• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Olana tanık olmak = nötr olmak

Biscuit

Guru
Kayıtlı Üye
8 Aralık 2009
4.129
2
316
Diğer
netten bulduğum bu yazı çok hoşuma gitti.ben kendime dersler çıkardım bu yazıdan.ve sizlerle paylaşmak istedim.

Olana tanık olmayı yapabilmek de ancak anda kalarak mümkündür. Geçmişi ve geleceği düşünerek zihnimizi bu işe karıştırmayacağız.

Güneşin doğuşu ve batışı hakkında bir yorumum yok,
Her sabah bana sormadan bir bakıyorum etraf aydınlanmış,
Ve güneş gene bana sormadan batmış.

Bazı geceler ise ay ortalığı aydınlatmış.
Kimi gece yarım kimi gece tam bazen de yıldızların yanına hilal olup konmuş.
Benim bu konuda da bir yorumum yok, olana sadece tanığım.

Kendi kendime sormadan edemiyorum;
Doğada olana nötr olabiliyorum da hayatımda olanlara bu direnişim neden?
Aynı sakinliği, kabullenişi kendi hayatımda neden gösteremiyorum?
Bunu yapabilir miyim?
Yapabilirsem ne değişir hayatımda?


Doğada olan olaylar karşısında nasıl bir şey yapamıyorsak, olanı sadece izleyip sonra oluşan duruma göre şekil alıyorsak,
hayatımızda oluşan ani olayları da aynı şekilde tanık koltuğundan izlememiz mümkün olabilir mi?

Hayatımızda bizi sıkıntıya sokan şey sadece düşüncelerimizdir. Olan olaylar hakkında düşündükçe, yorumlar yaptıkça geçmiş deneyimlerimizi, geçmiş düşüncelerimizi bu ana getiririz. Kabımızda olan bilgilerle olanı isimlendirir, yorum katarız. Olan olayı kabullenmek yerine direnç gösterir, onunla savaşırız.

Bunu bir örnekle anlatacak olursak: Kendinizi bir okyanusun ortasında hayal edin. Okyanusta büyük bir fırtına var. Sizin bu fırtınadaki dev dalgalar, çakan şimşekler üzerinde bir etkiniz olabilir mi?

Etkimiz fırtına üzerinde olamaz ama biz fırtınanın bizi nasıl etkileyeceğine karar verebiliriz.

- Söyle bana: Sen okyanusta fırtına varken neredesin?

Yüzeyde fırtınanın merkezinde olana direnen misin? Yoksa derinde huzurda, sakinlikte olanı izlemekte misin?

Sakinlikte, huzurda kalabilmek için zihinde olmamak, ani yakalamak gerekir. Bunun içinde düşüncelerimizin farkında olmamız ve onları susturabilmemiz lazımdır. Mediyatatif çalışmalar ( meditasyon, nefes çalışması) bize bu anlamda yardımcı olurlar. Bu tür çalışmaların ana amacı bizi derine indirmek ve burada içte merkezlenme sağlamamızdır. Bunun bir diğer ifadesi de içe yönelmedir.

İnsanın sıkıntıları dertleri hep zannetmekten olur. Zannetmek olan biteni bilmeden net bir bilgiye sahip olmadan yaptığımız yorumlardır. Zannetmek olan bitenden sorumlu olduğunu sanmaktır. Yani olana etki edeceğini düşünmektir. Bu durumu bizim kendimizi fırtınanın çıkmasından sorumlu tutmamıza benzetebiliriz.

Oysaki hayatta başımıza gelen olaylar karşısındaki duruşumuz nötr olmalıdır. Yani olana sadece tanık olarak bakabilmek olmalıdır.


“ Olana Tanık olmak ne demektir?”

Dikkatini bu ana çevirmektir. Bunun içinde odağını düşüncelerinden, zihninde yaptığın yorumlardan çekerek dikkatini kendine veya yapmakta olduğun işe vermek gerekir.
Bunun bir diğer ifadesi anda kalmak, bir diğer ifadesi de farkındalığın olmaktır.

Ne zaman tanık sandalyesine oturursak, yaptığımıza odaklanırsak o zaman egomuzla yarattığımız kişilikten çıkıp sadece gözlemci farkındalığımız oluruz. Özümüzle buluşuruz.

Olana tanık olmayı yapabilmek de ancak anda kalarak mümkündür. Yani zamanda olmayacağız yani yaşadıklarımızı zihnimizde yaşamayacağız, anıları biriktirmeyeceğiz. An da yaşayıp serbest bırakacağız. Geçmişi ve geleceği düşünerek zihnimizi bu işe karıştırmayacağız.

Unutmayın;
Tanıklık hali farkındalık halidir; dikkatini bu ana çevirmektir.
Kişiliğiniz olduğunda siz zamandasınızdır, ama anda olduğunuzda farkındalığınız olursunuz.

Tanık olunca yorum yoktur, kişiliğiniz, olayla ilgili düşünceleriniz yoktur.

Hayatınızdaki olayları tanık sandalyesinden nötr olarak izlemenizi dilerim

[ALINTI
 
Son düzenleme:
Çok güzel bir yazıydı... kaydirigubbakcemile5

Yaşadığımız sinirle öfkeyle ve savaş vermekle, zaten hep anı kaçırıyoruz.

Bir şeye sinirlenmişsek, istersek çok güzel doğal bir ortamda, istersek çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla olalım yinede anın güzelliklerini yaşayamıyoruz, çünkü hep aklımızda o takılı kaldığımız şey, olay, kişi oluyor.

Keşke gerçekten bunu başarabilsek ve nötr olabilsek..

Bunu yaptığımız zaman, gerçekten sıkıntılarımızda daha az olacaktır. Üzüle üzüle insanların hasta olması buna iyi bir örnek.

Canım keşke yapabilsem,başarabilsem bende olana tanık olabilmeyi... boshayallersmile boshayallersmile
 
Çok güzel bir yazıydı. Ben de kendi adıma bunu yapabilmeyi dilerim...
 
Çok güzel bir yazıydı... kaydirigubbakcemile5

Yaşadığımız sinirle öfkeyle ve savaş vermekle, zaten hep anı kaçırıyoruz.

Bir şeye sinirlenmişsek, istersek çok güzel doğal bir ortamda, istersek çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla olalım yinede anın güzelliklerini yaşayamıyoruz, çünkü hep aklımızda o takılı kaldığımız şey, olay, kişi oluyor.

Keşke gerçekten bunu başarabilsek ve nötr olabilsek..

Bunu yaptığımız zaman, gerçekten sıkıntılarımızda daha az olacaktır. Üzüle üzüle insanların hasta olması buna iyi bir örnek.

Canım keşke yapabilsem,başarabilsem bende olana tanık olabilmeyi... boshayallersmile boshayallersmile

haklısın canım.sürekli geçmişi ve geleceği düşünerek yaşadığımız an'ı kaçırıyoruz.ve kaygılı ruh hali bizi mutsuz ediyor.aslında geçmiş yaşandı ve bitti değiştirmek imkansız gelecekse henüz yaşanmadı diye düşünürsek belkide an'ı yaşayabiliriz.
insanın düşüncelerinin farkında olması çok önemli aslında.çünkü sürekli olumsuz düşünceleri beynimize yükleyince bi süre sonra sıkıntılı ve mutsuz ruh hali bizi sarmaya başlıyor.
Dikkatini sadece yaşadığın o ana verdiğinde üzülecek kaygılanacak mutsuz olacak hiçbirşey bulamazssın.üzülüp endişelendiğimiz konular ya geçmişte yaşanmıştır yada gelecekte olabiliceğini sandığımız için endişelendiğimiz şeylerdir.
 
Son düzenleme:
Zihni boşaltabilmenin en önemli ögelerinden biri an’da yaşayabilmektir. An’da yaşanıldığında ve an’a tüm dikkatimiz verildiğinde belleğimiz kayıt yapmaz.

ınsan duygusal belleğinde kayıtlı anıları tekrar tekrar hatırlayarak acı çeker. Bu nedenle de geçmişte yaşar. Geçmiş ya da gelecekte yaşayan kişi de an’a tüm dikkatini veremez. An’ın kendisini “şimdi ve burada” yaşayamaz. Farkındalığın olduğu yerde tepki olmaz ve farkındalık ışığını an’a yöneltmeyen kişi, bir an sonra geçmiş olacak anların karanlığında kalmaya kendini mahkum eder. ışte bu da, karanlık, cehalet, bencillik ve bağımlılığı doğurur.
An’da tüm farkındalığımızla dolu dolu yaşadığımızda hiç bir eksiklik kalmayacağı için, bir an sonra “geçmiş” olacak olan bu an, eksikliği tamamlamak için bizi kendisine doğru çekmez, ve biz yeni bir an’ı deneyimlemek üzere tümüyle özgür oluruz.

Her şey doğası gereği tamamlanmak, bütünleşmek, bir olmak ister. Tüm dikkatimizi veremediğimiz için tamamlanmayan an da daha sonra tamamlanmak umuduyla bellekte “kaset” olarak kayda geçer.
Sonunda bu kasetler öylesine çoğalır ki zamanla insanın tüm yaşamı, kasetlerle yönetilir hale gelir ve kişi adeta robotlaşır. Robotlaşan kişinin de hakikate varması olası değildir. Anılar ve hayaller kesildiği zaman geçmiş ve gelecek te varolamaz. Şimdiki zaman her ikisinden de daha katı bir şekilde var olmayı sürdürür, fakat geçmiş ve gelecek zamanla ilişkili olarak düşünülmediğinden o artık şimdiki zaman olarak adlandırılamaz. Aydınlanmış kişinin zihni zamansal ilişkilerden bağımsızdır



ALINTI
 
Son düzenleme:
nasil elimizde mesela sen duygularina veya hislerine nasil soz geciriyosun ?bunu yapabilene cidden bravi banada annatirmisin bende calisiyim
 
işte benim sorunum bu. geçmişte pek değil de gelecekte takılı kalıyorum. şu anı yaşayamıyorum... bunu o kadar çok isterdim ki oysa.

teşekkürler yazı için...
 
nasil elimizde mesela sen duygularina veya hislerine nasil soz geciriyosun ?bunu yapabilene cidden bravi banada annatirmisin bende calisiyim

bunu yüzde yüz yapabildiğimi iddia etmiyorum ama çalışıyorum.kendimi yaşadığım an'a odaklamaya çalışıyorum.geçmiş yada gelecek kaygısı düşünmeden.mesela aklıma geçmişte yaşanan kötü bir tecrübe geldiğinde yada gelecekte olabileceğini sandığım kaygılar üşüştüğünde o an da farkına varıyor ve hemen yaşadığım o an'a geçiyorum.farkındalık düzeyimi hergün daha çok arttırmaya çalışıyorum.
olumsuz şeyler düşündüğümüz an da eğer o an ne düşündüğümüzün farkında olursak , kafamızdaki o sesi durdurabiliriz.o düşünceyi hemen olumlusuyla değiştirebiliriz.Bu çok kolay demiyorum ama gayret edersek yapabiliriz bence.
 
Son düzenleme:
doğru nefes çalışmaları.hem an da kalmamızı hemde farkındalığımızı arttırmamızı sağlayabilir.
Nefes Alma Gözlemi:


Nefes alma sistemlerinden en basit olanı onu gözlemlemek, herhangi bir şekilde etkilemeye çalışmadan nefes alma temponuzu zihninizle izlemekten başka bir adım atmamaktır. Bunu
sağlamak için;

1) Rahat bir pozisyonda dik, gözleriniz hafif kapalı olarak oturun.

2) Dikkatinizi nefesinize yoğunlaştırın ve mümkünse aşamalar arasındaki değişiklikleri takip ederek, içe çekip dışa vererek nefes temponuzun ritmini izleyin.

Bunun her gün beş dakika boyunca uygulanması yerinde olur. Dikkatinizi nefes temponuzda yoğunlaştırıp onu izlemekten başka bir amacınız olmamalı. Nefesiniz nasıl değişirse değişsin, titreşimler çok küçük olsa bile, onları izlemeye devam edin. Bu temel bir meditasyon biçimi, bir gevşeme yöntemi ve beden ile zihni uyumlaştırmaya başlamanın bir yoludur.


Duygusal kontrol;

Doğru nefes almaya başladığınızda olaylar karşısında eskisi kadar düşürücü ve geriletici tesir almayacaksınız. Dışarıdan ve içinizden gelecek her türlü zorlayıcı tesire karşı kendinizi daha kuvvetli hissedecek; hırs, öfke, intikam, kıskançlık vs.. gibi duygusal zayıflıklarınızın, şehvani arzu ve isteklerinizin farkına varacak ve duygularınızı kontrol altına alarak hızla güçleneceksiniz.

Zihinsel sağlık;

Doğru nefes almaya başladığınızda zihinsel problemleriniz de çözülmeye başlayacaktır. Bugüne kadar farkına varmadığınız, tutkularınızın, tutukluluklarınızın, olmassa olmazlarınızın ve kabulsüzlüklerinizin farkına varıp, çözüme ulaşacaksınız. Sizi zihinsel olarak hiç bir şey meşgul etmeme ye ve engel olmamaya başladığında, yaşama olan bakışınız pozitif yönde değişecek ve önünüzdeki engelleri aşmak için daha fazla zaman ve imkan bulacaksınız.

Yaşamı kolaylaştırıcı teknikler;

Doğru nefes almaya ve nefes tekniklerini kullanmaya başladığınızda düşünce gücünüzün farkına varacak ve imajinasyonla yaşamınıza yön verebilme yeteneğine yaratıcı imgelemeler oluşturmaya ve kaderinizi değiştirmeye başlayacaksınız


ALINTI
 
Son düzenleme:
canım bende tam olarak yapmayı hala başaramasam da, artık anı yaşamaya çalışarak kendimi daha rahat hissediyorum, giderek daha mutlu olacağımı düşünüyorum zemuszemus

şimdiki tek sorun, ben "anı yaşayalım, nötr olalım" diyince çevremdeki insanların bunu saçma bulması ve bu fikre kolay kolay alışamaması, aslında herkese bu fikri anlatıp onlara da bunu alıştırmalıyız. Bazen insanın sadece kendisinin nötr olması da bişey ifade etmiyor çünkü insanlar o kişinin yaşam alanına müdahale ediyorlar.

Ben herkesi nötr olmaya çağırıyorum :lepi:
 
İnsanın sıkıntıları dertleri hep zannetmekten olur. Zannetmek olan biteni bilmeden net bir bilgiye sahip olmadan yaptığımız yorumlardır. Zannetmek olan bitenden sorumlu olduğunu sanmaktır..
umarim ozellikle bu kismi hayatimda uygulayabilirim
aylasim icin tesekkuler...
 
İnsanın sıkıntıları dertleri hep zannetmekten olur. Zannetmek olan biteni bilmeden net bir bilgiye sahip olmadan yaptığımız yorumlardır. Zannetmek olan bitenden sorumlu olduğunu sanmaktır..
umarim ozellikle bu kismi hayatimda uygulayabilirim
aylasim icin tesekkuler...

saol canım.yararlı olabildiysem ne mutlu bana !
 
kızlar bir süredir nil gün 'ün cdlerini dinliyorum ve bana çok iyi geldiğini söyleyebilirim.tavsiye ederim.şu anda dinlediğim cd şimdiki an farkındalığı ile ilgili.

Bir Nefes Şimdiki An
Aklın bir önceki ya da sonraki anda ise bu anı iptal etmiş olursun.
Hayatla ilişkin sadece andadır.
İlham denilen şey, Ben’in yani içindeki Öz’ün andaki ifadesidir. İlham, ancak bilinç akışı durumunda ortaya çıkar. Bilinç anda akar.
İlk nefesini hatırlamıyorsun. Son nefesini de hatırlamayacaksın. Ama şu andaki nefesinin bilincinde olabilirsin.
Şu andaki nefesine odaklan. Nefesinle dost ol. Nefesini fark ettiğin her an yaşadığının farkında olursun.
Gerçek mutluluk olayların nasıl gittiğine değil, şükran duymayı hatırladığın anların sıklığına bağlıdır. Şükran şimdiki anın canlılığıdır. Her anı dostun yap.
 
Son düzenleme:
Gerçekten güzel bir yazıydı. Özellikle şu zannetmekle ilgili olan kısma bayıldım. Kendi payıma düşeni aldım :)
 
Back