Onlarda olan şey kendilerine çok değer veren, kendilerini önemli hisseden erkekleri seçmek. Öyle erkekleri hayatına almak.
Sende olan şey ise hayatına sürekli sana doğumgününde bi hediye bile almaya tenezzül etmeyen adamları seçmek.
Gördüğün gibi aradaki fark görsellik, zeka, para değil. Sen kendine o sana o kadar değer vereni seçersin, onlar dediğinde kendilerine çok değer verenleri seçer....
Kesinlikle katılıyorum . Adam odun gelmiş odun gitmiş. En basit suprizi "masraf kapısı" görmüş, sevgiliyken çiçek almamış.
Ama ne hikmetse kadın bu adamla evlilik yoluna giriyor. Sonra "neden supriz yapmıyor" diye üzülüyor.
E Adam buymuş zaten . Daha sevgiliyken seni mutlu etmek için kafa yormayan adamdan sen niye ayrılmadın, önemli olan da bu bence.
Hiç de doğumgünüdür,onemsizdir diyip kucumseyemem. İnsanın sevgilisini mutlu etme imkani varken bundan kaçınması bence basit bir şey değil. Kaldi ki konu sahibi defalarca istediğini de belirtmiş, adam 'bosa masraf' demiş.
Boşa masraf olmayacak tonla seçenek var karşındakini mutlu edecek..mesela benim konuştuğum uzak mesafedeki çocuk a4ten büyük ince uzun bir kağıda seyehatimizin anılarını çizmiş,katlamış kitap haline getirmiş. Mektupla da bana gonderdi.
Kaç paraya gelmiş olabilir ki böyle bir hediye? Ya da ben YouTube'dan izleye izleye ,hayatımda ilk defa dikiş makinası kullanıp gözlük kabı yapmıştım, şekil olarak da onu anlatan bir nesne var, sabunla cizip nakış ipiyle üstünden geçmiştim. Bana maloldugu para uluslararası mektup gönderim ücretiyle beraber 50 lira falandı. Ama hediye mi, hediye:) sonuçta düşünülmüş,özenilmis ve emek verilip yapılmış bir şey.
İnsan insanı mutlu etmek istesin, hiç de paraya ihtiyacı olmaz. Benim bugüne kadar aldığım en güzel hediyeler hep pahada ucuz olan şeylerdi. Eminim satın almadan, kendi imkanlarıyla emek verip sizi anlatan bir şey verse sizden mutlusu olmazdı.
Hoş, insanın aynı evi paylaştığı hayat arkadaşına yılda iki kere pahalı bir şey almaya erinmesi de bambaşka bir saçmalık.
Konu sahibi ben yerinde olsaydım geldiğinde yemek yapmaz , "gerçekten yeni yaşımi böyle mi kutluyorsun??? Şimdi üstüme şık bir şeyler giyiniyorum,bizi güzel bir yere götür" derdim.
Bir keresinde doğum günüm diye işten izin alıp erken çıktığım, şıkır şıkır elbise giyindigim gün ex sevgilim 'ne yapsak,ne yapsak' diye bana sorup hep oturduğumuz salas yere götürmüştü. Sakin kaldım, sakin kaldım...dedim ya sabır,dur belki bir planı vardır adama hirlama, piremsesligini bozma:) sakin kaldım... derken mekanda Ahmet kayadan 'dogum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce' çaldı. Ben de bunu evrenden işaret alıp çocuğa cavladim 'ahmet kaya bile mapushanede boncuktan kuş yapmış sevdiginin doğumgünü için sen beni buraya mi getirdin
hemen kalkıyoruz su kiyafetime uygun bir yere götürüyorsun' dedim:) kalktık hemen (meger çocuk organizasyon yapmis akşam saati için, biraz utandım görünce ama olsun).
Bazen bazı şeyleri karşı taraf anlamıyorsa anlayacağı dilden söylemek lazım:)
Ama benim bundan önceki adımım o kişinin doğumgününde onu gerçekten mutlu edecek seyler yapmak. Öyle ki utansın lafla kutlamaya. Öyle hep bana hep bana olmamalı. Önce bir yol göstermelisin, baktın olmuyor o zaman başka yollardan istediğini belli etmelisin. Baktın yine olmuyor, seni mutlu edecek şeyleri külfet sayıyor,o zaman sevsen de ilişkini evliliğe taşımamalisin. Bu kadar basit aslında...