Okumaya niyeti olmayan çocukların okulda diğer öğrencilerin eğitim hakkına giriyor

Beden müzik din kültürü Vs gibi derslerle ortalama 50 olunca geçiyor. Eğer 5 lik sistem olsa kalır. Şimdiki eğitim sistemi okuma yapamayan toplama yapamayan lise öğrencisi mezun oluyor. Durum içler acısı ....Gerçi ben ilçenin en kötü en Son okulundayim. Diğer liselerde kalanları ,öğrenme güçlüğü olduğu halde rapor alıp özel eğitime gönderimiyorlar. O Yüzden tam kaos ortami
Evet şimdi bir sürü seçmeli ders geldi haklisiniz bizim zamanimizda bu kadar seçmeli ders yoktu. Beden resim.müzik falan vardı.
 
Açıkçası bu düşünceniz beni dehşete düşürdü. Okumaya hevesli, derslerini ciddiye alan öğrenciye bir şeyler öğretmek yeterince donanımı olan herkesin yapabileceği bir iş. Marifet öğretmek değil zaten. Esas olan eğitmek. Doğruyu yanlıştan ayırmayı, bilginin değerini, öğrenmenin yöntemini vs. vs. Bu mantıkla gidecek olursak hekimler de tedavisi mümkün olmayan hastalar için uğraşmasınlar o halde. Zaman emek para sadece iyileşme ihtimali olan hastalar için kullanılsın. Kabullenebilir misiniz bu durumu?
 
Son düzenleme:
Günümüz öğretmenlerine cidden üzülüyorum. Esas sorun olan yeni nesil çocuklar değil, yeni nesil veliler. Saldım çayıra kafası. "Öğretmen değil mi, düzeltsin, başka işi ne". Eğitsen eğitilmez, ailesinden hepten yüz bulup öğretmenin başına bela olur. Bunların çocuğuna çobanlık yap dur bütün gün. Sınıfta kalmak yasak, dersten atmak yasak, kızmak yasak, ceza yasak... Öğretmenin otoritesi ayaklar altında ülkemizde. Rezalet bir eğitim sistemi.
Ben Abd'de yaşıyorum, liseye de burada gittim. En haylazlar bile öğretmen ceza verince kuzu gibi olurdu. Terbiyesizlik yapıp üste çıkan da daha ağır disiplin cezasını alır otururdu. Veliler de öyle "çocuğum da çocuğum, yok özgüvenmiş, benim çocuğum nasıl ceza alırmış" diye pişkinleşecek kadar bilinçsiz veliler değildi. Türkiye bu eğitim "sistem"iyle, otoritesizlikle geri kalmaya mahkum.
Yaz tatilinde ABD de okuyan bir lise öğrencisiyle tanıştım. Eğitimlerini, ders içeriklerini, işleyişlerini sordum. Bana internetten sayfasını gösterdi(bizdeki e-okul gibi bir şey), sadece ders notları yazmıyor, davranışlar hakkında da notlar var. Mesela ders sırasında arkadaşının dikkatini dağıtacak şekilde arkadaşını dürttüğü için - not almış, bu -notu düzeltmek için neler yaptığını anlattı. Kaldı ki derste ayağa kalkmak, yüksek sesle konuşmak ciddi uyarı hatta okuldan atmaya kadar gidebiliyor dedi. Şaştım kaldım.
Bizim sistemde ise okuldan atmak için bir arkadaşını yaralaman gerek, onda da başka okula sürgün gönderiliyor.
 
B

8 saat kafam çatladı. Görevimiz sadece ders anlatmak değil. ..30 kişi hepsini zapdetmeye çalışmak ...evrak işleri ..ders hazırlama. .15 gündür eve geldiğimde ayaklarım uzatıp kafam dinç olmadı.
Aaa, öyle demeyin lütfen. Biz yatarak iş yapan 3 ay tatili olan boş insanlarız.
 
Ogretmen degilim ama boyle dusunenlere akil erdiremiyorum. Hangi is zahmetsiz ki? Zahmet olmadan rahmet gelmez derdi annanem. Hatta eklerdi tembellik bile emek ister. Surekli ayni yerde yat yat kaba etin acir bir saga bir sola donmen gerekir derdi rahmetli.
Anlamazlar ki, en iyisi ''Evet yatarak maaş alıyoruz, iş saatlerimiz belli ikindi oldu mu çıkıp eve geliyoruz, her resmi gün de tatil.'' diye gıcık gıcık gülümsemek.
 
Bayanlar naaptiniz mesleğe daha baslamadan birakasim geldi yahu
 
Öğrencinin problemi nedir acaba?
Okuma isteğinde ki eksiklik, dikkat dağınıklığı mı, başka bir psikolojik alt neden mi, aile içi problemler mi? Acaba velisi çağrılsa ve mevcut durumdan haberdar edilse Rehber öğretmen ile birlikte. Altta yatan neden bulunabilirse belki öğrenci velisi dışarıdan yardım almayı düşünecektir. Çok fazla nedeni olabilir.. Belki bir sorundan ötürü odaklanmak istemiyor ve ailenin bu ısrarına yönelik isyan sergiliyor olabilir. Tamamen aileye karşı alınmış bir isyan hareketi bile olabilir. Veyahut aksi şekilde, gerçekten okumayı istemiyor olabilir. Bu şekilde uğraşılmaz, haklısınız. Belki öğrencinin okul dışında farklı bir alana yönelme isteği de olabilir. Okulu bırakıp bir sanatta çırak olmayı hevesle kabul etmiş gençler biliyorum. Kimisinin ilgi alanı okumak olmuyor gerçekten de. Veli ile konuşmayı deneseniz ve haberdar etseniz öğrencinin bu durumundan?
Umarım bir çözüm yolu bulabilirsiniz.
 
Açıkçası bu düşünceniz beni dehşete düşürdü. Okumaya hevesli, derslerini ciddiye alan öğrenciye bir şeyler öğretmek yeterince donanımı olan herkesin yapabileceği bir iş. Marifet öğretmek değil zaten. Esas olan eğitmek. Doğruyu yanlıştan ayırmayı, bilginin değerini, öğrenmenin yöntemini vs. vs. Bu mantıkla gidecek olursak hekimler de tedavisi mümkün olmayan hastalar için uğraşmasınlar o halde. Zaman emek para sadece iyileşme ihtimali olan hastalar için kullanılsın. Kabullenebilir misiniz bu durumu?
Dediğiniz taslak olarak gerçekten güzel. Ama eğitimin 4 ayağı vardır. Öğrenci(okumak istememesi ufak bir sorun), veli(4 yıl boyunca okula uğramayan, her aramada ulaşamadığımız, ulaşsak da iletişim kuramadığımız), idare(mevzuatta bizden istenen sonsuz liste, bunun dışında öğretmenin elini kolunu bağlayan, sadece öğrenciyi mezun etmeye yönelik yönetmelikler) ve öğretmen.
Her öğrenci özeldir, hepsinin ayrı bir öğrenme şekli vardır ve eğer her biriyle kendine özgü tekniği uygularsak elbette öğreneceklerdir. Ama işte aması zaman(?).
Branş öğretmeniyim, az derse girmeme rağmen 200 öğrencim var, Meb kitapları düzeyimize uygun değil, her sınıf için ayrı dokuman hazırlıyorum(kaynak kullandırmam, kitap tavsiye etmem kesinlikle yasak).Rehberlik, kulüp etkinliklerimi saymıyorum bile. Tenefüslerim, okul çıkışlarım bile dolu ders dışı. Buna rağmen bir çanta evrakla geldim eve(ögrenci tanima dosyalarim, ders notlarim gibi) hafta sonu için. Bir çoğunu yapmayan meslektaşlarım var, ama yukarıdaki her birey özeldir düşüncesine sahip olduğum için, ögrencilerimi en kisa zamanda tanimamin yararina inaniyorum. Ders dışı da öğrencilerime 'sizi farkediyorum' hissini vermek için uğraşıyorum. Buna rağmen yetmiyor, olmuyor. Bir yere kadar başarılı oluyorum, akademik alandan çok davranışlarını değiştirmek, aile eğitimini değistirmek gercekten zor(16 yıllık ve hala devam eden bir eğitimden bahsediyorum) Bu yüzden konu sahibini anlamak çok zor değil...
 
Öğrencinin problemi nedir acaba?
Okuma isteğinde ki eksiklik, dikkat dağınıklığı mı, başka bir psikolojik alt neden mi, aile içi problemler mi? Acaba velisi çağrılsa ve mevcut durumdan haberdar edilse Rehber öğretmen ile birlikte. Altta yatan neden bulunabilirse belki öğrenci velisi dışarıdan yardım almayı düşünecektir. Çok fazla nedeni olabilir.. Belki bir sorundan ötürü odaklanmak istemiyor ve ailenin bu ısrarına yönelik isyan sergiliyor olabilir. Tamamen aileye karşı alınmış bir isyan hareketi bile olabilir. Veyahut aksi şekilde, gerçekten okumayı istemiyor olabilir. Bu şekilde uğraşılmaz, haklısınız. Belki öğrencinin okul dışında farklı bir alana yönelme isteği de olabilir. Okulu bırakıp bir sanatta çırak olmayı hevesle kabul etmiş gençler biliyorum. Kimisinin ilgi alanı okumak olmuyor gerçekten de. Veli ile konuşmayı deneseniz ve haberdar etseniz öğrencinin bu durumundan?
Umarım bir çözüm yolu bulabilirsiniz.
Ailesiyle görüşmüş konu sahibi.
 
Öğretmenlik gerçekten eskisi gibi değil.Biz küçükken öğretmene saygısızlık yapan sınıfta ayıplanırdı.

Bi dönem İtalyada okudum üniversiteyi.Bilmediğimden bi dersin hocasına mail attık hocam hangi kitaptan çalışalım nerden çıkacak diye (hoca italyan)
Sonra cevap geldi dilimiz de yetmeyince italyan ev arkadaşa söyledik ingilizceye çevirsin diye. Durumu anlatırken ev arkadaş kalp krizi geçirecekti.Hocaya nasıl böyle bi mail attın diye yüzündeki ifade zaten durumu anlatmaya yetti.Gelen cevap da ev arkadaşın suratıyla aynıydı hoca hayatının şokunu yaşadı sanırım :).Bi de sınav ertesi gündü ya valla çok ayıp etmiştim aslında ama burada yapsan hoca söylerdi.

Orda hocayı görmek için haftada 1 gün 1 saat belirlenmiş sadece o zaman konuşabilirsin.

Derslerde çıt çıkmıyor çnkü devamsızlık problemi yok istemeyen gelmiyor internetteki sistemden notları takip ediyor.

Özetle demek istediğim ben ordaki sistemi çok beğenmiştm şmdi arkadaş da bahsetmiş yabancı biriyle konuşmuş .Öğretmenin ne sınıf yönetimi derdi var ne kendini göstermeye çalışan öğrenci derdi bizimkiler sınıf düzeni bi sağlansın da ders anlatayım diye uğraşıp duruyor özellikle yeni ve tecrübesiz öğretmen olmak içler acısı bi durum bu konuda.
 
Öğrencinin problemi nedir acaba?
Okuma isteğinde ki eksiklik, dikkat dağınıklığı mı, başka bir psikolojik alt neden mi, aile içi problemler mi? Acaba velisi çağrılsa ve mevcut durumdan haberdar edilse Rehber öğretmen ile birlikte. Altta yatan neden bulunabilirse belki öğrenci velisi dışarıdan yardım almayı düşünecektir. Çok fazla nedeni olabilir.. Belki bir sorundan ötürü odaklanmak istemiyor ve ailenin bu ısrarına yönelik isyan sergiliyor olabilir. Tamamen aileye karşı alınmış bir isyan hareketi bile olabilir. Veyahut aksi şekilde, gerçekten okumayı istemiyor olabilir. Bu şekilde uğraşılmaz, haklısınız. Belki öğrencinin okul dışında farklı bir alana yönelme isteği de olabilir. Okulu bırakıp bir sanatta çırak olmayı hevesle kabul etmiş gençler biliyorum. Kimisinin ilgi alanı okumak olmuyor gerçekten de. Veli ile konuşmayı deneseniz ve haberdar etseniz öğrencinin bu durumundan?
Umarım bir çözüm yolu bulabilirsiniz.
Veliler cok umursarsamaz. İşi bırakıp gelemiyor. Mesala biri köyden ökuzlerini bırakıp gelemezmis. Ama dediğiniz gibi okula gelmek istemediği için isyan ediyor olabilir.
 
Dediğiniz taslak olarak gerçekten güzel. Ama eğitimin 4 ayağı vardır. Öğrenci(okumak istememesi ufak bir sorun), veli(4 yıl boyunca okula uğramayan, her aramada ulaşamadığımız, ulaşsak da iletişim kuramadığımız), idare(mevzuatta bizden istenen sonsuz liste, bunun dışında öğretmenin elini kolunu bağlayan, sadece öğrenciyi mezun etmeye yönelik yönetmelikler) ve öğretmen.
Her öğrenci özeldir, hepsinin ayrı bir öğrenme şekli vardır ve eğer her biriyle kendine özgü tekniği uygularsak elbette öğreneceklerdir. Ama işte aması zaman(?).
Branş öğretmeniyim, az derse girmeme rağmen 200 öğrencim var, Meb kitapları düzeyimize uygun değil, her sınıf için ayrı dokuman hazırlıyorum(kaynak kullandırmam, kitap tavsiye etmem kesinlikle yasak).Rehberlik, kulüp etkinliklerimi saymıyorum bile. Tenefüslerim, okul çıkışlarım bile dolu ders dışı. Buna rağmen bir çanta evrakla geldim eve(ögrenci tanima dosyalarim, ders notlarim gibi) hafta sonu için. Bir çoğunu yapmayan meslektaşlarım var, ama yukarıdaki her birey özeldir düşüncesine sahip olduğum için, ögrencilerimi en kisa zamanda tanimamin yararina inaniyorum. Ders dışı da öğrencilerime 'sizi farkediyorum' hissini vermek için uğraşıyorum. Buna rağmen yetmiyor, olmuyor. Bir yere kadar başarılı oluyorum, akademik alandan çok davranışlarını değiştirmek, aile eğitimini değistirmek gercekten zor(16 yıllık ve hala devam eden bir eğitimden bahsediyorum) Bu yüzden konu sahibini anlamak çok zor değil...
Mevcut eğitim sistemin, sistemin değişkenliğini, sizin ve öğrencilerin hak ettiğiniz şartlardan mahrum bulunduğunuzu biliyorum. Ama benim takıldığım nokta bu değil. İşim ve mesleğim konusunda konuşmaktan hoşlanmam. Fakat bu konuya neden takıldığımı açıklamamın başka yolu yok. Tıp doktoruyum. 3 yıl onkoloji hastanesinde çalıştım. Ölümün kol gezdiği bir ortam. Açıkçası hiç katılaşamadım, duyarsızlaşamadım. Her hasta ayrı bir dramdı. Son ana kadar elimden ne gelirse yapmaya çalıştım. Bazı hastalar için yapılacak tek şey acıyı dindirmekti. Sayısını tahmin bile edemeyeceğim kadar çok resüsitasyon yaptım. Çoğu dönmedi. Parmakla sayılacak kadar az hastada işe yaradı.Sevdikleriyle geçirebilecekleri bir kaç ayları, yılları oldu. Tedavi şansları oldu. Demem o ki..

İnsanla uğraşıyorsanız şartlar ne olursa olsun vazgeçme lüksünüz yok. Bugün eğitimi anlamsız bulan, okulu önemsemeyen öğrencinin nasıl bir yetişkine dönüşeceğini bilemezsiniz. Umudunuzu kesmeyin lütfen.
 
Son düzenleme:
İnanın çok bunaldım .Cuma günü son saat artık sabrım taştı. 11 zayıf ile gecirilen öğrenciler ...okula zorla gelen .... ailesinin başından attığı ....hocam zaten zorla geliyorum ailem zorla gönderiyor diyip ... eli cebinde gelen öğrenci... kalem defter yok .....diger arkadaşları ile dalaşıyor .....bağrış çağrış ....ögretmen ders anlatmaya çalışırken diger öğrenciler gürültüden anlayamıyor ....öğretmen bunalıyor ... öğrenciler şikayet ediyor dinleyemiyoruz diye ......öğrencilere diyorum aldırış etmeyin görmemezlikten gelin ... ama bunu öğrenci duyoyor alay ederek " hoca diyor beni görmemezlikten gelecekmişsiniz " ... öğretmenin sabrı taşıyor yakasından tutuğu gibi bağırmaya çalışıyor .Bu çocuğa iyi yaklaştım olmadı kazanmaya çalıştım olmadı .Anladıkları dilden bağırmaya başladım olmadı .. Her türlü olumlu ya da olumsuz yaklaştım olmadı .
Öğrenci okula gitmek istemiyor .Aile zorla başından atmak için gönderiyor . Oğretmen idare ne yaptıysa uzaklaştıramadı . ( Açık liseden devamı için )11 zayıf ile geçti . Ve diğer ögrencilerin de eğitim hakkına engel oluyor . Ders anlatmakta zorlanıyorum. Bende çok bunaldım .Daha ikinci hafta sonunda çok bunaldım.

11 zayıfla sınıf geçiren sistem baştan yanlış,
Allah yardımcınız olsun. Fakat amaç her ne olursa olsun taktik yanlış. Herkes okumak zorunda değil. Bu memleketin fırıncıya da ihtiyacı var, motor ustasına da.
Yani hem diğer çocukların hakkına giriliyor, hem de zaten eğitimle yola girmeyecek çocukların meslek öğreneceği zamanlar boşa geçiyor ki ağaç yaş iken eğilir ..
 
Öğretmenlik gerçekten zor bir meslek. Özellikle üst sınıflara girenler için.
Her kültürden çocuk oluyor o sınıfta.
Öğretmenliğini hakkıyla yapanlar için evet gerçekten en zor ve en kutsal mesleklerden.
...

Oğretmenliğin böyle zorolmasının nedenlerinden biri de zaten bu ; hep seni anlayanlar çıkmayacak içlerinden. Kazandırılması gereken oğrencilerde olacak. Kolay oğrenciyle herkes uğraşır.
Böyle her haylaz öğrenci için işe yaramaz denmemeli.. O çocuğunda illaki yöneldiği bir alan vardır.
Biraz daha fazla efor harcamak gerekiyor.
Bazen teneffuslerde yaklaşmak lazım o çocuklara.
Ne bileyim özellikle o kişiden " bunu senin yapabileceğini düşünüyorum, sınıfta sadece sende gördüm bunu" diyerek bazı gorevler verilebilir.
Bu örneğe gözümle şahit oldum ; çocuklara öz güven kazandırıyor.

Aileleri başlarından attıklarından dolayı gondermiyorlar okula. Okusunlar , onlar gibi olmasın diye çabalıyorlar, istisnalar hariç.

Buradaki bazı öğretmenlerin gece yastığa başını koyunca vicdanları rahat oluyordur.
Her öğretmen kendileri gibi değil bunu bilsinler lütfen.
Giydiği ayakkabıya göre bile ayrım yapan öğretmenler car.
Babasının mevkiine göre imtiyazda bulunanlar ..
Özel ilgilenmek gorevlerinin arasında olmasa da vicdanen o çocuğu kazanabilirler. En azından çaba gösterilir.

Bunu yapanlar nasıl yapıyorsa ,örnek varsa çoğaltılabilir.

Bugun biyoloji öğretmen haberinde ki gibi. Derse katılım olmadığı halde bunu sağlamış.
Buradaki kişilerden de taktir görmüştü.
Ama şimdi " hayır efendim ben bakıcı değilim ,dinleyen dinler yoksa gider " deniyor.
 
Sonuna kadar katiliyorum size . Benim kizim her sene teşekkurle gecen öğrenci ..Bu tip ögrencilerin yuzunden bu sene açik liseye gecmek zorunda kaldi . Okulda ders bile işlenemiyor maalesef .ogretmenlerde bıkmış artik ..
 
Açıkçası bu düşünceniz beni dehşete düşürdü. Okumaya hevesli, derslerini ciddiye alan öğrenciye bir şeyler öğretmek yeterince donanımı olan herkesin yapabileceği bir iş. Marifet öğretmek değil zaten. Esas olan eğitmek. Doğruyu yanlıştan ayırmayı, bilginin değerini, öğrenmenin yöntemini vs. vs. Bu mantıkla gidecek olursak hekimler de tedavisi mümkün olmayan hastalar için uğraşmasınlar o halde. Zaman emek para sadece iyileşme ihtimali olan hastalar için kullanılsın. Kabullenebilir misiniz bu durumu?
Peki hasta iyileşmek istemiyor ölmek istiyorsa .... Ya da alkol tedavisi için aile amatem yatırdı. Ama alkolü çok seviyor. Siz herseye her türlü tedavi sunduğunuz halde hastaneden kaçıyor. Tedaviyi kabul etmiyor. Bu durumda ne yapar diniz?
 
Bence aileye yaklaşımız sıcak ve samimi olsun gerekirse dersde huzuru bozan ,öğrenciyi başka bir öğrenciye video çektirin ve velisini çağırın ve gösterin okuldan almaları için ikna edin açık öğretim için , başka çare yok sanırım
 
Bence aileye yaklaşımız sıcak ve samimi olsun gerekirse dersde huzuru bozan ,öğrenciyi başka bir öğrenciye video çektirin ve velisini çağırın ve gösterin okuldan almaları için ikna edin açık öğretim için , başka çare yok sanırım
Okulda video çekmek yasak diye biliyorum. Aile öğretmeni şikayet edebilir.
 
Bence aileye yaklaşımız sıcak ve samimi olsun gerekirse dersde huzuru bozan ,öğrenciyi başka bir öğrenciye video çektirin ve velisini çağırın ve gösterin okuldan almaları için ikna edin açık öğretim için , başka çare yok sanırım
Video öğretmenin başını belaya sokabilir...
 
Back
X