- 29 Ocak 2015
- 170
- 55
- 28
-
- Konu Sahibi cokcokcuk1
- #1
Pardon acaba sizi sevebilir miyim? neden? neden olacak korkuyorum. korkuyor musun? evet ya, korkuyorum. çünkü seni seversem hemen huyun suyun değişecek, sende sevdiğim şeyler farklılaşacak; şımaracaksın! beğenmez olacaksın artık beni. çünkü ben muhtaç olmuş olacağım artık sana senin gözünde. çünkü bilinçaltı atacaksın beni önceden programladığın bir yere. sesine, görüntüne, ellerine, gülümseyişine hatta nefesine bile mahkum edilmiş olacağım.ve adına aşk diyeceksin hemen, daha ben ne olduğumu bile bilemeden. öyle değil mi?
bilmez misin, muhtaç olmak acizliktir. şimdi seni sevdiğim için cezalandıracaksın beni biliyorum. hor göreceksin, bekleteceksin, aramayacaksın, menfaatlerin ön plana çıkacak. şayet menfaatlerini de sevmezsem beni sileceksin. yalan mı sileceksin işte! sonra her gün benden azar azar uzaklaşacağını seyredip kahrolacağım.
yahu ben bir seven'im. yani seni sevgimle onurlandırmış bir insan.. dünyayı ayakta tutacak insan kudretinin adıdır sevgi. şimdi ben seni sevdim diye, bu kudrete ve cesarete sahip oldum diye sen beni nasıl ve ne hakla cezalandırabilirsin? aklım almıyor, zeka seviyem de insanlığım da yüreğim de!!
yok "seni seviyorum" cümlesini çok sarfetme eskir! yok herkese "seni seviyorum" deme sadece aşık olunca kullan! yok "seni seviyorum" demeden önce binbir hokkabazlık yap ve şirin görün ki sevdiğin sevildiği için kendini dev aynasında görmesin. onu inlet, süründür, aklını başına getirt, mahvet!
neden? çünkü bu makbul. kaç, sevsen de sevmesen de kaç! neden? çünkü kaçan kovalanır aptal, kaçan kovalanır. iyi de neden sevdiğim için kaçıyorum ki? ben kaçacak ne yaptım? kaçarak daha mı makbul olacağım? kaçarsam daha mı kıymetim anlaşılacak? sevmek utanç verici bir şey mi ki kaçmak gerek? anlayamıyorum. oysa ben zaten sevdiğimi severek devleştirmişimdir. onun dev aynasında kendisini yeniden devleştirmesine ne gerek var ki? bir görebilse benim gözlerimle kendini, eminim kıskanacaktır bendeki kendisini.
yok ama yok. bilmezler sevgililer sevilmenin eşsizliğini bilmez. ondandır bol keseden sevgiyi böyle tüketişleri..ben hiç şımarmayan, değişmeyeni yozlaşmayan, uçup gitmeyen, tükenmeyen sevgi görmedim. artık cenaze törenleri iki türlü yapılmalı. biri bedenler için , diğeri zorla öldürülen sevgiler için!
ne demiş yılmaz erdoğan, "ben senin beni seevebilme ihtimalini sevdim." anlayın artık, varlıkları değil ihtimalleri sever olduk. neden? çünkü ihtimaller hayallerimizdir. sevmekse hayatın gerçeği. hayallerimizde sevgilimiz hiç değişmez. hatta "seni seviyorum." dedikçe ya gözleriyle ya elleriyle ya da tatlı diliyle "beni sevdiğin için teşekkür ederim aşkım." der. teşekkür etmek! beni sevdiğin için..
evet ya, bir onurdur, bir ödüldür, bir şereftir sevmek ve sevilmek! özgürlüğümüzdür.cesaretimizdir. insanlığımızdır. ayrıcalığımızdır.. ama ne yazık ki bir de bütün bunların farkında olamayışımızdır sevmek!
korkuyorum. hep sevildiğim için cezalandırıldım. artık "seni seviyorum." derken bana tuhaf tuhaf bakmayacak varlıkları daha çok sevmeye niyetliyim. bir çiçek gibi.. bir hayvan gibi.. bir dağ manzarası gibi.. bir su damlacığı gibi.. bir küçük tomurcuk gibi henüz doğmakta olan!
çünkü hepsinin insanlarda var olan bir büyük silahtan arındırılmışlığı var. yani dilleri yok dilleri, konuşamazlar. sadece dinlerler. sevginizi anlayarak, hissederek dinlerler. onlara "pardon , acaba sizi sevebilir miyim?" demeniz gerekmez. direkt söylersiniz sevginizi; hesapsızca, umarsızca, saymadan..
ne güzeldir huzurla sevebilmek, ne güzeldir bir çiçeğin kokusu, bir kuşun sesi, bir manzaranın görüntüsü, bir sıcacık bakışla ödüllendirilmek! bizim için ödül demek elle tutulabilen bir şeydir. bir nesne öznesiz.. özne biziz ama nesneye muhtaç..özne özneyi sevemez mi? nesnesiz öznellik olamaz mı? nesne özneyi sevemez mi?
ben severken bedenimi unutmak istiyorum. sadece elimde kalbim olsun, bir kısa bir uzun vuruşlarla atıp dursun. tek armağanım bu olsun verebildiğim sevgiliye! bundan kutsalı? daha ne olsun. anlasın artık beni anlasın. sevmek istiyorum. utanmadan, korkmadan, reddeilmeden, küçük görülmeden sevmek! ve sevgimi ifade edecek her türlü çılgınlığı hesapsızca yapmak istiyorum. inim inim inlesin mutluluktan insanlar, sevilmeden ölebilsinler belki de..sevgisizlikten değil!
sevgi üretilsin, sevgi ile her şey topraktan fışkırır gibi fışkırsın istiyorum. "pardon acaba sizi sevebilir miyim?" diye sormayı değil, bugün sana "seni seviyorum" demeyi atladım galiba, beni affet. diye hesap soran bir yüreğe ifade vermek istiyorum mutlu mutlu gülümseyerek...
hey sen okuyucum. sen de bir ben'Sin. ben de bir sen'im. yok birbirimizden farkımız ama.. şayet isyanlarımla beni, bende kendini, kendinde dünyayı hissedebildiysen eğer.. hiç görmediğin bir yüz, duymadığın bir ses "ne fark eder ki?" dedirtebilsiyse sana.. amaç hayatını, yaşadığın yüreğini ortaya koymaksa.. sevmekte cömertsen, göstermekte cesur..
öyleyse soruyorum şimdi sana: "iki küçük kum tanesi sevgi ile bir fırtına yaratabilir değil mi?" bence sevdiğiniz ve sevildiğiniz her günü bir teşekkürle ödüllendiriniz!!
bilmez misin, muhtaç olmak acizliktir. şimdi seni sevdiğim için cezalandıracaksın beni biliyorum. hor göreceksin, bekleteceksin, aramayacaksın, menfaatlerin ön plana çıkacak. şayet menfaatlerini de sevmezsem beni sileceksin. yalan mı sileceksin işte! sonra her gün benden azar azar uzaklaşacağını seyredip kahrolacağım.
yahu ben bir seven'im. yani seni sevgimle onurlandırmış bir insan.. dünyayı ayakta tutacak insan kudretinin adıdır sevgi. şimdi ben seni sevdim diye, bu kudrete ve cesarete sahip oldum diye sen beni nasıl ve ne hakla cezalandırabilirsin? aklım almıyor, zeka seviyem de insanlığım da yüreğim de!!
yok "seni seviyorum" cümlesini çok sarfetme eskir! yok herkese "seni seviyorum" deme sadece aşık olunca kullan! yok "seni seviyorum" demeden önce binbir hokkabazlık yap ve şirin görün ki sevdiğin sevildiği için kendini dev aynasında görmesin. onu inlet, süründür, aklını başına getirt, mahvet!
neden? çünkü bu makbul. kaç, sevsen de sevmesen de kaç! neden? çünkü kaçan kovalanır aptal, kaçan kovalanır. iyi de neden sevdiğim için kaçıyorum ki? ben kaçacak ne yaptım? kaçarak daha mı makbul olacağım? kaçarsam daha mı kıymetim anlaşılacak? sevmek utanç verici bir şey mi ki kaçmak gerek? anlayamıyorum. oysa ben zaten sevdiğimi severek devleştirmişimdir. onun dev aynasında kendisini yeniden devleştirmesine ne gerek var ki? bir görebilse benim gözlerimle kendini, eminim kıskanacaktır bendeki kendisini.
yok ama yok. bilmezler sevgililer sevilmenin eşsizliğini bilmez. ondandır bol keseden sevgiyi böyle tüketişleri..ben hiç şımarmayan, değişmeyeni yozlaşmayan, uçup gitmeyen, tükenmeyen sevgi görmedim. artık cenaze törenleri iki türlü yapılmalı. biri bedenler için , diğeri zorla öldürülen sevgiler için!
ne demiş yılmaz erdoğan, "ben senin beni seevebilme ihtimalini sevdim." anlayın artık, varlıkları değil ihtimalleri sever olduk. neden? çünkü ihtimaller hayallerimizdir. sevmekse hayatın gerçeği. hayallerimizde sevgilimiz hiç değişmez. hatta "seni seviyorum." dedikçe ya gözleriyle ya elleriyle ya da tatlı diliyle "beni sevdiğin için teşekkür ederim aşkım." der. teşekkür etmek! beni sevdiğin için..
evet ya, bir onurdur, bir ödüldür, bir şereftir sevmek ve sevilmek! özgürlüğümüzdür.cesaretimizdir. insanlığımızdır. ayrıcalığımızdır.. ama ne yazık ki bir de bütün bunların farkında olamayışımızdır sevmek!
korkuyorum. hep sevildiğim için cezalandırıldım. artık "seni seviyorum." derken bana tuhaf tuhaf bakmayacak varlıkları daha çok sevmeye niyetliyim. bir çiçek gibi.. bir hayvan gibi.. bir dağ manzarası gibi.. bir su damlacığı gibi.. bir küçük tomurcuk gibi henüz doğmakta olan!
çünkü hepsinin insanlarda var olan bir büyük silahtan arındırılmışlığı var. yani dilleri yok dilleri, konuşamazlar. sadece dinlerler. sevginizi anlayarak, hissederek dinlerler. onlara "pardon , acaba sizi sevebilir miyim?" demeniz gerekmez. direkt söylersiniz sevginizi; hesapsızca, umarsızca, saymadan..
ne güzeldir huzurla sevebilmek, ne güzeldir bir çiçeğin kokusu, bir kuşun sesi, bir manzaranın görüntüsü, bir sıcacık bakışla ödüllendirilmek! bizim için ödül demek elle tutulabilen bir şeydir. bir nesne öznesiz.. özne biziz ama nesneye muhtaç..özne özneyi sevemez mi? nesnesiz öznellik olamaz mı? nesne özneyi sevemez mi?
ben severken bedenimi unutmak istiyorum. sadece elimde kalbim olsun, bir kısa bir uzun vuruşlarla atıp dursun. tek armağanım bu olsun verebildiğim sevgiliye! bundan kutsalı? daha ne olsun. anlasın artık beni anlasın. sevmek istiyorum. utanmadan, korkmadan, reddeilmeden, küçük görülmeden sevmek! ve sevgimi ifade edecek her türlü çılgınlığı hesapsızca yapmak istiyorum. inim inim inlesin mutluluktan insanlar, sevilmeden ölebilsinler belki de..sevgisizlikten değil!
sevgi üretilsin, sevgi ile her şey topraktan fışkırır gibi fışkırsın istiyorum. "pardon acaba sizi sevebilir miyim?" diye sormayı değil, bugün sana "seni seviyorum" demeyi atladım galiba, beni affet. diye hesap soran bir yüreğe ifade vermek istiyorum mutlu mutlu gülümseyerek...
hey sen okuyucum. sen de bir ben'Sin. ben de bir sen'im. yok birbirimizden farkımız ama.. şayet isyanlarımla beni, bende kendini, kendinde dünyayı hissedebildiysen eğer.. hiç görmediğin bir yüz, duymadığın bir ses "ne fark eder ki?" dedirtebilsiyse sana.. amaç hayatını, yaşadığın yüreğini ortaya koymaksa.. sevmekte cömertsen, göstermekte cesur..
öyleyse soruyorum şimdi sana: "iki küçük kum tanesi sevgi ile bir fırtına yaratabilir değil mi?" bence sevdiğiniz ve sevildiğiniz her günü bir teşekkürle ödüllendiriniz!!