- Konu Sahibi ressam1970
- #1
Paris, 21 Kasım 1990
AGİK, 1990 Paris Şartı ile çok önemli bir aşamadan geçti. Paris Şartı, "Avrupa yeni bir çağa adım atıyor. Yeni bir demokrasi, barış ve birlik çağı..." gibi bir başlangıçla simgelendi.
YENİ BİR AVRUPA İÇİN
PARİS ŞARTI
YENİ BİR DEMOKRASİ, BARIŞ VE BİRLİK ÇAĞI
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’na (AGİK) katılan devletlerin devlet veya hükümet başkanı olan bizler, derin değişikliklerin olduğu ve tarihi beklentilerin bulunduğu bir zaman da Paris’te toplandık. Cepheleşme çağı ve Avrupa’nın bölünmüşlüğü son bulmuştur. İlişkilerimizin bundan böyle saygıya ve işbirliğine dayalı olacağını ilan ediyoruz.
Avrupa kendisini mazisinin bıraktıklarından kurtarıyor. Kadın-erkek insanların cesareti, halkların irade gücü ve Helsinki Nihai Senedindeki fikirlerin kudreti Avrupa’da yeni bir demokrasi, barış ve birlik çağı açmıştır.
Zamanımız, halklarımızın onlarca yıldır yüreklerinde besledikleri umut ve beklentileri gerçekleştirme zamanıdır. Bunlar, insan hakları ve temel özgürlüklere dayalı demokrasiye sarsılmaz bir bağlılık, ekonomik serbesti ve toplumsal adalet yolundan elde edilecek refah ile tüm ülkelerimiz için eşit güvenliktir.
Nihai Senedin on ilkesi geride kalan 15 yılda daha iyi ilişkilere götüren yolumuzu aydınlattığı gibi, bundan sonra da çok şeyler başarma arzusu ile dolu, geleceğe doğru bize rehberlik edecektir. Uluslarımızı özlemlerine uygun bir şekilde yaşamaya muktedir kılmak için şimdi başlayacağımız girişimlerin temelini tüm AGİK taahhütlerinin eksiksiz uygulanması teşkil etmelidir.
İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü
Uluslarımızın yegane yönetim sistemi olarak demokrasiyi inşa edeceğini ve kuvvetlendireceğini taahhüt ediyoruz. Bu çabamızda aşağıdaki hususlara uyacağız.
İnsan Hakları ve temel özgürlüklere her insan doğduğu anda sahip olur, bunlardan feragat edilemez ve hukukun güvencesi altındadır. Devletin birincil sorumluluğu bunları korumak ve geliştirmektir. Bunlara saygı, aşırı güçlü bir devlete karşı asli bir güvencedir. Bunlara uyulması ve eksiksiz işlerlik kazandırılması özgürlük , adalet ve barışın temelidir. Demokratik yönetim, düzenli aralıklarla yapılan özgür ve adil seçimlerle ifadesini bulan halk iradesine dayalıdır. Demokrasinin temeli, insanın kişiliğine saygı ve hukukun üstünlüğüne dayanır. Demokrasi, ifade özgürlüğünün, toplumdaki bütün kesimlere hoşgörü gösterilmesinin ve her fert için fırsat eşitliğinin en iyi güvencesidir.
Demokrasi, temsili ve çoğulcu karakteri ile, seçmene karşı sorumluluğu, kamu makamlarının hukuka riayet etmesi ve adaletin yansız bir şekilde dağıtılmasını da zorunlu kılar. Kimse yasaların üstünde olamaz.
Her ferdin düşünce, vicdan ve din ya da inanç özgürlüğüne; dernek kurma ve sukunu bozmayan bir şekilde toplanma özgürlüğüne; seyahat özgürlüğüne hakkı olduğunu ve hiç kimsenin keyfi olarak gözaltına alınamayacağını ya da tutuklanamayacağını; işkence ya da diğer zalimane, insan onuruyla bağdaşmayan ya da insanı alçaltan bir muamele ya da cezalandırmaya tabi tutulamayacağını, keza herkesin haklarını bilmeye ve kullanmaya; hür ve adil seçimlere katılmaya; bir suçla itham edildiği zaman adil ve açık bir şekilde yargılanmaya; tek başına ya da birlikte mal ve mülk edinmeye ve bireysel girişimlerde bulunmaya; ekonomik, toplumsal ve kültürel haklardan yararlanmaya hakkı olduğunu hiç bir ayrım yapmaksızın teyit ederiz.
Bir ulus içindeki azınlıkların soy, kültür, dil ve din yönünden sahip olduklarını kimliğin korunacağını ve azınlıklara mensup kişilerin hiç bir ayrım yapılmaksızın kanun önünde tam bir eşitlik içinde işbu kimliği serbestçe ifade etmek, korumak ve geliştirmek hakkına sahip olduklarını teyit ederiz.
Hakların herhangi bir şekilde ihlali karşısında herkesin ulusal ya da uluslararası her türlü etkin çarelere başvurabilmesine ihtimam gösterilecektir.
Bu ilkelere tam bir saygı, yeni Avrupa’yı üzerine inşa etmeye çalışacağımız temeli oluşturmaktadır.
Devletlerimiz demokratik kazançları geri çevrilemez kılmak amacıyla birbirleriyle işbirliği yapacak ve birbirlerini destekleyeceklerdir.
Ekonomik Özgürlük ve Sorumluluk
Ekonomik özgürlük, toplumsal adalet ve çevreden sorumluluk, refah için vazgeçilmezdir.
Bireyin demokrasi içinde icra ettiği ve hukukun üstünlüğü ile korunmuş bulunan özgür iradesi, verimli bir ekonomik ve toplumsal kalkınma için gerekli temeli oluşturur. İnsan onuruna saygılı ve onu ayakta tutan ekonomik faaliyeti teşvik edeceğiz.
Devamlı ekonomik büyüme, refah, toplumsal adalet, artan istihdam ve ekonomik kaynaklarının verimli kullanılmasına yönelik piyasa ekonomilerini geliştirmek ortak amacımız olup, özgürlük ve siyasi çoğulculuk bu ortak amaç için gerekli öğelerdir.
Pazar ekonomisine geçiş için çabalayan ülkelerin pazar ekonomisine geçmekte gösterecekleri başarı, önemli ve hepimizin yararınadır. Bu, ortak amacımız olan daha yüksek düzeyde bir refahı paylaşmamızı mümkün kılacaktır. Bu amaçla işbirliği yapacağız.
Çevrenin korunması tüm uluslarımızın paylaştığı bir sorumluluktur. Bu alandaki ulusal ve bölgesel çabaları desteklerken daha geniş ölçekte ortak hareket etme acil ihtiyacını nazarı dikkate almalıyız.
Taraf Devletler Arasında Dostane İlişkiler
Avrupa’da yeni bir çağ açılırken Avrupa Devletleri, ABD ve Kanada arasında dostane ilişkileri ve işbirliğini geliştirmeye ve pekiştirmeye, halklarımız arasında dostluğu teşvik etmeye azmetmiş bulunuyoruz.
Avrupa’da demokrasi, barış ve birliği devam ettirmek ve geliştirmek için Helsinki Nihai Senedi’nin 10 ilkesine tam sadakatle uyacağımızı ciddiyetle taahhüt ederiz.
On ilkenin geçerliliğinin devam ettiğini ve bu ilkelerin uygulanmaya konmasındaki kararlılığımızı teyit ederiz. Tüm ilkeler, her biri diğerleri dikkate alınmak suretiyle yorumlanarak, kayıtsız şartsız aynı derecede uygulanır. Bu ilkeler ilişkilerimizin temelini oluşturur.
Birleşmiş Milletler Yasası uyarınca yükümlendiğimiz mükellefiyetler ve Helsinki Nihai Senedi’nin gerektirdiği taahhütlerimize uygun olarak herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı kuvvet kullanmak ya da kuvvet kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da bu belgelerdeki ilke ve amaçlar ile bağdaşmayan diğer herhangi bir şekilde davranmaktan sakınacağımıza dair kararlılığımızı yineleriz. Birleşmiş Milletler Yasası uyarınca yükümlenilen mükellefiyetlere uymamanın uluslararası hukukun bir ihlalini teşkil ettiğini hatırlatırız. Uyuşmazlıkları barışçı yoldan çözme taahhüdümüzü tekrar teyit ederiz. Taraf devletler arasında anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözümü için mekanizmalar geliştirmek kararındayız.
Avrupa’nın bölünmüşlüğü sona ererken güvenlik alanındaki ilişkilerimize, her birimizin bu alandaki tercih özgürlüğüne tam anlamıyla saygı göstererek yeni bir nitelik kazandırmaya çaba harcayacağız. güvenlik bölünme kabul etmez ve katılan devletlerin her birinin güvenliği, bütün ötekilerin güvenliğine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Dolayısıyla aramızda güven ve güvenliği güçlendirmek ve silahsızlanmayı ve silahların kontrolünü gerçekleştirmek için işbirliği yapacağımızı taahhüt ediyoruz. Yirmi iki devletin ilişkilerini daha iyileştirmek için yaptıkları ortak deklârasyondan mutluluk duyuyoruz.
İlişkilerimiz demokratik değerleri, insan hakları ve temel özgürlükleri müştereken benimsemek temeline dayanacaktır. Devletlerimiz arasında barış ve güvenliği güçlendirmesi için demokrasi konusundaki gelişmeleri ve insan haklarına saygı ile insan haklarının etkin kullanımının kaçınılmaz olduğu inancındayız. Halkların eşit haklara sahip bulunduğunu ve Halkların Birleşmiş Milletler Yasasına ve devletlerin toprak bütünlüğüne ilişkin olanlar dahil, kendi kaderlerini belirlemeye hakları olduğunu tekrar teyit ederiz.
Ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve insancıl sorunları çözmek için siyasi danışmaları artırmaya ve işbirliğini genişletmeye kararlıyız. Bu ortak kararımız ve artan karşılıklı bağımlılığımız on yılların yarattığı güvensizliğin üstesinden gelinmesine, istikrarın güçlendirilmesine ve birleşik bir Avrupa inşasına yardımcı olacaktır. Biz, Avrupa’nın diğer ülkelerle diyaloga ve işbirliğine açık ve mübadeleden yana ve geleceğin tehditlerine ortak cevaplar bulma arayışına girmiş bir barış kaynağı olmasını istiyoruz.
AGİK, 1990 Paris Şartı ile çok önemli bir aşamadan geçti. Paris Şartı, "Avrupa yeni bir çağa adım atıyor. Yeni bir demokrasi, barış ve birlik çağı..." gibi bir başlangıçla simgelendi.
YENİ BİR AVRUPA İÇİN
PARİS ŞARTI
YENİ BİR DEMOKRASİ, BARIŞ VE BİRLİK ÇAĞI
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’na (AGİK) katılan devletlerin devlet veya hükümet başkanı olan bizler, derin değişikliklerin olduğu ve tarihi beklentilerin bulunduğu bir zaman da Paris’te toplandık. Cepheleşme çağı ve Avrupa’nın bölünmüşlüğü son bulmuştur. İlişkilerimizin bundan böyle saygıya ve işbirliğine dayalı olacağını ilan ediyoruz.
Avrupa kendisini mazisinin bıraktıklarından kurtarıyor. Kadın-erkek insanların cesareti, halkların irade gücü ve Helsinki Nihai Senedindeki fikirlerin kudreti Avrupa’da yeni bir demokrasi, barış ve birlik çağı açmıştır.
Zamanımız, halklarımızın onlarca yıldır yüreklerinde besledikleri umut ve beklentileri gerçekleştirme zamanıdır. Bunlar, insan hakları ve temel özgürlüklere dayalı demokrasiye sarsılmaz bir bağlılık, ekonomik serbesti ve toplumsal adalet yolundan elde edilecek refah ile tüm ülkelerimiz için eşit güvenliktir.
Nihai Senedin on ilkesi geride kalan 15 yılda daha iyi ilişkilere götüren yolumuzu aydınlattığı gibi, bundan sonra da çok şeyler başarma arzusu ile dolu, geleceğe doğru bize rehberlik edecektir. Uluslarımızı özlemlerine uygun bir şekilde yaşamaya muktedir kılmak için şimdi başlayacağımız girişimlerin temelini tüm AGİK taahhütlerinin eksiksiz uygulanması teşkil etmelidir.
İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü
Uluslarımızın yegane yönetim sistemi olarak demokrasiyi inşa edeceğini ve kuvvetlendireceğini taahhüt ediyoruz. Bu çabamızda aşağıdaki hususlara uyacağız.
İnsan Hakları ve temel özgürlüklere her insan doğduğu anda sahip olur, bunlardan feragat edilemez ve hukukun güvencesi altındadır. Devletin birincil sorumluluğu bunları korumak ve geliştirmektir. Bunlara saygı, aşırı güçlü bir devlete karşı asli bir güvencedir. Bunlara uyulması ve eksiksiz işlerlik kazandırılması özgürlük , adalet ve barışın temelidir. Demokratik yönetim, düzenli aralıklarla yapılan özgür ve adil seçimlerle ifadesini bulan halk iradesine dayalıdır. Demokrasinin temeli, insanın kişiliğine saygı ve hukukun üstünlüğüne dayanır. Demokrasi, ifade özgürlüğünün, toplumdaki bütün kesimlere hoşgörü gösterilmesinin ve her fert için fırsat eşitliğinin en iyi güvencesidir.
Demokrasi, temsili ve çoğulcu karakteri ile, seçmene karşı sorumluluğu, kamu makamlarının hukuka riayet etmesi ve adaletin yansız bir şekilde dağıtılmasını da zorunlu kılar. Kimse yasaların üstünde olamaz.
Her ferdin düşünce, vicdan ve din ya da inanç özgürlüğüne; dernek kurma ve sukunu bozmayan bir şekilde toplanma özgürlüğüne; seyahat özgürlüğüne hakkı olduğunu ve hiç kimsenin keyfi olarak gözaltına alınamayacağını ya da tutuklanamayacağını; işkence ya da diğer zalimane, insan onuruyla bağdaşmayan ya da insanı alçaltan bir muamele ya da cezalandırmaya tabi tutulamayacağını, keza herkesin haklarını bilmeye ve kullanmaya; hür ve adil seçimlere katılmaya; bir suçla itham edildiği zaman adil ve açık bir şekilde yargılanmaya; tek başına ya da birlikte mal ve mülk edinmeye ve bireysel girişimlerde bulunmaya; ekonomik, toplumsal ve kültürel haklardan yararlanmaya hakkı olduğunu hiç bir ayrım yapmaksızın teyit ederiz.
Bir ulus içindeki azınlıkların soy, kültür, dil ve din yönünden sahip olduklarını kimliğin korunacağını ve azınlıklara mensup kişilerin hiç bir ayrım yapılmaksızın kanun önünde tam bir eşitlik içinde işbu kimliği serbestçe ifade etmek, korumak ve geliştirmek hakkına sahip olduklarını teyit ederiz.
Hakların herhangi bir şekilde ihlali karşısında herkesin ulusal ya da uluslararası her türlü etkin çarelere başvurabilmesine ihtimam gösterilecektir.
Bu ilkelere tam bir saygı, yeni Avrupa’yı üzerine inşa etmeye çalışacağımız temeli oluşturmaktadır.
Devletlerimiz demokratik kazançları geri çevrilemez kılmak amacıyla birbirleriyle işbirliği yapacak ve birbirlerini destekleyeceklerdir.
Ekonomik Özgürlük ve Sorumluluk
Ekonomik özgürlük, toplumsal adalet ve çevreden sorumluluk, refah için vazgeçilmezdir.
Bireyin demokrasi içinde icra ettiği ve hukukun üstünlüğü ile korunmuş bulunan özgür iradesi, verimli bir ekonomik ve toplumsal kalkınma için gerekli temeli oluşturur. İnsan onuruna saygılı ve onu ayakta tutan ekonomik faaliyeti teşvik edeceğiz.
Devamlı ekonomik büyüme, refah, toplumsal adalet, artan istihdam ve ekonomik kaynaklarının verimli kullanılmasına yönelik piyasa ekonomilerini geliştirmek ortak amacımız olup, özgürlük ve siyasi çoğulculuk bu ortak amaç için gerekli öğelerdir.
Pazar ekonomisine geçiş için çabalayan ülkelerin pazar ekonomisine geçmekte gösterecekleri başarı, önemli ve hepimizin yararınadır. Bu, ortak amacımız olan daha yüksek düzeyde bir refahı paylaşmamızı mümkün kılacaktır. Bu amaçla işbirliği yapacağız.
Çevrenin korunması tüm uluslarımızın paylaştığı bir sorumluluktur. Bu alandaki ulusal ve bölgesel çabaları desteklerken daha geniş ölçekte ortak hareket etme acil ihtiyacını nazarı dikkate almalıyız.
Taraf Devletler Arasında Dostane İlişkiler
Avrupa’da yeni bir çağ açılırken Avrupa Devletleri, ABD ve Kanada arasında dostane ilişkileri ve işbirliğini geliştirmeye ve pekiştirmeye, halklarımız arasında dostluğu teşvik etmeye azmetmiş bulunuyoruz.
Avrupa’da demokrasi, barış ve birliği devam ettirmek ve geliştirmek için Helsinki Nihai Senedi’nin 10 ilkesine tam sadakatle uyacağımızı ciddiyetle taahhüt ederiz.
On ilkenin geçerliliğinin devam ettiğini ve bu ilkelerin uygulanmaya konmasındaki kararlılığımızı teyit ederiz. Tüm ilkeler, her biri diğerleri dikkate alınmak suretiyle yorumlanarak, kayıtsız şartsız aynı derecede uygulanır. Bu ilkeler ilişkilerimizin temelini oluşturur.
Birleşmiş Milletler Yasası uyarınca yükümlendiğimiz mükellefiyetler ve Helsinki Nihai Senedi’nin gerektirdiği taahhütlerimize uygun olarak herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı kuvvet kullanmak ya da kuvvet kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da bu belgelerdeki ilke ve amaçlar ile bağdaşmayan diğer herhangi bir şekilde davranmaktan sakınacağımıza dair kararlılığımızı yineleriz. Birleşmiş Milletler Yasası uyarınca yükümlenilen mükellefiyetlere uymamanın uluslararası hukukun bir ihlalini teşkil ettiğini hatırlatırız. Uyuşmazlıkları barışçı yoldan çözme taahhüdümüzü tekrar teyit ederiz. Taraf devletler arasında anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözümü için mekanizmalar geliştirmek kararındayız.
Avrupa’nın bölünmüşlüğü sona ererken güvenlik alanındaki ilişkilerimize, her birimizin bu alandaki tercih özgürlüğüne tam anlamıyla saygı göstererek yeni bir nitelik kazandırmaya çaba harcayacağız. güvenlik bölünme kabul etmez ve katılan devletlerin her birinin güvenliği, bütün ötekilerin güvenliğine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Dolayısıyla aramızda güven ve güvenliği güçlendirmek ve silahsızlanmayı ve silahların kontrolünü gerçekleştirmek için işbirliği yapacağımızı taahhüt ediyoruz. Yirmi iki devletin ilişkilerini daha iyileştirmek için yaptıkları ortak deklârasyondan mutluluk duyuyoruz.
İlişkilerimiz demokratik değerleri, insan hakları ve temel özgürlükleri müştereken benimsemek temeline dayanacaktır. Devletlerimiz arasında barış ve güvenliği güçlendirmesi için demokrasi konusundaki gelişmeleri ve insan haklarına saygı ile insan haklarının etkin kullanımının kaçınılmaz olduğu inancındayız. Halkların eşit haklara sahip bulunduğunu ve Halkların Birleşmiş Milletler Yasasına ve devletlerin toprak bütünlüğüne ilişkin olanlar dahil, kendi kaderlerini belirlemeye hakları olduğunu tekrar teyit ederiz.
Ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve insancıl sorunları çözmek için siyasi danışmaları artırmaya ve işbirliğini genişletmeye kararlıyız. Bu ortak kararımız ve artan karşılıklı bağımlılığımız on yılların yarattığı güvensizliğin üstesinden gelinmesine, istikrarın güçlendirilmesine ve birleşik bir Avrupa inşasına yardımcı olacaktır. Biz, Avrupa’nın diğer ülkelerle diyaloga ve işbirliğine açık ve mübadeleden yana ve geleceğin tehditlerine ortak cevaplar bulma arayışına girmiş bir barış kaynağı olmasını istiyoruz.