Çadırcı’nın oğlu Ömer
Dursun Özden
“Ömer bin Hayyam”
Nişabur’da 950 yıldır parlayan bir yıldız...
Ömer Hayyam matematikçi, gökbilimci ve düşünür. Edebiyat, tıp, tarih, felsefe ve hukuk alanında geniş bir bilgi sahibi. Doğunun efsane ismi. Ölümsüz söz ustası...
Ömer Hayyam, 1047’de İran’ın kuzey batısında bulunan, Horasan’ın merkezi durumundaki Nişabur’da doğdu. Babası çadırcılık yapmaktaydı. Baba mesleği “çadırcı” anlamına gelen “Hayyam” olarak tanındı. Çadırcı’nın oğlu Ömer, yani “Ömer bin Hayyam”
Büyük Selçuklu Sultanı Celalettin Melikşah döneminde İsfahan’da ünlenen Ömer Hayyam, “Meliki” adını verdiği takvimi, felsefe ve matematik alanındaki çalışmalarıyla dikkati çekti. Saray olanaklarıyla “Nevruzname” adlı eserini bu dönemde yazdı. Sonra, “Erdemlerin Dengesi ve Doğru Denge Üzerine” adlı fizik teori kitabı ile batılı bilim adamlarını şaşırttı. Rubai ve şiirleriyle de tanınan Hayyam, 83 yaşında 1130’da Nişabur’da öldü.
Şimdiye dek pek çok kişi tarafından kaleme alınan Ömer Hayyam hakkında, araştırma ve çeviri şiirlerinden oldukça farklı bir eser yazan D. Ali GÜLTEKİN, bu özgün çalışmasıyla ilgili şöyle diyor: “Amacım Hayyam’ı olabildiğinde nesnel bir şekilde anlatmak. Bundan önce yazılmış, bulabildiğim tüm çalışmalardan faydalanarak, geniş bir şekilde yaşam öyküsünü, kişiliğini, şiirini, bilimsel ve sanatsal çalışmalarını günümüz Türkçe’sine özenle uyguladım. Dizelerindeki uyak ve iç seslere sadık kaldım. Bu tür bir çalışma ile Hayyam’ın doğru bilinmesine ve nesnel algılanmasına katkıda bulunduğumun inancındayım. Takdir siz okurlarındır...”
“Dil bayrağımız Türkçemiz”in yılmaz savunucusu Karamanoğlu Mehmet Bey’in memleketlisi, “Yürek ateşidir şiir” diyen, “KENT VE YAŞAM” dergisi editörü Ali Gültekin’i, çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan ürünlerinden ve “Yaşama Sitem”, “Bağbozumu”, “Deniz Yangını”, “Sana Böğürtlen Topladım”, “Oyun”, “Düşünceler Geçidi”, “Ay ışığı Aşkları” adlı kitaplarından tanıyoruz. Şimdilerde ise, yeni ve özgün bir çalışması ile okurlarına “Hayyam’dan Yansımalar” kitabını sunuyor. Eser, Karakutu Yayınları’ndan Ağustos 2006’da yayınlandı. Seçkin kitapçılarda... Hayyam’ın yaşamını ve eserlerini merak edenler, savaş ve tüm kirliliklerden bıkanlar, stres yüklü somurtkan dünyada birazcık olsun gülmeyi ve sağlıklı düşünmeyi, hatta; hakları, özgürlükleri ve sorumlulukları olan “yurttaş” olmanın farkına varmayı, farkın farkına varmayı isteyenler mutlaka bu eresi okumalı... Bu eserin, Hayyam’la ilgili özensiz ve sorumsuz yapılan çalışmaların ürünü ötekilerden faklı ve özgün olduğunu görecekler... Bize Ömer Hayyam’ı sevdirdiğin için, beynine ve yüreğine sağlık Ali Gültekin... Çadırdan Saraya, Cehennemden Cennete uzanan sonsuz ve zamansız bu evrende, hala yaşayan Ömer Hayyam’a ve dostlarına selam olsun....
Ömer Hayyam ve Din; “Bir elde kadeh, bir elde Kur’an / Bir helaldir işimiz, bir haram / Şu yarım yamalak dünyada / Ne tam kafiriz, ne tam Müslüman...” Hayyam ve Astronomi denince, “Melikşah Yıldız Kataloğu” adlı tablolar ve “Celali Takvimi” gelir. Matematikçi Hayyam ise, aritmetikte bir sayının n’inci köklerinin hesabı, cebirde 3. derece denklem çözümü, geometride orantılar teorisi ve analitik geometrinin temelini attı. Hayyam ve müzik denince, “Bir Dörtlü Aralıkta Yer Alan Türler Üzerine Sohbet” adlı eseri aklımıza gelmekte. Felsefeci ve Toplumbilimci Hayyam; körü körüne inanmaya ve bağlanmaya isyan eden, gerçeğin sırlarını gizleyen, karanlığın önünde yapayalnız kalmış, yeni şeyler öğrendikçe bilgisizliğinin ve çaresizliğinin bilincine ulaşmış eşsiz bir filozof ve bilim adamıdır... Rubailer, teraneler, dörtlükleriyle ünlü şair Hayyam ise, bin yıla yakın bir zaman sonra günümüze ulaşan ender biridir. Hayyam; kanı, canlılığı, güneşi, ışığı ve bütün güzelliği şarapla anlattı. Bilimsel çalışmalarına ara verip, yıldızları seyrederken, insanları ve evreni gözlemlerken, hissettiklerini, gördüklerini ve ruhunun isyanını felsefi bir düşünce içinde Fars edebiyatının “terane” kalıbıyla şiirlere döktü... Bunlardan 400 tanesi çeşitli dillere çevrildi...
Eserlerinde, haksızlığa ve bozuk düzene başkaldırı, çevreci ve doğa dostu, yaratana bağlılık ve isyan, güzellik ve iyilik, sevda ve aşk, tanrı ve şarap gibi çeşitli konuları içeren özgün dizeleriyle yaşamla alay eden Çadırcı’nın oğlu Ömer Hayyam’ın imge yüklü ve bir o kadar da yalın, süssüz ve anlamlı şu dizeleriyle; bağ bozumu zamanı, Denizli’nin Bekilli İlçesinde kutlanan “Ömer Hayyam Şiir ve Şarap Festivali”nden sevgilerimi yolluyorum:
“İncitme, yazık, geç şu çimin uzağından / Sürmüştür o, bir taze kızın dudağından / Sert basma yeşillere, belki de onlar / Beslenmededir, bir güzelin yanağından...”
dozdene@mynet.com
alıntı