- Konu Sahibi ProfDrBulentTiras
Östrojenler, kadınlık hormonlarıdır. Vücut tarafından üretilirler ve kadının cinsel gelişimi için gerekli olmakla birlikte üreme çağında adet dönemini düzenlemekten sorumludurlar.
Östrojen denildiği zaman farklı hormonları içeren bir hormon grubundan bahsedilir. Bu grubun içerisinde estriol, estradiol ve estron hormonları yer alır.
Estriol (E3), plasenta tarafından meydana getirilir. Estriol üretimi gebelik boyunca devam eder.
Estradiol (E2), üreme çağında olan kadınlarda bulunan başlıca cinsiyet hormonudur. Estradiol, yumurtalık folikülleri tarafından meydana getirilir. Bu hormon, kadınsal özelliklerden ve cinsel işlevden sorumludur. Estradiol, kadınlarda kemik sağlığının korunması açısından da önemlidir. Endometriozis ve fibroidler de dahil olmak üzere estradiol, çoğu jinekolojik sorunda rol oynamaktadır.
Son olarak estron (E1) ise tüm vücutta bulunur. Menopozdan sonra başlıca östrojen hormonu estrone olmaktadır.
Östrojen seviyeleri doğal olarak yüksek olabilmekle beraber vücutta çok fazla östrojen olması, bazı ilaçların kullanılmasıyla da görülebilmektedir. Örneğin, menopoz tedavilerini tedavi etmek amaçlı kullanılan östrojen replasman tedavisi sonucu östrojen seviyesi, sorun yaratacak seviyelere çıkabilmektedir.
Vücudunuzun düşük testosteron ve düşük progesteron seviyelerine sahip olması da hormonal dengede sorun yaratabilmektedir. Östrojen seviyelerinizin, progesteron seviyeleri ile karşılaştırıldığında anormal derecede yüksek olması halinde bu durum, östrojen baskınlığı olarak bilinmektedir.
Vücudunuzdaki östrojen ve testosteron seviyeleri dengeli değilse bazı belirtilerle karşılaşabilirsiniz. Kadınlarda östrojen seviyesinin yüksek olduğunu gösteren belirtiler arasında şunlar yer almaktadır:
Henüz ergenliğe girmemiş kızlarda ve menopoza giren kadınlarda genelde östrojen seviyeleri düşük olmaktadır. Ancak östrojen seviyelerinde düşüklük, her yaş grubundan kadında görülebilmektedir.
Östrojen hormonu seviyelerinin düşük olması durumunda ortaya şu belirtiler çıkabilmektedir:
Östrojen düşüklüğü tedavi edilmediği takdirde kadınlarda kısırlığa neden olabilmektedir. Bu nedenle östrojen seviyelerinin düşük olduğunu gösteren belirtileri deneyimliyorsanız durumunuzu doktorunuza haber verin. Doktorunuz, muayene sırasında sağlık geçmişiniz ile belirtilerinizi değerlendirecektir. Fiziksel muayenenin yanı sıra hormon seviyelerinizin ölçülmesi için kan testi yapılması gerekebilir.
Östrojen hormonu seviyeleri düşükse hormon tedavisi görmek etkili olabilmektedir.
Östrojen tedavisi: 25-50 yaşlar arasında olup östrojen eksikliği yaşayan kadınlara genelde yüksek dozlarda östrojen verilir. Bu sayede kemik kaybı, kardiyovasküler hastalıklar ve hormonal dengesizlikler yaşama riski azaltılabilmektedir. Östrojen tedavisinin süresi ve gereken doz, östrojen seviyelerine ve uygulama yöntemlerine göre farklılık gösterecektir.
Hormon replasman tedavisi: Menopoza yaklaşıyorsanız doktorunuz hormon replasman tedavisi görmenizi isteyebilir. Bu tedavide, vücudun doğal hormonlarının artmasını sağlamak amacıyla yapılır. Menopoz, östrojen ve progesteron seviyelerinin önemli ölçüde azalmasına neden olabildiği için hormon replasman tedavisi ile hormon seviyelerinin normale dönmesi sağlanabilir.
Östrojen hormonu seviyelerinin düşük olması durumunda fitoöstrojenler faydalı olabilmektedir. Fitoöstrojen, besinlerde bulunan östrojen olarak bilinmektedir. Fitoöstrojenlerin kimyasal yapısı, östrojene benzer ve östrojenin hormonal faaliyetlerini taklit edebilmektedir.
Fitoöstrojen açısından zengin olan yiyecekleri ölçülü olarak tüketmek faydalı olmaktadır. Ancak fitoöstrojenlerin yüksek miktarlarda tüketilmesi ile bazı komplikasyonların olabileceğini gösteren bazı araştırmalar da bulunmaktadır. Bu nedenle bu besinleri ne ölçüde tüketmeniz gerektiğini doktorunuzla konuşmanız faydalı olacaktır.
Östrojen denildiği zaman farklı hormonları içeren bir hormon grubundan bahsedilir. Bu grubun içerisinde estriol, estradiol ve estron hormonları yer alır.
Estriol (E3), plasenta tarafından meydana getirilir. Estriol üretimi gebelik boyunca devam eder.
Estradiol (E2), üreme çağında olan kadınlarda bulunan başlıca cinsiyet hormonudur. Estradiol, yumurtalık folikülleri tarafından meydana getirilir. Bu hormon, kadınsal özelliklerden ve cinsel işlevden sorumludur. Estradiol, kadınlarda kemik sağlığının korunması açısından da önemlidir. Endometriozis ve fibroidler de dahil olmak üzere estradiol, çoğu jinekolojik sorunda rol oynamaktadır.
Son olarak estron (E1) ise tüm vücutta bulunur. Menopozdan sonra başlıca östrojen hormonu estrone olmaktadır.
Östrojen Hormonu Fazlalığı
Östrojen seviyeleri doğal olarak yüksek olabilmekle beraber vücutta çok fazla östrojen olması, bazı ilaçların kullanılmasıyla da görülebilmektedir. Örneğin, menopoz tedavilerini tedavi etmek amaçlı kullanılan östrojen replasman tedavisi sonucu östrojen seviyesi, sorun yaratacak seviyelere çıkabilmektedir.
Vücudunuzun düşük testosteron ve düşük progesteron seviyelerine sahip olması da hormonal dengede sorun yaratabilmektedir. Östrojen seviyelerinizin, progesteron seviyeleri ile karşılaştırıldığında anormal derecede yüksek olması halinde bu durum, östrojen baskınlığı olarak bilinmektedir.
Vücudunuzdaki östrojen ve testosteron seviyeleri dengeli değilse bazı belirtilerle karşılaşabilirsiniz. Kadınlarda östrojen seviyesinin yüksek olduğunu gösteren belirtiler arasında şunlar yer almaktadır:
- Karında şişkinlik
- Göğüslerde şişkinlik ve hassasiyet
- Göğüslerde fibrokistik yumrular
- Cinsel istekte azalma
- Düzensiz adet döngüleri
- Artan PMS belirtileri
- Ruh halinde değişiklikler
- Baş ağrıları
- Anksiyete ve panik atak
- Kilo artışı
- Saç kaybı
- Eller ve ayakların soğuk olması
- Uyumada zorluklar
- Uykusuzluk ya da yorgunluk
- Hafızada sorunlar
Östrojen Hormonu Eksikliği
Henüz ergenliğe girmemiş kızlarda ve menopoza giren kadınlarda genelde östrojen seviyeleri düşük olmaktadır. Ancak östrojen seviyelerinde düşüklük, her yaş grubundan kadında görülebilmektedir.
Östrojen hormonu seviyelerinin düşük olması durumunda ortaya şu belirtiler çıkabilmektedir:
- Vajinal kayganlığın olmaması sonucu ağrılı cinsel ilişki
- Üretrada meydana gelen incelmeye bağlı olarak idrar yolları enfeksiyonlarında artış
- Adet dönemlerinin düzensiz olması ya da olmaması
- Ruh halinde değişiklikler
- Sıcak basmaları
- Göğüslerde hassasiyet
- Baş ağrısı
- Depresyon
- Odaklanmada sorun
- Yorgunluk
Östrojen düşüklüğü tedavi edilmediği takdirde kadınlarda kısırlığa neden olabilmektedir. Bu nedenle östrojen seviyelerinin düşük olduğunu gösteren belirtileri deneyimliyorsanız durumunuzu doktorunuza haber verin. Doktorunuz, muayene sırasında sağlık geçmişiniz ile belirtilerinizi değerlendirecektir. Fiziksel muayenenin yanı sıra hormon seviyelerinizin ölçülmesi için kan testi yapılması gerekebilir.
Östrojen hormonu nasıl arttırılır?
Östrojen hormonu seviyeleri düşükse hormon tedavisi görmek etkili olabilmektedir.
Östrojen tedavisi: 25-50 yaşlar arasında olup östrojen eksikliği yaşayan kadınlara genelde yüksek dozlarda östrojen verilir. Bu sayede kemik kaybı, kardiyovasküler hastalıklar ve hormonal dengesizlikler yaşama riski azaltılabilmektedir. Östrojen tedavisinin süresi ve gereken doz, östrojen seviyelerine ve uygulama yöntemlerine göre farklılık gösterecektir.
Hormon replasman tedavisi: Menopoza yaklaşıyorsanız doktorunuz hormon replasman tedavisi görmenizi isteyebilir. Bu tedavide, vücudun doğal hormonlarının artmasını sağlamak amacıyla yapılır. Menopoz, östrojen ve progesteron seviyelerinin önemli ölçüde azalmasına neden olabildiği için hormon replasman tedavisi ile hormon seviyelerinin normale dönmesi sağlanabilir.
Östrojen Hormonu İçeren Yiyecekler
Östrojen hormonu seviyelerinin düşük olması durumunda fitoöstrojenler faydalı olabilmektedir. Fitoöstrojen, besinlerde bulunan östrojen olarak bilinmektedir. Fitoöstrojenlerin kimyasal yapısı, östrojene benzer ve östrojenin hormonal faaliyetlerini taklit edebilmektedir.
- Keten tohumu: Keten tohumu, fitoöstrojen olarak işlev gören kimyasal bileşenler olan lignan bakımından zengin bir kaynaktır.
- Soya fasulyesi ve yeşil soya fasulyesi: Soya fasulyesi ve yeşil soya fasulyesi (edamame), bir tür fitoöstrojen olan izoflavonlar açısından zengindir. Soya izoflavonları, vücudunuzdaki kan östrojen seviyelerini etkileyebilir.
- Kuru meyve: Kurutulmuş meyveler, güçlü birer fitoöstrojen kaynağıdır. Kuru kayısı, hurma ve kuru erik, fitoöstrojen içeriği en yüksek olan kuru meyvelerden bazılarıdır.
- Susam tohumu: Susam tohumları, güçlü birer fitoöstrojen kaynağıdır. Düzenli olarak susam tohumu yemenin, menopoz sonrası kadınlarda östrojen aktivitesini artırdığı gözlemlenmiştir.
- Sarımsak: Kendine özgü tadı ve sağlık yararlarının yanı sıra sarımsak, fitoöstrojenler açısından zengindir ve östrojen eksikliğine bağlı kemik kaybını azaltmaya yardımcı olabilir.
- Şeftali: Şeftali, tatlı ve lezzetli bir meyve olmasının yanı sıra çeşitli besinler içerir. Bir tür fitoöstrojen olan lignanlar açısından zengindir.
- Üzümsü meyveler: Bazı üzümsü meyveler, fitoöstrojenler açısından zengindir. Bunlara özellikle çilek, kızılcık ve ahududu dahildir.
- Buğday kepeği: Buğday kepeği, östrojen seviyelerini düşürebilen fitoöstrojenler ve lifler bakımından zengindir.
- Tofu: Tofu, soya sütünün katı ve beyaz bloklar halinde yoğunlaştırılmasıyla yapılır. Bir tür fitoöstrojen olan izoflavon bakımından zengin bir kaynaktır.
- Turpgiller: Turpgiller; lignanlar ve kumestrol dahil olmak üzere fitoöstrojenler açısından zengindir.
- Tempeh: Tempeh, soya fasulyelerinin fermente edilmesiyle üretilen vegan bir et ikamesidir. Diğer soya ürünleri gibi tempeh de izoflavonlar açısından zengindir.
Fitoöstrojen açısından zengin olan yiyecekleri ölçülü olarak tüketmek faydalı olmaktadır. Ancak fitoöstrojenlerin yüksek miktarlarda tüketilmesi ile bazı komplikasyonların olabileceğini gösteren bazı araştırmalar da bulunmaktadır. Bu nedenle bu besinleri ne ölçüde tüketmeniz gerektiğini doktorunuzla konuşmanız faydalı olacaktır.