- Konu Sahibi firdevshanim
- #1
Paranoid şizofreni,hastalık sınıflamaları içerisinde,en kesin tanı koyulabilen ve özellikleri en az değişkenlik gösterenlerden biridir.Bu hastalığın başlangıcı genellikle sinsidir ve farkına varılması çok zor olabilir.Hastalığın başlangıcı diğer şizofreni tiplerine benzer,ancak diğer alt tiplere göre biraz daha ileri yaşlarda başlar.Ayırt edici özellikleri daha sonra sabitleşerek netleşir.Paranoid şizofreni sahibi kişiler,nöropsikolojik testlerde veya diğer bilişsel testlerde çok az belirti verir,veya hiç belirti vermediğide görülür.
DSM IV-TR'nin bu hastalıkla ilgili tanı ölçütlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1-Karekteristik belirtiler;bir ay veya daha uzun süreli olarak aşağıdaki dört madden ikisinin bulunması
A-Sanrılar(Hezeyanlar)
B-Varsanılar(Halüsinasyonlar)
C-Karmaşık,anlamlandırılmayan(Dezorganize)konuşmalar
D-Davranışlarda bozulma
E-Duyuşsal donukluk,konuşmama(Aloji)
2-Toplumsal ve Mesleki İşlevlerde Bozulmalar;kişinin sosyal ortamında veya iş ortamında,hastalığın başladığı dönemden daha olumsuz bir pozisyona gelmesi
3-Zaman;kişide belirtiler ortaya çıkmaya başladıktan sonra en az altı ay kalıcı olma özelliği gösterir.
Şizofreni psikiyatrik bozukluklar arasında,toplumda yaygın kabul edilebilecek bir hastalıktır.Dağlım olarak kadınlarda ve erkeklerde eşit olarak görüldüğü yapılan araştırmalarda rapor edilmiştir.Hastalığın seyrinin oldukça karmaşık olduğu söylenebilir.Genellikle bu rahatsızlıkla birlikte kişi,sosyal ve mesleki yaşamda yavaş yavaş gerileme ve belli aralıklarla yinelenen ataklarla sürer.Şizofreni'nin farklı tipleri bulunur.Burada bahsedilen paranoid şizofreni bu şizofreni tiplerinden biridir.Hastalığın başlangıcı genellikle,ergenlik çağında veya genç yetişkinlik çağında başladığı bilinmektedir.Paranoid şizofrenler,kendilerini sosyal yönden izole ederek yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar.Zamanlarının çoğunu hayal kurarak,kendi kendilerine anlamsız şeyler söyleyerek geçirirler.Yalnız kalmak daha çok tercih ettikleri bir durumdur.Kurdukları hayaller,kendi üzerlerinde çok etkilidir ve günlük yaşamlarını düzenlemeyi olumsuz yönde etkiler.Çevreleri tarafından anlamlandırılamayan garip davranışları olabilir.Bu kişiler,kendilerine iltifat edilmesini bile olumsuz yorumlarlar.Kendilerine yardım edilme çabalarını,kendilerinin yetersiz algılanması olarak algılarlar ve bu nedenle geri çevirirler.Kıskançlık duygulanımları ile ilgili kanıtlar toplamaya çalışırlar.Kandırılacakları kaygısıyla ilişkilerinde kontrolü ellerinde bulundurma çabası içindedirler.Güvensizlikleri nedeniyle kendi başlarına yeterlilik gereksinimleri yüksektir.Bireysel olarak kendi yaptıkları hatalarda bile,kendilerini suçsuz olarak algılarlar ve o sırada çevrelerinde olan kişileri veya bir şekilde uygun gördükleri kişileri suçlarlar.Kurguladıkları veya hayal ettikleri,kendilerine yönelik tehditlere karşı yasal yollara yönelebilirler.Bu kendilerine yönelik olarak algıladıkları tehditleri çevrelerinin onaylamasına gerek duyarlar.Kişilik yapılarında gerçeklerle bağdaşmayan,hayali''aşırı büyüklük,güçlülük,önemli bir birey olma''düşünceleri vardır.Kendileri için uygun bulmadıkları,yakıştıramadıkları olumsuz özellikleri yansıtma,yani projeksiyon adı verilen savunma mekanizmasıyla,çevrelerindeki uygun buldukları diğer bireylere veya kurguladıkları hayali kişilere yansıtırlar.Paranoid şizofrenlerin sanrı olarak tanımlanabilecek bazı düşünceleri vardır.Çeşitli sesler duyduklarını iddia edebilirler ve görüntülerden bahsedebilirler.İnsanların kendileri hakkında konuştukları,kendisine karşı özel bir ilgilerinin olduğu,kendisine komplolar kurulduğu gibi...bunlar pek çok konuda olabildiği gibi cinsel içerikli de olabilirler.Bu tür sanrılar,kişinin durumuna göre farklı zamanlarda veya farklı zaman aralıklarında ortaya çıkabilir.Bu kişilerin kurdukları sanrılar sistematiktir ve gerçekte hayali olayların farklı şekillerde karıştırılarak yorumlanması şeklinde ortaya çıkar.Oldukça geniş ve sistemli bir şekilde detaylandırılmıştır.Bu sanrısal sistemde kendilerinin çok önemli bir kişi olarak rolü olduğu özellikle vurgulanmalıdır.Paranoid şizofrenlerin hezeyanlarında,birden çok hezeyan bir arada bulunabilir.Bu kişilerin gördükleri halüsinasyonlarda gördükleri sanrısal temanın içeriği ile ilgili olur.Hezeyanlar genellikle işitsel halüsinasyonlar ile ilgilidir.
Etiyoloji
Şizofreni ile ilgili ilk psikolojik modeli psikanalitik kuramcılar yapmışlardır.Freud,paranoid düşüncelerin eşcinsel isteklerle bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür.Bu eşcinsel isteklerin yarattığı kaygıların ortaya çıkarttığı savunma mekanizmalarının,karşıt tepki oluşturma ve bu dürtünün kabul edilebilir hale getirilme çabası olarak açıklamıştır.Psikanaliz ekolünde bazı araştırmacılarda yukardaki yorumdan farklı olarak,ailenin rolü üzerinde durmuşlardır.Paranoid şizofrenlerin,erken çocukluk çağlarında anneleriyle ilişkilerinin olumsuz yöndeki etkileri üzerinde durmaktadırlar.Bu düşüncedeki psikanalistler,aşırı korumacı,dominant davranan,soğuk yapılı annelerin etkili olduğunu vurgulamaktadırlar.Bu yapıdaki annelerin,çocuğun egosunun gelişmesini olumsuz yönde etkilediği düşüncesini savunmaktadırlar.Bazı çalışmalarda,şizofreni'nin,bireyin yaşadığı sosyal sınıfla negatif yönde bağlantılı olduğunu öne sürmektedir.
Tedavi
Paranoid şizofrenler kendilerinde psikolojik bir bzoukluk olduğunu kabul etmezler ve tedavi görmeye gereksinim olmadığını iddia ederler.Tedaviye razı olduklarında da gergin ve şüpheci bir davranış içersine girerler.Terapilerde karşılıklı güven oluşturulması zor ve zaman alan bir durumdadır.Paranoid şizofrenler için ilaç tedavisinde(antipsikotik)öncelikli olarak gereksinim vardır.İlaç tedavisinde belli bir düzen sağlandıktan sonra terapötik yardım verilmeye başlanmalıdır.Terapi esnasında özellikle sosyal yaşamlarının düzenlenmesi aşamasında davranışsal metotlar etkili olurlar.Davranışsal metodların,kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi üzerinde yoğunlaşması olumlu sonuçlar vermektedir.Paranoid şizofrenlerin ilaç tedavisi ve terapötik yardımın yanı sıra,özel ve destekleyici bir çevre,aile ortamı çok önemlidir.Bu yazıyı hazırlarken Psikolog Deniz Tunçer'in değerli fikir ve yorumlarını katarak oluşturdum burdanda kendisine teşekkürü bir borç biliyorum.Efendim herkesede sağlık dolu,huzur dolu,mutluluk dolu bir yaşam diliyorum.Hoşçakalın
DSM IV-TR'nin bu hastalıkla ilgili tanı ölçütlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
1-Karekteristik belirtiler;bir ay veya daha uzun süreli olarak aşağıdaki dört madden ikisinin bulunması
A-Sanrılar(Hezeyanlar)
B-Varsanılar(Halüsinasyonlar)
C-Karmaşık,anlamlandırılmayan(Dezorganize)konuşmalar
D-Davranışlarda bozulma
E-Duyuşsal donukluk,konuşmama(Aloji)
2-Toplumsal ve Mesleki İşlevlerde Bozulmalar;kişinin sosyal ortamında veya iş ortamında,hastalığın başladığı dönemden daha olumsuz bir pozisyona gelmesi
3-Zaman;kişide belirtiler ortaya çıkmaya başladıktan sonra en az altı ay kalıcı olma özelliği gösterir.
Şizofreni psikiyatrik bozukluklar arasında,toplumda yaygın kabul edilebilecek bir hastalıktır.Dağlım olarak kadınlarda ve erkeklerde eşit olarak görüldüğü yapılan araştırmalarda rapor edilmiştir.Hastalığın seyrinin oldukça karmaşık olduğu söylenebilir.Genellikle bu rahatsızlıkla birlikte kişi,sosyal ve mesleki yaşamda yavaş yavaş gerileme ve belli aralıklarla yinelenen ataklarla sürer.Şizofreni'nin farklı tipleri bulunur.Burada bahsedilen paranoid şizofreni bu şizofreni tiplerinden biridir.Hastalığın başlangıcı genellikle,ergenlik çağında veya genç yetişkinlik çağında başladığı bilinmektedir.Paranoid şizofrenler,kendilerini sosyal yönden izole ederek yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar.Zamanlarının çoğunu hayal kurarak,kendi kendilerine anlamsız şeyler söyleyerek geçirirler.Yalnız kalmak daha çok tercih ettikleri bir durumdur.Kurdukları hayaller,kendi üzerlerinde çok etkilidir ve günlük yaşamlarını düzenlemeyi olumsuz yönde etkiler.Çevreleri tarafından anlamlandırılamayan garip davranışları olabilir.Bu kişiler,kendilerine iltifat edilmesini bile olumsuz yorumlarlar.Kendilerine yardım edilme çabalarını,kendilerinin yetersiz algılanması olarak algılarlar ve bu nedenle geri çevirirler.Kıskançlık duygulanımları ile ilgili kanıtlar toplamaya çalışırlar.Kandırılacakları kaygısıyla ilişkilerinde kontrolü ellerinde bulundurma çabası içindedirler.Güvensizlikleri nedeniyle kendi başlarına yeterlilik gereksinimleri yüksektir.Bireysel olarak kendi yaptıkları hatalarda bile,kendilerini suçsuz olarak algılarlar ve o sırada çevrelerinde olan kişileri veya bir şekilde uygun gördükleri kişileri suçlarlar.Kurguladıkları veya hayal ettikleri,kendilerine yönelik tehditlere karşı yasal yollara yönelebilirler.Bu kendilerine yönelik olarak algıladıkları tehditleri çevrelerinin onaylamasına gerek duyarlar.Kişilik yapılarında gerçeklerle bağdaşmayan,hayali''aşırı büyüklük,güçlülük,önemli bir birey olma''düşünceleri vardır.Kendileri için uygun bulmadıkları,yakıştıramadıkları olumsuz özellikleri yansıtma,yani projeksiyon adı verilen savunma mekanizmasıyla,çevrelerindeki uygun buldukları diğer bireylere veya kurguladıkları hayali kişilere yansıtırlar.Paranoid şizofrenlerin sanrı olarak tanımlanabilecek bazı düşünceleri vardır.Çeşitli sesler duyduklarını iddia edebilirler ve görüntülerden bahsedebilirler.İnsanların kendileri hakkında konuştukları,kendisine karşı özel bir ilgilerinin olduğu,kendisine komplolar kurulduğu gibi...bunlar pek çok konuda olabildiği gibi cinsel içerikli de olabilirler.Bu tür sanrılar,kişinin durumuna göre farklı zamanlarda veya farklı zaman aralıklarında ortaya çıkabilir.Bu kişilerin kurdukları sanrılar sistematiktir ve gerçekte hayali olayların farklı şekillerde karıştırılarak yorumlanması şeklinde ortaya çıkar.Oldukça geniş ve sistemli bir şekilde detaylandırılmıştır.Bu sanrısal sistemde kendilerinin çok önemli bir kişi olarak rolü olduğu özellikle vurgulanmalıdır.Paranoid şizofrenlerin hezeyanlarında,birden çok hezeyan bir arada bulunabilir.Bu kişilerin gördükleri halüsinasyonlarda gördükleri sanrısal temanın içeriği ile ilgili olur.Hezeyanlar genellikle işitsel halüsinasyonlar ile ilgilidir.
Etiyoloji
Şizofreni ile ilgili ilk psikolojik modeli psikanalitik kuramcılar yapmışlardır.Freud,paranoid düşüncelerin eşcinsel isteklerle bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür.Bu eşcinsel isteklerin yarattığı kaygıların ortaya çıkarttığı savunma mekanizmalarının,karşıt tepki oluşturma ve bu dürtünün kabul edilebilir hale getirilme çabası olarak açıklamıştır.Psikanaliz ekolünde bazı araştırmacılarda yukardaki yorumdan farklı olarak,ailenin rolü üzerinde durmuşlardır.Paranoid şizofrenlerin,erken çocukluk çağlarında anneleriyle ilişkilerinin olumsuz yöndeki etkileri üzerinde durmaktadırlar.Bu düşüncedeki psikanalistler,aşırı korumacı,dominant davranan,soğuk yapılı annelerin etkili olduğunu vurgulamaktadırlar.Bu yapıdaki annelerin,çocuğun egosunun gelişmesini olumsuz yönde etkilediği düşüncesini savunmaktadırlar.Bazı çalışmalarda,şizofreni'nin,bireyin yaşadığı sosyal sınıfla negatif yönde bağlantılı olduğunu öne sürmektedir.
Tedavi
Paranoid şizofrenler kendilerinde psikolojik bir bzoukluk olduğunu kabul etmezler ve tedavi görmeye gereksinim olmadığını iddia ederler.Tedaviye razı olduklarında da gergin ve şüpheci bir davranış içersine girerler.Terapilerde karşılıklı güven oluşturulması zor ve zaman alan bir durumdadır.Paranoid şizofrenler için ilaç tedavisinde(antipsikotik)öncelikli olarak gereksinim vardır.İlaç tedavisinde belli bir düzen sağlandıktan sonra terapötik yardım verilmeye başlanmalıdır.Terapi esnasında özellikle sosyal yaşamlarının düzenlenmesi aşamasında davranışsal metotlar etkili olurlar.Davranışsal metodların,kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi üzerinde yoğunlaşması olumlu sonuçlar vermektedir.Paranoid şizofrenlerin ilaç tedavisi ve terapötik yardımın yanı sıra,özel ve destekleyici bir çevre,aile ortamı çok önemlidir.Bu yazıyı hazırlarken Psikolog Deniz Tunçer'in değerli fikir ve yorumlarını katarak oluşturdum burdanda kendisine teşekkürü bir borç biliyorum.Efendim herkesede sağlık dolu,huzur dolu,mutluluk dolu bir yaşam diliyorum.Hoşçakalın