Opera & Bale & Müzikal

syyskuu

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
1 Ocak 2013
321
8
0
İstanbul
Çok şaşkınım, inanın bana böyle koskocaman bir platform'da yüzbinlerce kadının böyle bir başlık altında daha önce sohbet etmiyor oluşu..
Beni çok şaşırttı.

Ekşi sözlük gibi herkesin alelade yorumlar yaptığı sitelerde Türk kadının alaşığı edilmeye çalışılması, kültürsüzlükle itam edilmesi beni zaten çok üzüyor. Bizler kültürsüz, sadece kocalarıyla derdi olan zavallıcıklar değiliz ki?

Neye bağlayacağım hemen söyleyeyim, bir 2013 annesi için girilen sayısız konu varken, opera neden kadınlar kulübünün arşivinde kalmış? Ya da neden böyle bir platform güncel kalamıyor? Benim amacım bunu sağlamak, işe yarar mı bilemem.

Haklılık payınız da var, dilini bilmediğim müzikleri çığlık atan kadınları, bağıran adamları dinlemek yerine neden pop müzik tercih etmezsin ki diyorsunuz, elbette hakkınız. Ancak 2013 senesi ve teknolojinin tavan yaptığı bir yılda, hala kendini bu yüzyılda zorla barındırmaya çalışan bu sanat dalını anlamaya çalışmak inanın bana imkansız değil ki bir çok operayı, müzikali bugün türkçe izlemek, dinlemek mümkün.

Kültür Sanat bölümünde de göremedim, gelip açtığım başlığın açıklaması da zaten içler acısı.

Velhasıl bağlamak istediğim nokta şudur; ama amatör bir yazarım. Bir müzikal yazmaya çalışmaktayım. Opera dinlemeyi ve festivallerine gitmeye gayret ederim. Bunları konuşabileceğim bayanlara çok ihtiyacım var. Çünkü çevremdeki ne dinlediğimi bilmeyen insanların varlığından sıkıldım.

Bugün buraya açtığım başlıkların daha önce hiç açılmamış olmasına oturup ilk kez açtığım için sevineyim mi yoksa üzüleyim mi bilemedim..

(Arattığım kadarıyla bulamadım, var ise açan arkadaşlarımdan özür dilerim, yanıldığım içinse çok mutlu olurum inanın.)
 
çok güzel yazmışsın.

uzun yıllar önce, bir kere operaya gitmiştim, Midas' ın Kulakları isminde bir opera. beğensem de denk getirip bir daha operaya gidemedim.

bir de Haluk Bilginer' in '7 Şekspir' (yazılışı böyle :) ) müzikaline gittim. çok beğenmiştim.

eksikliğini hissetmiyoruz belki ama, gidip izledikten sonra, neden bu kadar geç tanıştım, diye sorguluyor insan.

sanatın her alanına farklı derecelerde ilgim var. daha ilgili olduklarıma daha sık zaman ayırıyorum sadece. tiyatroya, konçertoya, sergilere daha sık giderim.
 
hiç umudum yoktu şahsen, buraya gelipte biri bu başlığı okuyacakta yazmaya tenezzül edecek. :) geçen sene gerçekleşen uluslar arası istanbul opera festivaline gittim. inanabilir misin koskoca salonda tek genç ben ve erkek arkadaşımdı. gelen kişiler 40 yaş üstü, entel kuntel tipler.
maddi açıdan belli bir geliri elde edip yetinen insanlar operaya gidermiş gibi görünse de ben ogün orada o operayı izlemek için bir bilete 19 tl verdim. yani belki de iyi reklam yapamıyor opera, müzikal ya da bale, türk kitlesinden çekiniyor. tiyatro biraz daha yer etti belki, müzikalde bununla beraber sızdı insanların arasına. ama bale ve opera beklediği ilgiyi alamıyor.. dilerim doğru bir tanıtımla insanlara "acaba bu nedir, bi bakalım" dedirtebilir.

:))
 
ben düzenli bir tempoda çalışmadığım için, bilet aldığım ve o biletlerin yandığı çok olmuştur(devlet tiyatrolarında). ücretsiz olarak verdiklerim de bazen gidiyor, bazen gidemiyor. artık son günlerde almaya çalışıyorum.
bir de size eşlik edecek kişi bulma sıkıntısı da oluyor, ben yaşıyorum en azından... bazen tek giderim ama arkadaşla gidip, sonrasında üzerinde konuşup değerlendirmeyi yapmayı tercih ederim her zaman.

hem tanıtım eksikliği, hem de insanların uygun zamanıyla denk gelemediği için gidememesi seyircisinin az olmasının birer etkeni.
reklama para verince bilet fiyatları çok artıyor, o da özellikle öğrenci-emekli kesimi zorluyor.
kişilerin beğenisi olmaması vs vs...
bir sürü etken var aslında.

çeşitli projelerle, ödevlerle sanatın bu yönlerine daha fazla yönlendirmeler yapılabilir aslında, özellikle üniversitelerde... öğrencilerin tanışmalarını sağlasınlar, beğenenler gitmek için fırsat yaratmaya çalışırlar belki...
 

çok arkadaşım var opera okuyan. hepsinin tek hayali italyada, büyük operalarda oynamak.. istanbul gibi bir kültür başkentinde opera salonu yok :) zaten eksiklik burada.
açık hava tiyatrolarında, kongre salonlarında opera seyredilmez ki.
aslında bakarsanız insanlar jennifer lopez'e, murat boz'a zaman buluyor. benim hazmedemediğim nokta, operanın bu kadar yaradılıştan bu yana ilk şekillenen sanat dalı olup böylesine kaybolmaya yüz tutması.
galiba biraz itici de geliyor insanlara.. asgari ücretin 800 küsür lira olduğu bir ülke de 5 tl'ye satılan bilet bile lüks..

ama murat boza demet akalına 50 lira bilet ucuz :) kızgınım
 

opera salonunuz uygun şartlarını bilmiyorum, Atatürk Kültür Merkezinde gitmiştim. eksikliğini fark edemedim, uzmanlığım olmadığı için. Büyük bir altyapı olması gerekir aslında, doğru. Görsellik sorun oluşturmaz belki ama sesle ilgili ayrıntısı çoktur diye tahmin ediyorum.

J.Lopez' in konserine gitmedim, ama gitmem demem :) çünkü büyük konserlerde çok detaylı organizasyonlar yapılıyor, dans gösterileri vs ilgimi çeker, şarkılarını sevdiğim birine gitmek isterim.
diğer örnekleri TV' de ücretsiz halini bile izlemiyorum. Murat Boz' u yıllardır çok duysam bile(öğrenciler sağolsun:) ), daha bu sene şeklen tanıdım
onlara gideni de suçlamamak lazım canım, zevk meselesi. herkes aynı yönde gitse, dünyanın dengesi bozulur.

devletin sahnelediği gösterilerde biletler gerçekten çok uygun, ama bilet almak sıkıntı işte. takibi zor geliyor bana. belediyelerin Kültür merkezleri de çok güzel ve nispeten uygun fiyatla gösteriler hazırlıyor, bilet alması daha kolay.

5 TL bilete çok gören insanın, içiyorsa sigarasının markasına bakarım :) devlet oyunlarında fiyatlar çok ekonomik. yılların geleneğini hep böyle sürer inşallah.

operaya karşı bir önyargı var gerçekten. bir kere gidilse, sadece Aaaaaaaaaaaaaağğğğğğ!!!! ' lardan ibaret olmadığını görür insanlar...
özellikle kış günleri için en güzel etkinlikler canlı sergilenen organizasyonlar.

sömestr' da yapmam gerekenlere bir opera, bale veya müzikale gitmeyi eklemeye çalışayım ben de :)
konunla birlikte, bana bir hatırlatma yapmış oldun. teşekkürler.
sevgiler.
 
Son düzenleme:
tek sorun reklam reklam reklam. ne organizasyon şirketleri ne de söz konusu sponsor firma büyük çapta bir reklamı operaya / baleye / müzikal'e gerek görmüyor. 2011 yılında deniz bank'ın sponsor olduğu opera festivalinin pankartı, 1 sene boyunca taksimde bir binanın üstünde asılı kaldı.
kimse indirmedi bile.

ben neden bu kadar tepkiliyim onu da gelen arkadaşlarıma anlatmış olayım; klasik müziğin insan üstünde korkunç bir etkisi var ve ne güzel ki bu etki olumlu. insan beynini çalıştırmaya zorluyor. belki evet, dinleyiciyi müzik bilgisi kazandırmaya zorluyor, ama bilginin kimseye zararı yok ki.
her tarz müzik elbette bir kitle yaratacak budur sağlıklı olan,
ama kimse bana turntable ile, perdeli mikrofon ile dijitalleştirilen seslerin ve alt yapıların, canlı kanlı temsil yapan bir soprano ya da piyanist kadar aldığı parayı hak ettiğini söylemesin. bana haksız rekabet gibi geliyor bu.
bir kısım var senelerini eğitime harcıyor, bir kısım geliyor sırf imajı çok iyi diye iyi bir prodüktörle çalışıp gırla para kazanıyor.

bana mantıksız gelen bu. ben bu sene istanbul'daki tüm konservatuar ve operaya oyunun sergilendiği binaları ücretsiz çekmeyi ve gerekli internet sitelerinde reklamını yapmayı amaçlıyorum.
istanbul üniversitesinin devlet konservautarında tuvaletlerde obua çalışan öğrencilerin varlığından birileri haberdar olmalı.
sanatçı bu kadar iğrenç bir ihmali hak etmiyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…