Cansınız hocam teşekkür ederim bana moral oldunuz. İlk senem adaylık korkusu, mesleğimden olur muyum, sözleşmem feshedilir mi diye düşünerek geçti. Acemiydim. Bu sene daha bilinçli olacağım. En azından ders isleyisime kimseyi karıştırmayacağım.onlar da çok değişir hocam. benim aynı köyde 3 yılım geçmişti ilk yılla son yıl hem çocuklar hem veliler çok farklılardı. ben de çok farklı hissediyordum belki ben de değişik davranmaya başlamıştım. bi kere ortama alışıyorsunuz açıkçası ‘nabza göre şerbet’ olayı oluyorkime nasıl davranacağınızı öğreniyorsunuz.
diğer öğretmen sınıfını kendi oluşturdu ve buna rağmen size destek olacaklarına köstek oluyorlarsa kesinlikle şikayet edebilirsiniz ben olsam ederdim. yaptıkları hiç hoş değil çünkü.
rica ederim hocam çok sevindimCansınız hocam teşekkür ederim bana moral oldunuz. İlk senem adaylık korkusu, mesleğimden olur muyum, sözleşmem feshedilir mi diye düşünerek geçti. Acemiydim. Bu sene daha bilinçli olacağım. En azından ders isleyisime kimseyi karıştırmayacağım.
3 yılım var maalesef daha. En iyi ihtimalle 2 yıl sonra il içi tayin isteyebilirim.Okulların açılmasından Korkmakta çok haklısınız. Kimse dayanamaz bu şartlara.
Kaç yıl kalacaksınız orada.
Öncelikle çok şükür mesleğim var. Buralara gelmek için çok çalıştım. Ama meslekten beklentim bu değildi. Okulların açılması yaklaştıkça kabuslar görüyorum. İnanın sınıftan kac kere ağlayıp çıktım. Kaç kere sinir krizi geçirdim bilemiyorum.
Ben sınıf öğretmeniyim. Doğuda bir köy okulunda görev yapıyorum. Kalabalık bir sınıf. okulun en kalabalık sınıfı,tek şube. Ben daha önceden özel eğitimde çalıştım çeşitli kurumlarda 1 yıl ve çok mutluydum öğrencilerimi çok severdim. Her gruptan çocukla çalıştım. Düşük maaş alıyordum ama çok seviyordum mesleği. Her gün yeni bir macera gibi gelirdi kendimi gelistirmek için fırsatlar yaratırdım.
Ama atandıktan sonra her şey değişti. Hayatımda bu kadar davranış sorunu olan öğrenciyi bir arada görmedim bir iki değil ciddi anlamda çok. Öyle basit sorunlar gelmesin aklınıza dersin ortasında masanın üzerine çıkıp sela okuyan mi dersiniz,arkadaşının dudağını patlatan mi,yumruk yumruğa kavgalar,arkadaşını ısırmalar, kapıyı açıp sınıftan kaçmalar... Bir de ben hep iyilikle güzellikle demokratik yaklaştım, empati yapmaya çalıştım. Çocuklar ise evde hep bastırılmış,şiddet görmüş. Başka dil, anlaşma yolu bilmiyor. Benim otoritemi saymiyorlar bu yüzden. Üstelik ders başarısı da çok düşük. Ve Allah şahidim ben 1.siniflar okuma öğrensin diye çoğu zaman teneffüs yapmadım. Teker teker hepsiyle ilgilendim, bıkmadım,kızmadım. Her tenefüs farklı bir öğrenciyle okuma yaptım. Ama okulda idareciler tarafından sürekli eleştirildim ,senin öğrencilerin niye böyle ,niye ogrenemediler, öğrenmeyen kalmayacak,veliler ilgilenmez sen öğreteceksin, alan dışı olan idareciler bile bana akıl verdi şöyle yap böyle yap. Beden eğitimi derslerinde beden eğitimi yapmam sıkıntı oldu,çocukları çok dışarı çıkartıyormuşum. Daha az tenefus yapmalıymışım,sınıfım çok pismiş. Atandığım ilk haftası müdür beni odasına çağırıp sen sınıf yönetimi ne demek biliyor musun dedi. Müdür yardımcısı bana 10 kişilik sınıfı örnek gösterdi. O sınıftaki öğrenciler çok temizmis,çok usluymuş. Bu muamele sadece bana yapılıyor üstelik. Sene içinde kaç defa idarenin odasına çağırılıp azar işittim bilmiyorum. Çok soğudum meslekten,çok bunaldım. Acaba sorun bende mi diye farklı yerlerde çalışan arkadaşlarıma sınıf içi durumları anlatınca hepsi şok oluyor. Bizim öğrencilerimiz de yaramaz ama seninkiler farklı diyor hepsi
1.sinif okutuyorum ve sınıfım başta çok kalabalıktı ve gerçekten hayatımda görmediğim kadar sorunlu öğrenciler bir aradaydı. Ne yaptımsa ne ettimse sınıfi bolmediler sonra 2.dönem ücretli öğretmenin yerine atama yapılınca kız boşta kalmasın diye sınıfı bölüp tüm iyi,uslu, sorunsuz öğrencileri ona verdiler. Okuma bilmeyen,bilse de sorunlu olan öğrencileri bana verdiler. Sen sınıf öğretmenisin yaparsın ögretirsin diye. İki sınıf arasında uçurum var ben materyal yapıp panolara duvarlara asinca benim öğrenciler parçalıyor verdiğim kitaplar yerlerde ödevler yapılmıyor ders dinlemiyorlar vs.. diğer kızın sinifindakilerde tam tersi. Artık şöyle oldu sanki diğer kız çok başarılı çok iyi çok uğraşıyor ben yapamıyorum tembelim gibi. Halbuki o çocukları o seviyeye getiren benim önümüzdeki senede sınıflar tekrar birleşecek kız benim sınıfa göre çok önde gidiyor her konuyu veriyor, anlatıyorum bak bunları yapma seneye birleşecekler benim başım ağrıyacak kız dinlemiyor. Beraber etkinlik yaptığımızda öğrencileri bana bırakıyor. Veya gel şu etkinliği beraber yapalım dediğimde biz farklı bir şey yapacagiz diyor. Ve herkes dışarıdan onun çok iyi bir öğretmen olduğunu düşünüyor. Çok bunaldım artık zaten çok zor bir sinifla uğraşıyorum bir de üzerine sanki kendimi rekabet ediyor gibi hissediyorum
Benim yengem de sınıf öğretmeni doğuda bir köyde öğretmenlik yaptı 40 tane öğrencisi vardı çok yaramazdılarKimi kime nereye şikayet edeceğimayrıca bunlar resmiyette mobbing sayılmıyor maalesef. Müdürün beni denetleme ve "tavsiye" yetkisi var.
ALLAH kolaylık versinCansınız hocam teşekkür ederim bana moral oldunuz. İlk senem adaylık korkusu, mesleğimden olur muyum, sözleşmem feshedilir mi diye düşünerek geçti. Acemiydim. Bu sene daha bilinçli olacağım. En azından ders isleyisime kimseyi karıştırmayacağım.
Lisede bizim bir hocamız vardı, çok yumuşak yüzlüydü ve onun dersinde inanılmaz gürültü oluyordu, sert olun.Hocam sırayla cevap vereceğim maddelerinize.
-ben zaten dik duruyorum. İdare azarlayinca sus pus oturmuyorum. Ama en son öğretmenler toplantısında açık bir şekilde hedef gösterildim. yani diklesme diklesmeyi getiriyor.
-evet bu maddede çok dogrusunuz. Ben sert yapamıyorum. Yani yapıyorum ama sürduremiyorum. En büyük eksiğim bu.
-hocam 8-10 çocuk yapıyorlar. İlgilenmiyorlar. Hep aynı cevaplar evde de aynı, evde de hiç çalışmıyor. Bir iş birliği yok. Abi abla anne baba dede ne varsa çağırdım okula
-bende düşündüm bunu. Ama buralara kadar o kadar zorluklarla geldik ki. Mantık ağır basıyor
Her şeyden önce sorun idarenizde.Öncelikle çok şükür mesleğim var. Buralara gelmek için çok çalıştım. Ama meslekten beklentim bu değildi. Okulların açılması yaklaştıkça kabuslar görüyorum. İnanın sınıftan kac kere ağlayıp çıktım. Kaç kere sinir krizi geçirdim bilemiyorum.
Ben sınıf öğretmeniyim. Doğuda bir köy okulunda görev yapıyorum. Kalabalık bir sınıf. okulun en kalabalık sınıfı,tek şube. Ben daha önceden özel eğitimde çalıştım çeşitli kurumlarda 1 yıl ve çok mutluydum öğrencilerimi çok severdim. Her gruptan çocukla çalıştım. Düşük maaş alıyordum ama çok seviyordum mesleği. Her gün yeni bir macera gibi gelirdi kendimi gelistirmek için fırsatlar yaratırdım.
Ama atandıktan sonra her şey değişti. Hayatımda bu kadar davranış sorunu olan öğrenciyi bir arada görmedim bir iki değil ciddi anlamda çok. Öyle basit sorunlar gelmesin aklınıza dersin ortasında masanın üzerine çıkıp sela okuyan mi dersiniz,arkadaşının dudağını patlatan mi,yumruk yumruğa kavgalar,arkadaşını ısırmalar, kapıyı açıp sınıftan kaçmalar... Bir de ben hep iyilikle güzellikle demokratik yaklaştım, empati yapmaya çalıştım. Çocuklar ise evde hep bastırılmış,şiddet görmüş. Başka dil, anlaşma yolu bilmiyor. Benim otoritemi saymiyorlar bu yüzden. Üstelik ders başarısı da çok düşük. Ve Allah şahidim ben 1.siniflar okuma öğrensin diye çoğu zaman teneffüs yapmadım. Teker teker hepsiyle ilgilendim, bıkmadım,kızmadım. Her tenefüs farklı bir öğrenciyle okuma yaptım. Ama okulda idareciler tarafından sürekli eleştirildim ,senin öğrencilerin niye böyle ,niye ogrenemediler, öğrenmeyen kalmayacak,veliler ilgilenmez sen öğreteceksin, alan dışı olan idareciler bile bana akıl verdi şöyle yap böyle yap. Beden eğitimi derslerinde beden eğitimi yapmam sıkıntı oldu,çocukları çok dışarı çıkartıyormuşum. Daha az tenefus yapmalıymışım,sınıfım çok pismiş. Atandığım ilk haftası müdür beni odasına çağırıp sen sınıf yönetimi ne demek biliyor musun dedi. Müdür yardımcısı bana 10 kişilik sınıfı örnek gösterdi. O sınıftaki öğrenciler çok temizmis,çok usluymuş. Bu muamele sadece bana yapılıyor üstelik. Sene içinde kaç defa idarenin odasına çağırılıp azar işittim bilmiyorum. Çok soğudum meslekten,çok bunaldım. Acaba sorun bende mi diye farklı yerlerde çalışan arkadaşlarıma sınıf içi durumları anlatınca hepsi şok oluyor. Bizim öğrencilerimiz de yaramaz ama seninkiler farklı diyor hepsi
Sınıfta sorun göremedim ben daha doğrusu çok karşılaşılan şeyler bunlar.
Bir abartı ya da yok efendim evde şiddet gördü diye bastırılmış duygular, okulda tasmasını koparıyor tarzı şeyler değil.
Oğlumun sınıfı da böyleydi, muhtemelen bu sene de aynısı olacak.
Bugün yeni öğretmenle görüştüm, kendisi 21 yaşında imiş
Muhtemelen gelip siz gibi konu açacak, dert yanacak falan filan.
Çocuklar sizi saymaz zaten, siz kendinizi saydıracak ve otorite kuracaksınız.
Sanırım bu konuda daha önce uğraşmanıza gerek kalmamış ama maalesef durum bu.
Bizde o da oluyordu, gayet ilde türkiyede sayılı anadolu liselerinin birinden bahsediyorum.Derslerde berbat degildik ya da yumruklaşma olmuyordu sinifta ama bazi ogretmenlerin dersinde ozel olarak azıtıyorduk.Başka otorite saydigimiz (korkmak degil saygi duydugumuz) ve sevdigimiz ogretmen olunca sinif daha uysal oluyordu.
Konu sahibinin de durumu biraz boyle gibi geldi bana da.
Konu sahibinin yerine mudur yardimcisi girince sinif normale donmuş( muhtelemen korkudan)
Konu formasyona bu çerçeveden çıkıp nasıl gelmiş anlamadım ama yaramazlık esas değildir. (hele ki lise) Özregülasyon gelişimi aile de başlar. Yaramaz ve tembel damgası vurmak ne kadar yanlışsa bu konuda öğretmene yüklenmek de yanlış..Bizde o da oluyordu, gayet ilde türkiyede sayılı anadolu liselerinin birinden bahsediyorum.
Ama öyle de bir hocamız vardı ki ağzından tek kötü söz dökülmeden, ses yükselmeden bakışlarıyla ergenusları mum eden.
Yani bunun üstüne düşülmüş, vizyonu olan ailenin çocuğu olmasıyla falan hiç alakası yok.
Çocuk, çocuktur.
Yaramazlık esastır, maharet zaten onların bu davranışlarını saygı ve sevgiyle beraber bilgi edinimine dönüştürmek, bu hataları düzeltmek.
Yoksa neden pedagoji zorunlu olsun ki öğretmenlere, bizden tek farkları o.
Formasyon yapana kızarlar, eğitimci olan biziz diye e buyrun o zaman, siz bileceksiniz bu işi de.
Sizi çok iyi anlıyorum. Bende doğu'da bir köy okulunda öğretmenim.Dil problemi var arapça konuşuyorlar yanımda sürekli küfür ediyorlar anlamıyoruz diye. Ayağım geri geri gidiyor. Memlekete gelince cennete gelmiş gibi oluyorum. Gitmek için gün sayıyorum artık. Sadece öğrenci ile bitmiyor ki kültür farklı, insanlar farklı. Alışmak çok zor oluyor. Ayrıca idare de çok bunaltiyor. Gün sayıyorum oradan gitmek için. Arapça hakaret bile yemişim farkında olmadan. Nasıl olacak bilmiyorumÖncelikle çok şükür mesleğim var. Buralara gelmek için çok çalıştım. Ama meslekten beklentim bu değildi. Okulların açılması yaklaştıkça kabuslar görüyorum. İnanın sınıftan kac kere ağlayıp çıktım. Kaç kere sinir krizi geçirdim bilemiyorum.
Ben sınıf öğretmeniyim. Doğuda bir köy okulunda görev yapıyorum. Kalabalık bir sınıf. okulun en kalabalık sınıfı,tek şube. Ben daha önceden özel eğitimde çalıştım çeşitli kurumlarda 1 yıl ve çok mutluydum öğrencilerimi çok severdim. Her gruptan çocukla çalıştım. Düşük maaş alıyordum ama çok seviyordum mesleği. Her gün yeni bir macera gibi gelirdi kendimi gelistirmek için fırsatlar yaratırdım.
Ama atandıktan sonra her şey değişti. Hayatımda bu kadar davranış sorunu olan öğrenciyi bir arada görmedim bir iki değil ciddi anlamda çok. Öyle basit sorunlar gelmesin aklınıza dersin ortasında masanın üzerine çıkıp sela okuyan mi dersiniz,arkadaşının dudağını patlatan mi,yumruk yumruğa kavgalar,arkadaşını ısırmalar, kapıyı açıp sınıftan kaçmalar... Bir de ben hep iyilikle güzellikle demokratik yaklaştım, empati yapmaya çalıştım. Çocuklar ise evde hep bastırılmış,şiddet görmüş. Başka dil, anlaşma yolu bilmiyor. Benim otoritemi saymiyorlar bu yüzden. Üstelik ders başarısı da çok düşük. Ve Allah şahidim ben 1.siniflar okuma öğrensin diye çoğu zaman teneffüs yapmadım. Teker teker hepsiyle ilgilendim, bıkmadım,kızmadım. Her tenefüs farklı bir öğrenciyle okuma yaptım. Ama okulda idareciler tarafından sürekli eleştirildim ,senin öğrencilerin niye böyle ,niye ogrenemediler, öğrenmeyen kalmayacak,veliler ilgilenmez sen öğreteceksin, alan dışı olan idareciler bile bana akıl verdi şöyle yap böyle yap. Beden eğitimi derslerinde beden eğitimi yapmam sıkıntı oldu,çocukları çok dışarı çıkartıyormuşum. Daha az tenefus yapmalıymışım,sınıfım çok pismiş. Atandığım ilk haftası müdür beni odasına çağırıp sen sınıf yönetimi ne demek biliyor musun dedi. Müdür yardımcısı bana 10 kişilik sınıfı örnek gösterdi. O sınıftaki öğrenciler çok temizmis,çok usluymuş. Bu muamele sadece bana yapılıyor üstelik. Sene içinde kaç defa idarenin odasına çağırılıp azar işittim bilmiyorum. Çok soğudum meslekten,çok bunaldım. Acaba sorun bende mi diye farklı yerlerde çalışan arkadaşlarıma sınıf içi durumları anlatınca hepsi şok oluyor. Bizim öğrencilerimiz de yaramaz ama seninkiler farklı diyor hepsi
Veli toplantısı düzenlemelisiniz öğrencilerde toplantıda olmalı terbiye aile ile başlar arkadaşlıklar ve çevre ile devam eder çocukların çoğu evde başka okulda başkadır kendinizden odun vermeden önce notlarından bahsederek sonra ödevlerini yapıp yapmadıklarını sonra okulda nasıl davrandıkları ni aile bilmeli her çocuk ve ailesi ile sırayla konusun hepsi bir odada olmasın sırayla odaya alıp konusun verilerle bence düzelme olur ve bu kadar kibar olmayın derse girdiğinizde dersi bölen her öğrenciden kaanat notu düşeceğini bildirin ödevlerine odaklanması için veli grubu acin aileler çocuğunu kontrol etsin öğrenmen dersleri anlatır aileden gelir davranış ve saygı ailenin ogretemedigini kimse ogretemezÖncelikle çok şükür mesleğim var. Buralara gelmek için çok çalıştım. Ama meslekten beklentim bu değildi. Okulların açılması yaklaştıkça kabuslar görüyorum. İnanın sınıftan kac kere ağlayıp çıktım. Kaç kere sinir krizi geçirdim bilemiyorum.
Ben sınıf öğretmeniyim. Doğuda bir köy okulunda görev yapıyorum. Kalabalık bir sınıf. okulun en kalabalık sınıfı,tek şube. Ben daha önceden özel eğitimde çalıştım çeşitli kurumlarda 1 yıl ve çok mutluydum öğrencilerimi çok severdim. Her gruptan çocukla çalıştım. Düşük maaş alıyordum ama çok seviyordum mesleği. Her gün yeni bir macera gibi gelirdi kendimi gelistirmek için fırsatlar yaratırdım.
Ama atandıktan sonra her şey değişti. Hayatımda bu kadar davranış sorunu olan öğrenciyi bir arada görmedim bir iki değil ciddi anlamda çok. Öyle basit sorunlar gelmesin aklınıza dersin ortasında masanın üzerine çıkıp sela okuyan mi dersiniz,arkadaşının dudağını patlatan mi,yumruk yumruğa kavgalar,arkadaşını ısırmalar, kapıyı açıp sınıftan kaçmalar... Bir de ben hep iyilikle güzellikle demokratik yaklaştım, empati yapmaya çalıştım. Çocuklar ise evde hep bastırılmış,şiddet görmüş. Başka dil, anlaşma yolu bilmiyor. Benim otoritemi saymiyorlar bu yüzden. Üstelik ders başarısı da çok düşük. Ve Allah şahidim ben 1.siniflar okuma öğrensin diye çoğu zaman teneffüs yapmadım. Teker teker hepsiyle ilgilendim, bıkmadım,kızmadım. Her tenefüs farklı bir öğrenciyle okuma yaptım. Ama okulda idareciler tarafından sürekli eleştirildim ,senin öğrencilerin niye böyle ,niye ogrenemediler, öğrenmeyen kalmayacak,veliler ilgilenmez sen öğreteceksin, alan dışı olan idareciler bile bana akıl verdi şöyle yap böyle yap. Beden eğitimi derslerinde beden eğitimi yapmam sıkıntı oldu,çocukları çok dışarı çıkartıyormuşum. Daha az tenefus yapmalıymışım,sınıfım çok pismiş. Atandığım ilk haftası müdür beni odasına çağırıp sen sınıf yönetimi ne demek biliyor musun dedi. Müdür yardımcısı bana 10 kişilik sınıfı örnek gösterdi. O sınıftaki öğrenciler çok temizmis,çok usluymuş. Bu muamele sadece bana yapılıyor üstelik. Sene içinde kaç defa idarenin odasına çağırılıp azar işittim bilmiyorum. Çok soğudum meslekten,çok bunaldım. Acaba sorun bende mi diye farklı yerlerde çalışan arkadaşlarıma sınıf içi durumları anlatınca hepsi şok oluyor. Bizim öğrencilerimiz de yaramaz ama seninkiler farklı diyor hepsi