- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde hunharca cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın gözaltındaki katil zanlısı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi Altındöken'in jandarmada verdiği ifadeler kan dondurdu.
Türkiye'yi gözyaşına boğan vahşeti soğukkanlılıkla anlatan Özgecan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken ifadesinde, Özgecan'a önce tecavüz etmek istediğini, bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile vurup öldürdüğünü anlattı, "Cesedi ortadan kaldırmak için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu" dedi.
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde 11 Şubat günü ortadan kaybolan ve 13 Şubat'ta yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan'ın öldürülmesi, tüm Türkiye'yi ayağa kaldırırken, katil zanlısı Suphi Altındöken, sorgusunda suçunu itiraf edip cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlılıkla en ince detayına kadar anlattı.
'DİRENEREK TECAVÜZ ETMEMİ ENGELLEDİ'
Anlattıklarıyla sorguyu yapan görevlilerin bile kanını donduran katil zanlısı Suphi Altındöken, Özgecan Aslan ile kız arkadaşını Tarsus'taki AVM önünden aldığını, diğer kızın yolda indiğini belirterek, hava kararmak üzereyken vahşete uzanan korkunç dakikaları şöyle anlattı:
"Özgecan 'Mersin'e gideceğim' dedi. Ben D-400 karayolu yerine Hal Kavşağı'ndan otoban istikametine gittim. Özgecan ters yöne gittiğimi daha sonra fark etti, bana bağırmaya başladı. Ben de biraz gittikten sonra aracı kenarda durdurdum tecavüz etmek amacı ile saldırdım. Ancak boğuşmaya başladık, bu sırada cebinden çıkardığı biber gazını yüzüme sıktı, tırnakları ile de yüzümü parçaladı. Çok istememe rağmen direnerek tecavüz etmemi engelledi. Bu sırada tırnaklarıyla yüzümü parçalayarak canımı çok yaktı.
'DELİL BIRAKMAMAK İÇİN İKİ ELİNİ KESTİM'
Bir anda kendimi kaybettim. Araçta bulunan bıçağımı rastgele sallamaya başladım. Kaç defa sapladığımı hatırlamıyorum. DNA testinde delil bırakmamak için de iki elini bileklerinden kestim, cesedi yaktım."
'LEVYE İLE DEFALARCA VURDUM'
Bıçakladığı Özgecan'ın hemen ölmeyince bir anda paniğe kapıldığını belirten Altındöken, son darbeyi nasıl gerçekleştirdiğini de kılı kıpırdaman şöyle anlattı: "Bıçakladıktan sonra ölmediğini gördüm ve araçta bulunan levye ile kafasına defalarca vurmaya başladım. Öldükten sonra da aracın içerisine gizlediğim cesetle tekrar Tarsus şehir merkezine geldim.
'CESETLE BİRLİKTE ŞEHİR MERKEZİNE GİDİP, BABAMI VE ARKADAŞIMI ALDIM'
Babamı ve arkadaşımı alarak, cesedin ortadan kaldırılması ve geride hiçbir ipucu bırakmamak için de yakmamız gerektiğini söyledim. Babam Necmettin ve arkadaşım Fatih Gökçe ile eski Ankara D-750 karayolu Çamalan Köyü'nün yakınlarında bulunan Alman Mezarlığı bölgesine gittik. Babam ve arkadaşımın yardımıyla araçtan cesedi indirip Cin Deresi kenarına bıraktık. Üzerine benzin döküp, çakmağı çaktım. Cesedi ortadan kaldırmak için yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu. Cesedin yakılmasını ben istedim, çünkü bulununca tanınmaz diye düşündüm."
YAKALANACAĞINI İNTERNETTEN ÖĞRENMİŞ
İfadesinde cesedi yaktıktan sonra dönüşte trafik denetimi yapan jandarmayla karşılaştıklarını belirten Suphi Altındöken, son olarak şunları anlattı: "jandarma aracını görünce çok panikledik. Yakalanmamak için de sakin olmak için aramızda konuştuk. Kontrol noktasına geldiğimizde otobana nereden çıkacağımızı sorduk. Jandarma erinin tarif ettiği yön yerine başka tarafa gitmeye karar verdik. Bu sırada arkamızdan gelen jandarma, aracı kenara çekip, neden tarif edilen yön yerine başka yöne gittiğimizi sorup aşağıya indirdi. Aracın içinde bir yerinde kan lekesi gören jandarmaya, 'İki müşteri kavga etti, bu nedenle onların kanı' dedik. Ancak, kuşkulandıkları için gözaltına alıp Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdüler. Jandarma yaptığı araştırmadan sonra sabah saat 05.00'te bizi serbest bıraktı. Daha sonra aracı babama teslim edip onlardan ayrıldım. Öğle saatlerinde ise telefonumdan internete girince babamın ifadesi ile Özgecan'ın cesedinin bulunduğunu öğrendim. Çok aşırı panikledim. Gün boyunca şehirde gezdim. Akşam saatlerinde yakalandım."
SORUŞTURMA ÇOK YÖNLÜ SÜRÜYOR
Geçmişte kuyumculuk yapan babasının varlığını kaybetmesiyle minibüste şoförlük yapmayı kendisine yediremediğinden sürekli çevresine şikâyetçi olduğu ifade edilen zanlı Suphi Altındöken ile ilgili soruşturma çok yönlü sürüyor.
Suç ortakları babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ile arkadaşı 20 yaşındaki Fatih Gökçe'nin başka suçlara karışıp karışmadığı yönündeki soruşturma da sürüyor.
DİKKATLİ JANDARMALARIN BAŞARISI
Kayıp başvurusunda bulunulan Özgecan Aslan'ın cinayete kurban gittiğinin anlaşılması ve failin yakalanmasında gösterdikleri büyük dikkat sayesinde kısa sürede ortaya çıkaran Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı yol devriyesi ekibi herkesin takdirini kazandı.
Jandarma, faillerin jandarmadan sorduğu yola değil de başka bir yola girmesi üzerine şüphelenip arkalarından giderek arama yapması ile vahşeti ortaya çıkarmıştı. Aralarında erlerin de olduğu jandarma ekibine takdirname verileceği belirtildi.
DHA - Ali Ekber ŞEN - Cenk AYKIR
Türkiye'yi gözyaşına boğan vahşeti soğukkanlılıkla anlatan Özgecan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken ifadesinde, Özgecan'a önce tecavüz etmek istediğini, bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile vurup öldürdüğünü anlattı, "Cesedi ortadan kaldırmak için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu" dedi.
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde 11 Şubat günü ortadan kaybolan ve 13 Şubat'ta yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan'ın öldürülmesi, tüm Türkiye'yi ayağa kaldırırken, katil zanlısı Suphi Altındöken, sorgusunda suçunu itiraf edip cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlılıkla en ince detayına kadar anlattı.
'DİRENEREK TECAVÜZ ETMEMİ ENGELLEDİ'
Anlattıklarıyla sorguyu yapan görevlilerin bile kanını donduran katil zanlısı Suphi Altındöken, Özgecan Aslan ile kız arkadaşını Tarsus'taki AVM önünden aldığını, diğer kızın yolda indiğini belirterek, hava kararmak üzereyken vahşete uzanan korkunç dakikaları şöyle anlattı:
"Özgecan 'Mersin'e gideceğim' dedi. Ben D-400 karayolu yerine Hal Kavşağı'ndan otoban istikametine gittim. Özgecan ters yöne gittiğimi daha sonra fark etti, bana bağırmaya başladı. Ben de biraz gittikten sonra aracı kenarda durdurdum tecavüz etmek amacı ile saldırdım. Ancak boğuşmaya başladık, bu sırada cebinden çıkardığı biber gazını yüzüme sıktı, tırnakları ile de yüzümü parçaladı. Çok istememe rağmen direnerek tecavüz etmemi engelledi. Bu sırada tırnaklarıyla yüzümü parçalayarak canımı çok yaktı.
'DELİL BIRAKMAMAK İÇİN İKİ ELİNİ KESTİM'
Bir anda kendimi kaybettim. Araçta bulunan bıçağımı rastgele sallamaya başladım. Kaç defa sapladığımı hatırlamıyorum. DNA testinde delil bırakmamak için de iki elini bileklerinden kestim, cesedi yaktım."
'LEVYE İLE DEFALARCA VURDUM'
Bıçakladığı Özgecan'ın hemen ölmeyince bir anda paniğe kapıldığını belirten Altındöken, son darbeyi nasıl gerçekleştirdiğini de kılı kıpırdaman şöyle anlattı: "Bıçakladıktan sonra ölmediğini gördüm ve araçta bulunan levye ile kafasına defalarca vurmaya başladım. Öldükten sonra da aracın içerisine gizlediğim cesetle tekrar Tarsus şehir merkezine geldim.
'CESETLE BİRLİKTE ŞEHİR MERKEZİNE GİDİP, BABAMI VE ARKADAŞIMI ALDIM'
Babamı ve arkadaşımı alarak, cesedin ortadan kaldırılması ve geride hiçbir ipucu bırakmamak için de yakmamız gerektiğini söyledim. Babam Necmettin ve arkadaşım Fatih Gökçe ile eski Ankara D-750 karayolu Çamalan Köyü'nün yakınlarında bulunan Alman Mezarlığı bölgesine gittik. Babam ve arkadaşımın yardımıyla araçtan cesedi indirip Cin Deresi kenarına bıraktık. Üzerine benzin döküp, çakmağı çaktım. Cesedi ortadan kaldırmak için yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu. Cesedin yakılmasını ben istedim, çünkü bulununca tanınmaz diye düşündüm."
YAKALANACAĞINI İNTERNETTEN ÖĞRENMİŞ
İfadesinde cesedi yaktıktan sonra dönüşte trafik denetimi yapan jandarmayla karşılaştıklarını belirten Suphi Altındöken, son olarak şunları anlattı: "jandarma aracını görünce çok panikledik. Yakalanmamak için de sakin olmak için aramızda konuştuk. Kontrol noktasına geldiğimizde otobana nereden çıkacağımızı sorduk. Jandarma erinin tarif ettiği yön yerine başka tarafa gitmeye karar verdik. Bu sırada arkamızdan gelen jandarma, aracı kenara çekip, neden tarif edilen yön yerine başka yöne gittiğimizi sorup aşağıya indirdi. Aracın içinde bir yerinde kan lekesi gören jandarmaya, 'İki müşteri kavga etti, bu nedenle onların kanı' dedik. Ancak, kuşkulandıkları için gözaltına alıp Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdüler. Jandarma yaptığı araştırmadan sonra sabah saat 05.00'te bizi serbest bıraktı. Daha sonra aracı babama teslim edip onlardan ayrıldım. Öğle saatlerinde ise telefonumdan internete girince babamın ifadesi ile Özgecan'ın cesedinin bulunduğunu öğrendim. Çok aşırı panikledim. Gün boyunca şehirde gezdim. Akşam saatlerinde yakalandım."
SORUŞTURMA ÇOK YÖNLÜ SÜRÜYOR
Geçmişte kuyumculuk yapan babasının varlığını kaybetmesiyle minibüste şoförlük yapmayı kendisine yediremediğinden sürekli çevresine şikâyetçi olduğu ifade edilen zanlı Suphi Altındöken ile ilgili soruşturma çok yönlü sürüyor.
Suç ortakları babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ile arkadaşı 20 yaşındaki Fatih Gökçe'nin başka suçlara karışıp karışmadığı yönündeki soruşturma da sürüyor.
DİKKATLİ JANDARMALARIN BAŞARISI
Kayıp başvurusunda bulunulan Özgecan Aslan'ın cinayete kurban gittiğinin anlaşılması ve failin yakalanmasında gösterdikleri büyük dikkat sayesinde kısa sürede ortaya çıkaran Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı yol devriyesi ekibi herkesin takdirini kazandı.
Jandarma, faillerin jandarmadan sorduğu yola değil de başka bir yola girmesi üzerine şüphelenip arkalarından giderek arama yapması ile vahşeti ortaya çıkarmıştı. Aralarında erlerin de olduğu jandarma ekibine takdirname verileceği belirtildi.
DHA - Ali Ekber ŞEN - Cenk AYKIR