papatya falinin mazisi...

incitanemtuana

EVLI MUTLU IKI COCUKLU :)
Kayıtlı Üye
10 Aralık 2007
25.344
26
41
70335174.png



Merhaba” demiş papatyaya, “sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek
istedim.”. Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve “Merhaba” demiş,
“ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten.”
Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya
geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.

Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten
hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş.
Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını
seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin
yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O
kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış.


Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edip
de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten,
bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da kelebeği çok sevmiş ama o
da bir türlü söyleyememiş sevgisini.
Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği
kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini
paylaşmadan sürekli sohbet etmişler.

Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık
zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş
ve; “Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek” demiş.
Papatya buna bir anlam verememiş. “Neden” demiş. “Yoksa benim yanımda
mutsuz musun?”. “Hayır” demiş kelebek. “Bilakis, sen benim hayatıma
anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben de
ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere
gitmeliyim.”

Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten.
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını
fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya “Sevi seviyorum”
diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece “Bende…”
diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.

İçinden “Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim.
Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim.” diye geçirmiş.
Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına
dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye
başlamış.
Her düşen yaprakta papatya, “seviyormuş” diye geçirmiş içinden.

İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını
hep papatyalara sormuş:
“Seviyor mu, sevmiyor mu?”…

(ALINTI)

a.s.a.s.a.s.
 
elimizdekilerin kıymetini kaybettikten sonra anlarız hep.
halbuki sevgimizi söylesek hiçbişey kaybetmeyiz, kazanır aksine.
 
Ahhhh ne kadar güzelmiş ve ne kadar hüzünlü.Sağol incim.:asigim::asigim:
Demekki neymiş sevdiğini söylemek için zaman kaybetmek dünyanın en büyük hatasıymış.
 
tsk63hf8.gif
41817699.png

hayatta hiç bir şeye geç kalmamak dileğiyle...
emeğine sağlık zuzum çok güzel,manidar bir hikaye.
 
zaman kaybı yüzünden sevdiğini kaybetmek.
sevgileri ertelemeden,anı yaşasak,üçgünde kalsa bitimine.ama kısacık anda ölümsüzleştirsek.içimizdeki duyguları kurutmadan.aşkın datını cıkartsak.
oysa çoğu insan güvensizlik ve ön yargıların kubanı olduğu için,iş işten gecmektedir.
tıpkı papatyanın yapraklarını dökmesi gibi.

öptümm incim Şeniz
 
zaman kaybı yüzünden sevdiğini kaybetmek.
sevgileri ertelemeden,anı yaşasak,üçgünde kalsa bitimine.ama kısacık anda ölümsüzleştirsek.içimizdeki duyguları kurutmadan.aşkın datını cıkartsak.
oysa çoğu insan güvensizlik ve ön yargıların kubanı olduğu için,iş işten gecmektedir.
tıpkı papatyanın yapraklarını dökmesi gibi.

öptümm incim Şeniz

o güzel yüregine saglik canim benima.s.:1hug:a.s.:1hug:a.s.
 
X