Ötekilerin Postası Suriyeli sığınmacıların sorunlarını dinledi…

_NurteN_

...
Kayıtlı Üye
17 Temmuz 2011
7.001
3.629
448
34
Suriyeli Aleviler: Yurtta baskı, cihanda baskı!

Ötekilerin Postası olarak Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye kaçan iki aileyle görüştük. Kentin büyük bölümünün yıkılması, iç savaş şartları, geçim derdi insanları yaşadıkları yerden kaçmaya zorlamış. Türkiye hükümetinin sığınmak için gösterdiği tek yol olan kamplar ise onlar için “imkânsız” demek. Halep’te hem hükümetin hem de ÖSO’nun baskısıyla heba olan yaşamları, Alevi olmalarından dolayı kamplarda da iyiye gitmiyor. Çünkü El Nusra örgütüne bağlı gruplar kamplarda yönetimi ele geçirmiş durumda ve insanlara kendileriyle birlikte savaşmamaları halinde kampı terk etmeleri gerektiğini söylüyorlar.

Yani ülkelerinde inanç çatışması nedeniyle devam eden sürtüşmeler, sığındıkları Türkiye’de de peşlerini bırakmıyor. Görüştüğümüz aileler ise görece şanslı durumdalar. Çünkü geldikleri İstanbul’da, Sultanahmet semtinde iki hafta kadar bir parkta kaldıktan sonra AKA-DER onlara kalacak yer ve çeşitli imkânlar sunmaya başlamış. Dernek, İstanbul’da 100’e yakın aileyi aynı şekilde koruma altına almış durumda. Ancak, vatandaşlık almaları şu an için mümkün değil çünkü Türkiye hükümeti Suriyeli mültecilere yalnızca kamplarda kaldıkları süre zarfında geçerli vatandaşlık veriyor. Hikâyenin geri kalanı için aile adına bizimle mülakat yapan A.’ya kulak verelim.

Hikâyenizi kısaca anlatır mısınız?

Biz Halep’te kalıyorduk. Artık orada bize yurt kalmadı. Mahvoldu hayatımız. Biz bir taraf iyi bir taraf kötü demiyoruz. Orada muhaliflerden de bize çok sıkıntı geldi. Gelip evlerimizde saklanıyorlardı. Böyle olunca Esad bizi de vuracak diye çıkıp tellerden kaçıp geldik. Kilis, Antep, en sonunda da İstanbul’a geldik. Sultanahmet sahilde, balıkçıların yanında bir parkta 15 gündür yatıyoruz. Orada kalmamızın da bir sonucu yok. Para gelmiyor, çocuklar aç. Allah bize bir arkadaş gönderdi Cemevi’nden. Hepimizi toparladı buraya getirdi. 6 tane çocuk var. Hepsi de burada büyüyecekler artık.

Gelirken Türkiye’de akrabalarınız ya da tanıdıklarınız var mıydı? Ya da kampta neden kalmadınız?

Vardı akrabalar ama biz gidemeyiz oralara. Savaş oraya da sıçrar, sıkıntı olur diye gidemedik oralara. Direk İstanbul’a geldik. Kampta zaten kalamayız. Orada sadece muhalifler var. Birlikte yaşamamız mümkün değil.

Neden mümkün değil? Kampta muhalifler tarafından baskı mı uygulanıyor?

Baskı yok ama sen kampa geliyorsun Esad’la da harp edeceksin diyorlar. Ben Esad’la harp etmem ki. Kampta bir süre kalıp, ailelerini bırakıp geri gidiyorlar Suriye’ye. Ben ailemi bırakıp savaşa gitmem. 6 tane çocuğum var. Şehit olmak da ölmek de istemiyorum.

Peki, İstanbul’da herhangi bir baskıya maruz kaldınız mı?

Yok. Sadece iki gün önce bir polis geldi parka. Bir iki güne burayı boşaltın dedi. Tamam dedik. O zaman da Cemevi’ndeki arkadaş geldi tesadüf. (Burada A. nezdinde bir baskı olmamasına rağmen, 7 Eylül 2013’te Bayrampaşa’da bir Cemevi’nde kalan Suriyeli Alevi sığınmacılara kimliği belirsiz iki kişi tarafından silahlı saldırı düzenlendiğini hatırlatmak gerekiyor.)

Suriye’de savaştan önce ne yapıyordunuz?

Çalışırdık, paramızı kazanırdık. Yemek, imek sorun değildi. Keyfimiz yerindeydi. Durumumuz iyiydi. Mesela biz Halep’te yaşıyorduk, akrabalar birisi Şam’da birisi başka yerde. Maaş kapısı nerdeyse oraya göçerdik. 15 Suriye lirasına 9 ekmek alıp yerdik. Şimdi ekmeği nereden alacaksın? Sürekli silah sesi, çoluğunu çocuğunu kaçırıyorlar. Parası olandan fidye istiyorlar. Her şey berbat oldu.

Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bundan sonra dönüş kalmadı. Artık buradayız. Bir iş bulacağız. Çalışacak, çocuğumuza bakacağız. Dönemeyiz geri.

Peki, son zamanlarda Birleşmiş Milletlerin, başka ülkelerin Suriye’deki savaşa müdahil olma yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne düşüneceğim. İsrail ile Amerika el koyarsa petrol için koyuyor. Alıp Suriye’yi soysunlar, insanlar da birbirini boğazlasın bari. Irak’a neden savaş açtılar? Petrol için. Şimdi de bizim yanımıza gelip petrolü alıp insanları vurup çıkacaklar.

Oldu da savaş bitti- kimden tarafa biteceği tabii ki meçhul ama- hiçbir şekilde geri dönmeyi düşünmez misiniz?

Bizim için Suriye bitti. Artık İstanbul. Burada kalacağız.

Halep’teki eviniz duruyor mu?

(Gülerek) Duruyor tabii. İçinde de muhalifler duruyor. Şimdi gitsen baksan, hep muhalif yaşıyordur evde. Zaten, Halep’in yarısı yıkıldı, yarısı fethedildi. Geri kalan evler soyuldu. Bir kuru ev kalmadı yani.

Muhalifler savaşın başından beri mi böyleydi?

Halep altın gibi yerdi. Halep’te aç kalan insan yoktu. Herkes işinde gücündeydi. Sonra Libya’ya baktılar. Bizimkiler de “hürriyet” istediler. Ama hürriyetin ne olduğunu bilmediler. Ellerine bir silah alıp sıkınca hürriyet olacak zannettiler. Bak şimdi, artık kendileri de ne yapacaklarını bilmiyorlar. Önceden yanımızda ne El Nusra vardı ne ÖSO. Sonra savaştan sonra bir şekilde geldiler, birbirinden farklı bir sürü çete doldu. Şehirde parça parçalar. Hepsi farklı bir yerde, dağınıklar. Esad’ın askeri de çıkıp geliyor. Artık orada yaşam kalmadı yani. (Burada A. medyada yer almaktan korktuğunu belirtti. Ayrıca, kendisinin ve eşinin fotoğrafının çekilmesini de istemedi. Bu yüzden çekingen davrandığını söylemek hata olmaz. Dernekteki yetkililerden öğrendiğimiz kadarıyla, El Nusra Halep’te A.’nın kardeşini gözleri önünde işkence ederek öldürmüş. Ancak A. çocuklarından dolayı bu duruma dahi ses çıkaramamış. Muhaliflerle ilgili edindiğimiz bilgi bu düzeyde).
Ötekilerin Postası

Ötekilerin Postası Suriyeli sığınmacıların sorunlarını dinledi... « Ötekilerin Postası Ötekilerin Postası
 
Kisi her kimse aslinda cok güzel bir aciklama getirmis: Bizimkiler de “hürriyet” istediler. Ama hürriyetin ne olduğunu bilmediler. Ellerine bir silah alıp sıkınca hürriyet olacak zannettiler. Bak şimdi, artık kendileri de ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Mesaj arttirma cabalari da cok tuhaf insanlarin, gelip gündemin tartisildigi yerde yapma bari bunu. :)

Güzel bir paylasim olmus tesekkürler. Yalniz, bu mülteciler konusu hep karmancorman kafamda. Bazen insanligim ile politik ve ekonomik agrilari bu isin biribiriyle catisiyor.
 
İşte mültecileri buraya kabul etmekle bitmiyor iş malesef.Onlara burada bir hayat kurmak zor.Burada kalıcı olmalarını ister miyim şahsen bilemiyorum.Ben de hümanizmle sosyal ve ekonomik sorunlar arasında gidip geliyorum bu konuda.Bizim de etimiz budumuz belli kendi halkımız işsizlikle,parasızlıkla boğuşuyor zaten,bir de onların gelip burada tutunması çok zor.Al işte adamlar dönmeyiz diyor,ne yapacaksın?Benim anlamadığım bir nokta var o kamplarda El Nusra'dan gruplardan insanlara bu şekilde baskı yapma cesaretini nereden buluyor?Bu duruma el koyan birileri yok mu?
 
İşin insani tarafı ve ekonomik sorunları konusunda yalnız değilmişim. Düşününce empati kurunca işin içinden çıkamıyor insan... Bu insanlar için seçenekler ne yazık ki kısıtlı...

Bu arada o grupların olayı baya karışık bana göre işin içinden çıkılamaz hale geldi bile... Bir de o gruplar arasında el nusra gibi bir bela var kii... Filmin sonu kötü görünüyor.
 

Kesinlikle öyle zaten. Bence uluslararasi bir destegin saglanmasi gerekiyor. Yani Suriye, dünyanin baska yerlerindeki ülkelere tehdit olusturmuyor diye, bütün yükü komsu ülkelerin tasimasi durumu cok adaletsiz. Mültecilerin BM ya da cesitli örgütler tarafindan desteklenmesi yeterli degil. Dünyada her ülkenin belli oranda katkida bulunmasi zorunlulugu olmasi gerekir ama mültecilerin hukuki statüsü bile belli ülkelerde sorunlara yol acarken, bu cok ütopik bir yaklasim oluyor.

Özellikle bizim devletin Suriye karsitligi ve kendi nüfusuna vatandas gecirme cabalari sonucu benim insancil bakis acim sogumaya coktan basladi. Suriyeli zenginlerin de Türkiye`de saray gibi evler satin aldigini kisisel olarak bildigim icin bazen iyice sinirleniyorum.
Bakarsin Suriyeliler icin de TOKI`ler baslar :) Basladi mi yoksa?

Aleviler zaten, baski onlara her yerde...
 

Yalniz olaya bakar misiniz? Yazarken biraz cekinerek yazmistim, kendim bile kendime insani yanimin aksine sivrilestirigini itiraf edemezken yalniz olmadigimi görünce sevindim ben de.

O gruplarin olayi yarin bana sinav sorusu olarak gelecek galiba. :) Cidden, uluslararasi düzeyde o gruplarin tanimi yapilmis degil, anlasilmis degil. Ben teröristler dedim, hoca bana, hukuki acidan öyle tanimlayamayiz henüz ne olduklari belli degil dedi. :) Zaten hani bu karmasadan dolayi da binbir türlü teoriler atiliyor ortaya. Yalniz ben el Nusra`yi terörist olarak tanimliyorum. Hazir herkesin birbirini terörist bunlar diye niteledigi bir politik sürecten geciyorken, neden olmasin? :)

Umarim Esad zekice bir manevra yapar ve ortalik durulur. Mülteciler de saglikla, huzurla evlerine geri dönerler. Bir yandan ayni durumda ben olsaydim diyorum. Ic savas durumu, ölüm kalim mücadelesi... Suriye`ye siginmisiz... (?)
Sonra ülkemin durumu geliyor aklima... Dünyanin farkli bir cozüme gitmesi gerek diyerek, giderek yük olmaya baslayan mültecilerin varligini sorguluyorum.
 

"Hürriyet savaşçıları" da diyemeyiz ama... :) Bana soracak olursanız ben keskin bir şekilde "teröristler!" derim.

Yaşananları düşününce röportajda da denildiği gibi hürriyetin ne olduğunu bilemediler. "Bilemeyenler" gerçekten bir şeylerin değişeceği umuduyla başkada seçeneği kalmayan örgüte katılmış gençlerdir. Keşke yola çıkarken umut edilenler gerçekleşseydi ama gidilen yol yol değil... Bu örgütlere katılanların çoğuda bunu biliyor ama "artık çok geç geri dönemeyiz" diyorlar. Örgütlerin beslendiği isimler ve amaçları ortada diye düşünüyorum.

Neyse konu dağılmasın ne diyorduk? hah! "terörist bunlar!" Hukuki açıdan tanımı nedir bilemiyorum tabi... Yada nasıl bir isim verilecek? Merak ettim doğrusu... :)
 
Röportajı veren A. ve ailesi ile mültecilerin genel yapısı arasında ciddi fark olduğunu düşünüyorum ki A ve ailesine gerçekten içim sızladı...
Öncelikle insanın insan olma vasfından dolayı insani şartlarda yaşama hakkı olmalı...

Ancaaaaak
Sen ülkendeki savaştan kaçıyormuş gibi yapıp başka bir ülkede aileni sağlama alıp sonra koşa koşa tekrar savaşa gidiyorsan o zaman senin adın teröristtir kardeşim. Terörünün bana değil de kendi ülkene olması bu gerçeği değiştirmez benim gözümde. Hukuk istediğini desin, ''savaştan kaçan masum mülteci'' dedirtemez kimse bana...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…