ve sakin durduğu zamanları ödüllendirmeliyiz. Evimiz bahçeli ise ve yanından araba, bisikletli ya da motorlu kişiler geçiyorsa bu fırsatı iyi değerlendirip günde bir kaç kere yapacağınız alıştırmalar ile onu bu objelere alıştırabiliriz. Her hareketli objeyi sadece izlediği zamanlarda ödüllendirerek doğru hareketi pekiştirirebiliriz.
HAVLAMAK VE ULUMAK
En çok şikayet edilen ve ilişkileri zorlayan davranışlardan biridir. Havlamaları bizim tarafımızdan teşvik edilmese bile onlar için çok büyük manevi tatmin sağlar. Bu yüzden özellikle bazı ırklar için engellenmesi en zor hareketlerden birdir.
Bugün hala köpeklerin neden havladıkları yüzde yüz bilinmemekle birlikte, köpek besleyen herkes bilir ki köpekler belirli konuları ifade etmek için havlamayı kullanırlar. Biz insanlar nasıl ki konuşuyorsak köpekler de havlayarak ve uluyarak haberleşirler.
Tehlike var, yemek burda, toplanalım, mutluyum, uzaklaş burası benim bölgem, sıkıldım, stresliyim gibi bir çok iletişim bilgisi içerirler.
Her havlama birbirinin aynı değildir. Özellikle çok havlayan köpeklerde havlamayı tamamen ortadan kaldırabileceğimizi düşünmemeliyiz. Bu onlarda çok büyük bir psikolojik baskı oluşturabilir. Ama en aza indirip hem onu hem bizi rahat ettirecek bir şekil geliştirmeye gayret edebiliriz.
Havlamalara kesin olarak engel koyamasak da başlangıç noktasından hereketle en aza indirebiliriz. Köpeğimizin hangi zamanlarda havladığına dikkat ederek bu hareketlere karşı önlem alabiliriz.
Mesela kapı zili çalınca mı havlıyor, seslere mi havlıyor, yabancılara mı havlıyor, eve gelen misafirlere mi havlıyor, yanlız kaldığında mı havlıyor vb. Öncelikle bunları tespit edip ona göre çalışmaya başlamak gerekir. Her neye havlıyor olursa olsun ona havladığında sus, sessiz ya da kes gibi bir komutla susturabilirsiniz. Ancak sessiz olduğu zamanı ödüllendirmezseniz bu komut geçerliliğini kaybedecektir. O yüzden havlamaya başlamasını engelleyemesek de susturduğumuz zamanları mutlaka ödüllendirerek sessiz kalma zamanını uzatabiliriz.
Eğer kapı ziline havlayan bir köpeğimiz varsa kapı zilini olur olmaz zamanlarda çalıp tepkisiz kalarak kapının çalması ile çalmaması arasında bir fark olmadığını ona öğretebiliriz. Kapı zilini birisi sizin için çalarken siz de ona bol bol ödül vererek onda kapı zili=ödül duygusunu pekiştirebiliriz. Böylece kapı zilinin çalması onun için kapıya koşup havlama yerine size gelip ödül alacağı bir ses anlamına gelmeye başlar.
Yoldan geçenlere havlıyorsa görüntüyü engellemek de çözüm olabilir. Perdenin o bölgesini kapamak ya da yolu görmesini engelleyecek bitkiler koymak işe yarayabilir.
YALAMAK
Yalamak bebek köpeklerin ya da sürüde alt sınıfta olan köpeklerin, annelerine ya da lider köpeklere yaptıkları bir harekettir. Bu hareket hem bir karşılama merasimi hem de acıktıklarının da bir sinyalidir.
Anne köpeğin ağız kenarlarını yalayarak yemek istediklerini bildirirler. Sinyali alan anne köpek, eğer bebekler yuvadan çıkamayacak kadar küçükse kusarak besinleri bebeklerinin önüne çıkarır ve onların karınlarını doyurur. Aynı şekilde lider köpek de mesajı alır ve sürüdeki diğer bazı köpeklerle birlikte avlanmaya çıkar.
(Not: Bu avlanmaya gitme konusunu kitaplardan okudum. Köpek ve kurtların sürü halinde yaşamalarını konu alan bazı belgesellerde izledim, ne yazık ki birebir yaşama ve gözleme imkanım olmadı, ancak günümüzde sokak köpeklerini izlediğimde bu davranışı, çöp karıştırmak konusunda hala kullandıklarını farkettim.)
Bu hareketin bir anlamı da karşısındaki köpeği sakinleştirmeye çalışmaktır. Böyece onların üstünlükleri kabul etmiş olurlar.
Bazen stres altındaki köpeklerde sürekli kendilerini ya da bir şeyi yalama hareketi görülür. Sürekli karşısındakini yalamaya çalışır ya da kendisini yalar.
Yaptığı iş sanki dünyadaki en keyifli iştir. Neredeyse transa geçmiş halde yalanırlar. Dur, yapma demenizin hiç bir anlamı olmaz. Eğer yanlış davranışlarda bulursak bu hareket kalıcı hale gelebilir. En doğrusu ilgilenmemek ve onun da ilgisini başka yöne çekmek olacaktır.
Genel olarak hangi davranışı sergiliyor olursa olsun yanlış davranışların yerleşmemesi için yapılacak bir kaç temel kural vardır.
Erken dönemde sosyalleşme eğitimi almasını sağlayın. Her objeye, duruma ve canlıya alışmaları çok önemlidir.
Enerjisini atabilmesi için bol bol egzersiz yaptırın. Biz ne kadar yorulursak yorulalım köpekler bizden daha dayanıklıdır ve kolay kolay yorulmazlar. O yüzden köpeğimizi bizim değil, onun enerjisi bitene kadar yormamız gerekir. Kendimizi fazla enerji harcamadan onu yoracak bazı oyunlar burada işe yarayabilir. Koş-Getir, Sakla-Bul, Frizbi gibi.
Görevlendirin... Her köpeğin doğal ortamında sürü içinde bir görevi vardır. Hiç biri bütün gün boş boş yatmazlar. Kimi sürüyü korur, kimi yemek bulur, kimi bebekleri büyütür, kimi habercidir vs. Bu göz önüne alınarak biz de köpeğimize bir görev vermeliyiz.
Eğer köpeğimiz avcılık içgüdüleri kuvvetli bir köpekse bahçenin ya da evin değişik yerlerine saklayacağımız ödül bisküvileri, konklar ve oyuncaklarla onu oyalayabiliriz. Ya da koruma içgüdüleri kuvvetli ise buna uygun eğitimle evimizi veya işyerimizi korumuası konusunda eğitim aldırabiliriz. Kokuya duyarlı bir köpeğimiz varsa arama kurtarma ya da dedektör köpek eğitimi konularında eğitim aldırabiliriz. Bunlar prosefyonel bir eğitimle olmalıdır ki hareketleri kafasına göre değil, komutla yapsın.
Dikkatli ve tetikte olun. Eğer köpeğimiz yapmasını istemediğimiz bir davranış yapıyorsa bunu vaktinde fark edip ona altarnatif bir komut vererek bu davranışından vazgeçirmeliyiz. Havlıyorsa ya da yerleri kazıyorsa yanımıza çağırıp, geldiği için ödüllendirip sonra da başka bir meşgaleye yönlendirmeliyiz.
Her zaman tutarlı olun. Yaptığı bir davranışdan kurtulmasını istiyorsanız mutlaka o davranışa her zaman aynı tepkiyi verin. Bir keresinde doğru davranıp birinde sessiz kalırsanız ya da yapmanız gerekeni yapmazsanız o zaman kafası karışır ve doğru davranış yerleşemez.
Onu meşgul tutun. Köpeğimize bol bol çiğneme çubukları, ödüller vererek onların meşgul kalmalarını sağlayabiliriz. Bu her zaman işe yaramayabilir ama çiğneme hareketi bazı köpekleri inanılmaz derece sakinleştiren bir harekettir. Tıpkı yemek yemenin insanları sakinleştirmesi gibi.
Altarnatif sunun. Yaptığı hoşa gitmeyen her hareketi durdurmak için ona mutlaka bir altarnatif verin. Çiğnediği obje yerine çiğnemesinin serbest olacağı başka obje, havladığı zaman onu meşgul edecek başka bir oyuncak, kazması için farklı bir alan.
Yanlış olan yerine mutlaka doğruyu göstermelisiniz.
Unutmamalıyız ki sadece hareketlere bakarak köpekleri değerlendirmek ve davranışları konusunda fikir sahibi olmak mümkündür. Ama köpeklerin de hisleri olduğu, sadece ev süsü olmadıkları, kişilik ve hislerine göre de değerlendirilmeleri gerektiği bir gerçektir.
Vahşi atalarından kalma bu kişilik ve içgüdüler doğal yaşamda onların hayatını kurtaracak önemli davranışlar olabilir ama ev ortamında bu davranışları yapmalarını hiç istemeyiz. Bizim istenmeyen davranışlar dediğimiz, duygularını ve içgüdülerini, hiç çekinmeden kesinlikle saf bir duygu ile ortaya koydukları için cezalandırılmaları bence çok yanlış olur.
Annelerinin yanında yaptığı yanlış davranışları anne köpekler inanılmaz bir sabır ve hoşgörü ile giderirler. Böyle sabırlı ve kardeşleriyle birlikte hayatta kalma becerilerini geliştirmeye yönelik "oyunlar" oynadığı bir ortamdan bizim ev ortamımıza giren köpekler bazen, ne yazık ki sert ve kulaktan dolma eğitim yöntemleriyle karşılaşırlar. İster istemez yanlış yaklaşımlarla bu doğal hareketleri engellemeye çalışırken bebeğimizin kafasının karışmasına neden oluruz.
Kafası karışan her köpek tıpkı insanlardaki gibi daha çok hata yapmaya başlar. Bu da davranışların sorun olmasına neden olur.
ÖNEMLİ !!
Yukarıda bahsettiğim sorunlar birlikte yaşarken en çok karşılaştığımız davranışların bir kısmıdır. Ancak bu sorunların oluşmasının tek nedeni tabi ki köpeğin sorumluluğunu üstlenen kişiler değildir.
Köpeğin cinsine, ırkına, yaşına, genlerine, bedensel rahatsızlıklarının olup olmamasına, hormon seviyesine ve daha başka nedenlere göre de bu davranışlar farklılıklar gösterebilir.
Bazı yerleşmiş davranışlar, psikolojik kökenli davranış sorunları olabilirler. Bu gibi durumlarda eğitim uzmanı ve psikoloğun birlikte çalışmaları gerekir. Bazı havlama sorunları, uluma, kendini aşırı derecede yalaması, tek kişiye ya da objeye karşı gösterilen aşırı kıskançlık, sürekli saklanması ya da saldırması, ayrılık endişesi, kuyruk kovalaması hatta kemirmesi gibi durumlarda, mutlaka uzman bir psikolog ile birlikte köpek değerlendirilmeli ve sonuca göre tedavi+eğitim şeklinde bir yol izlenmelidir. Davranışı düzeltemiyorsanız ve gittikçe kötüye gidiyorsa yardım almanız en iyisidir.
Alıntı..
İçgüdü mü, Sorun mu?
Evimizi bir ya da daha fazla sayıda köpekle paylaşmaya karar verdiğimizde ilk yapmamız gereken şey kendimize şu soruları sormak olmalıdır, ben günde en az iki kere, yağmur, kar, sıcak demeden, kendim hasta bile olsam onu yürüyüşe götürebilecek miyim? İşim ve ev hayatım buna müsait mi, mama, hastalık, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak maddi güce sahip miyim, psikolojik açıdan yeni bir yavrunun temizliğine, bakımına, kıl sorunlarına, hastalıklarına vs, yeterince sabır gösterebilecek miyim? Onu yeterince sevip koruyabilecek miyim?
Her ne olursa olsun onun da bir can olduğunu unutmadan, ondan sıkılmayacağımı ve günün birinde sokağa bırakma düşüncesi taşımayacağımdan emin miyim?
Onu evdeki çocuğumuz istediği için değil de kendi ihtiyaçlarımız ve isteklerimizin farkında olarak mı alıyoruz?
Bazen komşularımla, bazen arkadaşlarımla hatta bazen ailemle onlar için savaşmaya hazır mıyım? Savaşmak diyorum, evet! Çünkü bazen öyle zor anlar yaşanıyor ki, aileler evlerini bırakıp başka yerlere taşınabiliyorlar. Bunlar çok önemli ve düşünülmesi gereken konular.
Bütün bu sorulara cevabınız evet ise o zaman bir köpek sahibi olabilirsiniz.
Bir köpeği evlat edindiniz diyelim, acaba başka ne gibi zorluklar yaşayacaksınız? Bazılarınızın "yok artık, daha bitmedi mi, başka ne zorluk olsun ki!"dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır, bitmedi.
Eve gelen minik bebeğimiz çoğumuzun içini ısıtır, yüzümüzü güldürür. Tatlı yaramazlıkları vardır. Olsun, bunlar hiç önemli değildir çünkü o daha bir bebektir. Her şeyi zamanla yavaş yavaş öğrenecektir.
İşte en büyük hata!!
Doğaları gereği yaptıkları yanlışları ancak biz onlara doğru taktiklerle öğretirsek düzeltebilirler. Çünkü yaptıkları hareketlerin çoğu zaten doğaları gereği yaptıkları doğal hareketlerdir. Her ne kadar hangi hareketi neden yaptıklarını hala yüzde yüz bilemesek de onlar için doğal bizim içinse istenmeyen bazı davranışlara bir göz atalım...
ÇUKUR KAZMAK
Bu hareket onlar için çok doğaldır, hamile köpekler doğuma hazırlanmak için yuva kazarlar, sıcakdan ya da soğukdan korunmak için kazarlar, düşmandan korumak için kazarlar, yemeklerini saklamak için kazarlar.
Kazmalarının pekçok doğal nedeni vardır.
Doğada bu hareketi iç güdüsel olarak yaparlar ve sonuçları da onlar için çok tatmin edicidir. Ancak evlerimize gelen köpeklerimiz de bazen bu hareketleri yaparlar. Yatağına yatmadan önce ya da yatağının içinde, halının üstünde kazma hareketi yaptığını görürüz. Bahçeye çıktığımzda bahçeyi kazarlar. Ancak en güzel çiçeklerimiz ağzından sarkarken hiç de hoş görünmezler gözümüze. Bu hareketin düzelmesi için çeşitli yollar var.
Öncelikle köpeğimiz bu hareketi neden yapıyor onu bulmak önemlidir. Can sıkıntısından mı, baskın içgüdülerden mi, yemeğini mi kıskanıyor, havadaki sıcaklık mı rahatsız ediyor, dişi köpek ise doğuma hazırlık olarak mı? Nedeni buldukdan sonra çözüme yönelmek en doğrusudur.
Eğer doğum hazırlığı ise ve bahçede doğurmasına asla izin vermeyeceksek, geçici olarak bahçeyi yasaklayabiliriz, ya da kontrolümüz altında bu içgüdüsünü tatmin etmesini sağlayabiliriz. Ancak doğuma çok yakın zamanlarda izin vermemek en iyisidir.
Eğer dişi ya da erkek sebepsiz olarak kazdığını düşünüyorsanız o zaman bahçede onun kazması için bir alan tahsis edebilirsiniz. Her yeri kazmasındansa sadece belli bir yeri kazması öğretilebilir.
Belki avlanma içgüdüleri çok baskındır ve toprağın altındaki fare, köstebek vs gibi hayvanların kokusunu alıp avlanma dürtüsüyle harekete geçiyor olabilir. Bunun için de bahçedeki diğer hayvanların ordan uzaklaştırılması bir çözüm olabilir.
Verilen ödülü ya da mamayı saklamak için kazıyorsa o zaman bir süre ona çok kıymetli olacak ödüller vermeyi bırakabiliriz.
Evdeki köpeğimiz tamamen can sıkıntısından ve ilgi çekmek için de bu hareketi yapıyor olabilir. Yanlış tutumla bu hareket ona öğretilmiş olabilir. O zaman yapmamız gereken bu hareketi yaptığında onu görmezden gelmek, ilgisini başka yöne çekmek ve doğru harekette ödüllendirmek olmalıdır. Bu arada egzersiz ihtiyacını iyice gidermeyi ihmal etmemeliyiz.
KEMİRMEK
Kemirmek çene ve diler için önemli bir harekettir. Bebeklik döneminde daha çok görülür. Bu hareket aynı zamanda dişlerinin değişme döneminde kaşıntıyı gidermek ve ileriki dönemlerde de dişlerini temizlemek için de çok faydalı olan zorunlu bir ihtiyaçtır aslında onlar için.
Bulduğu dal parçalarını kemirmek onların doğal diş fırçalama yöntemidir. İlk bebeklik döneminde evimize geldikleri andan itibaren bu hareketi yaparlar. Doğadaki dal parçaları yerine mobilyaları, kapıları, kumandayı, terlikleri (ki en çok bunları severler çünkü genelde deri ve en kolay alıp kaçıp oyun ortamına dönüştürebilecekleri objedir), hatta duvaları bile kemirebilirler. Eğer bu dönemde yanlış bir uygulama yaparsak bu kemirme davranışı kalıcı hale gelebilir. Bir dün eve bir geliriz ki koltuk, kanepe, kapı ne varsa yenmiş.
Bazen bebeklik döneminde bu davranışın doğru şekilde geçiştirilmesine rağmen ileriki dönemlerde, yanlış objeler üzerindeki kemirme faaliyetleri tekrar ortaya çıkar. Bunun nedeni, bebeklik döneminde yanlız kamaya alıştırılmamış olması sonucu yanlızlık endişesi yaşıyor olması ya da enerjisini tam olarak atamıyor olması ihtimali yüksektir. Bebeklik döneminde bebeğimize kemirmemeyi öğretirken aynı zamanda evde yanlız kalmasının da gayet doğal olduğunu öğretmemiz gerekir.
Köpeğimiz bir objeyi kemiriyorsa ondan bu objeyi alırken ona yaptığının yanlış olduğunu belirtir bir şekilde, onaylamaz bir ifade ile ama asla bağırarak ya da kızarak değil, diğer bütün komutları öğretir gibi hayır ya da kes diyerek ağzından alıp yerine mutlaka kemirmesinin doğru olacağı bir altarnatif vermeliyiz. Kabloyu ağzından alırken kemirme çubuğu, halıyı kemirirken oyuncağı gibi.
Ona yanlışı öğretirken doğrunun ne olduğunu göstermezsek bu doğru bir eğitim olamaz. Bununla birlikte günlük olarak kısa sürelerde onu evde yanlız bırakarak ileride siz evde yokken de evde kalabileceği ve bu durumun çok normal olduğunu ona öğretmeliyiz. Onu endileşelendirmeye fırsat bırakmayacak kısa sürelerle gidip tekrar gelerek, bu gidiş gelişleri asla abartılı karşılamalara çevirmeden doğal bir durum olarak yapmalıyız. Bunu hiç işimiz yoksa bile her gün evden çıkarak önce kısa sürelerde sonra süreyi yavaşca uzatarak yapmak gerekir. Böylece köpeğimiz büyüdüğünde de biz evden gittiğimizde sakince oturup gelmemizi bekleyebilir hale gelecektir.
ÇEKİŞTİRMEK
Çekiştirmek çenenin kuvvetlenmesi için yapılan bir harekettir. Çünkü bebekler doğal ortamda hayatta kalabilmek için yakaladıkları avları hızlı bir şekilde yakalamarı, parçalamaları ve yemeleri gerekir, yoksa hayatta kalamazlar. Bunun için de güçlü çenelere ve dişlere ihtiyaç duyarlar.
Aynı zamanda çekiştirme kazananı ve üstün olanı belirleyen bir yarış gibidir. Çekiştirilen obje kimin ağzında kalırsa o galip ve hakimdir. Avından güzel parçayı o almış demektir, Kuvvetli olduğu için galibiyeti o hak etmiştir.
Ancak evimize geldiklerinde bundan sonraki hayatlarının ev ortamında ve her zaman bol mama ile geçeceğini düşünemezler. İçgüdüsel olan bu hareketi yapmaya devam ederler. Burada rakip olarak da kendilerine bizi seçerler.
Erken dönemde bebeğinizle bu tür oyunlara girmemeniz en iyisidir ama olurda bu oyunu oynarsanız her zaman sizin galibiyetinizle bitirmelisiniz, oyuncak sizin elinizde kalmalı ve ona siz kendi isteğinizle yaptığı doğru bir hareket sonucunda vermelisiniz.
İleriki dönemlerde koruma eğitimi aldırmayı düşündüğünüz bir bebeğiniz varsa bu oyunu 1,5 yaşından sonra eğitmen eşliğinde doğru tekniklerle yapmalısınız.
Bu hareket aynı zamanda bırak komutunun öğretilmesi için çok iyi bir zemin hazırlar. Ağzında bir obje tutarken objeyi sıkıca tutup ona altarnatif bir obje ya da yiyecek sunarak bırak diyin. Bu şekilde hem bırak komutu öğrenmiş olur hem de ağzındaki obje sizde kalmış olur.
HAREKETLİ OBJELERİ KOVALAMAK
Bu hereket de hayati önemi olan ve doğal ortamda avını yakalamak için yaptıkları, avlanma içgüdüsü ile eş oranda var olan bir harekettir. Ne kadar çevikse avını yakalaması da o kadar kolay olur. Hayatta kalabilmesi için geliştirilmesi zorunlu olan bir davranıştır.
Ancak evlerimizde birlikte yaşadığımız köpeklerimizin bu davranışları bizi sık sık zora sokabilir. Kapımızın önünden geçen arabaları kovalaması, kuşları kovalaması, kedileri ya da koşan insanları kovalaması bu içgüdü sayesinde olmaktadır. Evde yerleri silerken küçük bebeğimiz paspasın peşinde nasıl da sevimli sevimli koşturup havlayıp hamle yapar değil mi? Bu hareketler bize çok hoş gelir, bebeğimizi alıp severiz, o bu hareketi yaparken güler eğleniriz ve onu teşvik ederiz.
Kırlarda oynarken yerden havalanan bir kuşun arkasından koşarken ne de sevimlidir. Kuş nasılsa uçacaktır ve bu yüzden bebeğimizin onu kovalamasında bir sakınca görmeyiz. Oysa izin verdiğimiz hatta teşvik ettiğimiz bu hareketler onun daha ciddi kovalama hareketleri için büyük bir teşviktir.
Arabaları kovalarken ezilebilir, bisikletliyi kovalarken yaralanmalara sebep olabilir, kedi kovalarken arkasından bizi de çekiştirip düşmemize neden olabilir. Onlar neyi kovalayıp neyi kovalamayacaklarını bilemezler, hepsi aynıdır. O yüzden baştan işi sıkı tutmalı ve ileride herşeyin peşinden koşan bir köpek olmaması için onu hareketli objelere alıştırmalıyız.
Onu bol bol hareketli objelerin olduğu bölgelere götürmeli ve sakin durduğu zamanları ödüllendirmeliyiz. Evimiz bahçeli ise ve yanından araba, bisikletli ya da motorlu kişiler geçiyorsa bu fırsatı iyi değerlendirip günde bir kaç kere yapacağınız alıştırmalar ile onu bu objelere alıştırabiliriz. Her hareketli objeyi sadece izlediği zamanlarda ödüllendirerek doğru hareketi pekiştirirebiliriz.
HAVLAMAK VE ULUMAK
En çok şikayet edilen ve ilişkileri zorlayan davranışlardan biridir. Havlamaları bizim tarafımızdan teşvik edilmese bile onlar için çok büyük manevi tatmin sağlar. Bu yüzden özellikle bazı ırklar için engellenmesi en zor hareketlerden birdir.
Bugün hala köpeklerin neden havladıkları yüzde yüz bilinmemekle birlikte, köpek besleyen herkes bilir ki köpekler belirli konuları ifade etmek için havlamayı kullanırlar. Biz insanlar nasıl ki konuşuyorsak köpekler de havlayarak ve uluyarak haberleşirler.
Tehlike var, yemek burda, toplanalım, mutluyum, uzaklaş burası benim bölgem, sıkıldım, stresliyim gibi bir çok iletişim bilgisi içerirler.
Her havlama birbirinin aynı değildir. Özellikle çok havlayan köpeklerde havlamayı tamamen ortadan kaldırabileceğimizi düşünmemeliyiz. Bu onlarda çok büyük bir psikolojik baskı oluşturabilir. Ama en aza indirip hem onu hem bizi rahat ettirecek bir şekil geliştirmeye gayret edebiliriz.
Havlamalara kesin olarak engel koyamasak da başlangıç noktasından hereketle en aza indirebiliriz. Köpeğimizin hangi zamanlarda havladığına dikkat ederek bu hareketlere karşı önlem alabiliriz.
Mesela kapı zili çalınca mı havlıyor, seslere mi havlıyor, yabancılara mı havlıyor, eve gelen misafirlere mi havlıyor, yanlız kaldığında mı havlıyor vb. Öncelikle bunları tespit edip ona göre çalışmaya başlamak gerekir. Her neye havlıyor olursa olsun ona havladığında sus, sessiz ya da kes gibi bir komutla susturabilirsiniz. Ancak sessiz olduğu zamanı ödüllendirmezseniz bu komut geçerliliğini kaybedecektir. O yüzden havlamaya başlamasını engelleyemesek de susturduğumuz zamanları mutlaka ödüllendirerek sessiz kalma zamanını uzatabiliriz.
Eğer kapı ziline havlayan bir köpeğimiz varsa kapı zilini olur olmaz zamanlarda çalıp tepkisiz kalarak kapının çalması ile çalmaması arasında bir fark olmadığını ona öğretebiliriz. Kapı zilini birisi sizin için çalarken siz de ona bol bol ödül vererek onda kapı zili=ödül duygusunu pekiştirebiliriz. Böylece kapı zilinin çalması onun için kapıya koşup havlama yerine size gelip ödül alacağı bir ses anlamına gelmeye başlar.
Yoldan geçenlere havlıyorsa görüntüyü engellemek de çözüm olabilir. Perdenin o bölgesini kapamak ya da yolu görmesini engelleyecek bitkiler koymak işe yarayabilir.
YALAMAK
Yalamak bebek köpeklerin ya da sürüde alt sınıfta olan köpeklerin, annelerine ya da lider köpeklere yaptıkları bir harekettir. Bu hareket hem bir karşılama merasimi hem de acıktıklarının da bir sinyalidir.
Anne köpeğin ağız kenarlarını yalayarak yemek istediklerini bildirirler. Sinyali alan anne köpek, eğer bebekler yuvadan çıkamayacak kadar küçükse kusarak besinleri bebeklerinin önüne çıkarır ve onların karınlarını doyurur. Aynı şekilde lider köpek de mesajı alır ve sürüdeki diğer bazı köpeklerle birlikte avlanmaya çıkar.
(Not: Bu avlanmaya gitme konusunu kitaplardan okudum. Köpek ve kurtların sürü halinde yaşamalarını konu alan bazı belgesellerde izledim, ne yazık ki birebir yaşama ve gözleme imkanım olmadı, ancak günümüzde sokak köpeklerini izlediğimde bu davranışı, çöp karıştırmak konusunda hala kullandıklarını farkettim.)
Bu hareketin bir anlamı da karşısındaki köpeği sakinleştirmeye çalışmaktır. Böyece onların üstünlükleri kabul etmiş olurlar.
Bazen stres altındaki köpeklerde sürekli kendilerini ya da bir şeyi yalama hareketi görülür. Sürekli karşısındakini yalamaya çalışır ya da kendisini yalar.
Yaptığı iş sanki dünyadaki en keyifli iştir. Neredeyse transa geçmiş halde yalanırlar. Dur, yapma demenizin hiç bir anlamı olmaz. Eğer yanlış davranışlarda bulursak bu hareket kalıcı hale gelebilir. En doğrusu ilgilenmemek ve onun da ilgisini başka yöne çekmek olacaktır.
Genel olarak hangi davranışı sergiliyor olursa olsun yanlış davranışların yerleşmemesi için yapılacak bir kaç temel kural vardır.
Erken dönemde sosyalleşme eğitimi almasını sağlayın. Her objeye, duruma ve canlıya alışmaları çok önemlidir.
Enerjisini atabilmesi için bol bol egzersiz yaptırın. Biz ne kadar yorulursak yorulalım köpekler bizden daha dayanıklıdır ve kolay kolay yorulmazlar. O yüzden köpeğimizi bizim değil, onun enerjisi bitene kadar yormamız gerekir. Kendimizi fazla enerji harcamadan onu yoracak bazı oyunlar burada işe yarayabilir. Koş-Getir, Sakla-Bul, Frizbi gibi.
Görevlendirin... Her köpeğin doğal ortamında sürü içinde bir görevi vardır. Hiç biri bütün gün boş boş yatmazlar. Kimi sürüyü korur, kimi yemek bulur, kimi bebekleri büyütür, kimi habercidir vs. Bu göz önüne alınarak biz de köpeğimize bir görev vermeliyiz.
Eğer köpeğimiz avcılık içgüdüleri kuvvetli bir köpekse bahçenin ya da evin değişik yerlerine saklayacağımız ödül bisküvileri, konklar ve oyuncaklarla onu oyalayabiliriz. Ya da koruma içgüdüleri kuvvetli ise buna uygun eğitimle evimizi veya işyerimizi korumuası konusunda eğitim aldırabiliriz. Kokuya duyarlı bir köpeğimiz varsa arama kurtarma ya da dedektör köpek eğitimi konularında eğitim aldırabiliriz. Bunlar prosefyonel bir eğitimle olmalıdır ki hareketleri kafasına göre değil, komutla yapsın.
Dikkatli ve tetikte olun. Eğer köpeğimiz yapmasını istemediğimiz bir davranış yapıyorsa bunu vaktinde fark edip ona altarnatif bir komut vererek bu davranışından vazgeçirmeliyiz. Havlıyorsa ya da yerleri kazıyorsa yanımıza çağırıp, geldiği için ödüllendirip sonra da başka bir meşgaleye yönlendirmeliyiz.
Her zaman tutarlı olun. Yaptığı bir davranışdan kurtulmasını istiyorsanız mutlaka o davranışa her zaman aynı tepkiyi verin. Bir keresinde doğru davranıp birinde sessiz kalırsanız ya da yapmanız gerekeni yapmazsanız o zaman kafası karışır ve doğru davranış yerleşemez.
Onu meşgul tutun. Köpeğimize bol bol çiğneme çubukları, ödüller vererek onların meşgul kalmalarını sağlayabiliriz. Bu her zaman işe yaramayabilir ama çiğneme hareketi bazı köpekleri inanılmaz derece sakinleştiren bir harekettir. Tıpkı yemek yemenin insanları sakinleştirmesi gibi.
Altarnatif sunun. Yaptığı hoşa gitmeyen her hareketi durdurmak için ona mutlaka bir altarnatif verin. Çiğnediği obje yerine çiğnemesinin serbest olacağı başka obje, havladığı zaman onu meşgul edecek başka bir oyuncak, kazması için farklı bir alan.
Yanlış olan yerine mutlaka doğruyu göstermelisiniz.
Unutmamalıyız ki sadece hareketlere bakarak köpekleri değerlendirmek ve davranışları konusunda fikir sahibi olmak mümkündür. Ama köpeklerin de hisleri olduğu, sadece ev süsü olmadıkları, kişilik ve hislerine göre de değerlendirilmeleri gerektiği bir gerçektir.
Vahşi atalarından kalma bu kişilik ve içgüdüler doğal yaşamda onların hayatını kurtaracak önemli davranışlar olabilir ama ev ortamında bu davranışları yapmalarını hiç istemeyiz. Bizim istenmeyen davranışlar dediğimiz, duygularını ve içgüdülerini, hiç çekinmeden kesinlikle saf bir duygu ile ortaya koydukları için cezalandırılmaları bence çok yanlış olur.
Annelerinin yanında yaptığı yanlış davranışları anne köpekler inanılmaz bir sabır ve hoşgörü ile giderirler. Böyle sabırlı ve kardeşleriyle birlikte hayatta kalma becerilerini geliştirmeye yönelik "oyunlar" oynadığı bir ortamdan bizim ev ortamımıza giren köpekler bazen, ne yazık ki sert ve kulaktan dolma eğitim yöntemleriyle karşılaşırlar. İster istemez yanlış yaklaşımlarla bu doğal hareketleri engellemeye çalışırken bebeğimizin kafasının karışmasına neden oluruz.
Kafası karışan her köpek tıpkı insanlardaki gibi daha çok hata yapmaya başlar. Bu da davranışların sorun olmasına neden olur.
ÖNEMLİ !!
Yukarıda bahsettiğim sorunlar birlikte yaşarken en çok karşılaştığımız davranışların bir kısmıdır. Ancak bu sorunların oluşmasının tek nedeni tabi ki köpeğin sorumluluğunu üstlenen kişiler değildir.
Köpeğin cinsine, ırkına, yaşına, genlerine, bedensel rahatsızlıklarının olup olmamasına, hormon seviyesine ve daha başka nedenlere göre de bu davranışlar farklılıklar gösterebilir.
Bazı yerleşmiş davranışlar, psikolojik kökenli davranış sorunları olabilirler. Bu gibi durumlarda eğitim uzmanı ve psikoloğun birlikte çalışmaları gerekir. Bazı havlama sorunları, uluma, kendini aşırı derecede yalaması, tek kişiye ya da objeye karşı gösterilen aşırı kıskançlık, sürekli saklanması ya da saldırması, ayrılık endişesi, kuyruk kovalaması hatta kemirmesi gibi durumlarda, mutlaka uzman bir psikolog ile birlikte köpek değerlendirilmeli ve sonuca göre tedavi+eğitim şeklinde bir yol izlenmelidir. Davranışı düzeltemiyorsanız ve gittikçe kötüye gidiyorsa yardım almanız en iyisidir.
Alıntı..