Olanı söylemek yanlış değildir
çünkü:
Olanı görmeden olması gerekeni bilemeyiz.
Tablo olumsuzsa değerlendirmenin de olumsuz olması doğaldır. Eğer gerçeklere gözümüzü kapamıyorsak ya da görmezden gelmiyorsak bu başka nasıl olabilir ki?
Biz nasıl algılarsak algılayalım, gerçek bizden bağımsız bir nesnelliğe sahiptir. Biz farklı algıladığımız için de değişmez. Onu değiştirmek için harekete geçmemiz, bir şeyler yapmamız gerekir.
Olumlu düşünerek her şeyin değişeceğini sanıyoruz. Olumlu düşünmek tabii ki önemli ama yeterli değil.
olumsuz şeyleri dile getirmenin olumsuzlukları artıracağı düşüncesi vardır çoğumuzda... Ama bu doğru değil. Hastalığı kabul etmenin kendisi sorun yaratmaz, sorun yaratan dile getirdiğimiz şeye odaklanmaktır.
Bir örnekle ne demek istediğimi biraz açayım.
Bir hastalık geçirdiğimizi düşünelim. Yeniden sağlığımızı kazanmanın ilk adımı bu gerçeği kabul etmektir. Eğer sağlığımızın bozulduğunu görmezden gelirsek tedavi olma şansını da reddetmiş oluruz.
Eğitimlerimizde sıkça altını çizdiğimiz gibi, sorunumuzla yüzleşir ve “kucaklaşırsak” ondan özgürleşmenin önünü açabiliriz. Sorunu yadsımamız, sadece onun büyümesine hizmet eder. Elimizdeki küçük bir kesiği yok saydığımızda gerekli önlemleri alamaz belki de mikrop kapmasına ve başımıza daha büyük bir dert açmasına neden olabiliriz.
Doktor hastasına ameliyat risklerini anlatırken yüzde üç başarısız olma ihtimalini belirtmişse, kişinin (eğer bilinçli değilse) bu yüzde üçe odaklanması yüksek bir ihtimaldir. İşte bu noktada zayıf olan olasılık güçlenmeye başlayacaktır.
Hem doktor hem de hasta için sağlıklı yaklaşım, yüzde doksan yedi olan olumlu olasılığa odaklanmaktır.
Kanser hastalığı geçiren biri kanser olduğunu yadsıyarak iyileşemez. Öncelikle böyle bir hastalık geçirdiğini kabul etmeli, sonrasında ise sağlığına, iyileşeceğine odaklanmalıdır.
Toplumca olumsuza öylesine odaklanmışız ki, sütten dili yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi, olumsuz şeyler duyduğumuzda endişeleniyoruz.
Gerçeğin olumsuz yüzü içimizi karartıyor olsa da onu değiştirmenin yolu öncelikle bunu görmekten geçiyor.
Gerçeği objektif olarak görmek, neyi nasıl değiştireceğimizin bilgisini sunar bize.
Özetle, gördüğümüzü değil, odaklandığımızı güçlendiririz.
sevgiyle kalına.s.
çünkü:
Olanı görmeden olması gerekeni bilemeyiz.
Tablo olumsuzsa değerlendirmenin de olumsuz olması doğaldır. Eğer gerçeklere gözümüzü kapamıyorsak ya da görmezden gelmiyorsak bu başka nasıl olabilir ki?
Biz nasıl algılarsak algılayalım, gerçek bizden bağımsız bir nesnelliğe sahiptir. Biz farklı algıladığımız için de değişmez. Onu değiştirmek için harekete geçmemiz, bir şeyler yapmamız gerekir.
Olumlu düşünerek her şeyin değişeceğini sanıyoruz. Olumlu düşünmek tabii ki önemli ama yeterli değil.
olumsuz şeyleri dile getirmenin olumsuzlukları artıracağı düşüncesi vardır çoğumuzda... Ama bu doğru değil. Hastalığı kabul etmenin kendisi sorun yaratmaz, sorun yaratan dile getirdiğimiz şeye odaklanmaktır.
Bir örnekle ne demek istediğimi biraz açayım.
Bir hastalık geçirdiğimizi düşünelim. Yeniden sağlığımızı kazanmanın ilk adımı bu gerçeği kabul etmektir. Eğer sağlığımızın bozulduğunu görmezden gelirsek tedavi olma şansını da reddetmiş oluruz.
Eğitimlerimizde sıkça altını çizdiğimiz gibi, sorunumuzla yüzleşir ve “kucaklaşırsak” ondan özgürleşmenin önünü açabiliriz. Sorunu yadsımamız, sadece onun büyümesine hizmet eder. Elimizdeki küçük bir kesiği yok saydığımızda gerekli önlemleri alamaz belki de mikrop kapmasına ve başımıza daha büyük bir dert açmasına neden olabiliriz.
Doktor hastasına ameliyat risklerini anlatırken yüzde üç başarısız olma ihtimalini belirtmişse, kişinin (eğer bilinçli değilse) bu yüzde üçe odaklanması yüksek bir ihtimaldir. İşte bu noktada zayıf olan olasılık güçlenmeye başlayacaktır.
Hem doktor hem de hasta için sağlıklı yaklaşım, yüzde doksan yedi olan olumlu olasılığa odaklanmaktır.
Kanser hastalığı geçiren biri kanser olduğunu yadsıyarak iyileşemez. Öncelikle böyle bir hastalık geçirdiğini kabul etmeli, sonrasında ise sağlığına, iyileşeceğine odaklanmalıdır.
Toplumca olumsuza öylesine odaklanmışız ki, sütten dili yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi, olumsuz şeyler duyduğumuzda endişeleniyoruz.
Gerçeğin olumsuz yüzü içimizi karartıyor olsa da onu değiştirmenin yolu öncelikle bunu görmekten geçiyor.
Gerçeği objektif olarak görmek, neyi nasıl değiştireceğimizin bilgisini sunar bize.
Özetle, gördüğümüzü değil, odaklandığımızı güçlendiririz.
sevgiyle kalına.s.